Ceza Hukukunda soruşturma ve sonrasında kovuşturma aşamasında adli makamlarca tutuklama, yakalama, gözaltı, arama, el koyma gibi koruma tedbirlerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırı bir şekilde uygulanması durumunda haksız tutuklama, yakalama, gözaltı, arama ve el koyma söz konusu olur. Haksız ve kanuna aykırı bir şekilde üzeri veya evi aranan, gözaltına alınan, yakalanan, tutuklanan, makul sürede yargılanmayan, el koyulan eşyaların korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyaları süresi içerisinde iade edilmeyen kişiler devletten bu haksız işlemler nedeni ile tazminat talep etme hakkına sahiptirler.

Adli makamlarca koruma tedbirleri uygulanarak yürütülen soruşturma ve kovuşturmada, soruşturma aşamasında savcılık tarafından takipsizlik veya kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından beraat kararı verildiğinde kişi hakkında koruma tedbirlerinin haksız uygulandığı tespit olunmuş olur. Takipsizlik veya beraat kararından sonra, hakkında haksız koruma tedbiri uygulanan kişi, devlet aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açarak söz konusu koruma tedbirinin uygulanması neticesinde uğradığı maddi ve manevi zararları tazmin edebilir.

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davası  

Haksız koruma tedbirlerinin uygulanması nedeniyle açılacak tazminat davası Maliye Hazinesi aleyhine, yani devlete karşı açılan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesinde düzenlenen bir tazminat davasıdır. Tazminat davası, beraat veya takipsizlik (kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) kararının kesinleştiğinin davacıya tebliğinden” itibaren 3 ay ve her halükarda kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Bu süreler hak düşürücü süreler olup bu sürelerin geçmesiyle dava açma imkanı ortadan kalkmaktadır. Bu sürelerin beklenmeyeceği istisnai haller aşağıda açıklanmıştır.

Bu davalar tazminat talep edenin ikametgahının bulunduğu yer ağır ceza mahkemesinde açılır. Tazminat talep edenin ikametgahında ağır ceza mahkemesinin olmaması halinde en yakın ağır ceza mahkemesi yetkili ve görevlidir.

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davasının Açılabileceği Haller

Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasının açılabileceği haller CMK’nın 141. Maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu madde;

(1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,

b) Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,

c) Kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

f) Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,

g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan,

h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,

i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

k)Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan’’ şeklindedir. Yukarıda belirtilen durumlarının birinin dahi oluşması halinde kişi Tazminat davasının beraat veya takipsizlik (kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) kararının kesinleştiğinin davacıya tebliğinden” itibaren 3 ay ve her halükarda kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde açılabileceğini izah etmiştik. Ancak yargıtayın yerleşik emsal kararlarında yukarıda belirtilen maddelerden b,c,d,h,i,j,k bentlerinde belirtilen hallerde hükmün verilmesi veya kesinleşmesi (yargılamanın tamamlanması) beklenmeksizin tazminat davasının açılabileceği benimsenmiştir. Yani kişi yukarıda sayılan bentlerdeki hallerin gerçekleşmesi durumunda yargılamanın bitmesini beklemeden haksızlığı gerçeklemesi ile devlete karşı tazminat davasını açabilecektir.

Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat İsteyemeyecek Kişiler

CMK’nın 144. Maddesinde tazminat talep edemeyecek kişiler açıklanmış olup bu kişiler;

- Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâle dönüşenler,

- Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler,

- Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler,

- Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlardır.

Hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Verilen Kişilerin Açabileceği Tazminat Davası

Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen kişilerin denetim süresini herhangi bir kasıtlı suç işlemeden geçirmeleri halinde denetim süresinin bitiminde davanın düşmesine karar verilir. Bu düşme kararının verilmesinden itibaren 3 ay içerisinde kişiler devlete karşı maddi manevi tazminat davası açabileceklerdir.

Haksız tutuklama, arama, gözaltı, yakalama veya elkoyma nedeniyle açılacak tazminat davası; adli makamların kişi özgürlüğüne haksız müdahalesinin ve ortaya çıkan ihlallerin etkilerini gidermek amacıyla açılan bir davadır. Hakları ihlal edilen kişilerin tazminat taleplerinde istenilen sonuca ulaşılabilmesi için davanın bir avukat vasıtasıyla takip edilmesi tavsiye edilmektedir.

Av. Gözde ÇINĞI & Av. Berna SULU