Hukuk fakültesi son sınıf öğrencilerinden aldığım sorular üzerine bu yazıyı kaleme alma gereği duydum. Yazıda “Hukuk Fakültesi 4. Sınıf Öğrencisi Olmak” yerine “Hukuk Fakültesi Son Sınıf Öğrencisi Olmak” başlığını kullanmayı tercih ettim. Aslına baktığımızda 4. sınıf, hukuk fakültesinin son sınıfıdır ama ne yazık ki 4. sınıf olmak mezun olmayı garantilemez. Hukuk fakültesine başladığımın ilk haftasında üniversitedeki bir hocam “Hukuk fakültesi dört görünümlü beş yıldır.” demişti. Büyük bir heyecanla hukuk fakültesine başlamış bir öğrenci olarak daha ilk haftada bu cümleyi duymak beni endişelendirmişti. Endişelenmem daha sonra lehime oldu, bu sayede epey ders çalıştım. Mizahı ve anılarımı bir kenara bırakırsak elbette her hukuk fakültesi öğrencisi okulunu dört senede bitirmek ister. Sadece başarısızlık sonucu olarak değil örneğin üniversiteler arası yatay geçiş hâlinde de öğrencinin okulu uzayabilmektedir. Tabii ki hukuk fakültesini dört senede bitirmek mutluluk vericidir, fakat okulun uzaması da dünyanın sonu değildir.

Hukuk fakültesi son sınıf öğrenci olmak, gerek mezun olma telaşı gerekse de meslek kaygısı güdülmesi nedeniyle zordur. Bu yazıyı kaleme almamın bir amacı da öğrencilerin kafasındaki soru işaretlerini gidermek ve böylelikle ufak da olsa rahatlamalarını sağlamak. İfade etmek gerekir ki yazıda belirtmiş olduğum düşünce ve tavsiyeler aynı evrelerden geçmiş birisi olarak tecrübe ve gözlemlerimin bir sonucudur; herhangi bir bağlayıcılığı bulunmamakta ve başarı garantisi vermemektedir.

Hukuk fakültesi mezunlarının meslek olanakları oldukça geniştir. Bu nedenle mezuniyet aşamasına gelmiş bir öğrenci öncelikle hangi mesleği icra etmek istediğine karar vermelidir. Kararsız kalan bir öğrenci mezun olduktan sonra bulduğu her sınava girmeye başlar. Her sınavda başarılı olmaya çalışan bir öğrenci çok parçaya bölünmek zorunda kalır, bu da başarısızlığa yol açabilir. Donanımlı, kendini geliştirmiş bir öğrenci elbette sınavların hepsinden başarılı olabilir fakat hiç icra etmeyeceği mesleklerin sınavlarına çalışmak ve girmek hem maddî hem manevî olarak kişiyi yorar.

Avukat olmak isteyen bir öğrencinin mezun olduktan sonra mümkün olan en kısa sürede avukatlık stajını başlatmasında fayda vardır. Hukuk fakültesi yıllarının verdiği yorgunlukla bir müddet dinlenme hayali kurulmamalıdır. Çünkü avukatlık stajını başlatmak için ilgili belgeler toplanıp, baroya başvurulduğu zaman avukatlık stajı hemen başlatılmaz. Baronun yapacağı ilk yönetim kurulu toplantısında stajyer adayının durumu görüşülür, bu da ortalama üç haftayı bulur. Bu sürenin dinlenmeyi düşünenler için yeterli olacağı kanaatindeyim. Avukatlık stajı; ilk altı ayı adliyede, ikinci altı ayı avukat yanında olmak üzere toplam bir senedir. Çoğu avukat stajyeri ilk altı ayında da bir ofiste avukat yanında çalışır. Özellikle avukat olmak isteyen bir kişinin ilk altı ayında da avukat yanında çalışmasında fayda vardır. Öğrenciler genelde hangi şehirde avukatlık stajı yapacağı endişesi taşırlar. Bu konudaki tavsiyem avukatlık mesleği nerede icra edilecekse o şehirde avukatlık stajının yapılmasıdır. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki avukatlık stajına X şehrinde başlayan bir avukat stajyerinin ücretsiz bir şekilde stajını Y şehrine taşıyabilme imkânı vardır. Hatta X şehrinde staj tamamlandıktan sonra ‘staj bitim belgesi’ almak suretiyle Y şehrinde de avukatlık ruhsatnamesi başvurusunda bulunulabilir. Bunun yanında avukatlık ruhsatnamesi alındıktan sonra başka şehre -ücret karşılığında- taşıma olanağı da vardır. Avukat olma hedefi taşıyan bir öğrenci, “Müvekkil bana ortalamamı mı soracak? Ortalamam düşük veya yüksek olmuş ne fark eder?” gibi düşünceler içerebilir. Bu gibi düşünceler çok da yanlış sayılmaz; müvekkil, avukatın lisans ortalamasını sormaz. Fakat öğrencinin ortalamasının yüksek olması, konuları iyi öğrendiğini gösterir ve avukatlık mesleğini icra ederken de bunun faydasını mutlaka görecektir.

Hâkim-savcı olmak isteyen bir öğrenci, sınava ilişkin kitapları edinmeli ve çalışmalıdır. Sınav genelde aralık ayında olmakla birlikte başvuru ve sınav tarihleri takip edilmelidir. Yazılı sınavı geçen kişiler, sözlü sınava(mülakata) girmeye hak kazanırlar. Mülakata girmeye hak kazanan adaylar, mülakat tarihini de takip etmelidir.

Kurum avukatı olmak isteyen bir öğrenci, sınava ilişkin KPSS kitapları edinmeli ve çalışmalıdır. Sınava ilişkin tarihler takip edilmelidir.

Bir yüksek lisans öğrencisi olarak en çok soru aldığım konu olması sebebiyle özellikle üzerinde durmak istediğim husus da yüksek lisans yapmak ve akademisyen olmak üzerinedir. Yüksek lisans, çoğu üniversitede özel hukuk ve kamu hukuku olmak üzere ikiye ayrılır. Ender de olsa bazı üniversitelerde her derse ayrı olarak veya spesifik alanlarda(fikri mülkiyet hukuku gibi) da yüksek lisans olabilmektedir. Hâkimlik sınavı, çalışmak için yeterli zaman olması nedeniyle genelde mezuniyet sonrasında çalışılan bir sınavdır. Fakat mezun olduktan sonra vakit kaybetmeden yüksek lisansa başlamak isteyen bir kişi, henüz öğrenciyken bazı sınavlara hazırlanmalı ve gerekli puanlarını almalıdır. Bu bağlamda öğrenci, öğrencilik yıllarında ALES ve YDS/YÖKDİL’e girmelidir. Her üniversite, yüksek lisans için yabancı dil şartı aramamakta olup öğrenci hangi üniversitede yüksek lisans yapmayı arzuluyorsa ona göre çalışmalı ve puanlarını almalıdır. Örneğin bazı üniversiteler yabancı dil puanı aramaz iken bazı üniversiteler en az 50/55 yabancı dil puanı isteyebilmektedir. Yalnızca yabancı dil sınavına girmiş olma şartı isteyip baraj şartı koymayan üniversiteler de vardır. Yüksek lisans ilanları, her üniversitenin internet sitesinde enstitülere ilişkin sayfasında yayımlanır. Bu nedenle hangi üniversitede yüksek lisans yapılmak isteniyorsa o üniversitelerin internet siteleri takip edilmelidir. Örneğin Ankara Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmak isteyen bir kişi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne ilişkin internet sitesini takip etmelidir. Yüksek lisans ilanları genelde haziran ile eylül ayları arasında yapılır. Bazı üniversiteler güz döneminin yanında bahar döneminde de yani aralık ile şubat ayları arasında da yüksek lisans ilanı yayımlar. Yabancı dil puanı şartı aramayan üniversiteler genel olarak başvuran adayların ALES puanının %50’si ile lisans ortalamasının %50’sini toplar ve bir ön değerlendirme yaparlar. Yüksek lisans kontenjanın iki veya genelde üç katı sayıda aday yazılı/sözlü sınava çağrılır. Bu nedenle ALES ve lisans ortalaması ne kadar yüksek olursa o kadar iyidir. Yazılı veya sözlü sınav yapmak üniversiteden üniversiteye değişmekle birlikte yazılı sınav mı yoksa sözlü sınav mı yapılacağı yüksek lisans ilanında belirtilir. Hatta hem yazılı sınav hem sözlü yapan üniversiteler de mevcuttur. Yazılı/sözlü sınava giren adayların nihai değerlendirmesi de her üniversitenin kendi uyguladığı sisteminde farklı olmakla birlikte genel olarak ALES puanının %50’si, lisans ortalamasının %20’si, yazılı/sözlü sınav puanının %30’u toplanmak suretiyle yapılır.

Akademisyen olmak isteyen öğrencilere tavsiyem, mevcut sistemde yürürlükte olan 09.11.2018 tarihli 30590 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav İle Giriş Sınavlarına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” hükümlerini okumalarıdır. Mezkur yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasına göre Devlet yükseköğretim kurumlarının araştırma görevlisi kadrolarına başvurularda tezli yüksek lisans, doktora veya sanatta yeterlik eğitimi öğrencisi olmak şartı aranır. Yani araştırma görevlisi olmak isteyen bir kişi öncelikle yüksek lisans öğrencisi olma şartını taşımalıdır. Aday, ALES puanı ve yabancı dil puanı bakımından donanımlı olmalıdır ki araştırma görevlisi olmak için başvuru yaptığında ön değerlendirme neticesinde sınava girmeye hak kazanabilsin. Ön değerlendirme, ALES puanının %60’ı ile yabancı dil puanının %40’ı toplanmak suretiyle yapılır. Sınava girmeye hak kazanan adaylar sınava çağrılır ve bir nihai değerlendirme yapılır. Nihai değerlendirme ise ALES puanının %30’u, yabancı dil puanının %10’u, lisans ortalamasının %30’u ve her üniversitenin kendi yaptığı giriş sınavının %30’u toplanmak suretiyle yapılır.

Hukuk fakültesi son sınıf öğrencilerine yönelik, tecrübe ve gözlemlerime dayanarak, yoğun talep alan meslekler hakkında özet mahiyetinde bu değerlendirmenin faydalı olması ve başarı dileklerimle.

Av. Zeliha Büşra TANIR