Anayasa Mahkemesi 25/7/2019 tarihinde E.2017/18 numaralı dosyada, 9/11/2016 tarihli ve 6756 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Millî Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesi Hakkında Kanun’un 104. maddesinde yer alan “Harp Akademileri, askerî liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatılmıştır.” cümlesi ile 105. maddesindeki “…Millî Eğitim Bakanlığınca, giriş sınavlarının yapıldığı tarihte aldıkları ortaöğretim yerleştirme puanları dikkate alınarak durumlarına uygun okullara,” bölümünün Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine karar vermiştir.

Dava Konusu Kurallar

Dava konusu kurallar, Harp Akademileri, askerî liseler ve astsubay hazırlama okullarının kapatılmasını ve buradaki öğrencilerin durumlarına uygun okullara yerleştirilmesini öngörmektedir.

İptal Talebinin Gerekçesi

Dava dilekçesinde özetle TSK’nın temelini oluşturan askerî liseler, astsubay hazırlama okulları ile harp akademilerinin, mevcut öğrencilerin kazanılmış hakları gözetilmeden kapatılmasının eğitim ve öğrenim hakkını ihlal ettiği; adı geçen okullardan daha önce mezun olanlarla okulun kapatılması nedeniyle başka okullara nakledilen öğrenciler arasında eşitsizlik oluşturulduğu belirtilerek kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Olağanüstü hâl KHK’larının kanunlaşmasından sonra bu kanun hükümlerinin Anayasa’ya uygunluğunun denetlenmesinde ilgili kuralın olağanüstü hâlin gerekli kıldığı durumlarla ilgili olup olmadığının ve buna bağlı olarak tabi olduğu sınırlama rejiminin tespiti gerekir. Zira söz konusu düzenlemelerde olağanüstü hâlle ilgili kuralların yanında olağanüstü hâlle ilgisi olmayan kurallara da yer verilmesi bu tespitin yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Kanunlaştırılarak yargısal denetime açılan bir kuralın Anayasa’nın olağanüstü dönem için öngördüğü denetim rejimine tabi olabilmesi için kuralın olağanüstü hâlin gerekli kıldığı durumla ilgili olması gerekmektedir. Buna göre kural, ilk olarak olağanüstü hâlin ilanına sebep olan tehdit veya tehlikelerin giderilmesine yönelik olmalıdır. Bunun yanı sıra söz konusu kural olağanüstü hâl süresiyle sınırlı uygulanmalıdır. Dolayısıyla bu nitelikleri taşıyan bir kuralın Anayasa’ya uygunluk denetiminde olağanüstü hâllerde temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının sınırlanmasını ve durdurulmasını düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi esas alınmalıdır.

Kuralın olağanüstü hâlin ilanına neden olan tehdit veya tehlikelerin giderilmesine yönelik olmadığı ya da olağanüstü hâlin süresini aştığı durumlarda ise söz konusu kuralın Anayasa’ya uygunluk denetiminde Anayasa’nın 15. maddesi dikkate alınamaz. Bu durumda kurala ilişkin inceleme, sınırlamaya konu hakkın düzenlendiği Anayasa maddesi başta olmak üzere Anayasa’nın ilgili hükümleri ile olağan dönemde hak ve özgürlükleri sınırlama ve güvence rejimi bakımından temel öneme sahip olan Anayasa’nın 13. maddesi bağlamında yapılmalıdır.

Ülke güvenliğinin sağlanmasında doğrudan sorumlu olan TSK’nın bu sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirebilmesi için askerî personel eğitim sisteminin yeniden yapılandırılmasına yönelik düzenlemeler yapılması kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamındadır. Askerî personel eğitim sisteminde yapılan değişikliğin amaçlanan kamu yararını gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği ise yerindeliğe ilişkin olup anayasallık denetiminde gözetilebilecek bir husus değildir.

15 Temmuz darbe teşebbüsünün FETÖ/PDY tarafından TSK içindeki mensupları vasıtasıyla gerçekleştirildiği, yargı mercilerince tespit edilmiştir. Örgüt hakkında yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda; örgütün en çok önem verdiği ve en fazla kadrolaştığı devlet kurumunun TSK olduğu, bu kadrolaşmasının uzun yıllar önce başladığı ve gizlilik içinde yürütüldüğü tespit edilmiştir. Albay ve generalliğe kadar yükselen örgüt mensupları darbe girişiminden sonra yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda belirlenmiş ve bu kişiler ordudan ihraç edilmiştir.

Belirtilen durum karşısında adı geçen örgütle mücadelenin etkin bir şekilde sürdürülebilmesi, darbe tehdidinin giderilebilmesi ve tekrar etmesinin önlenmesi için yetkili makamlarca bazı tedbirlerin alınması kaçınılmaz hâle gelmiştir. Bu tedbirlerden biri de askerî personel yetiştirme sisteminin yeniden yapılandırılmasıdır.

Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun ülke genelinde olağanüstü hâl ilan edilmesine 21/7/2016 tarihinde karar vermesinden sonra 669 sayılı KHK’nın 104. maddesiyle askerî liseler, astsubay hazırlama okulları ve harp akademilerinin kapatılması öngörülmüştür. Anılan düzenlemeler 6756 sayılı Kanunla aynen kabul edilerek yasalaşmıştır.

Askerlik hizmetinin millî güvenliğin sağlanmasındaki önemi ve ağırlığı gözetildiğinde TSK’nın personel rejimi veya askerî personelin eğitim sistemi konusunda diğer kamu kurumlarına nazaran farklı uygulamalar ve tedbirler öngörülmesi olağan karşılanabilir. Özellikle olağanüstü hâl ilanına neden olan olayın TSK içindeki bir örgüt tarafından gerçekleştirilen darbe teşebbüsü olduğu gözönünde bulundurulduğunda, kuralların darbe tehdidinin giderilmesi ve bir daha tekrarlanmaması amacıyla getirildiği anlaşılmaktadır.

Kurallarla anılan öğrencilerin sadece kapatılan eğitim kurumlarındaki eğitim ve öğrenime erişmelerine bir sınırlama getirilmiş, eğitimine devam eden öğrencilerin Millî Eğitim Bakanlığınca, giriş sınavlarının yapıldığı tarihte aldıkları ortaöğretim yerleştirme puanları dikkate alınarak durumlarına uygun okullara nakledilmeleri sağlanmıştır. Böylece millî güvenliğin, demokratik anayasal düzenin ve kamu güvenliğinin sağlanması ve korunması yönündeki kamu yararı ile eğitim ve öğrenim hakkı arasındaki makul denge gözetilmiştir. Bu yönüyle kuralların eğitim ve öğrenim hakkına orantısız bir müdahalede bulunduğu, dolayısıyla ölçüsüz olduğu ileri sürülemez.

Askerî liseler ve astsubay hazırlama okullarından mezun olanlar ile bu okullarda öğrenimine devam etmekte iken okulların kapatılması nedeniyle başka okullara nakledilenler aynı hukuki konumda değildir. Dolayısıyla belirtilen kişiler arasında eşitlik karşılaştırması yapılamaz.

Kurallar Anayasa’nın olağan dönem hukuk düzeni yönünden öngördüğü güvence rejimini aşan bir düzenleme öngörmediğinden Anayasa’nın 15. maddesi yönünden ayrıca incelenmemiştir.

Açıklanan gerekçelerle kurallar Anayasa’ya aykırı bulunmayarak iptal taleplerinin reddine karar verilmiştir.

>> AYM KARARI İÇİN TIKLAYINIZ