GİRİŞ
Kentsel dönüşüm mevzuatının ana kaynağı olan 6306 sayılı Kanun’un 6. Maddesinin 15. Fıkrasında, Kanun kapsamındaki uygulamaların gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak “başkanlıkça lisanslandırılacak kuruluşlar” ın faaliyet göstereceği hükme bağlanmıştır.[1] Daha sonra Uygulama Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle Kentsel Dönüşüm ve Müzakere Kuruluşları adı altında ticari şirketlerin kurulması, faaliyet konuları ve çalışma usullerini düzenleyen değişiklik 09.11.2024 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
Kanun ve Yönetmelikle faaliyetine imkan tanınan bu kuruluşları temel alan çalışmamız, iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümün konusu Yönetmeliğe göre kuruluşların, faaliyet izni almaları için gerekli şartlar ile verecekleri hizmetin temel özelliklerinin açıklanmasıdır. İkinci bölümde ise uygulamada karşılaşılabilecek sorun ve tereddütler örnekleme yöntemiyle açıklanmış, tespit ettiğimiz örnekler üzerinden, Kentsel Dönüşüm ve Müzakere Kuruluşlarının hizmetlerinin zaman ve kapsam yönünden sınırlarının belirlenmesi yönünde görüş ve önerilerimiz yer almaktadır.
1. BÖLÜM - KURULUŞLARIN FAALİYET ALANI
a-Genel Bilgi
Kentsel Dönüşüm Danışmanlık ve Müzakere Kuruluşları; Madde 15/B- (Ek:RG-21/5/2024-32552) (7) (1) “Kentsel dönüşüm danışmanlık ve müzakere kuruluşları, Kanunun 6 ncı maddesinin on beşinci fıkrası kapsamında faaliyet göstermek için Başkanlık tarafından lisanslandırılan ticaret şirketleridir. Bu kuruluşlar, Kanun kapsamındaki uygulamalar ile bu uygulamalar için karar alınması ve uygulamaların yürütülmesi süreçlerinde danışmanlık ve uyuşmazlıkların çözümü alanlarında faaliyet gösterir.”
Bu esasa göre lisanslandırılmış şirket, 6306 sayılı Kanun kapsamında kalmak kaydıyla” yapı malikleri ile kiracı ve sınırlı ayni hak sahiplerinin”[2] başvurması ile “uygulamalar için karar alınması”na yönelik olarak hizmet verecektir. Kanun koyucunun burada maliklerin uygulamalar için alacağı kararları işaret ettiği konusunda tereddüt yoktur. Yönetmelikte de bu kuruluşların yaptırım özelliği taşıyan herhangi bir karar alma yetkilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Görev tanımlarının, danışmanlık ve uyuşmazlıkların çözümü niteliği taşıdığı ve “kanun kapsamı” ile sınırlı olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu haliyle kuruluşun, dönüşüm sürecinde ilgililerine rehberlik edeceği, ortaya çıkan problemlerin çözümüne katkı sağlamaya yönelik hizmet vereceği söylenecektir.
Yönetmelikte “uyuşmazlık” kelimesinin kullanılmasının yerinde olmadığını belirtmek isteriz. Nitekim “uyuşmazlık” kelimesi taraflar arasında çıkar çatışmasının olduğu halleri de içine alan bir anlam ifade etmektedir. Bu anlamıyla kendini gösteren bir uyuşmazlığa etki edecek her tespit, yargılama usul ve kuralları sınırını ihlal edebilecektir. Bu sebeple Yönetmelikte kullanılan uyuşmazlık kavramının tarafların menfaatlerinin çatışmadığı, aksine birbirini destekleyen ve çoğaltan özellik taşıdığı ortak menfaatlerinin sağlanması yönünde görüş aykırılıklarının çözüme ulaştırıldığı bir alan olarak benimsenmesi ve anlamlandırılması hukuka ve amaca uygun olacaktır.
Kentsel Dönüşüm Müzakere ve Danışma Kuruluşlarının faaliyetleri sınırlı sayıda olan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden olmadığını belirtmek isteriz.[3] Alternatif yöntemlerin her biri için ayrıntılı hukuki düzenlemeler mevcuttur. Düzenlemelerinde süreç sonunda, taraflarca anlaşmaya verılması halinde çözüm yönteminin bağlı olduğu mevzuat gereğince ilgililerine hak ve yükümlülükler getirmektedir. Bu nedenle kuruluşların faaliyetlerinin genel çerçevesini belirledikten sonra, yetki gaspı sayılabilecek faaliyetleri, hizmet sınırlarının net biçimde çizilmesi yönünde, ayrıntılı düzenleme yapılması ile önlenebilecektir. Yazımızın 2. Bölümünde bu konuya, uygulamada karşılaşılması muhtemel örnekler vererek ayrıca değinilmektedir.
b-Faaliyet İzni Almak İçin Gereken Şartlar ve Çalışma Usulü
Uygulama Yönetmeliği’nde madde 15/B 2. Fıkra Kentsel dönüşüm danışmanlık ve müzakere kuruluşlarında inşaat mühendisi, harita mühendisi, mimar, şehir plancısı, değerleme uzmanı ve hukukçu istihdam edilmesi zorunlu olup, çalışanların mesleklerinde fiilen en az beş yıl çalışmış olmaları, Başkanlıkça veya Başkanlıkça uygun görülen kurum ve kuruluşlarca düzenlenecek eğitim programlarına katılmaları gereklidir.”
Çoğu zaman Kentsel dönüşümle ilgili ortaya çıkacak problem ve anlaşmazlıklar ancak birden fazla meslek grubunun uzmanlık bilgileri ile çözümlenebilir. Riskli yapı tespitinden yeni binanın tamamlanmasına kadar geçecek süreçte sağlıklı önerilerde bulunabilmek için, harita, kadastro, imar, inşaat, değerleme ve hukuk disiplinlerinden uzmanların bir arada değerlendirmelerine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu sebeple yönetmelikle kuruluşlarda, sayılan meslek gruplarından ayrı ayrı en az birer kişinin istihdam edilmesi şartı getiriliştir. Ayrıca bu kişilerin mesleklerinde fiilen en az beş yıl çalışmış olmaları, Başkanlıkça veya Başkanlıkça uygun görülen kurum ve kuruluşlarca düzenlenecek eğitim programlarına katılmaları gerekliliği bulunmaktadır.
Bu gereklilikler yerine getirildikten sonra aday kuruluş, yönetmeliğin 15/B maddesinin 4. Fıkrasında sayılan bilgi ve belgeleri tamamlayarak faaliyet izni almak için Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’na müracaat edecektir. Uygun bulunan şirketler, “Kentsel Dönüşüm Danışmanlık ve Müzakere Kuruluşu” sıfatıyla ülke genelinde başlangıçta üç yıl geçerli olmak üzere hizmet vermeye başlayabileceklerdir. İzin belgesi almaya hak kazanan şirketlerden 600.000 TL tutarında nakdi veya teminat mektubu istenecektir.
Kuruluşların görüşmelerini gerçekleştirmek amacıyla yeteri kadar toplantı ve özel görüşme odası bulundurmaları gerekmektedir. (md 15/B- 7) Kuruluşlara; yapı malikleri ile kiracı ve sınırlı ayni hak sahipleri veya kanuni temsilcileri başvuruda bulunabilirler. (md 15/B- 7)
Yönetmeliğin çeşitli hükümlerinde, kuruluşların faaliyetlerinin aksi kararlaştırılmadıkça “gizlilik” ilkesi çerçevesinde tarafsızlık ve özen yükümlülüğüne bağlı kalarak yapılacağı, mevzuatta belirtilenler dışında başka bir ticari faaliyette bulunamayacakları belirtilmiş, hizmetin sonucu olarak kuruluş tarafından bir rapor hazırlanacağı,[4] hizmet bedellerinin her yıl Başkanlıkça belirlenen tarifelere göre belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Bu aşamaya kadar Yönetmelik hükümlerinden hareketle lisanslandırılmış bu kuruluşların, tarafları bir araya getirerek uygulama işlemleri önündeki tereddütleri kaldırma görevinin bir tür arabuluculuk özelliği taşıdığı görülse de; esas itibarıyla faaliyetin sonunda bir rapor hazırlanacak olması, faaliyetin istisnasız ihtiyari özellik taşıması gibi sebeplerle arabuluculuk faaliyetinden temelde ayrıldığı söylenebilir.[5] Ancak kuruluşların faaliyetleri sonunda hazırlayacakları raporda, bilimsel ve teknik dayanaklar kısmı varken, “gerekçeli sonuç” kısmının bulunması gerekliliği de ilgi çekicidir. Özellikle Yönetmelikte kuruluşlara verilen yetkinin danışmanlık ve müzakere olduğu gözetildiğinde, ancak verilecek bir kararın, bilimsel ve hukuki mesnedi olan “gerekçe” kelimesinin kullanılmış olmasının tartışmaya açık olduğunu belirtmek isteriz.
Bu nedenlerle Uygulama Yönetmeliği ile yetkilendirilecek olan kuruluşların, danışmanlık ve müzakere hizmetlerini amaçlarına uygun ve yarar sağlayacak şekilde ifa edebilmelerinin sağlanması için, tereddütlerin ortadan kaldırmaya yönelik ayrıntılı düzenleme yapılması gerekliliği yönündeki görüşümüzü tekrarlamak isteriz.
Yönetmelikte görev tanımı yapılırken “uygulamaların yürütülmesi” ifadesinin kullanılması sebebiyle şirketlerin faaliyetlerinin zaman açısından sınırının, yeni binada iskan ruhsatı alınmasına kadar devam edeceği kanaatindeyiz. Nitekim “uygulama” ifadesi riskli yapının yerine yeni binanın tamamlanması tarihine kadar olacak zaman dilimini kapsamaktadır.
Konunun teknik ve hukuki boyutlarının kapsamlı ve ihtimallere bağlı olduğu bir vakıadır. Hizmet alan kişiler sürece dair, her türlü problemine haklı olarak cevapla net bir çözüm beklentisi içinde olacaklardır. Bu aşamada nesnel tespitler yaparak güvensizlik ve belirsizliği ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır.
2. BÖLÜM
Giriş
Kentsel Dönüşüm Müzakere ve Danışmanlık şirketlerinin faaliyetlerinin amacının “uygulamaların yürütülmesi” ile tanımlandığını ifade etmiştik. 6306 sayılı Kanun’un 2. Bölümünde 3. 4. 5. ve 6. maddelerinde kentsel dönüşüm sürecinde uygulama usul ve kuralları Ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu sebeple kuruluşların faaliyet alanları saydığımız 4 madde çerçevesinde, ilgililerin karar almasına rehberlik etmek, uygulama işlemlerinin yürütülmesine katkı sağlamak yönünde olacaktır. Aşağıda, 6306 sayılı Kanun’un sistematiğini takip ederek maliklerin öncelikle anlaşma sağlamaları halinde gerçekleştirebilecekleri uygulama işlemlerinden örnekler verilmiş, Kentsel Dönüşüm Müzakere ve Danışma Kuruluşlarının bu sürece olası katkıları değerlendirmeye alınmıştır.
Çoğu zaman taşınmaz malikleri, yıllardır ikamet ettiği, alıştığı bir düzenin, mekanın ortadan kalkması sonucunu doğuracağı için kentsel dönüşüm sürecine manevi yönden de uzak durmaktadır. Süreçte fiilen belki de yaşamları boyunca maddi hiçbir ortaklık yapmayan kişilerin, birbiri ile uyum içinde olması gerekliliği doğmaktadır. İlgililer ancak kendi yararına da olacağının tartışmasız biçimde ortaya konulduğu uygulama işlemlerinde sağlıklı karar alabileceklerdir. Kanun koyucu bu güven ve belirlilik ortamının sağlanması için Kentsel Dönüşüm ve Müzakere Kuruluşlarının faaliyet göstermeleri yönünde hukuki düzenleme yapmıştır.
6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği Kapsamında Kuruluşların Faaliyet Alanlarına İlişkin Örnekler
- Riskli binanın yıkılmasına gerek olmadan, güçlendirmesinin teknik ve bilimsel olarak mümkün olduğu durumlarda güçlendirme kararının alınması için maliklerin 4/5 çoğunluk ile karar alması gerekir. Güçlendirmenin tabi olduğu kanun Kat Mülkiyeti Kanunu’dur. Yazımızda kuruluşların, 6306 sayılı Kanun kapsamında yer alan uygulama işlemleri ile sınırlı olarak faaliyet gösterebilecekleri açıklanmıştır. Ancak karar nisabı Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi olsa da 6306 sayılı Kanun’da açıkça güçlendirme kredisi verilmesine imkanı tanınması sebebiyle[6] Riskli yapılarda güçlendirme yapılmasının mümkün olduğu hallerde Kentsel Dönüşüm ve Müzakere Kuruluşlarının danışmanlık hizmeti verebileceği, rapor hazırlayabilecekleri kanaatindeyiz.
- Riski yapı tespit usulü konusunda hukuki ve teknik bilginin verilmesi: Bazı maliklerin yapılacak tespite muhalif olmaları durumunda kentsel dönüşüm sürecine girilmediği takdirde olası afetlerin bilimsel veriler ışığında muhtemel sonuçları,
- Riskli yapı tespitinin maliklerce karar alınması suretiyle yapılmasına karar verilmesi halinde, işlemin mevzuata uygun şeklide yapılması için danışmanlık, karşılaşılabilecek maddi külfetler ve karara itiraz usulü konusunda bilgilendirme,
- Riskli yapıların bulunduğu parsellerde, yapılar yıktırılmadan önce, parsellerin tevhidi münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılması, ifraz, terk, ihdas gibi imar mevzuatının özellikli konularında bilgilendirme yapılması;
- Kentsel dönüşüm sürecinde kira yardımı, hibe ve kredi gibi avantajlar konusunda danışmanlık verilmesi;
- Belediye özelinde imar durumunun çıkartılarak yeni yapıdaki inşaat alanının, komşu parsellerin durumu da dikkate alınarak belirlenmesi, imar artışı ihtimallerinin tespiti,
- Binayı yenileme işleminde; arsa payı karşılığı, götürü bedel ya da hasılat paylaşımı usullerinden avantajlı olanın tespiti;
- Riskli binanın yıkılması ve yenilenmesinin özel koşulları da değerlendirerek ortalama ne kadar zaman içinde tamamlanabileceği;
- Çoğunluk kararına katılmayan maliklerin hakları ile maruz kalacağı hukuki yaptırımlar konusunda bilgilendirme yapılması, rapor hazırlanması;
- Çoğunluk kararı ile sürece başlanmasına karar verildiği taktirde yüklenicilerden gelen tekliflerin değerlendirilmesi yönünde nesnel tespitler yapılarak rapor hazırlanması;
- Yüklenicilerden gelen tekliflerin avantaj ve dezavantajları yönünden değerlendirilmesi maddi boyutları, paylaşım esasları tüm maliklerin eşit hak ve borçlara sahip olup olmadığının tespitinin yapılması birden fazla teklif içinde hangisinin daha avantajlı olduğunun tespiti;
- Yüklenici ile akdedilecek sözleşmelerde, avan projelerde, imar mevzuatına aykırılık olup olmadığı, inşaat ruhsatının alınmasından iskana kadar olan süreçte aleyhe gelişebilecek ihtimaller konusunda rapor hazırlanması süreçte yüklenici ya da bazı kat maliklerinin haksız çıkar sağlayabilmelerine olanak tanıyan sözleşme hükümlerinin önlenmesi, İmar durumuna göre mevzuata aykırı olan ilerde iskan izni alınmasını da zorlaştıran uygulama ve yapılaşmayı engelleyici yönde danışmanlık;
- Yüklenici ile sözleşme öncesi müzakere ve danışmanlık: Sürecin hızlı sağlıklı ve verimli şekilde işlemesi diğer yandan ileride uyuşmazlık çıkmasını önleyici tedbirlerin sağlanması, bu yeni bina yapım işinde, tarafların hak ve borçlarının net biçimde ortaya konulmasının sağlanması;
- Sadece arsa payı değil yeni yapılacak binada ki değerleme ilkelerine göre paylaşım yapılmasının gerekliliği yönünde danışmanlık;
- Yüklenici ve arsa maliklerinin yükümlerini ifadan kaçınmaları ihtimallerini de gözetilerek sözleşmeye bu yönde cezai hükümler ile teminat alınmasının önerilmesi, maliklerce bu konuda karar verilmiş ise cezai şartların ve belirlenen teminatların amaca uygun olup olmadığı
- 6306 sayılı Kanun’un 6. Maddesinin 14. fıkrasına göre sözleşmeye göre yeni yapım işine başlamayan veya yapım işini Kanun’da tarif edildiği şekilde erteleyen yüklenicilerle yapılan sözleşmelerin feshi için idari müracaatın yapılması[7] gibi burada sayılanlara sınırlı olmayan konularda müzakere ve danışmanlık faaliyetlerinde bulunulabilir.
SONUÇ
Çalışmamızda kentsel Dönüşüm ve Müzakere Kuruluşlarının hukuk düzenimize girmesinin sebebi, faaliyet alanları ile hangi konularda hizmetlerini ifa edebilecekleri açıklanmaya çalışılmıştır. Öncelikle konu 6306 sayılı Kanun ile Uygulama Yönetmeliği’nin lafzına bağlı olarak değerlendirilmiş, karar alınması gerekli dönüşüm işlemlerinden, uygulamada çokça rastlanan örnekler verilerek izah edilmeye çalışılmıştır.
6306 sayılı Kanun’da süreç, yapının riskli olup olmadığını tespit iradesi ile başlayıp, binanın yenilenmesi ve iskan izni alınmasına kadar devam eden özelliği ile bir bütün olarak değerlendirilebilir. Mevzuatta bu sürecin tamamına yönelik olarak, karar alınması gereken işlemlerde, Bakanlık tarafından denetlenen ve uzmanların istihdam edildiği bir kuruluşa, köprü vazifesi görerek taraflar arasında yaşanacak tereddütlerin giderilmesi ve karar alınmasını kolaylaştırıcı olması yönünde yetki verilmiştir.
İlgili mevzuatın kentsel dönüşüm mevzuatına dahil edilmesindeki amaç dikkate alınarak kuruluşların faaliyetlerinde saydığımız örneklerle sınırlı olamamak üzere, kentsel dönüşümde uygulama işlemlerinin temas ettiği ve maliklerin karar alması gereken her konuda bilgilendirme ve danışmanlık yapabileceği, hizmet sonunda tespit edilen hususları gerekçesiyle rapora bağlayabileceği sonucu çıkmaktadır.
Kuruluşların faaliyete geçmesi ile riskli yapılar sebebiyle can ve mal güvenliği tehlikesinin bertaraf edilmesi yönünde dönüşüm sürecine bir ivme kazandıracağı kanaatindeyiz. Ancak Kanun ve Yönetmelikle, faaliyetlerinin genel hatları belirlenmiş olan kuruluşların amaca uygun hizmet sağlayabilmeleri için görev alanları ve çalışma usulleri konusunda ayrıntılı hukuki düzenlemeye ihtiyaç bulunduğu yönündeki görüşümüzü de tekrarlamak isteriz.

Av. İrfan NİĞDELİ
-----------------
[1] (Ek:7/11/2023-7471/10 md.)19 Bu Kanun kapsamındaki uygulamalar ile bu uygulamalar için karar alınması ve uygulamaların yürütülmesi konularında Başkanlıkça lisanslandırılacak kuruluşlar faaliyet gösterebilir. Lisanslandırılacak kuruluşlarda, inşaat mühendisi, harita mühendisi, mimar, şehir plancısı, değerleme uzmanı ve hukukçu istihdam edilmesi mecburidir. Lisanslandırılacak kuruluşların haiz olması gereken şartlar, bu kuruluşlarda görev alacak personelin sayısı, niteliği, çalışma usul ve esasları ve diğer hususlar Başkanlıkça hazırlanacak yönetmelik ile belirlenir. Başkanlık bu kuruluşların faaliyetlerini denetlemeye yetkilidir.
[2] Md.15/b-9 Kuruluşlara; yapı malikleri ile kiracı ve sınırlı ayni hak sahipleri veya kanuni temsilcileri başvuruda bulunabilirler.
[3] Bu yöntemler arasında “uzlaşma”, “ hakem heyeti” , “arabuluculuk”, “tahkim” ve “sulh” sayılabilir. Tüketici uyuşmazlıklarında “hakem heyeti” ve vergi uyuşmazlıklarında “uzlaşma” kurumu uzun yıllardan beri uygulanmaktadır. Kaynak: Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri Sempozyumu Sonuç Bildirgesi.
[4]Md.15/B-12/c Kuruluşlar, bu faaliyetleri sonunda yapılan incelemeler ve değerlendirmeler ile tarafların anlaştıkları hususları içerir gerekçeli bir rapor düzenler. Bu raporda aşağıdaki hususlar yer alır: 1) Taraflara ait bilgiler. 2) Başvuru tarihi ile raporun düzenlenme tarihi. 3) İncelemenin konusu. 4) Kuruluşlardan gözlemlenmesi ve incelenmesi istenen unsurlar. 5) İnceleme yöntemi. 6) Bilimsel ve teknik dayanaklar. 7) Gerekçeli sonuç. 8) Kuruluşların unvanı, sicil numarası ve yetkililerin imzası.
[5]Md. 15/B -12/a Kuruluşlar, tarafların her biriyle ayrı ayrı veya birlikte görüşebilirler. Kuruluşlar tarafından yürütülen müzakere sürecine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya vekilleri aracılığıyla katılabilirler. Taraflar; kuruluşlara başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. Taraflar gerek Kuruluşlara başvururken gerekse tüm süreç boyunca eşit haklara sahiptirler.
[6] Madde 6/(8) Riskli alan ve rezerv yapı alanı dışında olup da bu Kanunun öngördüğü amaçlar bakımından güçlendirilebileceği teknik olarak tespit edilen yapılar için, Cumhurbaşkanınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde Başkanlıkça dönüşüm projeleri özel hesabından güçlendirme kredisi verilebilir
[7] (Ek:4/7/2019-7181/24 md.) Bu Kanun kapsamındaki alanlarda ve parsellerde; oy birliği ile anlaşma sağlanmasından veya hisseleri oranında paydaşların salt çoğunluğu ile karar alınmasından sonra müteahhitten kaynaklanan sebeplerle, bir yıl içinde yeni yapının yapım işine başlanmamış veya yapım işi belirli bir seviyede durdurulmuş ve en az altı aydır projenin bitirilmesini gerektirecek seviyede ekip ve ekipmanla inşai faaliyete devam edilmiyor ise, yapılan sözleşmelerin feshi için hisseleri oranında maliklerin salt çoğunluğu ile karar alınabilir. Bu karar ile birlikte Başkanlığa başvurularak yeni yapının yapım işine başlanıp başlanmadığının veya yapım işinin projenin bitirilmesini gerektirecek seviyedeki ekip ve ekipmanla devam edip etmediğinin tespiti istenir. Başkanlıkça; belirtilen durumların tespit edilmesi hâlinde, müteahhide otuz gün süre verilerek işe başlaması veya devam etmesi gerektiği, aksi takdirde bu sürenin bitim tarihi itibarıyla sözleşmelerin resen feshedileceği ihtar edilir. Bu ihtara rağmen işe başlanmaması veya devam edilmemesi durumunda, ayrıca ihtar çekmeye gerek kalmaksızın otuz günlük sürenin bittiği tarih itibarıyla hak sahipleri ile müteahhit arasında imzalanmış olan inşaat yapımına ilişkin sözleşmeler ilgililerinin muvafakati aranmaksızın resen feshedilmiş sayılır. Fesih sonrasında, taşınmazların siciline şerh edilmiş olan inşaat yapımına ilişkin sözleşmeler maliklerin veya Başkanlığın talebi üzerine terkin edilir. Fesih tarihine kadar yapılmış olan işler, devrolunan hisseler, yapılan ödemeler ve diğer hususlarda genel hukuk hükümleri uygulanır. Fesih tarihine kadar müteahhit tarafından hak sahiplerine yapılan kira yardımı ödemeleri hak sahiplerinden geri talep edilemez.





