Öncelikle müvekkilinizin korumaya değer hakkının hukuki nitelemesinin yapılması gereklidir. İlk yapılması gereken ayırtım ise; bir marka hakkından mı yoksa tasarım hakkından mı bahsedilmesinin gerektiği hususudur.

1- Tasarım hukuku görünüm hukukudur. Tasarım “görünümdür”. Endüstriyel yolla üretilen ürün tasarımlarına endüstriyel tasarım denmektedir. Bunlar seri imalata konu ürünlerdir.

Bu, bir ürünün veya ürün parçasının, ürün üzerindeki süslemenin çizgilerinin, renklerinin, dokunun, malzemenin, esnekliğin ve bunun gibi insan duygularıyla algılanabilen unsur ve özelliklerin; bunların tamamının veya bir kısmının bileşiminin ya da takımının görünümüdür (Ünal TEKİNALP, Fikri Mülkiyet Hukuku, 4.Bası, sayfa 610).

Tasarım hukuku görünüm hukuku olduğu için görünmeyen hususlar şartları bulunduğu takdirde patent veya faydalı model korumasının konusunu oluşturabilir. Bu itibarla, Müvekkilinizin ürününün şayet ürün bazında içerik olarak özellikleri var ise patent veya faydalı model çalışması yapılması önem arzetmektedir.

Bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir.

Tasarımın ayırt edicilik unsuru ise yeni olan bir tasarımı ortak özelliklerinin dışında ve bilgilenmiş kullanıcı gözüyle kıyaslanan diğer tasarımlardan farklı kılan ve böylece yeni olan bir tasarıma Sınai Mülkiyet Kanunu ile sağlanan hukuki korumanın da kapsamını belirleyen özelliktir.

Bu itibarla, yukarıdaki ilkeler eldeki somut olaya uygulandığında ambalaj üzerindeki görseli (şekli) ambalaj tasarımının belirleyici faktörü olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle de şirketin markası ve logosu yanısıra ambalajın tümünün BİR TASARIM OLARAK tescilinde ileriye dönük hakların muhafazasının Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında korunmasının sağlanması açısından büyük ve önemli bir fayda bulunmaktadır.

2- MARKA : “şekil+marka” ibaresinin marka tescilinin bulunmadığı durumlarında marka tescilinin yapılmasında yarar bulunmaktadır.

Marka tescili marka sahibine hukuk ve ceza davaları açma yetkisi vermektedir. Kanuni şartlar oluştuğunda marka sahibi 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca maddi ve manevi tazminat ile itibar tazminatını talep edebilir. SMK m.29 da belirtilen marka hakkına tecavüz fiillerinin gerçekleşmesi durumunda m.149’da düzenlenen 8 TALEP İLERİ SÜRÜLEBİLİR. Bunların en önemlisi maddi ve manevi zararın tazminini isteme hakkıdır. Bunun İÇERİĞİ de: Markaya tecavüz nedeniyle marka sahibinin uğradığı maddi kayıptır. (m.151 uyarınca; fiili zarar ve yoksun kalınan kazançtan oluşmaktadır.)

150. maddesinde ise “itibar tazminatı” olarak nitelenen; markaya tecavüz sayılan fiillerin herhangi birini işleyen kişilerin, hak sahibinin zararını karşılama yükümlülüğü düzenlenmiştir. Görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesidir.

Zaman Aşımı Süresi Marka hakkına sahip kişi tarafından, marka hakkına tecavüz ve ihlal hallerinin veya failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl ve öğrenmenin gerçekleşmiş olup olmamasına bakılmaksızın her durumda 10 yılın geçmesi ile birlikte dava zaman aşımı gerçekleşmiş olacaktır. Burada dikkat edilecek ve belirlenmesi gereken husus fiilin hala devam edip etmediğidir. Devam eden bir tecavüz durumunda zaman aşımı süresi başlamış kabul edilmez.

Ayrıca; MARKA HAKKINA TECAVÜZ NEDENİYLE ŞİKAYET EDİLEREK CEZA DAVASI AÇILMASI SAĞLANABİLMEKTEDİR.

Marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler uyarınca SMK Madde 30 a dayalı olarak; marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Yukarıdaki bilgilendirmelerden sonra;

3- UYUŞMAZLIKLARDA TASARIMIN TESCİL EDİLMEDİĞİ DURUMLARINDA YAPILABİLECEK HUKUKİ ADIMLAR İSE ŞUNLARDIR:

Bir endüstriyel tasarımın hükümlerine göre korunabilmesi için tasarımın tescil edilmesi gereklidir. Bu tescil ilkesi, tescilsiz tasarımların korunmayacağı anlamına gelmez. Tescilsiz tasarımlar genel hükümlere göre korunacaktır. Bundan kastedilen de haksız rekabet hükümleridir. Başka bir firmanın müvekkilinizin ambalajında kullanılan ayırt edici olarak görsel resmini ve dolayısıyla müvekkilinizin ambalaj tasarımını davalının haksız olarak menfaat edinecek şekilde kullanımı nedeniyle hukuki adımlar atılabilecektir.

Bunlar; a- X firmasının kullanımının tespit edilmesi için delil tespit davası değişik iş esası üzerinden sağlanabilir.

b-X firmasının kullanımı nedeniyle haksız rekabet oluşturduğu iddia edilerek dava açılabilir.

Fakat mevcut konuda dikkat edilmesi gereken önemli bir konu vardır o da ispat hukukuna ilişkindir. Tasarımlar için mutlak yenilik kriteri benimsendiğinden, bu husus mahkemece re’sen dikkate alınacaktır. Yargıtay uygulaması bu yöndedir. Mahkemeler bilirkişi raporu aldıklarında uzman bilirkişilerin raporlarını bu yönde hazırlaması beklenir. Bu nedenle de Müvekkilinizin bu ambalaj üzerindeki resmini, ambalajı kendisinin bulduğunu-çizdiğini çizdirdiğini yani tasarladığını ispat etmesi gerekir. Nitekim, Genel geçen internetten alınmış bir resim ise buna dayalı dava açmak neticesini öngörülemez olabilir. Ayrıca bu ambalajın önceden beri kullanıldığının da ispat edilmesi gerekecektir. Şayet belirtilen konularda çekince yok ise hukuki süreç başlatılarak netice alınabilecektir.