Milletin kendisi olmaktansa, vekili olmak iyidir.

         Çünki; millete dokunulur, vekile dokunulamaz,

         Millet hastahane kuyruklarında bekler, vekil beklemez,

         Millet asgari ücretten maaş alır, vekil azamiden,

         Milletin anası ağlar, vekilin ağlamaz.

 

         MAAŞIN MİLLİ GELİRE ORANI

 

         Milletvekili maaş ve yollukları, bırakın yurt içini, yurt dışındakilerden bile çok yüksektir.

         Türkiye’de kişi başına milli gelir 10.000 Dolardır. Milletvekili maaş ve yan ödemeleri 12.000 Tl. yani 8.000 Dolardır. Bu durumda vekilin bir aylık maaşının, kişi başına düşen senelik milli gelire oranı % 66’dır.

         İsviçre’de kişi başına düşen milli gelir 65.000 Dolardır. Yani Türkiye’nin altı katıdır. Milletvekili maaşı ise 4.200 Dolardır. Yani Türkiye’den azdır ve bir aylık maaşın, kişi başına düşen senelik milli gelire oranı % 6 dır.

         İspanya’nın kişi başı milli geliri 37.000 Dolardır. Milletvekili maaşı 2.312 Dolardır. Maaşın milli gelire oranı % 4 dür.

Türkiyedeki milletvekili maaşının, diğer ülkelere oranla çok yüksek olduğu görülmektedir. Ancak önemli olan çalışırken alınan maaş değildir. Milletvekilliği süresince yüksek maaş, yolluk alınabilir. Ancak bunların milletvekilliğinden ayrıldıktan sonra bile devam etmesi her türlü kurala aykırıdır.

        

         MİLLETVEKİLİ EMEKLİLİĞİ

 

         Milletvekilleri, süreleri bittikten ve Meclis’den ayrıldıktan sonra da “milletvekili emeklisi” sayılarak, bu yüksek oran üzerinden maaş almaktadırlar. Oysa “milletvekili emekliliği olamaz”. Bir kere milletvekilliği bir sürekli iş değildir. Seçimle gelinen, geçici bir görevdir.

         Örneğin; bir milletvekiline, mahkemede hakimin :

-“İşin ne ?” diye sorduğunu düşünelim. Vekil

-“Benim işim milletvekilliği” diyemez. Asıl işi ne ise, avukat, doktor, işçi ancak onu söyleyebilir. Bu bakımdan milletvekili emekliliği olamaz; olsa olsa vekillikte geçen süre, vekillerin eskiden bağlı bulundukları sosyal güvenlik kurumundaki kıdemlerine sayılabilir.

 

KIYAK EMEKLİLİK

 

Bir diğer anlaşılmaz durum da ”kıyak emeklilik”tir. Zaman zaman çıkarılan kanunlarla, emeklilik hakkını kazanamayan vekillere de emeklilik hakkı tanınmıştır. Bu yasalar Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş ancak “Anayasa Mahkemesinin kararlarının eskiye yürümeyeceği” kuralı nedeni ile, ilgili yasanın iptal edilmesine rağmen, vekiller –olmayan yasaya dayanarak- kıyak emekli maaşını almaya devam etmişlerdir.

Türk hukuk sisteminde “Anayasa Mahkemesinin kararlarının eskiye yürümeyeceği” kuralı “tamamen yanlış” uygulanmaktadır. Geriye yürüyemeyen kısım, yasanın çıktığı tarih ile, iptal edildiği tarih arasındaki ödemelerin geriye alınamayacağıdır. Kazanılmış hak, ancak bu süre zarfında yapılan ödemeler ve işlemlere mahsustur. Yoksa; iptal edilen ve  ortada olmayan bir kanuna dayanarak uygulamaya devam edilemez.

 

Hukuken; kıyak olan ve olmayan emekliliklerin iptal edilerek, bu güne kadar yapılan ödemelerin geri alınması gerekir.

 

DOKUNAMAZSIN

 

Bir diğer anlaşılmaz durum da “milletvekili dokunulmazlığı”dır. Meclisimiz, tarihin en yüksek dokunulmazlık dosyasına ulaşmıştır. 550 kişilik Meclis’de, milletvekilleri hakkındaki dokunulmazlık dosyası 789’a ulaşmıştır. Dosyaların dağılımında 20 kişi ile temsil edilen BDP’ye tam 537 dosya düşmektedir.

Milletvekilliği, suç işleme ayrıcalığı getiren bir makam değildir.

 

Milletvekili emekliliği” ve “milletvekili dokunulmazlığı”nın kaldırılması, bu makamı çok daha saygın bir konuma getirecektir ve yapılması gereken de budur.

 

Av.A.Erdem Akyüz

Hukukun Egemenliği Derneği

Genel Başkanı