7. YARGI PAKETİ

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 7. Yargı Paketi’nin neleri kapsadığı, icra ve iflas hukukundan, noterliğe, ceza muhakemesinden, infaz hukukuna, avukatlık ve adli yardımdan, arabuluculuğa kadar değişiklikleri kapsayan yargı paketinde öne çıkan başlıklar bu çalışmada incelenmiştir.

Genel olarak, adil yargılanma hakkının güçlendirilebilmesi amacıyla hukuk ve ceza yargılamasında istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru süreleri yeknesak hale getirilmekte ve tüm sürelerin başlangıcı kararın tebliğine bağlanmaktadır. Yine Teklifle, konut olarak kullanılan yerde haciz yapılması hâkim kararına bağlanmakta, ev eşyasının haczi yasaklanmakta, taşkın haczin önlenmesi için düzenleme yapılmakta ve zorunlu arabuluculuk alanı genişletilmektedir. Anayasa Mahkemesinde yargılaması devam eden uzun yargılamadan kaynaklı bireysel başvuruya ilişkin dosyalar bakımından Adalet Bakanlığı bünyesindeki Tazminat Komisyonuna müracaat imkânı getirilmektedir.

Söz konusu tasarının T.B.M.M ‘de yasalaşmış olması halinde hukuk aleminde yaratacağı yenilikler ise şöyle;

İcra ve İflas Kanunu Yönünden Yapılacak Yenilikler

Müddetler Başlaması ve Bitmesi

İcra ve İflas Kanunu 19. Maddesi ile Düzenleme altına alınan Müddetlerin Başlaması ve Bitmesi başlığı altında düzenlenen ikinci fıkrası devamına “Süre, hafta olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter.” Düzenlemesi eklenerek gün ile sayılan sürelerin hesaplanmasındaki mağduriyetlerin önüne geçilmesi teklif edilmektedir.  

Konutta Haciz

Kanuna ilk defa eklenen 79/a madde düzenlemesiyle “İcra müdürü, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunu tespit ederse, bu yerde haciz yapılmasına karar verir ve bu kararın onaylanması için dosyayı derhal icra mahkemesine tevdi eder.

Mahkeme, tevdi tarihinden itibaren en geç üç gün içinde dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunun anlaşılması halinde kararın onaylanmasına, aksi halde kaldırılmasına kesin olarak karar verir.

Haciz işlemi sırasında, haciz yapılan yerin konut olduğu anlaşılır ve borçlu da konutta haciz yapılmasına rıza göstermezse haciz işlemine son verilir ve müteakip işlemler hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanır.

İhtiyati haciz hakkında, bu madde hükmü uygulanmaz.”

Anılan teklif maddesinin yasalaşması sonrasında, icra müdürü tarafından konutta haciz yapılmasına karar verilmesi sonrasında, dosya icra mahkemesine gönderilecek ve tevdi tarihinden itibaren en geç üç gün içinde dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunun anlaşılması halinde kararın onaylanmasına, aksi halde kaldırılmasına karar verilecek.

Haciz işlemi anında gidilen adresin konut olduğu anlaşılır ise borçlunun hacze muvafakat etmemesi halinde konutta haciz yapılamayacak ve dosya hâkimin onayına sunulmak üzere mahkemeye sevk edilecek. Ancak genel mahkemeler tarafından verilecek İhtiyati haciz kararı hakkında, bu madde hükmü uygulanmayacak.

Konutta haciz düzenlemesinin teklif metninde yazıldığı hali ile yasalaşması halinde başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere İcra Mahkemelerinin iş yükü artacağı düşünülmektedir. Hatta bazı durumlarda oluşabilecek yoğunluk sebebi ile mahkemelerde iş yığılmalarına sebebiyet verilebilecektir.

Haczi Caiz Olmayan Mallar ve Hakların Kapsamı Genişliyor

İ.İ.K 82/3 fıkrasına eklenmek suretiyle, ev hacizlerini kapsayacak şekilde “bireylerine ait kişisel eşyalar ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden ev eşyaları haczedilemeyecek.” Böylece konutlarda ailenin yaşamını sürdürmesi için gerekli olan hiçbir eşya cebri icra hükümlerine tabi tutulamayacak ve muhafaza altına alınamayacaktır.

Aşkın Haciz Yapılmayacak

İ.İ.K 85/1 fıkrasının sonunu “alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı aşacak şekilde haciz yapılamaz.” şeklinde değiştirilerek borçlunun dosya borcunu aşar nitelikteki malına haciz konulmasının önüne geçilecek.

Ancak pratik uygulamada yapılacak fiili hacizlerde icra memurunun haczedilen her malın kıymetini haciz anında tayin edebilmesinin mümkün olmadığı yahut elektronik ortamda yapılan kaydi hacizlerde kanun uygulamasının tam olarak nasıl olacağını verilecek yargı kararları takip edeceğiz.  

İcra ve İflas Kanunu Cezai Hükümlerde itiraz Gün değil Hafta olarak Belirlenecek

İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.

Teklifle, sürelerin yeknesak hale getirilmesi amacıyla gün olarak belirlenmiş süreler hafta olarak düzenlenmekte ve tefhim usulü kaldırılmaktadır.

Kanun Yollarına Başvuru Süresi 2 Hafta Olacak

Başta 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunundan doğan uyuşmazlıklar ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu ve 4675 Sayılı İnfaz Hakimliği Kanununda yer alan Kanun Yoluna Başvuru Süreleri

(istinaf, temyiz) 2 Hafta olacak.    

Avukatlık Kanunu’nda Yapılacak Düzenleme ile Büro Kuracak Avukatlara Finansman Desteği Sağlanacak

Avukatların büro kurma giderlerinin karşılanması için kredi ve finans kuruluşları ile kredi veren kamu kurum ve kuruluşlarınca uygun şartlarda finansman desteği sağlanır. Desteğin sağlanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığı tarafından belirlenir.

Mesleğin ilk beş yılında olan avukatlardan baro keseneği (aidatı) alınmayacak.

 Baro keseneğinin yıllık miktarı, genel kurulca belirlenir ve her yılın ocak ve temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenir. (Ek cümle:11/7/2020-7249/12 md.) Şu kadar ki, mesleğin ilk beş yılında baro keseneği alınmaz. Vadesinde ödenmeyen keseneğe T.C. Merkez Bankası reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranında yıllık temerrüt faizi uygulanır.

Noterliklerce Yapılacak Elektronik İşlemler

Noterliklerde yapılan işlemlerde “elektronik ortamda güvenli elektronik imza kullanılarak noter huzurunda veya huzurda olmadan yapılabilecek noterlik işlemleri, el ürünü imzayla hazırlanıp güvenli elektronik imzayla Türkiye Noterler Birliğinin Bilişim Sistemine kaydedilen noterlik işlemleri ile 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nda tanımlanan zaman damgası kullanılmasının zorunlu olduğu noterlik işlemleri yönetmelikle düzenlenir. Belirlenen bu noterlik işlemlerine ilişkin tüm bilgi ve belgeler güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda işlenebilir, saklanabilir ve gerektiğinde ilgili diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilebilir. Ayrıca 61 inci maddede düzenlenen tespit işleri güvenli elektronik imza ile elektronik ortamda da yapılabileceği gibi aynı usulle elektronik ortamdaki durum, görüntü, işlem veya benzeri her türlü verinin tespiti de yapılabilir.”

Teklifle, el ürünü imzayla hazırlanıp güvenli elektronik imzayla bilişim sistemine kaydedilecek noterlik işlemlerinin yönetmelikle belirlenebileceği ve bu işlemlerin de gerektiğinde ilgili diğer kişi ve kurumlara elektronik ortamda gönderilebileceği açıkça düzenlenecektir.

Zorunlu Arabuluculuğun Kapsamı Genişleyecek

 Bazı uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk

MADDE 18/B- (1) Aşağıdaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır:

a) Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.

b) Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.

c) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.

ç) Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar.

(2) Taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıklarda anlaşma belgesi düzenlenirken taşınmazla ilgili kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilir.

(3) Taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklarda anlaşma belgesinin içeriği, asgari tarımsal arazi büyüklüğüne ve tarım arazilerinin bölünmesine ilişkin kanunlarda yer alan sınırlandırmalar ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılan planlara ve benzeri hususlarda kanunlarda düzenlenen hükümlere aykırı olamaz.

(4) Birinci fıkra uyarınca düzenlenen anlaşma belgesinin gereğinin taraflarca yerine getirilmemesi halinde uyuşmazlığın niteliğine göre 17/B ile 18 inci maddeler uyarınca icra edilebilirlik şerhinin alınması zorunludur.

Teklifle, kira, ortaklığın giderilmesi, kat mülkiyeti ve komşu hakkıyla ilgili uyuşmazlıklar dava şartı olarak arabuluculuk kapsamına alınacaktır.

Arabulucu olabilme Şartları Arasına 20 Yıl Kıdem Şartı

Teklifle, arabulucular siciline kaydedilebilmek için gerekli olan şartlarda değişiklik yapılarak yirmi yıl kıdeme sahip olanlar bakımından yazılı sınavda başarılı olma şartı kaldırılmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu’nda yapılacak Değişiklik İle Parasal Sınır Miktarı Değişecek

IV – Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri

1. Genel olarak

MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;

a) Bu Kanunda,

b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,

c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,

d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,

e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,

f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.

(2) (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri bir milyon Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır. Bu parasal sınır, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre artırılır.

Teklifle, asliye ticaret mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanan davaların değeri beş yüz bin Türk lirasından bir milyon Türk lirasına çıkarılmakta ve bunun her yıl yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmektedir.

Türk Ticaret Kanunu 17. Maddesinde Yapılan Düzenlemede

3. Dava şartı olarak arabuluculuk

MADDE 5/A- (Ek:6/12/2018-7155/20 md.)

(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.

Teklifle, ticari nitelikteki itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları bakımından dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilecektir.

Uyuşturucu ile Mücadele Yönünden

Uyuşturucu ile mücadele için önemli düzenlemeler

Bağımlılık yapma özelliği fazla olan sentetik uyuşturucu ve uyarıcı maddelere yönelik cezai yaptırımların daha caydırıcı hale getirilmesi amacıyla, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri ile amfetamin ve türevleri uyuşturucu madde olarak kabul edilerek bunlar da ceza kapsamına alınmaktadır. Böylelikle anılan maddelerin imal ve ticareti suçunun cezasının alt sınırı, 10 yıldan 15 yıl hapse çıkarılmaktadır.

Böylece sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri ile amfetamin ve türevlerinin imal ve ticareti suçuna ilişkin cezalar yarı oranında artırılarak ailenin, gençliğin ve toplumun korunması amaçlanmıştır.

Uyuşturucu imal ve ticareti ile daha etkin mücadele edilebilmesi için uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu için görevlendirilen gizli soruşturmacının hakim tarafından kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde ses veya görüntü kaydı yapabilmesine imkan sağlanmaktadır.

Elkonulan maddenin uyuşturucu madde olduğuna dair kesin rapor alındıktan sonra soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimliğince bu maddenin müsaderesine ve imhasına karar verilmesi zorunlu hale getirilmektedir. Böylelikle soruşturma veya kovuşturmanın kesinleşmesi beklenmeden uyuşturucu maddelerin imhası sağlanmış olacaktır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananlar ile bu amaçla uyuşturucu madde satın alan, kabul eden veya bulunduranlar hakkında uygulanacak tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri sürecinin daha etkin işletilebilmesi öngörülmektedir.

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanununa eklenen 12/A maddesiyle, uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü iyileştirme tedbirleri geliştirilmekte ve yükümlülüklerin takibi bakımından Cumhuriyet savcıları ile denetimli serbestlik uygulaması kapsamında görev alan personelin sorumlulukları ayrıntılı bir şekilde düzenlenmektedir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanların ceza infaz kurumunda tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılması zorunlu hale getirilmektedir.

Uyuşturucu bağımlısı suçluların tedavisi için özel cezaevleri kurulabilecek

Ayrıca tedavi ve rehabilitasyon programlarının uygulanacağı müstakil ceza infaz kurumlarının açılabilmesine veya mevcut ceza infaz kurumlarının bir bölümünün bu amaç için düzenlenebilmesine imkân tanınmaktadır.

Yine, uyuşturucu kullanmak suçundan dolayı mahkûm olup da denetimli serbestliğe ayrılan hükümlülere, ilaveten tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılma yükümlülüğü getirilmektedir.

Böylece Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananlar ile bu amaçla uyuşturucu madde satın alan, kabul eden veya bulunduranlar hakkında uygulanacak tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri sürecinin daha etkin işletilebilmesi amacıyla düzenlemeler yapılmaktadır.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Yapılan Değişiklikler

Eski hâle getirme dilekçesi

Madde 41 – (1) Eski hâle getirme dilekçesi, engelin kalkmasından itibaren iki hafta içinde verileceği hükme bağlanmaktadır. Eski düzenlemede bu 7 günlük süreye tabiydi.

Yine Cumhuriyet savcısının kararına itiraz

Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde itiraz edilebilecektir. Eski düzenlemede 15 gün olarak düzenlenmişti.

Sanığın duruşmada hazır bulunmaması başlıklı 193. Maddesine

“ 2) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir. “ 

 Şeklinde düzenleme yapılarak mahkumiyetin yanına ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri de eklenmiştir.

Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Madde 231

" (12) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına, gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren itiraz edilebilir. İtiraz mercii, karar ve hükmü inceler; usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılık tespit ettiği takdirde, gerekçesini göstererek karar ve hükmü kaldırır ve gereğinin yapılması için dosyayı mahkemesine gönderir."  şeklinde düzenleme getirilerek itirazın içeriğine ilişkin ayrıntılı düzenleme yapılmıştır.

CMK 294. Maddesine   "Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir."  şeklinde düzenleme eklenmiştir.

Anayasa Mahkemesinde bulunan bazı bireysel başvurular hakkında Komisyona müracaat

GEÇİCİ MADDE 2- (Ek:25/7/2018-7145/20 md.)

(Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında olup, münhasıran 1/1/2023 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvurular, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenir.

Komisyona müracaat, müracaat edenin kimlik bilgileri ile Anayasa Mahkemesine başvuru tarihi ve numarasını içeren imzalı bir dilekçeyle yapılır. Dilekçeye, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruya ilişkin form, kabul edilemezlik kararı ve bu kararın tebliğine dair belge ile ihlal iddiasına ilişkin diğer bilgi ve belgeler eklenir.

Müracaat evrakındaki eksikliğin giderilmesi için müracaat edene otuz günü geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde, geçerli bir mazeret olmaksızın eksikliğin tamamlanmaması hâlinde müracaat reddedilir.

Bu madde uyarınca Komisyona gelen müracaatlar bakımından 7 nci maddenin birinci fıkrasındaki dokuz aylık süre, on altı ay olarak uygulanır.

Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği ve mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılmış ve 1/1/2023 tarihi itibarıyla derdest olan bireysel başvuruların Anayasa Mahkemesinin iş yükünün azaltılması amacıyla, Mahkemenin vereceği kabul edilemezlik kararı sonucunda müracaat halinde Adalet Bakanlığı bünyesindeki Tazminat Komisyonu tarafından incelenerek çözüme kavuşturulmasına yönelik düzenleme yapılmaktadır.

6384 Sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun

Komisyon ve çalışma esasları

MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamında yapılacak müracaatlar hakkında karar vermek üzere Bakanlığın merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında çalışan hâkim ve savcılar arasından Adalet Bakanı tarafından atanacak yedi kişiden oluşan bir Komisyon kurulur. Komisyon Başkanı bu üyeler arasından Adalet Bakanı tarafından seçilir. Komisyon, iş durumuna göre üç üyeden oluşan heyetler halinde de çalışabilir. Heyetlerin başkanları Bakan tarafından; heyetlerin oluşumu ve yokluklarında birbirlerinin yerine bakacak üyeler ile iş bölümü Başkan tarafından belirlenir. Başkan, Komisyonun ve heyetlerin verimli ve uyumlu şekilde çalışmasından sorumludur.

(2) 9 uncu madde hükmü saklı kalmak üzere Komisyon üyelerine, başka bir görev verilmez.

(3) Komisyon asgari beş üyeyle, heyetler üye tam sayısıyla toplanır; kararlar salt çoğunlukla verilir.

(4) Komisyonun sekretarya hizmetleri Bakanlık tarafından yürütülür.

(5) Kamu kurum ve kuruluşları ile yargı mercileri, Komisyonun görevi kapsamında ihtiyaç duyduğu her türlü bilgi ve belgeyi gecikmeksizin Komisyona göndermek zorundadır.

Anayasa Mahkemesinde derdest olan bazı bireysel başvuruların Komisyon tarafından incelenmesinin öngörülmesi sebebiyle artacak iş yükü nazara alınarak Komisyonun üye sayısı artırılmakta ve iki heyet halinde çalışmasına imkân tanınacaktır.