İTHAF VE TEŞEKKÜR

Çalışmamızı 14.05.2023 tarihinde aramızdan ayrılan meslek büyüğümüz Av. Mehmet Sinan KOCAMEŞE’ye adamaktan onur duyar, çalışmamızda yol gösterici olan Av. Bilal KÖK’e teşekkür ederiz.

1- GENEL OLARAK

Nemo auditur propriam turpitudinem allegans, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını ifade eder bir hukuk terimidir.

Hukukun genel prensiplerinden olan “kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ilkesi, kişinin kendi kusuruna dayanarak hak elde etmesini engeller.

Özel hukuk kapsamında, özellikle sorumluluk hukukunda, kusur; kınanabilir bir davranış biçimi olup sorumluluğunun temel ögesidir.[1]

2- TİCARET HUKUKU KAPSAMINDA

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, Ticaret Mahkemesinden gelen dosya kapsamında, 07.11.2019 tarihli, 2018/1328 esas ve 2019/6943 karar sayılı kararının karşı oyunda “Türk Medeni Kanunu madde 3’te yer alan, kanunun iyi niyete sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır. Ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz. Kanun, dürüstlük kuralına aykırı tutum ve davranışı himaye etmez. Öte yandan, hukukun genel ilkelerinden biri de hiç kimse kendi kusuruna dayanarak başkalarından hak talep edemez (Kimse kendi kanunsuzluğundan faydalanamaz/Nemo auditur propriam turpitudinem allegans) ilkesidir.” ifadesine yer verilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 17.12.2015 tarihli, 2015/370 esas ve 2015/13583 karar sayılı kararında "hiç kimse kendi kusurundan kaynaklanan bir nedenle hak talep edemez" ifadesiyle Nemo auditur propriam turpitudinem allegans ilkesine atıfta bulunmuş ve hükme esas almıştır.

3- AİLE HUKUKU KAPSAMINDA

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel boşanma sebebidir. “Dava açan eşin, daha az kusurlu olması gerekir. Eğer davacının kusuru daha ağırsa, davalı eşin davaya itiraz hakkı olur. Yargıtay, boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmadığını, daha fazla kusurlu olan tarafın da dava hakkının bulunduğunu, ancak böyle bir davada boşanmaya karar verebilmek için, davalının az da olsa kusurunun bulunması gerektiğine hükmetmiştir.”.[2]

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 14.01.2020 tarihli, 2019/3313 esas ve 2020/153 karar sayılı kararında açıkça hiç kimsenin sırf kendi kusuruna dayanarak boşanma kararı elde edemeyeceği sonucuna varmıştır. Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 22.06.2017 tarihli, 2017/2761 esas ve 2017/8043 karar sayılı kararında; hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak dava açamayacağını belirtmiştir.

4- BORÇLAR VE SORUMLULUK HUKUKU KAPSAMINDA

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 08.06.2006 tarihli ve 2006/1867 esas ve 2006/1874 karar sayılı kararında “Öğreti ve uygulamada Borçlar Kanununun 44/1 maddesinin 2Hiç kimse kendi kusurdan yararlanamaz’ ilkesine dayandığı kabul edilmektedir.” ifadesiyle Nemo auditur propriam turpitudinem allegans ilkesinin borçlar hukukundaki varlığını kabul etmiştir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarihli ve 2005/15654 esas ve 2006/4848 karar sayılı kararında “Özellikle kendi muhafazasına terkedilmiş bir eşyanın asgari özen yükümlülüğünde korumak ve kollamak zorunda bulunmasına göre … bir kişinin zarara kendisinin kusuru ile sebebiyet vermesi halinde zarara o kişinin kendisinin katlanması gerektiği genel hukuk ilkelerindendir. Kaldı ki, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz.” ifadesine yer verilerek sorumluluk hukukunda da aynı ilkenin geçerli olduğunu belirtmiştir.

KAYNAKÇA

Oğuz, Habip: “Sorumluluk Hukukunda Kusur”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Yıl 2016, s. 273-286, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/981939 , (Erişim Tarihi: 20 Mayıs 2023).

Özel, Çağlar & Tatar, Erol: “Aile Mahkemelerinin Yapısı ve Kararları Üzerine Genel Bir Değerlendirme”, Sosyoekonomi, Yıl 2008, s.49-88, https://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423912509.pdf , (Erişim Tarihi: 20 Mayıs 2023).

--------------

[1] Habip OĞUZ, “Sorumluluk Hukukunda Kusur”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, S.28, Yıl 2016, s. 273.

[2] Çağlar ÖZEL & Erol TATAR, “Aile Mahkemelerinin Yapısı ve Kararları Üzerine Genel Bir Değerlendirme”, Sosyoekonomi, S.1 Yıl 2008, s.76.