1. GİRİŞ

T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından, 29.03.2025 tarihli ve 32856 sayılı Resmi Gazete’de, “Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) yayımlanmış ve bir kısım sağlık meslek grupları yönünden mesleki faaliyete ilişkin usule ve esasa dair düzenlemeler getirilmiştir. Yönetmelik'te, ilgili sağlık meslek mensuplarının (“SMM”) açması zorunlu tutulan sağlık meslek hizmet birimlerinin (“SMHB”) standartlarına, faaliyet, denetim ve kapatılma süreçlerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Yönetmelik’i psikologlar yönünden irdeleyeceğimiz bu çalışmamızda; öncelikle Yönetmelik ile getirilen düzenlemeler izah edilecek; akabinde hukuki ve pratik açılardan değerlendirmelerimize yer verilecektir.

2. HUKUKİ DAYANAK VE İLGİLİ MEVZUAT

- 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 50. ve ek 13. maddeleri,

- 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3. , 9. , ek 11. ve ek 19. maddeleri,

- 6283 sayılı Hemşirelik Kanununun 5. maddesi,

- 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 355. maddesi

3. YÖNETMELİKLE GETİRİLEN DÜZENLEMELER

- Yönetmelik’te SMHB; sağlık meslek mensuplarının mesleklerini serbest olarak icra ettikleri özel sağlık kuruluşu olarak tanımlanmış; klinik psikologlar ise SMM grubuna dahil edilmiştir. (Madde 4)

- SMHB, yalnızca Türk vatandaşı olan gerçek kişiler tarafından açılabilecektir. Tüzel kişilerin SMHB açması yasaklanmıştır. (Madde 5/1)

- SMHB, her biri ayrı ayrı ruhsat alan ve ayrı uygulama odalarına sahip olan en fazla üç klinik psikolog tarafından açılabilecektir. (Madde 5/2)

- SMHB açılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’na bağlı İl Sağlık Müdürlüğü’nden ruhsat alınması zorunlu kılınmıştır. Yönetmelik gereğince klinik psikologlar için ruhsat başvurusunda aşağıda yer alan belgeler talep edilecektir. (Madde 6/1)

1- Başvuru dilekçesi,

2- SMHB’nin hizmet vereceği bina için istenen belgeler:

2.1.- Tapu senedi veya kira sözleşmesi örneği

2.2.- SMHB’nin fiziki yapısını ve kullanım amacını belgeleyen ölçeklendirilmiş kroki

2.3.- SMHB’de yangına karşı gereken tedbirlerin alındığına dair yetkili merciden alınan belge

2.4.- SMHB’nin bulunduğu binanın yapı kullanma izin belgesi

2.5.- Tıbbı atık raporu ve tıbbi atıkların bertarafı için ilgili kurumla yapılmış sözleşme

2.6.- 01.01.2019 tarihinden önce yapı kullanma izin belgesi düzenlenen binalar ile yapı kayıt belgeli binalar için deprem dayanıklılık raporu

3- SMHB’nin tıbbi cihaz, ilaç, malzeme, araç ve gereç listesi:

3.1- Mesleki değerlendirme ölçekleri; standardize test bataryaları, gözlem, öykü alma, görüşme formlan, anketler, analiz ve kontrol/izleme listeleri, formları, şemalar

3.2- Psikolojik test materyalleri (ölçek, envanter, test ve benzeri)

4- SMHB’de çalıştırılacak personel için istenilen belgeler:

4.1.- SMM’nın Bakanlıkça tescilli diplomalarının Müdürlük tasdikli sureti

4.2.- Sağlık alanında çalışan diğer meslek mensuplarının diplomalarının Müdürlük tasdikli sureti

4.3.- İş sözleşmesi

4.4.- T.C. kimlik fotokopisi

4.5.- Adli sicil kaydı beyanı

- Yönetmelik’te başvuru yapılması akabinde yerinde inceleme öngörülmüştür. Başvuru evrakında eksiklik ve uygunsuzluk bulunmadığının tespiti halinde, komisyon tarafından, başvuru tarihinden itibaren en geç 30 iş günü içinde yerinde inceleme yapılacaktır. İnceleme sonucunda herhangi bir eksiklik ve uygunsuzluk olmadığının tespiti halinde ruhsat belgesi düzenlenecektir. (Madde 6/3,6)

- Yönetmelik’te SMHB ruhsatının devredilemeyeceği düzenlenmiş, böylelikle “ruhsat kiralama” şeklindeki uygulamanın önüne geçilmiştir. (Madde 7/1, 21/10) Ayrıca SHMB adresinin taşınması halinde, ruhsat başvuru işlemleri yeniden yapılacaktır. (Madde 7/2)

- SHMB’nin yeterli havalandırma ve aydınlatma ile sıcaklığı uygun düzeyde tutmayı sağlayan ısıtma ve soğutma sistemlerine sahip olması şartı aranmıştır. (Madde 10)

- SMHB’nin mekânsal standartları, %10’a kadar sapmalara izin verilmek üzere, aşağıdaki şekilde olmalıdır: (Madde 11)

- İçerisinde lavabo bulunan en az 10 m2 uygulama odası bulunmalıdır.

- Uygulama odası dışında asgari 8 m2 bekleme salonu bulunmalıdır. Fazladan oluşturulacak her uygulama odası için bekleme salonuna 5 m2 ilave edilir.

- Bekleme salonuyla bağlantılı bir konumda, el yıkama bölümü olan, kapısı dışarı doğru açılan veya sürgülü olan, gerekli hijyen şartlarını sağlayan, engelli kullanımına da uygun tuvalet bulunmalıdır.

- Her bir sağlık meslek mensubu için en fazla iki adet uygulama odası bulundurulabilir.

- SMHB’de yukarıda belirtilen tıbbi cihaz ve donanımın bulundurulması zorunludur.

- SMHB’de ruhsat belgesi ve diplomaların görünür yerde asılması zorunludur.

- SMM, yapılacak personel ve fiziki değişiklikleri en geç 10 iş günü içinde müdürlüğe bildirmek, kayıt ve arşiv sistemi oluşturmak ve kayıtların düzenli ve doğru bir şekilde tutulmasını sağlamak, başvuranların kayıtlarının, kişisel verilerin korunmasına yönelik mevzuata uygun tutulmasını sağlamak, çalışma gün ve saatlerini planlayarak müdürlüğe bildirmek ile yükümlü tutulmuştur. (Madde 12)

- Klinik psikologların, SMHB faaliyeti kapsamında, çalışma belgesi düzenlemek ve sair gereklilikleri yerine getirmek kaydıyla psikolog çalıştırması mümkündür. (Madde 13/1)

- SMM’nin sağlık meslek hizmet biriminde fiilen bulunamayacağı durumlarda müdürlüğe bildirim yapılması zorunlu kılınmıştır. (Madde 14/1)

- SHMB’de hekim tarafından tanısı konulan hasta bireylere yönelik sağlık hizmeti verilebileceği, ilgili hekim tarafından tanısı konulmuş, tedavi planı veya reçetesi düzenlenmiş hastanın SHMB’ne başvurabileceği düzenlenmiştir. (Madde 16/2-a)

- SMHB’de mesleğini serbest olarak icra eden SMM başka bir sağlık kuruluşunda çalışamayacaktır. (Madde 16/5)

- Yönetmelik’te SMHB tabelalarına da özel düzenleme getirilmiş; tabelada yalnızca SMM’nin adının ve unvanının kullanılabileceği, bina dış tabelasının 4 m2’den, bina içerisindeki tabelanın ise 40x60 cm’den büyük olamayacağı, dış tabelada “Özel Sağlık Meslek Hizmet Birimi” ibaresinin bulunması gerektiği ve en çok iki renk kullanılabileceği, düzenlenmiştir. (Madde 19)

- SMM, yalnıza bir SMHB açabilecektir. Böylelikle “şubeleşme” uygulaması yasaklanmıştır. (Madde 21/1)

- SHMB’nin yer aldığı bağımsız bölümün herhangi bir bölümünün amacı dışında kullanılması, SHMB’de başka bir mesleki faaliyette bulunulması yahut başka bir amaçla faaliyet gösterilmesi, bölümlerin kiralanması ve devredilmesi yasaklanmıştır. (Madde 21/2,3)

- SMHB yılda en az bir kere olağan denetime tabi tutulacaktır. (Madde 22/1)

- Tüm bu belirtilen kapsamda; SMM’nin kendi adına ruhsatlandırılmış SMHB olmadan danışmanlık, seans, eğitim ve sağlık hizmeti sunması yasaklanmıştır. (Madde 21/9)

4. LİSANS MEZUNU PSİKOLOGLARIN DURUMUNUN, İDARE HUKUKUNUN TEMEL İLKELERİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRMESİ

Yönetmelik’in de dayanak mevzuatı arasında yer alan 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun ek 13. maddesinde, klinik psikolog; psikoloji veya psikolojik danışma ve rehberlik lisans eğitimi üzerine klinik ortamlarda gerekli pratik uygulamaları içeren klinik psikoloji yüksek lisansı veya diğer lisans eğitimleri üzerine psikoloji veya klinik psikoloji yüksek lisansına ilaveten klinik psikoloji doktorası yapan sağlık meslek mensubu olarak tanımlanmış, hükmün devamında, klinik psikologların, psikoterapi uygulamaları gerçekleştirebileceği ifade edilmiştir.

Esasen kanun tarafından 06.04.2011 tarihinde getirilen bu düzenleme, psikoterapi için asgari şart olarak klinik psikoloji yüksek lisans eğitimini öngörmekteydi. Ancak uygulamada klinik psikologlara ek olarak; lisans mezunu psikologlar, çocuk gelişimi uzmanları, psikolojik danışmanlar gibi pek çok meslek grupları psikoterapi alanında faaliyet göstermekteydi. Yönetmelik ile getirilen ruhsat şartı ise kanun hükmü ile paralel şekilde, yalnızca klinik psikologların ruhsat alarak psikoterapi faaliyeti gösterebileceğini ve SMHB açabileceği düzenlemesini getirdi. Böylelikle fiili durumun, pratikte yaptırım öngörmeyen kanun hükmüne uygun bir hale getirilmesinin amaçlandığı kanaatindeyiz.

Konunun usul yönünden kanunilik ilkesine dair değerlendirmesine aşağıda yer verilecektir. Ancak bu aşamada, düzenlemenin idare hukukunda uygulama alanı bulan “kazanılmış haklar” ilkesine uygunluğu değerlendirilmelidir. “Kazanılmış hak”, yürürlükte bulunan hukuka göre bireyler lehine oluşan haklar ya da hukukî durumlardır. Bu haklar kazanıldıktan sonra herhangi bir kanun ya da idarî işlemle ortadan kaldırılamaz. Hukuk düzeni hakları ve menfaatleri koruduğu gibi kazanılmış hakları da korumaktadır. İdare hukuku alanındaki yargı kararlarıyla uygulama alanı bulan “Kazanılmış hak”kın istisnaları da mevcuttur. Danıştay bir kısım kararlarında; içtihadı birleştirme kararının veya kanunun yürürlüğe girmesi, hak düşürücü süresinin söz konusu hale gelmesi gibi durumları “Kazanılmış hak”kın istisnası olarak kabul etmiştir. Lisans mezunu psikologlar yönünden, mevcut uygulamanın “Kazanılmış hak” olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ise yargı kararları ile netlik kazanabilecektir. Düzenlemenin yönetmelik ile yapılmış olması ve 1219 sayılı kanunda açık bir yaptırım öngörülmemesi “Kazanılmış hak” olgusuna işaret etmekteyse de; 1219 sayılı kanun ile psikoterapi faaliyetinin klinik psikologlara özgülenmiş olması ve Yönetmelik’in dayandığı kanun hükmünün 06.04.2011 tarihinde yürürlüğe girmesi hususları, getirilen düzenlemenin “Kazanılmış hak”kın istisnası kapsamında değerlendirilmesi sonucunu doğurabilecektir. Öte yandan düzenlemenin kazanılmış hak ilkesine ek olarak; eşitlik, hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkeleri yönünden de değerlendirmeye ve eleştiriye açık olduğu kanaatindeyiz.

5. PSİKOLOGLAR YÖNÜNDEN ÖZELLİK TEŞKİL EDEN DÜZENLEMELER

Yönetmelik öncesi dönemde, başta Türk Psikologlar Derneği olmak üzere, bir kısım meslek kuruluşları, zümreler ve psikologlarca, “meslek yasası” zaruretinin bulunduğu, bu kapsamda öneri ve taslak çalışmalarının yapıldığı bilinmektedir. Ne var ki, yeni düzenleme, hem yönetmelik biçiminde tanzim edilmiş, hem de psikologlara özgülenmeksizin bir kısım meslek gruplarıyla ortak biçimde pek çok hükmü uygulamaya koymuştur. Kanaatimizce bu durum; ortak bir uygulama ve normlar bütünü geliştirebilmek amacıyla, sair meslek grupları yönünden gerekli olsa bile psikologlar yönünden gereklilik arz etmeyen ve pratik uygulama ile bağdaşmayan bazı düzenlemeler ile uygulamaya yönelik belirsizlikleri beraberinde getirmiştir.

5.1. SHMB’NİN FİZİKİ VE MEKANSAL STANDARTLARI

Çalışmamızın üçüncü başlığında izah edildiği üzere; Yönetmelik’in 10 ve 11. maddelerinde SMHB’nin taşıması gereken fiziki ve mekânsal standartlar, detaylı biçimde ve sayma yoluyla düzenlenmiştir. Düzenlemelerin gayesinin; bir kısım hastaların / danışanların asgari hijyen, güvenlik ve sair zaruri ihtiyaçları yönünden tüm SMHB’nin ortak standartlarını sağlamak olduğu düşünülmektedir. Bu düzenlemenin, yönetemelik kapsamında yer alan; hemşire, ebe, podolog gibi meslek grupları yönünden yerinde ve gerekli olduğu düşünülebilir. Ancak anılan fiziki şartların psikologluk mesleği ile ne denli örtüştüğü tartışma konusudur. Örneğin; uygulama odasına yönelik metrekare sınırlaması, uygulama odasında lavabo bulunması, en fazla iki uygulama odası sınırlaması, yahut tuvalet kapılarının yönü gibi detaylı fiziki şartların psikoterapi faaliyetine hangi ölçüde katkı sağlayacağı meselesi bir yana; yalnızca bu sebeplerle kişinin mesleki faaliyetinin engellenmesi, aşağıda değinileceği üzere; yargısal mercilerce, anayasal çalışma hakkı ve hürriyeti yönünden kısıtlayıcı nitelikte görülebilecektir.

5.2.EVDEN ÇALIŞMA” YOLUYLA ONLİNE PSİKOTERAPİ HİZMETİ VEREN KLİNİK PSİKOLOGLARIN DURUMU

Yönetmelikle birlikte tartışma konusu haline gelen bir diğer husus ise “evden çalışma” yoluyla faaliyet gösteren psikologların akıbetidir. Yukarıda izah edildiği üzere; Yönetmelik, klinik psikologların ruhsat ile faaliyet göstermeleri ve SHMB açmaları gerektiğini hükme bağlamıştır. Ne var ki uygulamada pek çok klinik psikolog “evden çalışma” yoluyla online psikoterapi faaliyetinde bulunmakta ve fiziki bir ortamda terapi hizmeti vermemektedir. Esasen Yönetmelik’te klinik psikologların “evden çalışma” yoluyla faaliyetleri açık biçimde düzenlenmemiştir. Ancak; Yönetemlik’in 21. maddesinde; SHMB’nin herhangi bir bölümünün amacı dışında kullanılması, SHMB’de başka bir mesleki faaliyette bulunulması yahut başka bir amaçla faaliyet gösterilmesi, bölümlerin kiralanması ve devredilmesi yasaklanmış, SMM’nin kendi adına ruhsatlandırılmış SMHB olmadan psikoterapi hizmeti sunması yasaklanmıştır. Ayrıca Yönetmelik’te 10 ve 11. maddelere herhangi bir istisna da getirilmemiştir. Anılan hükümler bir arada değerlendirildiğinde; klinik psikologların “evden çalışma” yoluyla online psikoterapi faaliyetinde bulunamayacakları yorumu Yönetmelik hükümlerine daha uygun görünmektedir. Bu durum; yönetmelikle korunması amaçlanan, danışan menfaatleri için getirilmiş, özellikle de fiziki ve mekânsal kriterlerin gayesinden uzaklaşmasına, bir kısım klinik psikoloğun mesleğini icra edemez hale gelmesine sebebiyet verebilecektir. Ancak belirtelim ki; idare tarafından, dar bir yorumla ve uygulamada mağduriyet oluşmasını engellemek maksadıyla, Yönetmelik’in 21. maddesinin, “evden çalışma”yı kapsamadığı, fiziki ve mekânsal şartlar ile ruhsat kriterlerinin yerine getirilmesi halinde “evden çalışma” yoluyla online psikoterapi faaliyetinin mümkün olduğu şeklinde yorumlanması da mümkün görünmektedir. Sonuç itibariyle; “evden çalışma” yoluyla online psikoterapi faaliyetinin akıbeti bakanlık uygulaması ve idare mahkemelerince verilerek kararlar ile şekillenecektir.

5.3. HEKİM TANISI VE ONAYI İLE PSİKOTERAPİ

Yönetmelikle birlikte; klinik psikologların, yalnızca hekim tarafından tanısı konulmuş ve tedavi planı oluşturulmuş hastalara yönelik hizmet sunabilmesine imkan tanınmaktadır. Getirilen düzenlemenin, psikolojik danışma hizmetine erişilebilirlik ve psikoterapinin bağımsızlığı ilkeleri yönünden eleştiriye açık yönü bir yana, hüküm yürürlükteki normlarla bağdaşmayan bir düzenleme öngörmektedir. Zira 22.05.2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik”te; klinik psikologların hekim teşhisine veya tedavi yönlendirmesine bağlı olmadan, “hastalık olmayan” durumlarda psikoterapi uygulayabilecekleri belirtilmiştir. Bu kapsamda her iki hükmün genel anlamda birbiriyle çelişen düzenlemeler içerdiği görülmektedir. Kapsayıcı bir yorum yapılması halinde ise; “hastalık olmayan” durumlarda doktor teşhisi olmadan psikoterapi uygulanabileceği; “hastalık olan” durumlarda ise danışanın öncelikle bir doktora giderek tanı alması, reçete yahut tedavi planı oluşturması, akabinde bu yönlendirme ile klinik psikoloğa başvurması gerektiği sonucuna ulaşılabilecektir. Klinik psikolog ise bu belgeleri kontrol edecek, akabinde her uygulama için bilgilendirilmiş rıza formu alacak, tüm bu bilgiler oluşturulan sisteme kaydedilecektir. Yukarıda belirttiğimiz üzere, izah edilen bu süreç tarafımızca yönetmeliklerin geniş bir çerçevede değerlendirilmesi sonucunda ulaşılan yorum olup, uygulama, yönetmelik hükümlerinin idarece yorumu sonucunda süreç içerisinde netleşecektir.

6. HUKUKİ DEĞERLENDİRME

Yönetmelik’in psikologlara ilişkin hukuki değerlendirmesinde bir kısım idare hukuku ilkeleri ve anayasal haklar karşımıza çıkmaktadır. İdarenin düzenleyici işlemi mahiyetinde ve çalışmamıza konu olan Yönetmelik; kanunilik ilkesi, eşitlik ilkesi, anayasal çalışma hakkı ve hürriyeti, kazanılmış haklar ilkesi ile hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri kapsamında değerlendirilebilir görünmektedir. Kanunilik ilkesi; idare hukukunun en temel ilkelerinden biri olup, idari işlemin ve idari kararların, başta anayasaya ve yasalara uygun olmasını ifade eder. Bu ilkeye göre; idare yalnızca yetki ve görev alanına giren hususlarda bireysel yahut düzenleyici idari işlem yapabilecektir. Bu ilkenin bir tezahürü olarak; anayasa ve kanuna göre daha alt seviyede düzenleyici işlem olan yönetmelikler, dayandığı kanun hükümlerinin çizdiği sınırlar dahilinde düzenleme yapabilecektir. Çalışmamıza konu düzenlemeler “Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmelik” adı altında bir yönetmelik şeklinde tanzim edilmiştir. Bu durumda ilk olarak Yönetmelik’in dayandığı kanun hükümleri değerlendirilmelidir. Psikologlar yönünden önem teşkil eden ve Yönetmelik’e dayanak oluşturan yasal mevzuat ise 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’dur. Ne var ki ilgili kanun hükümleri psikologlar yönünden incelendiğinde; düzenleme kapsamının soyut ve genel bir mahiyette olduğu, detaylı ve somut düzenlemelerin kanunda yer almadığı görülmektedir. Öte yandan; Anayasa’nın 13. maddesine göre; temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Anayasa’nın 48. maddesi ve devam eden hükümlerinde ise çalışma hakkı ve hürriyeti düzenlenmiştir. Dolayısıyla anayasal temel hak ve hürriyet niteliğinde olan çalışma hakkı ve hürriyeti Anayasa’nın 13. maddesine göre yalnızca kanunla sınırlanabilecektir. Psikologlar yönünden 1219 sayılı kanun hükümlerinin soyut ve genel düzenlemeler içerdiği, buna karşın Yönetmelik’te pozitif düzenlemelerin yanı sıra kısıtlayıcı düzenlemelerin de yer aldığı görülmektedir. Bu haliyle, başvuru içeriğinde yer alması halinde, Yönetmelik’in yargısal denetimde anılan hükümlere ve ilkelere aykırılığı değerlendirilebilecektir. İdarenin sağlık hizmetlerinde kalite ve güvenlik amacına ulaşabilmek adına yaptığı düzenlemelerin, yargısal denetimde, kanunilik ilkesi ve Anayasa’nın 13. Maddesi kapsamında değerlendirmesi mevzuatın yürürlüğü bakımından belirleyici olacaktır. Bir diğer yönden; yargının, klinik psikolog-psikolog ayrımına ve yukarıda detaylıca izah edilen düzenlemelere; eşitlik, kazanılmış haklar ilkesi, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri yönünden yaklaşımı da kanuni bir düzenlemeyi zorunlu kılabilecektir.

7. YÜRÜRLÜK SÜRESİ

Yönetmelik, 24. madde gereğince yayım tarihinde yürürlüğe girmiş, ayrıca geçici 1. maddede, mevcut kuruluşların uyumu dolayısıyla bir geçiş süreci öngörülmüştür. Buna göre; sağlık kabinleri hakkında fiziki standartlar haricindeki diğer standartlar bakımından 31.12.2025 tarihine kadar ruhsatlandırma şartı aranmıştır. Buna karşın klinik psikologların da dahil olduğu SMM tarafından, Yönetmelik’in yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan iş yerleri için üç aylık geçiş süresi öngörülmüştür. Buna göre; klinik psikologlar, 29.06.2025 tarihine kadar, iş yerlerini Yönetmelik hükümlerine uygun hale getirmek ve ruhsat işlemlerini tamamlamakla mükelleftir. İlgili sivil toplum kuruluşları ve sair platformlar tarafından, klinik psikologlar yönünden geçiş süresinin yetersiz olması eleştiri konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna dayanak olarak ise; Yönetmelik ile belirlenen fiziki şartlara uygun iş yeri bulma güçlüğü ve taşınma süreleri, iş yeri dönüşüm belirsizliği, danışan süreçlerinin ani bir şekilde kesintiye uğrama zarureti ve evrak temin problemleri gösterilmekte; sağlık kabinleri yönünden dokuz aylık sürenin klinik psikologlara tanınmaması eşitlik ilkesine aykırı olarak değerlendirilmektedir.

SONUÇ

Yönetmelik bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sayılı meslek mensupları yönünden; hukuki ve teknik çerçevenin belirlendiği, sağlık hizmetlerinde kalite ve güvenlik standartlarının yükseltilmesinin amaçlandığı düşünülmektedir. Ancak çalışmamızda detaylı şekilde izah edilen hususlar, klinik psikologlar yönünden bir kısım çekinceleri de beraberinde getirmiştir. Meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından idare mahkemelerinde, Yönetmelik’in Anayasa’ya ve mevzuata aykırılığı sebebiyle yürütmeyi durdurma talepli iptal davası açıldığı ilan edilmiştir. Uygulamaya dair belirsizlikler öncelikle idare görüşü doğrultusunda şekillenecek olup, bu süreçte idare mahkemelerince hüküm verilmesi halinde Yönetmelik ve beraberinde getirdiği düzenlemelerin akıbeti belirli hale gelecektir.

Av. Rahmi Furkan ÖZTÜRK

KAYNAKÇA

Çoban Atik, A. (2013). İdare Hukukunda Kazanılmış Hak İlkesi. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 21(1 (30. YIL ARMAĞANI), 11-53.

ŞEN, M., İnsan Hakları Bağlamında Çalışma Hakkı, Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2(2), 13-37

Göztepe, Ş. (2020). İdari İşlemin Yargısal Denetiminde Dikkate Alınan İlkeler. Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19(3), 967-987.

Öztürk Atalar, Ö. (2024). İDARİ TEŞKİLATLANMADA KANUNİLİK İLKESİ VE CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMELERİ. Yasama Dergisi(49), 13-50.

Arslan, Z. (2002). Temel Hak ve Özgürlüklerin Sınırlanması: Anayasanın 13. Maddesi Üzerine Bazı Düşünceler. Anayasa Yargısı, 18(1), 139-154.

Anayasa Mahkemesi, Esas Sayısı: 2023/59, Karar Sayısı: 2023/164