İletişim araçlarında “sabit ücret” konusu sık sık gündeme geliyor. Sabit hatlı telefonlarda, cep telefonlarında, internet bağlantılarında “sabit ücret” yani “sabit kazık” sorunu çözülemedi gitti.

Vatandaşa çifter çifter maaş sözü veren, “işsize iş, eşsize eş, aşsıza aş vaad edenler” daha şu sabit kazık sorununu çözmediler. Verdikleri sözleri nasıl yerine getirecekler, sorunları nasıl çözecekler bilinmez.

Yediğimiz sabit kazık, sabit ücret ile de sınırlı değil. “Güç bedeli, atık su parası, kredi kartı ücreti, işlem bedeli, depozit paraları, havale bedelleri, peşin ödemeler” say sayabildiğin kadar.

Türk Telekom’un işlettiği sabit hatlı telefonlarda “sabit ücretin iptaline” ilişkin açtığımız bir davada, aldığımız bir karar mevcuttur ve bu karar bütün temyiz yollarından geçerek kesinleşmiştir. Kesinleşmiş olan yargı kararlarının uygulanması bir zorunluluk olmasına rağmen, maalesef mahkemeler ve yargı yolları, daha önce verilen ve kesinleşen kararları gözardı ederek, birbiri ile çelişen kararlar vermektedirler. Bu durum “hukuk ve adalet için” vahim bir uygulamadır.

SABİT HATLARDA SABİT KAZIK

Davacı olarak bizzat açtığımız davada “sabit ücret” iptal edilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Davanın açıldığı Danıştay 10. Dairesi : “Yapılan iş ve hizmetler karşılığı belirlenip alınacak ücretlerin dışında ilgililerden ayrıca, karşılığında konuşma hakkı da tanınmadan ayrı bir ücret istenilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle otomatik telefon abonelerinden aylık sabit ücret alınmasına ilişkin uygulamanın iptaline, yönetim kurulu kararı ve Genelge’nin de yasal dayanağı bulunmadığından iptaline oybirliği ile” karar vermiştir.

Bu karar “sabit ücret” uygulamasına son vermiştir. T.Telekom yönetim kurulu kararı ile Ulaştırma Bakanlığı kararını ve bu husustaki genelgeyi iptal etmiştir. Sabit ücret adı altında para almanın hiçbir yasal mesnedi olmadığını karara bağlamıştır. Bu karar bütün Türkiye çapında uygulanması gereken bir karardır.

     Birkaç sene sonra sabit ücret uygulaması tekrar getirilmiş ancak tepkileri önlemek için yapılan konuşmalara mahsup edilmiştir. Yani peşin alınan sabit ücret, daha sonra yapılan konuşma bedellerinden düşülmüştür. Bu duruma da alışılınca, bir süre sonra mahsup keyfiyeti de kaldırılarak eski ve yasa dışı sabit ücret uygulamasına geri dönülmüştür. Bu durum tamamen yasa ve hukuk dışıdır.
 
     Üstelik bu konuda tüm Yargı yolunu ve Tüketici Mahkemelerini bağlayan eski tarihli çok önemli bir karar daha vardır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Bölümü Genel Kurulu (YİBHGK) eski tarihli bir kararında "Posta, Telgraf ve Telefon İşletme Genel Müdürlüğünün, telefon abonelerinden, her ne ad altında olursa olsun, abone parasından başka hiçbir şey istemeye hakkı bulunmadığına” karar vermiştir. Bir kanun gibi geçerli ve bağlayıcı olan Büyük Genel Kurul Kararı’na ve alınan diğer kararlara rağmen uygulamanın devam etmesi üzücüdür.

    CEP TELEFONLARINDA SABİT KAZIK

    Danıştay’ın sabit ücret ve Türk Telekomun uygulaması hakkında verdiği kararın kesinleşmesinden ve sabit ücret uygulamasına son verilmesinden sonra, bu karar emsal gösterilerek “cep telefonlarında” da sabit ücret uygulamasının iptali için doğrudan açtığım yeni bir davada da benzer bir karar alınmıştır. 
Kayıt, kontür, konuşma ve buna ilişkin her türlü ücreti ödeyen bir kişiden; konuşma ve kullanma karşılığı olmaksızın ve hiçbir hukuki ve geçerli nedene dayanmaksızın sabit ücret veya başka isimler altında para alınamayacağı, bu şekilde para alınmasının durdurulması, alınan paraların faizi ile iade edilmesi istemini içeren dava dilekçemiz karşısında, davayı gören Ankara 30.Asliye Hukuk Mahkemesi, sabit ücret adı altında ve konuşma ücretinin dışında bir para alınamayacağı yolunda ihtiyati tedbir kararı vermiştir. Bu karar kendi konusunda Türkiye'de ilk ve tek karar olmuş, çok sayıda benzer davanın açılmasına öncülük etmiştir. Daha sonra, davanın sonunda, esasdan verilen karar ile "Konuşma ücretinin dışında sabit ücret alınmasının iptaline, dava tarihine kadar alınan paraların faizi ile geri ödenmesine" karar verilmiştir.
    Süresi içinde temyiz edilmeyen bu karar “kesinleşmiş ve karar altına kesinleşme şerhi” verilmiştir. Süresi geçtikten sonra davalı şirket tarafından yapılan temyiz “mahkeme tarafından, temyiz süresinin geçmiş olması nedeni ile” reddedilmiştir. Bu defa bu red kararını temyiz eden davalı vekilinin talebi üzerine dava, Yargıtay’a yollanmış ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesi oy çokluğu ile ve bir takım usuli gerekçelerle; önce temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyizi kabul etmiş, daha sonra kararın kesinleşmesini kaldırmış ve kararı bozarak cep telefonlarında sabit ücretin yolunu açmıştır. Örneğine rastlamadığımız bu karar “üçe karşı iki muhalefet” ile verilmiştir.   
Ancak ortada şöyle bir “hukuki gerçek” vardır ki; Telekom’a ait ve tüm sabit hatlı telefonlarda sabit ücret mahkeme kararı ile iptal edilmiştir. Bu karar kesinleşmiştir. Konuşma ücreti dışında bir ücret alınamayacağı karara bağlandığına göre, bu hüküm cep telefonları ve bütün iletişim araçları için geçerlidir. Kesinleşen mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır. Bu kararların mutlak surette uygulanması gerekir. Ama “maddi gerçek” , hukuki gerçekten farklıdır ve sabit kazıklar devam etmektedir.
“Vatandaşa çifter çifter maaş sözü veren, işsize iş, eşsize eş, aşsıza aş vaad edenler” sabit kazık karşısında sessiz kalmaktadırlar.

Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı