Teknolojinin ve internetin gelişimi, yaygın ve aktif olarak kullanımı ile birlikte insanların yapmış olduğu eylemlerin sınırları da genişlemiştir. Bu eylemlerden suç teşkil eden eylemler olmasıyla birlikte aslında suçların sanal ortama taşındığı gözlemlenmektedir. Bu gelişmeler ise hukukun da siber uzay olarak adlandırılan düzene adım atmasını kaçınılmaz kılmıştır. Sanal dünyada gerçekleştirilen eylemlerin Ceza Kanunları kapsamında suç teşkil edecek eylem olarak nitelendirilmesini gerektirecek birçok fiil bulunmaktadır. Telif hakkının ihlaline yol açan fiiller de sanal ortamda gerçekleşen ve suç teşkil eden fiillerin başında gelmektedir.  

Telif hakkı, bir fikir veya sanat eserini yaratan kişinin, bu eserden doğan haklarının tamamıdır. [1] Eser sahibi ise; eseri meydana getiren kişi olarak tanımlanmaktadır. Eser sahibinin haklarını 5846 Sayılı Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre manevi ve mali hakları olarak ayırmak mümkündür. Eser sahibinin işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı, işaret, ses ve görüntü nakdine yarayan araçlarla umuma iletim hakkı mali haklar olarak değerlendirilirken; umuma arz hakkı, adın belirtilmesi yetkisi, eserde değişiklik yapılmasını men etme hakkı ise manevi haklar kategorisinde yer tutmaktadır. Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre hakları tanımlamak gerekirse;

Mali Haklar

İşleme hakkı; Bir eserden onu işlemek suretiyle fayda hakkı olarak tanımlanmaktadır.

Çoğaltma Hakkı; Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkını içermektedir.  Eserlerin aslından ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kayıt edilmesi, her türlü ses ve müzik kayıtları ile mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır. Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsamaktadır.

Yayma Hakkı; Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtma hakkıdır.

Temsil Hakkı; Bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkını ifade etmektedir.

İşaret, Ses ve Görüntü Nakdine Yarayan Araçlarla Umuma İletim Hakkı; Bir eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını, radyo-televizyon, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanması ve yayınlanan eserlerin bu kuruluşların yayınlarından alınarak başka yayın kuruluşları tarafından yeniden yayınlanması suretiyle umuma iletilmesidir.

Manevi Haklar

Umuma Arz Selahiyeti; Eser sahibine tanınan bu yetki, eser sahibinin rızası ile eserin kamuya açık hale getirilmesi olarak adlandırılmaktadır. Eser sahibi eserin umuma arzedilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını belirleme yetkisine haizdir. 

Adın Belirtilmesi Yetkisi; Eser sahibi eserini kendi adıyla veya müstear bir adla yahut adsız olarak umuma arz edebilmekte ve yayımlayabilmektedir.

Eserde Değişiklik Yapılmasını Men Etme Yetkisi; Eserde yapılacak herhangi bir değişiklik, ekleme, çıkarma veya herhangi bir değişikliktir. Bu değişiklikleri yapmaya yetkili kişi eserin sahibi olup eser sahibinin rızası doğrultusunda gerçekleştirilebilmektedir.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser sahibine tanınan hak ve yetkilerin bir başkası tarafından kullanılması halinde telif haklarına ihlal edici eylemde bulunulmakta; cezai ve hukuki sorumluluk doğmaktadır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 71. Maddesi bu fikir ve sanat eserleriyle ilgili manevi, mali veya bağlantılı hakları ihlal edilmesi halinde cezai sorumluluğa yer vermektedir:

1. Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz eden, satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticarî amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

2. Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koyan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu fiilin dağıtmak veya yayımlamak suretiyle işlenmesi hâlinde, hapis cezasının üst sınırı beş yıl olup, adlî para cezasına hükmolunamaz.

3. Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır.

4. Hak sahibi kişilerin izni olmaksızın, alenileşmemiş bir eserin muhtevası hakkında kamuya açıklamada bulunan kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

5. Bir eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı mahiyette kaynak gösteren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

6. Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı, tanınmış bir başkasının adını kullanarak çoğaltan, dağıtan, yayan veya yayımlayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu kanunun ek 4’üncü maddesinin birinci fıkrasında bahsi geçen fiilleri yetkisiz olarak işleyenler ile bu Kanunda tanınmış hakları ihlâl etmeye devam eden bilgi içerik sağlayıcılar hakkında, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Hukuka aykırı olarak üretilmiş, işlenmiş, çoğaltılmış, dağıtılmış veya yayımlanmış bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı satışa arz eden, satan veya satın alan kişi, kovuşturma evresinden önce bunları kimden temin ettiğini bildirerek yakalanmalarını sağladığı takdirde, hakkında verilecek cezadan indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten vazgeçilebilir.

Koruyucu programları etkisiz kılmaya yarayan hazırlık hareketleri de cezai sorumluluk kapsamında yer tutmaktadır. FSEK m.72 Maddesi ile koruyucu programları etkisiz kılmaya yarayan hareketlerin sorumluluğu;

1.Bir bilgisayar programının hukuka aykırı olarak çoğaltılmasının önüne geçmek amacıyla oluşturulmuş ilave programları etkisiz kılmaya yönelik program veya teknik donanımları üreten, satışa arz eden, satan veya kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Hükmü ile düzenlenmiştir.

FSEK kapsamında belirtilen ve özellikle m. 71’ de yer alan hareketlerin tamamının dijital ortamda gerçekleşmesi teknik olarak mümkün olmamaktadır. Bu sebeple söz konusu eylemin telif haklarına ihlal oluşturup oluşturmadığını yönünde hukuki değerlendirilmesinde bulunmak gerekmektedir.

İnternet Siteleri;

İnternet siteleri için farklı görüşler bulunmasına rağmen eser çeşitleri arasında değerlendirilebilmektedir. Multimedya ürün niteliğinde olan internet siteleri derleme eser olarak da ifade edilmektedir. [2] İnternet sitelerinde, site sahibinin telif hakları kapsamında manevi ve mali hakları bulunmaktadır. İnternet sitesinin sahibi Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında sahip olduğu siteden dolayı telif hakları bakımından korunmaya tabidir. Sitenin başlı başına kendisi korumaya tabiyken içerik bakımından da açıklamada bulunmak gerekmektedir. İnternet sitesi içerik olarak ve isim olarak da telif hakkı kapsamında korumaya dahildir.

Linkler;

Link, kısaca bağlamak anlamına gelmekle birliktedir. Aynı zamanda link, işaretçiler kullanarak veri nesnelerini birbirine bağlamak ya da bir ya da daha fazla programın bölümlerini bağlantılar sağlayarak birbirine bağlamak olarak tanımlanmaktadır. [3] Linkler incelenirken basit link, derin link (Deep Link) olarak ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Basit link, bir başka sitenin ana sayfasına yönlendiren linktir. Eser sahibinin veya site sahibinin başka bir hakkını ihlâl edilmediği taktirde, link atma çoğaltma hakkının ihlâli sonucunu doğurmamaktadır. [4] Derin link (Deep Link) ise kısaca doğrudan aranan içeriğe götüren linke derin link denmektedir. Ana sayfaya bağlantı verilmesi olan basit bağlantıların hukuka aykırı olarak nitelendirilemeyeceği belirtilmektedir. Ancak derin linklerin ise hukuka aykırı olarak kabul edileceğini belirten yazarlar bulunmasına karşılık internet kullanımını kolaylaştırması gerekçe gösterilerek kamu yararı ölçütünden dolayı hukuka uygun olarak atfeden yazalar da bulunmaktadır.  [5] İnternet sitesi üzerinden basit link vermek çoğaltma hakkının ihlali sonucunu doğurmazken; internet sitesinin tamamının veya bazı sayfalarının bir başka siteye kopyalanması yolu ile çoğaltma hakkının ihlal edilmesi olarak anılabilmektedir. [6]

Kitaplar;

Bir kitabın sahibinin rızası olmadan sanal ortama sunmak en çok karşılaşılan eylemlerden birisidir. Bir kitabın dijitalleştirilmesinde kitabı sanal ortama sunan ve sanal ortamda faydalananlar olarak iki kesimle karşılaşılmaktadır. Sanal ortama sunulan ve eserin ise kullanım amacı olarak bireysel ve ticari ayrımına tabi tutmak gerekmektedir. Mevcut durum itibariyle bireysel amaçlı kullanım için kitabı indirme veya başka eylemler gerçekleştirenlerin teknik imkanlar yanında sayıca fazlalığı da göz önünde bulundurulduğu taktirde tespiti oldukça güç olmaktadır. Ancak sanal platforma sunan içerik sağlayıcı ve hizmet sağlayıcıların tespitinin bir nebze de olsa daha kolay olduğu söylenebilmektedir.  FSEK m 38; Bütün fikir ve sanat eserlerinin, kâr amacı güdülmeksizin şahsen kullanmaya mahsus çoğaltılması mümkündür. Ancak, bu çoğaltma hak sahibinin meşru menfaatlerine haklı bir sebep olmadan zarar veremez ya da eserden normal yararlanmaya aykırı olamaz. Hükmünde de belirtildiği üzere kişisel kullanım için çoğaltmaya yol açacak bir eylem ihlal olarak değerlendirilmeyecektir.

Gerçekleşen eylemin eser sahibinin haklarından çoğaltma, işleme, yayma hakkı veya diğer hakları ihlal ettiği yönünde tam bilgi verebilmek için somut olayda yer alan eyleme bakmak gerekmektedir. Eylemin hukuki değerlendirmesinden sonra cezai sorumluluğa ilişkin hükümler uygulama alanı bulacaktır.

Suçun Soruşturması ve Kovuşturması;

Bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikâyete bağlıdır. Şikâyet hakkı, eser sahibine, hak sahibine ve meslek birliklerine aittir. Şikâyetin geçerliliği için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikâyet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmediği taktirde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmektedir.

FSEK m.76 ile FSEK’nun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan dava ve işler ile bu Kanundan kaynaklanan ceza davalarında görevli mahkemenin, Sınai Mülkiyet Kanununun 156’ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen mahkemeler olduğunu belirtmektedir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156. Maddesi ise; Bu mahkemelerin Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi olduğunu söylemektedir. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin kurulmamış olduğu yerlerde bu davalara bakmakla görevli mahkeme; o yerdeki Asliye Ceza Mahkemeleridir. Yetkili Mahkeme ise oldukça tartışmaya açık olup doktrinde de farklı görüşmeleri barındırmaktadır. Özellikle sunucuların yurt dışında olması halinde yetkili mahkeme sorunu daha karmaşık hal almaktadır.

Şikayetin varlığı ve kanunun aradığı evrakların sunumu ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma işlemlerine başlamaktadır. Cumhuriyet Başsavcılığının kolluk kuvvetlerine emir-talimat verme görevi ile birlikte Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde yer alan Siber Suç Bürosu’nda görevli bulunan kolluk mensupları aracılığıyla gerekli tahkikat yürütülmektedir. Dosya kapsamında yer alan bilgi, belge ve evraklara bağlı olarak da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilebileceği gibi kovuşturma aşamasına da geçilebilecektir.

Telif hakkına yol açan eylemi hukuka uygun hale getirecek durum eser sahibinin açık rızasıdır. İnternet ortamına sunulan eserin alenileştirildiği ve kamuya açık hale getirildiği söylenememektedir. Yani eser sahibinin internet ortamına sunmuş olduğu eserde açıkça rızasının varlığından bahsedilerek birtakım eylemlerde bulunmak eylemi hukuka uygun hale getirmemektedir. Eser sahibinin internet ortamına sunmuş olduğu eserde kamuya arz yetkisini kullanmış olmasına karşılık FSEK kapsamında diğer hakların dan feragat ettiği anlamına gelmemektedir. Nitekim internet ortamı, umuma mahsus ve umuma açık yer olarak kabul edilmediği görüşü benimsenmiştir. [6]

Endüstri 4.0 ve Endüstri 5.0’ a geçişle birlikte mevcut yasal düzenlemelerin yetersiz kalacağı bir gerçektir. Özellikle yapay zekanın daha yaygın olarak kullanıma girişi başta yazılım programları dahil birçok farklı eserin gündeme gelmesine ve telif hakkı kapsamında farklı hukuki sorunların doğması düşünülmektedir. Tüm bunlar çerçevesinde daha genişletilmiş yahut çağa yorumlanabilir hükümlerin getirilmesine ihtiyaç duyulabilecektir.

-------------------------------

[1] sozluk.gov.tr. Erişim Tarihi: 25.06.2020

[2] Ceyda AKAYDIN, İnternet Üzerinden Telif Hakkı İhlalleri, Yüksek lisans Tezi, Haziran, 2005, s.43.

[3] Bilişim Terimleri Sözlüğü, Türk Standart Enstitüsü, s.121.

[4] Doğan, KOCABEY, İnternette Fikri Hakların Korunması, Yüksek lisans Tezi, Ankara, 2004, s. 41.

[5] Ceyda AKAYDIN, İnternet Üzerinden Telif Hakkı İhlalleri, Yüksek lisans Tezi, Haziran, 2005, s.65.

[5] Ceyda AKAYDIN, İnternet Üzerinden Telif Hakkı İhlalleri, Yüksek lisans Tezi, Haziran, 2005, s.46.

[6] Süleyman SÖZEN ve Diğerleri, Polisin Görev ve Yetkileri, Anadolu Üniversitesi,1. Baskı, Eskişehir, 2003, s. 245.