Olaylar

Somali'yi 1969-1991 yılları arasında yöneten devlet başkanının torunu olan başvurucu, ülkede yönetimin el değiştirmesinin ardından ailesiyle Hollanda'ya yerleşmiştir ve bu ülkenin vatandaşıdır. Alman uyruklu eşiyle üç yıl yaşadığı Mısır’da tutuklanan ve yedi ay sonra 23/3/2014 tarihinde serbest bırakılan başvurucu, ülkesine dönerken İstanbul’da havaalanı transit bölgede Interpol tarafından arandığı gerekçesiyle gözaltına alınmıştır.

Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/3/2014 tarihli kararıyla terörizm suçundan uluslararası düzeyde Kırmızı Bülten'le aranan başvurucunun ABD'ye iade işlemlerinin yürütülmesi için tutuklanmasına karar verilmiştir. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama sonucunda başvurucunun iadesine ilişkin talebin reddine ve başvurucunun tahliyesine karar verilmiştir.

Göç İdaresi tarafından aynı gün başvurucu hakkında adli işlem yapılmış olması nedeniyle kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturduğu gerekçesiyle sınır dışı etme ve idari gözetim altına alma kararları alınmıştır. Başvurucu 8/6/2014 tarihinde sınır dışı edilmek üzere uçağa bindirilmiş ancak uçakta seyahat belgesi ve biniş kartını yırtması üzerine uçaktan indirilmiştir.

Bu süreçte başvurucunun Hollanda'daki yerel avukatı olduğunu belirten bir şahıs, ülkesinin başvurucuyu ABD'ye iade edebileceğini, Hollanda uygulamalarının bu yönde olduğunu gösteren üç ayrı kararın erişim linkini e-postayla göndermiştir. Başvurucu hakkındaki idari gözetim süreci Sulh Ceza Hâkimliğinin 1/9/2014 tarihli kararıyla sonlandırılmıştır. Sınır dışı etme kararının iptali istemiyle dava açan başvurucu İdare Mahkemesinin ret kararı üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur.

İddialar

Başvurucu, vatandaşı olduğu ülkeye sınır dışı edilmesi hâlinde bu ülke tarafından üçüncü bir ülkeye iade edilme riski bulunması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edileceğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Başvuru konusu olayda İdare Mahkemesi; başvurucunun kamu güvenliği bakımından tehdit oluşturan kişilerden olduğunu, hakkında Türkiye'ye giriş yasağı bulunduğunu ve Interpol tarafından Kırmızı Bülten'le arandığını belirterek sınır dışı edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığına karar vermiştir. Oysa başvurucunun iadesine ilişkin yargılamada delillerle doğrudan temas eden derece mahkemesi iade istemini ve buna dayanak gösterilen belgeleri yeterli görmemiş; ayrıca iade talebinin mevcut hâliyle siyasi nitelikte olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Kamu makamlarının sınır dışı etme kararı alırken kişinin kötü muameleye maruz kalabileceğini iddia ettiği ülkeye doğrudan veya dolaylı olarak gönderilme ihtimalini gözetmeleri gerekir. Geri gönderilen ülkenin Avrupa Konseyi üyesi veya Avrupa İnsan Hakları Sözleşme'sine taraf olması yalnız başına kötü muamele riskine yönelik iddiaların araştırılması yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır.

Başvurucu, havalimanında gözaltına alınmasına karar verildiği andan itibaren gerek İstanbul Göç İdaresi nezdinde yaptığı uluslararası koruma başvurusunda gerekse İdare Mahkemesinde görülen davada Hollanda devletinin kendisini ABD'ye iade edeceğini istikrarlı bir şekilde ifade etmiştir. Başvurucunun ayrıntılı şekilde dile getirdiği ve denetime elverişli somut bilgiler içeren iddialarının doğru olup olmadığı hususunda yargılama aşamasında herhangi bir araştırma yapılmadığı gibi kararda anılan iddialara neden itibar edilmediği konusunda da bir değerlendirmeye yer verilmediği görülmüştür.

Anayasa Mahkemesi tarafından somut olay kapsamında ihlal sonucuna ulaşılmıştır; ancak bu, başvurucunun Hollanda'ya gönderilmesi hâlinde buradan ABD'ye iade edileceği ve bu ülkede de kötü muameleye maruz kalacağı iddialarının kabul edildiği anlamına gelmemektedir.

İhlal kararı sonucunda yapılacak yeniden yargılamada, başvurucunun iddiaları ve buna dayanak olarak sunduğu delillerle ilgili ülkelerin koşullarının araştırılıp değerlendirilmesi ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi bu konudaki ilke kararında etnik köken, dinî inanç, siyasi görüş ya da belirli bir gruba mensubiyetin başvurucu tarafından ortaya konulduğu durumlarda geri gönderilecek ülkede kötü muamele riski bulunup bulunmadığı konusundaki ispat külfetinin devlete ait olduğunun altını çizmektedir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine, yeniden yargılanma sonuçlanıncaya kadar başvurucunun sınır dışı edilmemesine karar vermiştir.

>> AYM KARARI İÇİN TIKLAYINIZ