I. Giriş

Bu çalışmada, 26 Nisan 2022 tarihinde yürürlüğe giren 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu esas alınarak, spor kulüplerine üyelik ile kulüp başkanlığı ve kulüp organlarına üyelik şartları ele alınmıştır. Üyeliğin hukuki niteliği ile bu sıfatların adli ve disiplin nedenleriyle sona ermesi halleri, daha önce bu alanda kaleme alınmış kitap ve makalelerdeki değerlendirmeler özetlenerek aktarılmıştır. Ayrıca, kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenen fiillerin seçilme ve görevde kalma bakımından hukuki etkisi tartışılmıştır.

II. Özet

Genel olarak spor kulüplerine üye olma ve bu üyeliğin sona erme halleri ele alınmaktadır. Spor kulüplerine üye olma ile ilgili olarak Kanun’un spor kulüplerine üye olmaya dair 6. maddesindeki kriterler gösterilmiştir. Bunun yanında spor kulüpleri başkanlığı ve organlarına üye olma ile ilgili olarak Kanun’un spor kulüplerinin organlarına ilişkin 5. maddesinde yer alan spor kulübü yönetim veya denetim organlarına seçilme şartları ve organlardaki başkanlık veya üyelik görevinin ceza ya da disiplin nedeniyle sona ermesi halleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Ayrı bir özelliğe sahip olan bazı karar türleri irdelenmiştir. Yürürlüğe giren 7405 sayılı Kanun öncesindeki cezaların dikkate alınıp alınmayacağı tartışılmıştır.

III. Açıklama

1) Genel Olarak Üye Olma ve Üyeliğin Sona Ermesi

Spor kulüplerine üye olma ile ilgili olarak Kanun’un spor kulüplerine üye olmaya dair 6. maddesindeki kriterler şu şekildedir:

1- Kural olarak, özel koşullar aranmamış ve kişinin fiil ehliyetine sahip olması yeterli görülmüştür. Başka bir deyişle, fiil ehliyetine sahip kişiler, spor kulüplerine üye olma hakkına sahiptir.

2- Üyelik başvurusu yazılı olarak yapılır ve kulüp yönetim kurulunca otuz gün içinde karara bağlanır. Sonuç, başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir.

3- Üyelik için ilgili mevzuat veya tüzükte aranan nitelikleri sonradan kaybedenlerin üyeliği kendiliğinden sona erer.

4- Üyelik başvurusu, tüzükte gösterilen sebepler dışında ancak haklı sebeple reddedilebilir.

2) Spor Kulüpleri Organlarına Üye Olma

Kanun’un spor kulüplerinin organlarına ilişkin 5. maddesinde spor kulüplerine üyelik veya kulübün yönetim veya denetim organlarına seçilme şartları yönünden fazla ayrıntıya girilmemiştir. İlgili mevzuat ve yasaya aykırı olmayan kulübün tüzüğünde yer alan şartlar dikkate alınmıştır. Buna karşılık organlardaki başkanlık veya üyelik görevinin sona ermesi halleri ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Üyeliğin düşmesine yol açan her hukuki sebep, başkanlık ve kurul üyeliğine seçilme bakımından da sonuç doğurur. Kanunun 5. maddesinin dördüncü fıkrası hapis cezasına, beşinci fıkrası ise disiplin ve hak mahrumiyeti yaptırımına bağlanan görev sona erme hallerini düzenler. Bu kapsamda mahkumiyet kararı bulunanlar ile hak mahrumiyeti cezası alan kişiler, spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin genel kurul dışındaki organlarında görev yapamaz. Aşağıdaki iki halde yer alan özellikler, yani yasanın 5. maddesinin dördüncü fıkrasındaki hapis cezası nedeniyle görevin sona ermesine ile beşinci fıkrasındaki disiplin ve/veya hak mahrumiyeti cezası nedeniyle görevin sona ermesine ilişkin haller aynı zamanda kulüp organlarındaki üyelerde bulunmaması gereken niteliklerdir. Bunun dışında spor kulüplerinin yönetim, denetim veya diğer kurul üyelerinde aranacak diğer nitelikler spor kulüplerinin tüzüğünde; bunların spor anonim şirketi statüsündeki bağlı ortaklığı ve iştiraklerinin yönetim veya diğer kurul üyelerinde aranacak diğer nitelikler ise ilgili şirketin esas sözleşmesinde belirlenebilir.

Bağlantı3) Organlardaki Üyelik Görevinin Sona Ermesi

Yasanın 5. maddesinde hapis cezası nedeniyle ve disiplin-hak mahrumiyeti cezası nedeniyle olmak üzere iki halde organlardaki başkanlık veya üyelik görevinin sona ereceği düzenlenmiştir. Bu haller aynı zamanda kulüp başkanı ve organlarındaki başkan ve üyelerde bulunmaması gereken niteliklerdir.

a) Hapis Cezası Nedeniyle Sona Erme:

Herhangi kasti bir suçtan belli süreyle veya ceza süresine bakılmaksızın yasanın saydığı suçlardan herhangi birinden alınan mahkumiyet, görevi kendiliğinden sona erdirir. Bu durumda,

i. Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkumiyet, görevi sona erdirir.

ii. Ayrıca ceza miktarına bakılmaksızın katalog olarak aşağıda ismen sayılan suçlardan affa uğramış olsa bile mahkum olmamak gerekir. Buna göre,

- Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar,

- Zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma,

- Kaçakçılık, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma,

- Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama ve terörün finansmanı,

- Nefret ve ayırımcılık,

- Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, fuhuş,

- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak,

- Şike veya teşvik primi fiilleri ile kanuna aykırı biçimde spor müsabakalarına dayalı bahis ve şans oyunlarının oynatılması, oynatılmasına yer ve imkan sağlanması, bu faaliyetlerin reklamının yapılması ya da para nakline aracılık edilmesi ile spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin bütçe ve harcama ilkelerini düzenleyen 20. maddeye aykırı davranılması,

suçlarından mahkum olanların spor kulübü, spor anonim şirketi statüsündeki bağlı ortaklığı ve iştiraklerindeki yönetim, denetim, disiplin ve ihtiyari diğer kurul üyelikleri, haklarındaki mahkeme kararının kesinleştiği tarihte, başkaca hiçbir işlem yahut karara gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer.

Sayılan bu suçlardaki ceza miktarı önemli değil iken diğer kasti suçlardan mahkumiyette ise bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasının verilmesi gerekir.

Bu hususta şuna dikkat etmek gerekir. Burada bir suç isnadından söz edilse dahi, bu durum başkanlık ya da kulüp organlarındaki üyelik görevini kendiliğinden sona erdirmez. Cumhuriyet savcısının soruşturmaya başlaması, iddianame düzenlenmesi ve kamu davası açılması bu sonucu doğurmaz. İlk derece mahkemesince mahkumiyet kararı kurulması da, tek başına görevden düşme sonucunu doğurmaz. Karar, duruma göre istinaf veya temyiz denetiminden geçip kesinleşmedikçe infaz kabiliyeti kazanmaz; bu aşamaya gelmeden görevin sona erdiğinden söz edilemez. Bunun yanında ceza mevzuatında karar olarak düzenlenen ancak mahkumiyet sayılmayan hallere de dikkat etmek gerekir. Bu haller de görevi sona erdirmez. Örneğin, CMK’nın 231. maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, mahkumiyet hükmünün hukuki sonuç doğurmasını engellediğinden, bu karara dayanılarak görevin kendiliğinden sona erdiği söylenemez. Çünkü aynı maddede hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade edeceği belirtilmiştir. Yine örnek olarak TCK’nın kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak hakkındaki 191. madde gereğince cumhuriyet savcısı tarafından kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesi halinde de görev sona ermez. Bu durumda ancak belirlenen yükümlülüklere aykırılık veya suçun tekrarlanması halinde iddianame düzenlenir. Dava sonucunda eğer HAGB kararı verilmezse kararın kesinleşmesiyle görev sona erer. CMK’nın kamu davasını açmada takdir yetkisine ilişkin 171. maddeye göre şartların oluşması halinde kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine cumhuriyet savcısı karar verebilir. Bu durumda da görev sona ermez. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Dava sonucunda eğer HAGB kararı verilmezse kararın kesinleşmesiyle görev sona erer. TCK’nın hapis cezasının ertelenmesi hakkındaki 51. madde gereğince verilen bir erteleme kararında ise konu tartışılabilir. CMK’nın duruşmanın sona ermesi ve hüküm hakkındaki 223. maddeye göre duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür. Burada erteleme kararının bir hüküm olduğu ifade edilmemiştir. Buna karşı, TCK’nın 51 maddesinde “hükümlü” tabiri kullanılarak hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hakiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hakimliğince karar verilebileceği, denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiği takdirde cezanın infaz edilmiş sayılacağı belirtilmiştir. 7405 sayılı Kanun’un 5. maddesinde sona erdiren halin, mahkumiyete ilişkin mahkeme veya ilgili kurul kararının kesinleşmesidir. Burada cezanın infaz edilip edilmediğine dair ibare yoktur. Eğer erteleme kararı, ilgiliye HAGB veya kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararları gibi bir yasal şans daha verme olarak lehe kabul edilirse bu durumda görev sona ermez ama aksi bir kanaat oluşursa erteleme kararının kesinleştiği tarihte görev sona erer.

Gerek adli gerek idari mahkumiyet kararı kesinleştiğinde, artık başka bir işleme, örneğin kararın tebliği, ayrılmaya davet, belli bir müracaat, sürenin geçmesi gibi uygulamalara gerek kalmadan kendiliğinden sonuç doğurarak görevi sona erdirir. Buna karşılık yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı verildiği takdirde ceza mahkumiyetine ilişkin bu hükümler uygulanmaz.

Yukarıdaki mahkumiyetin sonucunu, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da yazılı ve/veya yollamada bulunulan suçlardan mahkumiyet halinde duruma göre uygulanan 11/11, 17/A-2 ve 18/10. maddeleri ile birlikte ele almak daha isabetli olabilir.

b) Disiplin-Hak Mahrumiyeti Cezası Nedeniyle Sona Erme:

Tahkim kurulları, Bakanlık disiplin kurulları, spor federasyonlarının ceza veya disiplin kurulları ya da spor federasyonlarının bağlı olduğu uluslararası kuruluşlar tarafından son beş yıl içinde bir defada bir yıl veya toplam iki yıl hak mahrumiyeti cezası almış olanların spor kulübü, spor anonim şirketi statüsündeki bağlı ortaklığı ve iştiraklerindeki yönetim, denetim, disiplin ve diğer kurul üyelikleri haklarındaki kurul kararının kesinleştiği tarihte, başkaca hiçbir işlem yahut karara gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer. Yukarıda açıklandığı üzere ilgili disiplin kurulu kararı yasal itiraz sürecinden geçip kesinleşmelidir. Başka bir deyişle karar verilmekle sonuç doğurmaz. Adli yönden mahkumiyet durumu, disiplin işlemleri sonucu verilen hak mahrumiyeti cezası nedeniyle sona ermesi halinde de geçerlidir. Yani disiplin kurulu kararın yasal itiraz sürecinden geçip kesinleşmelidir. Örnek olarak, Tahkim Kurulu’na itiraz hakkı varsa ve süresinde itiraz yapılmışsa itiraz sonucunun beklenmesi gerekir. İtiraz üzerine verilen kararın usul ve talimata uygun olduğu belirtilerek itiraz ret edilmişse ve bunun üzerine karar kesinleşmiş ise artık başka hiçbir işleme gerek kalmadan görev sona erer.

Futbol Disiplin Talimatının disiplin yaptırımının ertelenmesine ilişkin 102. madde şartlarının oluşması halindeki disiplin cezasının ertelenmesinde görevin sona erip ermeyeceği konusu, yukarıda adli yönden verilen cezanın ertelenmesi gibi tartışılabilir. Futbol yönünden Futbol Disiplin Talimatı’nın hükümlülük başlığını taşıyan 60. maddesine göre

- Kasten işlenen bir suçtan dolayı iki yıldan fazla bir süre ile hapis cezasına çarptırılanlar,

- Veya ceza miktarına bakılmaksızın,

- Devletin güvenliğine veya anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine veya milli savunmaya ya da Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk,

- Zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma,

- Kaçakçılık, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma,

- Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,

- Çocuğun cinsel istismarı,

suçlarından mahkum olanlar sürekli hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır. Disiplin ihlalleri nedeniyle gerçek kişilere verilen süreli hak mahrumiyeti cezalarında, cezanın infazının sona ermesinden itibaren on yıl geçmesi halinde ilgilinin talebi üzerine, TFF Yönetim Kurulu tarafından cezanın sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar verilebilir.

Görüldüğü üzere 7405 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 26.04.2022 tarihi sonrasında disiplin talimatının ilgili maddesi, yasa maddesine tam olarak uygun hale getirilmemiştir. Zira mevcut halde gerek ceza miktarı gerekse de ismen sayılan suçlar bakımından kanun maddesi ile talimat maddesi arasında farklılık vardır. Kanunda bir yıl ceza varken talimatta iki yıl ceza yer almaktadır. Yine kanunda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar yer alırken talimatta çocuğun cinsel istismarı suçu yer almaktadır. Kanun maddesinde fuhuş, uyuşturucu veya uyarıcı madde ile ilgili suçlar yer alırken bunlar talimatta yer almamıştır.

5) Yasadan Önceki Suçların Organlara Etkisi

Bu kanun, 26 Nisan 2022 tarihinde yürürlüğe giren 7405 sayılı Kanun. Peki bu tarihten önce alınmış cezalar ne olacak, bugünkü değerlendirmede hesaba katılacak mı? Kanun yürürlüğe girmeden önce işlenmiş fiiller bakımından, yukarıda sayılan adli veya idari yaptırımlar geriye dönük işletilebilir mi? Yoksa 26 Nisan 2022 sınırı, geçmişe uzanan dosyalarda kapıyı kapatan bir tarih mi? Başka bir deyişle bu kanunun yürürlüğünden önce adli veya idari olarak bu cezalardan birini almış kişinin seçilmesini engeller mi? Hem 7405 sayılı Kanun’un 5. maddesinin gerekçesi hem de TCK m.7’de ifadesini bulan kanunilik ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, bu metinde belirtilen mahkumiyet ve hak mahrumiyeti sonuçlarının 26.04.2022 tarihinden sonra işlenen suçlar ve bu suçlara bağlı yaptırımlar bakımından dikkate alınacağı anlaşılır. Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki döneme ait mahkumiyet veya hak mahrumiyeti kararlarının aynı çerçevede değerlendirilmesi, zaman bakımından uygulama kuralıyla bağdaşmaz. 7405 sayılı Kanun’da federasyon başkanlığı için dönem sınırı öngörülmüştür. 34. maddenin 3. fıkrası, bir kimsenin üst üste ya da aralıklı olarak en fazla üç dönem federasyon başkanlığı yapabileceğini hükme bağlar. Ne var ki kanun koyucu, yürürlüğe giriş anında mevcut görev sahipleri ve geçmişte bu görevi yürütmüş kişiler yönünden, doğrudan ve sert bir kesinti yaratabilecek ihtimali de görmüştür. Bu nedenle Geçici 1. maddenin 8. fıkrasında, kanunun yürürlüğe girdiği tarihte federasyon başkanı olanlar ile yürürlük tarihinden önce federasyon başkanlığı yapmış kişilerin, önceki görev süreleri kaç dönemden oluşursa oluşsun, en fazla üç dönem daha görev yapabilecekleri kabul edilmiştir. Başka bir deyişle bu kanundan önceki başkanlıkları dikkate alınmaz. Dolayısıyla Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra sayılan suçlardan mahkum olanlar veya hak mahrumiyeti cezası alanlar, bu kanun kapsamında yer alan spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinde genel kurul üyeliği hariç, fahri ya da profesyonel olarak hiçbir şekilde çalışamayacak ve herhangi bir görev alamayacaktır.

IV. Değerlendirme ve Sonuç

Spor kulüplerinde üyelikleri sona erdiren her türlü sebep, aynı zamanda başkan ve kurul üyeliğine seçilmeye de engel teşkil edecektir. Hapis cezası nedeniyle belirtilen şekilde mahkum olanlar veya hak mahrumiyeti cezası alanlar, kararların yasal süreçten geçip kesinleşmesi üzerine başka bir işleme gerek kalmadan, kesinleşme tarihi itibariyle spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin genel kurul dışındaki organlarında görev alamazlar. Başka bir deyişle bu durum başkanlık veya organlardaki görevi sona erdirir. Buna karşılık soruşturmanın veya kovuşturmanın olması yeterli değildir. Hatta kesinleşmemiş ise mahkemenin verdiği cezanın olması bile yeterli değildir. Yine ceza yasalarımızda düzenlenen kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halleri, hukuken mahkumiyet sayılmadığı için suçun varlığına rağmen başkanlık veya organlardaki görevi sona erdirmez. Yine kanunun yürürlük tarihi öncesine ait cezalar, yürürlük tarihinden sonra karar verilse bile göreve engel değildir. TFF Futbol Disiplin Talimatı’nın özellikle 60. maddesi ile 7405 sayılı Kanun’un 5 ve 6. maddelerinde yer alan amir nitelikteki düzenlemeler arasındaki farklılıkların ele alınarak tartışılması ve bu düzenlemelerin daha uyumlu bir yapıya kavuşturulmasının yararlı olacağı kanaatindeyiz.

Yararlanılan Kaynaklar:

1) Özer Alişan EKREN, Spor Hukuku, Yasa Dışı Bahis, Korsan Yayın, Filiz Kitabevi, 2021

2) Asım EKREN, Spor Suçları Seyirden Yasaklanma, 4.Baskı, Filiz Kitabevi, 2022

3) Asım EKREN, Spor Yasası, Kulüp, Şirket, Federasyon, 2.Baskı, Filiz Kitabevi, 2023

4) Özer Alişan EKREN, Ceza Hukuku Genel Hükümler Açıklamalı Soru Kitabı, 1. Baskı, Filiz Kitabevi, 2025