Bilindiği gibi, 2577 sayılı İYUK’nun 27. maddesi  hükmüne göre yürütmenin durdurulması hakkında verilen kararlar hem idare açısından ve hem de mükellefler açısından mutlak surette uyulması gerekli kararlardır.[1] 

Vergi yargısında yürütmenin durdurulması hakkında verilen kararlar  hem mükellefleri ve hem de  vergi idarelerini bağladığı gibi bu kararların gerekleri derhal yerine getirilmelidir. Aksi takdirde, kararı uygulamayan ilgililer tazminata mahkum olabilir.[2] 

Yürütmenin durdurulması kararlarının  sonuçları ve etkileri kısaca şöyledir:

1) Mahkemeler, yürütme durdurma hakkında karar vermeden önce mutlak surette idarenin savunmasını almak zorundadır. 

2) Kararın  yerine getirilmesi; vergi uyuşmazlıkları açısından yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş ise, vergi tahsilat işlemlerine başlanılmaz. Başlanan  icra işlemleri ise hemen durdurulur. Satış işlemleri var ise, bu işlemler bekletilir.

3) Sahte belge kullanımı veya düzenlenmesi ile ilgili olarak, özel esaslar hakkında verilen YD kararları  gereğince mükellefler derhal genel esaslara dönüştürülmelidir.  

4) Yürütmenin durdurulması kararları tahsil zamanaşımını keser. 

5) Yürütmenin durdurulmasına karar verildikten sonra, mahkeme nihai kararında idari işlemin hukuka uygunluğuna karar vererek davayı reddederse, idarenin kamu alacağına zamanında kavuşmaması nedeniyle uğradığı maddi kayıp için gecikme zammı alınır. 

6) Yürütmenin durdurulması kararları geriye yürür ve idare bu kararlara uymakla yükümlüdür ve kararların gerekleri yerine getirilir.

7) 2577 sayılı İYUK’na göre; yürütmenin durdurulması kararını ilgili idare 30 gün içinde yerine getirmekle mükelleftir.

8) Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin  esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarından  haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile  ilgili  davalar nedeniyle verilen kararlar dışındaki kararlar uyarınca 30 gün içerisinde işlem tesis edilmesi gerekir. (Bkz. İYUK md.28) Bu konuda, yeni bir gelişme olmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar gereğince, 2577 sayılı İYUK md. 28/1 hükmü iptal edilmiştir. Buna göre, artık ilk dereceli mahkemelerin verdiği kararlar (30) gün içerisinde yerine getirilecektir. Başka bir ifade ile, Danıştay’dan kesin karar gelmesi beklenilmeyecektir.

9) Mahkemeler, bazı hallerde teminat istemeden de YD kararı verebilir.

10) Mükelleflere vergi dairelerinden tebliğ edilen, KDV beyannamelerini düzeltilmesi konusunda tebliğ edilen ve 15 gün süre verilen uyarı yazıları gereğince ihtirazi kayıtla ilgili dönem beyannamelerinin düzeltilmesi neticesinde, tanzim edilen tahakkuk fişlerine karşı yürütmenin durdurulması talepli dava açılması halinde, mahkemeler YD kararı vermiş ise tahakkuk işlemi iptal edilir. Başka bir ifade ile tahakkuk işlemleri hakkında YD kararı uygulanır. Esasla ilgili vergi mahkemesinden kabul kararı geldiği takdirde tahakkuk işlemi kesin olarak iptal edilir. Bu nedenle, vergi dairelerinden tebliğ edilen düzeltme beyanları için ihtirazi kayıtla düzeltme yapılarak, müddeti içerisinde YD talepli dava açılması gereklidir.

11) Vergi mahkemesinde açılan davanın mükellef aleyhine sonuçlanması sonucunda temyiz yoluyla Danıştay’a gidilmesi halinde yürütmenin durdurulması talep edilmelidir. Danıştayca yürütmenin durdurulması talebiyle ilgili herhangi bir sonuç gelmeden mükellef hakkında borç çıkartılamaz. Yine bu aşamada mükellefin borçlu olduğu gerekçesiyle e-haciz yürütülemez. 

--------------------------------------

[1] 2577 sayılı İYUK md. 27/3

[2] Bkz. İYUK md. 28 ve Anayasa md. 138