1. GİRİŞ

Ülkemizde geçici koruma, göçmen, ikincil koruma, turistik veya ticari amaçlı bulunanlar olmak üzere çeşitli sebeplerle Türkiye’de bulunan farklı statülere sahip yabancılar vardır. Yabancılar ülkemize vatandaşlık bağı ile bağlı olmadıkları için vatandaşlardan farklı Kanun hükümlerine tabi olmaktadır. Yabancılarla ilgili en temel kanunumuz ise 6458 sayılı Yabancıların Uluslararası Korunması Kanunu’dur. İlgili kanunun uyarınca idare devletin egemenlik hakkı doğrultusunda çeşitli kuralları ihlal eden veya kamu sağlığı, kamu güvenliği ile kamu düzeni açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca bulunan yabancılar hakkında YUKK’nun 9. Maddesi gereğince Türkiye’ye giriş yasağı kararı alabilir. Ayrıca halihazırda ülkemizde bulunan veya ikamet eden yabancıların da çeşitli kanun hükümlerine aykırı davranmaları veya kamu sağlığı, kamu güvenliği ile kamu düzeni açısından tehdit oluşturmaları halinde idare tarafından öncelikle yabancı hakkında sınır dışı etme kararı alınmakta, hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancılar idari gözetimde tutulmakta ve sınır dışı işlemi ile birlikte haklarında farklı sürelerle giriş yasağı uygulanmaktadır. Sınır dışı etme, idari gözetim ve giriş yasağı işlemlerine ilişkin düzenlemeler 6458 Sayılı kanun ve yine bu kanunun yönetmeliğinde belirtilmiştir. Makalemizin giriş yasağı işlemi özelinde olması nedeniyle sınır dışı etme ve idari gözetime değinilmeyecektir. Makalemizde kanuna aykırı olarak hakkında giriş yasağı konulan yabancıların bu giriş yasağını nasıl kaldırabileceğinden ve dikkat edilmesi gereken hususlardan kısaca bahsedilecektir.

2.GİRİŞ YASAĞINA İLİŞKİN TESPİTLER

Türkiye’ye giriş yasağı kararı alabilecek idareler kanunda belirtildiği üzere valilikler veya İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığıdır. Türkiye’ye giriş yasağı en fazla 5 yıl süre ile verilmekte olup kamu sağlığı, kamu güvenliği ile kamu düzeni açısından tehdit oluşturan yabancılar için bu süre 10 yıl daha uzatılabilir. Ancak aynı nedene dayalı olarak yabancı hakkında 15 yılı geçecek şekilde Türkiye’ye giriş yasağı kararı verilemez. İdare sınır dışı edilen yabancıların pasaportlarına Türkiye’ye girişi engelleyen çeşitli tahdit kodları koymaktadır. Bu kodlar yabancının neden Türkiye’ye girişinin yasaklandığının ve ne kadar süre ile yasaklandığının tespiti açısından önemlidir. Giriş yasakları yapılan ihlalin niteliğine göre değişmektedir. Örnek olarak vize süresi bitmesine rağmen Türkiye’de bulunmaya devam eden yabancıya Ç-102 tahdit kodu verilerek ülkeye girişi 6 ay kadar yasaklanmaktayken, Türkiye’de adli bir olaya karışan ve bu nedenle ikamet izni iptal edilen yabancıya Ç-114 tahdit kodu verilerek 2 yıl kadar giriş yasağı uygulanabilmektedir. Hırsızlık yapan bir yabancıya ise G-65 tahdit kodu verilerek ülkeye girişi 5 yıl yasaklanabilir. Bu süreler idarenin takdirinde olup ihlalin niteliğine göre değişmektedir. Sınır dışı edilen ve haklarında Türkiye’ye giriş yasağı konulan yabancılar avukatları aracılığı ile il göç idaresi müdürlüklerinden yasağa ilişkin detayları öğrenmelidirler.

Bir yabancı aleyhine birden fazla idare giriş yasağı kararı alabilmektedir. Burada en önemli husus yasakların kaldırılması için açılan davalarda, farklı idarelerce alınan kararlara karşı farklı davaların açılması gerekliliğidir. Örneğin bir yabancı hakkında Balıkesir Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığınca alınan 2 ayrı giriş yasağı kararı bulunması halinde iki ayrı iptal davası açılması gerekmektedir.

3.YASAK KALDIRMA SÜRECİ

İlk olarak yasağa ilişkin bilgiler toplandıktan sonra giriş yasağını veren idareye dilekçe ile ilgili yasağın kaldırılması için başvuruda bulunulması son derece önemlidir. Her ne kadar il göç idaresi müdürlükleri verilen dilekçelere zımni ret vermekte ise de İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı dilekçeleri yanıtlamakta ve kendilerince verilen giriş yasaklarını haklı nedenler var ise başvuru üzerine kaldırmaktadır. Bu şekilde uzun süren yargılama süreçleriyle uğraşmaksızın giriş yasağının kaldırılmasını sağlanabilmektedir.

Cevap süresi dolduktan veya idare tarafından başvuru cevaplandıktan sonra yasal süre içerisinde dava dilekçesi ile yetkili ve görevli mahkemeye başvuruda bulunulmalıdır. Giriş yasağı kararının iptaline ilişkin davalarda görevli ve yetkili mahkeme, yasak kararını veren yerdeki İdare Mahkemesidir.

Dava dilekçesi hazırlanırken müvekkillerin mağduriyetlerinin minimuma indirilmesi için davanın yürütmeyi durdurma talepli olarak açılması ve müvekkilin ekonomik durumu göz önünde bulundurularak gerekli ise adli yardım talep edilmesi unutulmamalıdır. Mahkemenin yürütmeyi durdurma talebini kabul ettiği andan itibaren hakkında giriş yasağı bulunan yabancı ülkemize giriş yapabilir. Burada avukatların dikkat etmesi gereken husus her ne kadar mahkemelerce yürütmeyi durdurma kararı verilse de idare tarafından Türkiye’ye giriş yasağı pasif duruma getirilmemekte ve müvekkiller mağduriyet yaşayabilmektedir. Bu nedenle müvekkilin Türkiye’ye gelmesinden önce ilgili yasağın sistemden pasif duruma getirilip getirilmediğinin kontrol edilmesi önemlidir. Dava dilekçelerinde iptali talep edilen yasakla ilgili olarak yasak kararını veren makam, yasak karar tarihi ve karar numarası ile ilgili tahdit kodu özellikle belirtilmelidir. Giriş yasağının hukuki olmadığına ilişkin nedenler ileri sürülürken idari işlemin unsurları bakımından tek tek irdelenmesi yararlı olacaktır.

4. ÖRNEK DAVA DİLEKÇESİ

YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR

ADLİ YARDIM TALEPLİDİR

DURUŞMA TALEPLİDİR

……….... İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

DAVACI : ………………….

VEKİLİ : …………………

DAVALI İDARE : ……………. İl Göç İdaresi Müdürlüğü

KONU :Müvekkil davacı aleyhine davalı idare tarafından hukuka aykırı olarak tesis edilen …………. tarih ve ………….. karar numaralı G-65 tahdit kodu işleminin iptali talepli dava dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR

Müvekkil hakkında hatalı bir soruşturma yürütülmüştür. Başlatılan hatalı adli süreç yüzünden soruşturmanın başlamasından tam 8 ay sonra müvekkil hakkında kamu düzeni, güvenliği ve sağlığı açısından tehdit oluşturduğu gerekçesiyle idari gözetim ve sınır dışı edilme kararı alınmış , ardından müvekkil sınır dışı edilmiştir. Müvekkil hakkında adli işlem olduğu gerekçesiyle pasaportuna tahdit kodu konulmuş ve müvekkilin Türkiye’ye girişi 5 yıl yasaklanmıştır.

MÜVEKKİLİN, KİŞİSEL DURUMU

Müvekkilimiz Boğaziçi Üniversitesinde malzeme mühendisliği bölümü 4. Sınıf öğrencisidir. Müvekkilimiz, 8 yıldır Türkiye'de yaşamaktayken sınır dışı edilmiştir. Müvekkil Türkiye'de yaşadığı süre boyunca hiçbir suça karışmamış olup adli sicil kaydı bulunmamaktadır. Müvekkil ailesinin yardımları ile yaşamakta olup herhangi bir başka geliri yoktur.

HUKUKİ MESELE

Müvekkil hakkındaki hatalı soruşturma gerekçe gösterilerek soruşturma başladıktan 8 ay sonra müvekkilin 6458 sayılı Yabancıların Uluslararası Korunması Kanunu'nun 54/1-d maddesi gereğince: Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle hakkında idari gözetim ve sınır dışı etme işlemleri uygulanmış, müvekkilin Türkiye'ye girişi yasaklanmıştır. Müvekkil hakkında ………… tarafından ………….. tarih ve ………….. karar numaralı G-65 tahdit kodu haksız bir şekilde konulmuştur. Müvekkilin ülkemiz kamu düzeni, kamu güvenliği ve kamu sağlığı açısından tehdit oluşturduğu konusunda hiçbir veri bulunmamaktadır. Yapılan soruşturmanın hatalı olduğu kanıtlanmıştır. Müvekkil 5 yıl Türkiye'de yaşamış olup hiçbir sabıkası olmamıştır. Başarılı bir öğrencidir, ülkemize faydası ve katkısı bulunmakta olup kamu güvenliği için tehdit de oluşturmamaktadır. Müvekkil sağlıklı olup kamu sağlığı açısından da bir tehlike oluşturduğu söylenemez. Davalı idare, keyfi işlemleriyle hukuk güvenliği ilkesini hiçe sayarak müvekkilin mağduriyetine sebep olmuştur. Somut dayanaktan yoksun ve sebep unsuru bakımından sakat olan dava konusu işlemin iptali gerekmektedir.

İdari işlem amaç unsuru bakımından da sakattır. İlgili idari işlem kamu yararını sağlamak için tesis edilmekte olup idarenin ilgili işlemdeki amacı Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığını tehdit eden kişilerin ülkede bulunmasını engellemektir. Ancak mevcut dosyada müvekkil aleyhine tesis edilen işlem bu amacı gerçekleştirmeye uygun olmayıp kamu yararına da aykırıdır. Müvekkilin ilgili olayla alakası olmadığı tüm resmi ve ulaşılabilir kayıtlardan anlaşılmakta olup idarenin herhangi bir inceleme yapmadan keyfi bir şekilde olaydan tam 8 ay sonra müvekkili söz konusu idari işleme tabi tutması her anlamda hukuka aykırıdır.

İdari işlem konu unsuru bakımından da sakattır. İdari işlem mümkün ve meşru olmalıdır. Müvekkilin birçok anayasal hakkını çiğneyen keyfiliği açık olan işlemin konu bakımından da hukuka uygunluğu bulunmamaktadır. İdari gözetime alternatif yükümlülükler bulunmasına rağmen müvekkilin idari gözetime alınarak sınır dışı işlemine zorlanması ise ölçülülük ilkesine aykırıdır.

YÜRTÜMENİN DURDURULMASI TALEBİ

Müvekkil büyük bir hata sonucu evinden, okulundan uzak kalmıştır. Maddi olarak da büyük zarar görmüştür. Müvekkilin özgürlük ve güvenlik hakkı, eğitim hakkı, seyahat özgürlüğü gibi birçok hakkı ihlal edilmiştir. Müvekkilin yargılama sürecinde Türkiye'ye dönememesi ve eğitimine devam edememesi telafisi imkânsız sonuçlar doğuracaktır. Müvekkil son sınıf öğrencisi olup bu yıl mezun olması gerekmektedir. Sınavlarına giremezse sınıfta kalacaktır. Bu nedenle müvekkil hakkında tesis edilen Türkiye'ye giriş yasağı işleminin yürütmesinin durdurulması hayati önem arz etmektedir.

İSTEM ve SONUÇ:

1-) Yukarıda arz ve izah edilen ve ayrıca Başkanlığınızca re ’sen dikkate alınacak nedenlerle; İYUK, ve İlgili Yasal Mevzuat. Öncelikle gecikilmesi halinde telafisi güç veya imkansız zararlar doğabileceğinden, 2577 sayılı İYUK’nun 27/2,4 ve 16. maddeleri uyarınca müvekkil hakkında hukuka aykırı şekilde tesis edilen yurda giriş yasağına ilişkin ………… İl Göç İdaresi Müdürlüğünce …………. tarih ve ……….. karar numaralı G65 tahdit kodu idari işlemi hakkında yürütmenin durdurulmasını,

2-) Yapılacak yargılama neticesinde ………… İl Göç İdaresi Müdürlüğünce ……….tarih ve ………karar numaralı G65 tahdit kodu idari işleminin iptaline,

3-) Müvekkilin maddi durumu gereği adli yardım talebimizin kabulüne,

4-) İncelemenin duruşmalı olarak yapılmasını,

5-) Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı idareye bırakılmasını, başkanlığınızdan vekaleten arz ve talep ederim…/…./…..

Av. Vedat ÇELİK