T.C.
Yargıtay
1. Ceza Dairesi
2023/1108 E., 2023/2712 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.11.2018 tarihli ve 2018/255 Esas, 2018/265 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81 inci maddesi, 29 uncu maddesi, 62 nci maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 15.03.2019 tarihli ve 2019/8 Esas, 2019/496 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve katılan vekilinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 15.03.2019 tarihli ve 2019/8 Esas, 2019/496 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılan vekilince temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 24.06.2020 tarihli ve 2020/744 Esas, 2020/1440 Karar sayılı kararı ile; ''5237 Sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin uygulanması sırasında, maktulden sanığa ve yanında bulunan arkadaşı tanık ...'a yönelen eylemlerin niteliği ve haksız tahrikin ulaştığı boyut nazara alındığında, cezada azami düzeyde indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde indirim yapılarak fazla ceza tayini'' nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.12.2020 tarihli ve 2020/218 Esas, 2020/408 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 inci maddesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun'un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.
5. Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.12.2020 tarihli ve 2020/218 Esas, 2020/408 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılan vekilince temyizi üzerine Yargıtay 04.11.2021 tarih, 2021/266 Esas, 2021/13888 Karar Sayılı Kararı ile ''5271 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince nedeniyle zorunlu müdafiiliğin kabul edildiği yargılamada, 5271 Sayılı Kanun'un 188 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince sanık müdafiinin duruşmaların yapıldığı sırada hazır bulunması zorunlu ise de daha sonradan 676 sayılı KHK ile yapılan değişiklikle müdafiinin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi hallerinin bu zorunluluğun istisnası olarak düzenlendiği, somut olayda ise sanık müdafiinin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi ve oturumu terk etmesi hâlleri söz konusu olmayıp, ... Adliyesindeki duruşmaları nedeniyle saat mazereti bildirerek, karar oturumuna katılamadığı, sanık müdafiinin hazır olmadığı karar oturumunda Cumhuriyet savcısının esas hakkında mütalaada bulunduğu, mütalaya karşı müdafii olmaksızın sanık savunmasının alındığı, bu haliyle sanık müdafiinin beyanı alınmadan yokluğunda hükmün verilemeyeceği, duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken sanık müdafiinin yokluğunda, yeni bir müdafii de görevlendirilmeden ya da müdafii temini için oturum ertelenmeden yargılamaya devam edilerek hükmün tesis ve tefhim edilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve ve 188 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması'' nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
6. Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.04.2022 tarihli ve 2021/492 Esas, 2022/162 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 inci maddesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun'un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.
I. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri; delillerin hatalı değerlendirildiğine, hüküm kurulurken koşulları oluşmayan haksız tahrik hükümlerinin uygulandığına, haksız tahrikin derecesine, ceza miktarına, takdiri indirim nedenlerine,
2. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri; sübuta, mahkumiyet kararının hukuka aykırı olduğuna, meşru savunma veyahut da meşru savunmada sınırın aşılması koşullarının somut olayda oluştuğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık ...'nın ... ili Marmaraereğlisi'nde bulunan yazlık evlerde bekçilik yaptığı, olay tarihinde gece vakti misafirlikten birlikte döndüğü arkadaşı tanık ...'a evine bıraktığı esnada hırsızlık amacıyla ... isimli şahsın ikametinin camını kıran maktul ... ve suçun diğer faili ... ile karşılaşıp ''hırsız var'' şeklinde bağırması üzerine; ...'ın kaçmasına karşılık maktulün elinde bulunan kırık cam parçası ve tornavida ile tanık ...'a saldırarak boğuşmaya başladığı, ani gelişen kavga sırasında sanığın muhitte sokak köpekleri mevcut olduğundan bahisle yola çıkmadan evvel tedbir amaçlı yanına aldığı av tüfeği ile etkili mesafeden ateş edip maktulü göğüs bölgesinden yaralayarak av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı kosta kırıkları ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu hayatını kaybetmesine neden olduğu anlaşılmıştır.
2. Sanığın ikrar içeren savunmaları, tanık beyanları, 02.03.2018 tarihli uzmanlık raporu, Marmaraereğlisi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 20.02.2018 tarihli ölü muayenesi tutanağı, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 12.06.2018 tarihli otopsi raporu dava dosyasında bulunmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. Katılan Vekilinin Delillerin Hatalı Değerlendirildiğine, Ceza Miktarına, Takdiri İndirim Nedenlerine, Haksız Tahrike Yönelen Temyiz Sebepleri Yönünden;
İleri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, dosya içeriğinden varlığı anlaşılan, maktulden sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemin doğru olarak belirlendiği, haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında belirlenen indirim oranının isabetli olduğu, eyleme uyan suç vasfı ile yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Sanık Müdafiinin Sübuta, Mahkumiyet Kararının Hukuka Aykırı Olduğuna, Meşru Savunma ve Meşru Savunmada Sınırın Aşılması Koşullarının Somut Olayda Oluştuğuna Yönelen Temyiz Sebepleri Yönünden;
Eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, hukuka uygunluk nedenlerinden biri olarak 5237 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen meşru savunma, yargısal kararlarda ve öğretide; bir kimsenin, gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakkı hedef alan, gerçekleşen ya da gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı, saldırı ile eş zamanlı olarak hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde, kendisinden veya başkasından uzaklaştırmak mecburiyetiyle saldırıda bulunan kişiye karşı işlediği ve hukuk düzenince meşru kabul edilen fiiler olarak kabul edilmektedir. Savunmanın, meşru savunma şartlarının bulunduğu sırada başladığı, ancak orantılılık ilkesinin ihlal edilmesi nedeniyle meşru savunmanın gerçekleştiğinin kabul edilmediği durumlarda ise 5237 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinde düzenlenen "Sınırın aşılması" söz konusu olabilmektedir. Buna göre somut olayda sanığın elinde tüfek bulunduğu halde yanında bulunan arkadaşı ... ile birlikte maktul ile boğuşmaya başladığı, olayın başlangıcında birlikte karşı koydukları maktulün elindeki tornavidanın dahi düşmesine karşın saldırıyı başka surette defetme olanağı mevcut olup savunma ile saldırı arasında orantının bulunmadığı anlaşıldığından anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.04.2022 tarihli ve 2021/492 Esas, 2022/162 Karar sayılı kararında katılan vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Silivri Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.05.2023 tarihinde karar verildi.





