T.C.

Yargıtay

1. Ceza Dairesi

2023/342 E., 2024/2629 K.

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SUÇ : Kasten yaralama

HÜKÜM : Mahkûmiyet

TEMYİZ EDENLER : Katılan vekili, sanık müdafii

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Bartın 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.07.2021 tarihli ve 2019/445 Esas, 2021/321 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında katılana karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 ünci maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 21.09.2022 tarihli ve 2021/1975 Esas, 2022/1374 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında katılana karşı kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Katılan vekilinin temyiz istemi özetle; ilk haksız hareket sanıktan kaynaklandığından cezasında haksız tahrik indirimi yapılmasının hatalı olduğuna ve üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

2. Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; sanığın eyleminin meşru savunma sınırları içerisinde kaldığı ve sınırın korku ve telaşla aşıldığının kabul edilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

1. Katılanın ablası ile sanığın ilişkisi olduğu, suç tarihinde katılan, kardeşi Hamza ve tanık Ramazan'ın bu ilişki hakkında konuşmak için sanık ile buluştukları, konuştukları sırasında aralarında tartışma çıktığı, tartışmanın devamında sanığın yanında bulundurduğu bıçak ile katılanı yaraladığından bahisle kamu davası açılmış ise de; sanığın, katılan ile Hamza'nın üzerine saldırması ve silah sesi duyması üzerine, üzerinde bulunan bıçağı kendisini savunma ve korkutma amaçlı çıkartarak salladığı ve bıçağın katılana geldiği şeklindeki savunması ve tanık Ramazan'ın duruşmada alınan savunması, katılanın çelişkili beyanları ve tanıklar Hamza ile Ramazan'ın beyanları ile doğrulanmayan beyan içeriklerinden, sanığın meydana gelen somut olayda eyleminin kendisine yönelik haksız bir saldırıyı defetmek amacıyla meşru savunma sınırları içerisinde işlediğinin ve sanığın mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaş nedeniyle meşru savunma sınırını aştığının kabulü ile, bu suretle sanığın kusurunun bulunmadığı kabul edilerek 5237 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 ünci maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2. Sanık savunması, katılan beyanı, tanıkların anlatımları, Bartın Devlet Hastanesince düzenlenen 27.11.2018 ve 29.11.2018 tarihli adli muayene raporları, nüfus ve adli sicil kayıtları, tutanaklar ile diğer tüm deliller dava dosyasında mevcuttur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

Suç tarihinde katılan ve tanıkların, katılan ve tanık Hamza'nın ablası ile duygusal ilişkisi olan sanık ile bu ilişki hakkında konuşmak için buluştukları, konuşma sırasında taraflar arasında tartışma çıktığı, tartışmanın karşılıklı kavgaya dönüştüğü, kavga sırasında sanığın yanında bulundurduğu bıçak ile katılanı leğen kemiği, bel ve kalça bölgesinde olmak üzere üç bıçak darbesi ile basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, dosyada mevcut delillerin isabetli şekilde değerlendirildiği, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, sanığın savunmasında katılan ve tanıkların kendisine silah gösterip saldırdıkları ve silah sesi duyması üzerine bıçağını çıkarıp salladığına ilişkin savunmasının, sanığın olaydan sonra kolluk güçlerine müracaat etmek yerine İstanbul iline gitmesi nedeniyle raporunun aldırılmaması, olay yeri ve civarında yapılan aramada kovan veya başkaca suç unsuruna rastlanmaması nedeniyle kanıtlanamadığı gözetildiğinde Mahkemece ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının tespit edilemediği hususundaki değerlendirmenin isabetli olduğu, meşru savunma müessesesinin uygulanması için saldırı teşkil eden ilk hareketin sanıktan kaynaklanmaması, saldırı ile savunma arasında orantılılık bulunması gibi kriterlerin aranacağı, somut olayda ise ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususundaki şüphenin sanık lehine yorumlanmasıyla sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği bu nedenle meşru savunma ve meşru savunmada sınırın aşılması koşullarının oluşmadığı, 5237 sayılı Kanun'un "Cezanın belirlenmesi" başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında yer verilen meydana gelen zararın ağırlığı ve sanığın kastının yoğunluğu gibi ölçütler ve 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen "Cezada orantılılık ilkesi" gözetilerek 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen temel cezanın dosya kapsamına uygun düştüğü anlaşıldığından, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde düzeltme nedeni dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Tekerrür Yönünden

Sanık hakkında kurulan hükümde en ağır cezayı içeren İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2015 tarihli, 2015/263 Esas, 2015/462 Karar sayılı, 08.09.2015 tarihinde kesinleşen ilamı ile 5237 sayılı Kanun'un 142 nci maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendi, 145 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca hükmedilen erteli 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde (2) numaralı bendinde açıklanan nedenle katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 21.09.2022 tarihli ve 2021/1975 Esas, 2022/1374 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının gereği 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesinin uygulandığı paragrafın hükümden çıkarılıp yerine "Sanığın adli sicil kaydına göre, İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2015 tarihli, 2015/263 Esas, 2015/462 Karar sayılı 08.09.2015 tarihinde kesinleşen ilamı ile 5237 sayılı Kanun'un 142 nci maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendi, 145 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca hükmedilen erteli 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezasının tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, sanığın cezasının 5237 sayılı Kanun'un 58 inci maddesi altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak üzere sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ifadesinin eklenmesi suretiyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bartın 2. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.04.2024 tarihinde karar verildi.