T.C.

Yargıtay

12. Ceza Dairesi

2022/6489 E., 2025/3126 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2021/2047 E., 2021/2038 K.

SUÇ : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

HÜKÜM : İstinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi kararı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün düzeltilerek onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; katılan ... vekili ve katılan ... tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde 5271 sayılı CMK'nın 298/1. maddesindeki temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, işin esasına geçildi, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan, 5237 sayılı TCK'nın 133/1, 43/1, 62/1, 53/1-2-3. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince sanığın ve katılan ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 5271 sayılı CMK'nın 280/1-a ve 303/1-a maddeleri uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararındaki mahkûmiyete ilişkin bölümün sanığın 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine ilişkin hüküm ile değiştirilmesi suretiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan ... vekilinin ev katılan ...'ın temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılan ... vekilinin temyiz sebepleri; sanığın atılı suçu işlediği sabit olmasına rağmen beraate karar verildiğine, sanığın kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, sanık hakkında beraat kararı verilebilmesi için duruşma açılması gerektiğine, katılan ...'ın temyiz sebepleri; sanığın atılı suçu işlediği sabit olmasına rağmen beraate karar verildiğine, sanığın kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, sanık hakkında beraat kararı verilebilmesi için duruşma açılması gerektiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

İlk Derece Mahkemesince, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; katılanlar ile yaptığı konuşmaları kaydeden sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 133/1. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda sanığın katılanlar ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinin kayıt etmesi şeklinde gerçekleşen eylemine ilişkin olarak görüşmelerin ifşa edildiğine ilişkin herhangi bir iddia ve tespitin yer almadığı, telefon görüşmelerinin sanık tarafından kaydedilmesi eyleminin kanunda suç olarak düzenlenmemesi nedeniyle İlk Derece Mahkemesinin kararındaki mahkûmiyete ilişkin bölümün sanığın 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine ilişkin hüküm ile değiştirilmesi suretiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE VE KARAR

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, katılan ... vekilinin ve katılan ...'ın yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü bu kapsamdaki temyiz sebeplerinin reddine, ancak;

Belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar (internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb.) ve ortak semboller (söz, yazı, işaret vb.) aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde (zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi), okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi eylemi TCK'nın 132/1-1. madde, fıkra ve cümlesinde;

Anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak (örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD'ye aktarılması gibi işlemlerle) sabitlenmesi eylemi TCK'nın 132/1-2. madde, fıkra ve cümlesinde;

Başkalarının haberleşme içeriklerinin, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eylemi TCK'nın 132/2. madde ve fıkrasında;

Haberleşme içeriklerinin, haberleşmenin muhatabı olan diğer kişi tarafından, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi eylemi TCK'nın 132/3. madde ve fıkrasında;

İki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi eylemi TCK'nın 133/1. madde ve fıkrasında;

En az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi eylemi TCK'nın 133/2. madde ve fıkrasında;

Elverişli bir aletle dinlenilen veya kaydedilen konuşma veya söyleşiden elde edilen bilgiler sayesinde kendi veya üçüncü kişi lehine, maddi ya da manevi yarar, yani; fayda veya avantaj sağlanması; bu bilgilerin, menfaat karşılığı olsun ya da olmasın, ilgilisi dışındaki kişi veya kişilere verilmesi ya da diğer kişilerin dolaylı olarak bilgi edinmelerinin temin edilmesi eylemi TCK'nın 133/3. madde ve fıkrasında suç olarak tanımlanmışken, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 80. maddesi ile TCK'nın 133/3. madde ve fıkrasında yapılan değişiklikle kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi eylemi suç olarak düzenlenmiştir.

Kişinin tarafı olduğu haberleşme içerikleri kaydetmesi ve tarafı olduğu iki kişi arasındaki yüz yüze konuşmayı kaydetmesi eylemleri 5237 sayılı TCK'nın 132. ve 133. maddeleri kapsamında suç olarak düzenlememiş olup koşulları bulunduğu takdirde aynı Kanun'un 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilecektir.

Bu açıklamak ışığında, sanığın katılan ... ile telefonda yaptığı haberleşmeyi ve diğer katılan ... ile kapı arkasından yapmış olduğu yüz yüze konuşmayı kaydetmesi eylemlerinin haberleşmenin ve konuşmanın tarafı olması nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 132. ve 133. maddeleri kapsamında suç olarak düzenlenmediği gözetilerek sanığın eyleminin aynı Kanun'un 134. maddesi kapsamında da bir değerlendirme yapıldıktan sonra sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken telefon görüşmelerinin kayıt etmesi şeklinde gerçekleşen eylemine ilişkin olarak görüşmelerin ifşa edildiğine ilişkin herhangi bir iddia ve tespitin yer almadığı, bu kapsamda yukarıda açıklandığı şekilde telefon görüşmelerinin sanık tarafından kaydedilmesi eyleminin kanunda suç olarak düzenlenmemesi gerekçesi ile eksik değerlendirme sonucunda yazılı karar verilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre de;

Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,

Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenlerle katılan ... vekilinin ve katılan ...'ın temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararının 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK'nın 304/2-b maddesi uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.03.2025 tarihinde karar verildi.