T.C.

Yargıtay

7. Hukuk Dairesi

2022/6437 E., 2024/60 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1265 E., 2022/1841 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/598 E., 2022/133 K.

Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazda davacının 17/18 oranında hissedar olduğunu, geriye kalan 1/18 oranında hissenin ise ... mirasçıları tarafından davalı ...'ya 305.000,00 TL bedelle satıldığını, bu bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek taşınmazın davalı adına olan 1/18 oranındaki hissenin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz yönünden yapılan satış işleminin Afyonkarahisar 6. Noterliğinin 02.10.2018 tarih ve 06659 yevmiye numaralı ihtarname ile bildirildiğini, satış işlemine ilişkin 305.000,00 TL bedelin banka hesabına yatırıldığını, buna ilişkin dekontun dilekçe ekinde sunulduğunu, taşınmazın fiilen taksim edildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 27.09.2018 tarihli para çekme dekontu ile birlikte değerlendirildiğinde; yerleşik yargı kararlarına göre keşif, bilirkişi raporunun bedelde muvazaa iddiası yönünden tek başına delil olarak kabulünün mümkün olmaması nedeniyle bedelde muvazaa iddiasının ispatlanamadığını; tanık anlatımları doğrultusunda, dava konusu taşınmazda fiili taksim hususunun bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekiline mahkemenin 4 No.lu celsesinde eksik kalan taşınmaz bedelini ve eksik kalan peşin harcı yatırması için verilen kesin süreye rağmen ara karar yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava konusu taşınmazın dava edilen 500,00 m²'sinin davalı tarafından 15.000,00 TL'ye satın alınmayacağını, taşınmazın m² birim fiyatının 8-10 TL arasında olduğunu, diğer taraftan hem davacı tanığının hem de davalı tanığının fiili taksim yapılmamış iddiası bertaraf edilerek bozma ilamındaki hususların ikmal edildiğini ileri sürerek yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davada ve bu davadan önce sonuçlanan 2016/668 Esas sayılı davada da dinlenen tanık ifadelerinden, alınan bilirkişi raporlarından, mahkemenin zemindeki fiili duruma ilişkin tespitlerinden taşınmazda fiili taksim yapılmadığı açıklanmıştır.

2. Satış bedelinde muvazaa yapıldığına yönelik davacı iddiası yönünden; dosya içerisine alınan Mahkemenin 2016/668 Esas ve 2017/528 Karar sayılı dava dosyasın da taraflarının aynı olup, bu sefer aynı taşınmazın 1/2 hissesi 14.10.2015 tarihinde 6.940,00 TL'ye davalıya, 750/9000 hissesi 08.06.2016 tarihinde 1.214,00 TL'ye dava dışı Tuncay Avcı'ya, 1500/9000 hissesi 23.06.2016 tarihinde 1.215,00 TL'ye dava dışı ... 'ya satıldığı, bu satışlar üzerine davacının da ön alım hakkını kullandığı, İlk Derece Mahkemesinin tapu iptal ve tescil hükmünün istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği belirtilmiştir.

Davalılar vekilinin o davada verdiği cevap dilekçesinde taşınmazın 1/2 hissesinin gerçekte 103.000,00 TL'ye satın alındığını belirttiği açıklanmıştır. Bir an için davalı vekilinin savunmasının doğru olduğu kabul edilirse taşınmazın m2'sinin 14.10.2015 tarihi itibariyle 22,88 TL/M2'ye geldiği; eldeki davada ise taşınmazın 1/18 hissesi yani 500,00 m2'sinin 28.09.2018 tarihinde 305.000,00 TL'ye satıldığı, m2'sinin 610,00 TL/M2'ye karşılık geldiği ifade edilmiştir.

Kararda bu değerlendirmelerle yaklaşık üç yılda taşınmazın değerinin 26 kat arttığı, ancak taşınmazın fiyatını etkileyecek önemli bölgesel gelişmeler bulunmadığı, bilirkişi raporlarında da taşınmazın son imar durumunu göz önünde bulundurarak birim değerinin 143/67 TL/M2 olarak tespit edildiği gerekçesiyle satış bedelinde muvazaa neticesine varılmıştır.

3. Taşınmazın önalım hakkına konu hissesinin gerçek değerinin belirlenmesinde satış bedelinde muvazaa iddiası kanıtlandığı takdirde davacının bildirdiği bedel üzerinden depo kararı verileceği belirtilmiştir. Kaldırma kararından sonra alınan 17.11.20121 tarihli raporla tespit edilen bedel taşınmazın konumu, son imar durumu ve bölgesel etkilere göre belirlenmesi ve hakkaniyete daha uygun olması nedeniyle gerçek satış bedeli olarak kabul edilmiştir.

4. Bu nedenlerle, İlk Derece Mahkemesinin hatalı değerlendirme ile 305.000,00 TL üzerinden depo karar vermesi doğru görülmemiş, hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir. Taraflar duruşmaya davet edilmiş, son bilirkişi raporuyla belirlenen 71.835,00 TL satış bedeli ile binde 2 oranında tapu harcından oluşan önalım bedelinin depo edilmesi ve buna göre harcının tamamlanması için verilen sürede davacının eksiklikleri giderdiği ve ara kararın gereklerini yerine getirdiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının bedelde muvazaa yapıldığını iddia etmesine rağmen taşınmazın gerçekte ne kadara satıldığı konusunda beyanda bulunmadığını; resmi senedin aksini, satışın 305.000,00 TL üzerinden yapılmadığını davacının ispatlayamadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, önalım hakkına dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 732, 733,734 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.