T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi

2017/6563 E., 2017/17139 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


DAVA : Davacılar, ... 9. İcra Müdürlüğünün 2013/8611 Esas Sayılı dosyasında icra takibine konu senetlerin teminat senedi olması nedeniyle ... 9. İcra Müdürlüğünün 2013/8611 Esas Sayılı dosyasına konu senetten dolayı borçlu olmadıklarına dair karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacılar vekili, davacılardan ...'ın davalı şirkette tır şoförü olduğunu, işe başlarken teminat olarak 1 adet 2000 Euro, 1 adette 10.000 Euro'luk 2 ayrı senet imzaladığını, davacı ...'a da senetlere kefil olarak imzalatıldığını, senetlerin teminat senedi olduğunu, üzerinde de teminat senedi ibaresinin yazıldığını, ancak davalı tarafça teminat senedidir yazılarının yok edilerek borç senedi haline dönüştürüldüğünü ve ... 9.İcra Müdürlüğünün 2013/8611 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, senetlerin teminat senedi olması nedeniyle ... 9.İcra Müdürlüğünün 2013/8611 esas sayılı dosyasına konan senetten dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep edilmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, teminat senedi ibaresinin bulunmasının kambiyo senedine özgü yolla icra takibine konu olmasını engellemediğini, davacı ...'ın davalı şirkette 19/07/2013 tarihinden itibaren şoför olarak çalışmaya başladığını, 27/07/2013 tarihinde İtalya'ya sefere gittiğini, 01/08/2013 tarihinde boşaltma için rezervasyonu olduğu halde 31/07/2013 tarihinde bilgi vermeden aracını .... ... Limanında terkettiğini, rezervasyon süresinin kaçırıldığını, 07/08/2013 tarihi için yeni rezervasyon verildiğini, günlük 500 Euro'dan 3500 Euro zarar doğduğunu, 06/08/2013 tarihinde.... plakalı aracı boşaltmak için... adlı şoförün görevlendirildiğini, bu kişinin kendi aracıyla ... Limanına gittiğini, aracını 2 gün orada beklettiğini, bu araçtan dolayı 2 günlük toplam 1000 Euro zarar meydana geldiğini, şoförün davacının bıraktığı aracı boşaltıp boş olarak ... Limanına park ettiğini, 150 Euro zarar geldiğini, diğer şoföre ödendiğini, 19/08/2013 tarihinde davacı ...'ın araç yanına giderek yükleme için hazır olduğunu, 13 günlük kayıp oluştuğunu 6500 Euro zarar meydana geldiğini, davacı ...'in 23/08/2013 tarihinde aracı...'a değil kendi şirketlerine bıraktığını, aracın başka bir şoförle... a gönderilmesi nedeniyle 200 EURO masraf yapıldığını, davalı şirkete ait orjinal çipli anahtarın İstanbul'dan İtalya'ya gönderilme maliyetinin 500 Euro, toplam zararın ise 12.000 Euro olduğunu savunarak, davanın reddi gerektiğini savunmuştır.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu senetlerin teminat senedi olduğu ve işverenin zararını kanıtlamadığı sürece geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Kural olarak senet sebepten mücerrettir. Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir.

İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır. Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.

İşçiden teminat olarak alınan senet sebebiyle işçinin borcu, işverene verdiği zarar miktarı ile sınırlıdır. Zararı işveren ispatlamalıdır. Teminat niteliğinde alınan bu senetler işverenin zararını kanıtlamadığı sürece geçersiz sayılmalıdır.

Somut uyuşmazlıkta, dava konusu senedin teminat senedi olduğu tartışmasızdır. Davacı işçiden teminat olarak alınan senet sebebiyle işçinin ve kefilin borcu, işverene verdiği zarar miktarı ile sınırlıdır. Hükme esas alınan 08.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda, dosyada 07.08.2015 tarihli... adına yapılmış 150,00 Euro tutarlı alacak formuna rastlandığı, diğer zararları ispat edecek belgenin dosyada mevcut olmadığı belirtilmiş olup, bu miktar kadar zarara neden olduğuna göre, zarar mahsup edildikten sonra kalan miktardan davacıların borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, davanın yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi

2015/24338 E., 2017/18249 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (İŞ)

DAVA : Davacı, davalıya borcu olmadığının tespiti ve davalı aleyhine bonoda yazılı miktarın %20'si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin işçisi olduğunu, davaya konu icra takibinin dayanağı olan bononun da işçi-işveren ilişkisi çerçevesinde düzenlendiğini, davalı şirketin müvekkili aleyhine 23.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibine başladığını, müvekkilinin tacir olmayıp davalı şirkete böyle bir borcunun olmadığını, müvekkilinin 18.09.2008 - 31.10.2010 tarihleri arasında davalı şirketin işçisi olarak çalıştığını, sigortasız olarak çalıştırıldığını anlayınca davalı şirketi SGK'ya şikayet ettiğini, bu çalışmalarının ve ayrıca işçilik alacakları olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesini feshettikten bir yıl sonra davalı şirketin müvekkiline ihtarname yollayarak tahsil ettiği 23.000,00 TL'yi üzerinde tutmakla suçladığını, davalı şirketin işçilerinden zararı teminat altına almak amacıyla imzalı boş senetler alıp elinde tuttuğunu, senedi kullanmak için kullanılan nedenin ise güveni kötüye kullanmaya yönelik olduğunu, bunun gerçek dışı bir durum olduğunu, suçlamanın ve zarar miktarının ispat yükünün davalı şirket üzerinde olduğunu belirterek davacının davalıya borcu olmadığının tespiti ve davalı aleyhine bonoda yazılı miktarın % 20'si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, görev itirazı yanında borcun, davacının şirket aleyhine zimmetinde para tutması nedeniyle doğduğunu, ... 1. Noterliğinde düzenlenen 13.10.2011 tarih ve 09603 yevmiye nolu ihtarnamede belirtildiği üzere davacının şirketin müşterilerinden tahsil ettiği 23.000,00 TL'yi şirkete teslim etmeyerek mağduriyete yol açtığını, davacının ihtarnameden sonra şirkete gelerek borcunu kabul ettiğini ve borcu ödemek için uygun bir süre talep ettiğini, bu süre için alacağı karşı senet düzenlendiğini, davacının süresi içinde borcunu ödememesi nedeniyle senedin icra takibine konulduğunu, işçilerden imzalı boş senet aldığı iddiasının gerçek olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalı şirkette sipariş görevlisi olarak çalıştığı, müşterilerden tahsil ettiği bir kısım parayı şirkete teslim etmeyerek güveni kötüye kullandığı, dava konusu olup ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/2603 esas sayılı dosyasında takibe konulan 23.000,00 TL tutarlı senedin davacının verdiği zararın karşılığı olduğu, yapılan bilirkişi incelemesine göre, müşteriler tarafından beyan ve imza edilmiş olan mutabakat mektuplu cari hesap ekstrelerine göre davacının davalı şirkete teslim etmediği tutarın toplamının 9.990,15 TL olduğu, dolayısıyla senedin 13.009,85 TL’lik kısmı yönünden davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir. İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır.

Ayrıca senet malen kaydı içerdiğinde, senedin mal karşılığı düzenlenmediği davalı tarafında savunulduğunda senedin ihdas nedeni talil ettiğinden (sebep değiştirdiğinden) ispat yükü yer değiştireceğinden, davalı senedi talil ettiği neden karşılığı verdiğini ispat etmelidir.

İşçiden teminat olarak alınan senet sebebiyle işçinin borcu, işverene verdiği zarar miktarı ile sınırlıdır. Zararı işveren ispatlamalıdır. Teminat niteliğinde alınan bu senetler işverenin zararını kanıtlamadığı sürece geçersiz sayılmalıdır.

İşçiden teminat olarak alınan senet sebebiyle işçinin ve kefilin borcu, işverene verdiği zarar miktarı ile sınırlıdır. İşçinin, işverene verdiği zarar senet bedelinden az ise senet bedelinden, zarar miktarı mahsup edilmeli kalan miktar yönünden işçinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmelidir. Bu mahsubun yapılabilmesi için, işçinin işverene verdiği zararın tespit edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan 6100 sayılı HMK.’un 282. Maddesi uyarınca Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Kısaca bilirkişi raporu hakimi bağlamaz. Hakim raporu diğer delillerle birlikte değerlendirir. Çünkü bilirkişi raporu takdiri bir delildir ve hakim bu takdiri delili serbestçe takdir eder. Hakim, bilirkişi raporunu serbestçe takdir eder, bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa, bilirkişiden ek rapor isteyebilir veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabilir.

Dosya içeriğine göre davacı davalı şirkette satış temsilcisi olarak şirketin ürünlerini satmış bir anlamda pazarlamacılık sözleşmesi ile çalışmıştır. Davacıdan iş sözleşmesi imzalanırken, satılan ürünlerde aracılık yapıp, ürün bedelini üçüncü kişilerden davalı adına tahsil edeceğinden, işveren tarafından bu bedellerin garanti altına alınması için teminat senedi alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yönde yapılan değerlendirme sabittir. Teminat senedinin tahsil ettiği bedeli işverene vermemesi nedeni ile yedinde kalan miktar kadar teminat senedi geçerlidir. Ancak bunun için davacı satış temsilcisinin satılan ürün bedelini teslim aldığına dair kayıt olması gerekir. Müşteriler tarafından tek taraflı olarak hazırlanmış ve davalı işverene verilmiş imzalı mutabakat mektuplu cari hesap ekstrelerine göre davacıya elden teslim edildiği belirtilerek zararın tespiti yerinde değildir. Burada açıkça davacının sattığı ürün bedelini tahsil ettiğine dair müşterilere verilmiş makbuzlar araştırılmalıdır. Müşterinin işverenle tek taraflı olarak ürün bedelini elden davacıya ödediğine dair mutabakat mektuplarına itibar edilemez. Bu nedenle davacıya kayıtlara göre teslim edilmiş ürün bedelleri belirlenmeli ve belgelendirilen zararı kadar teminat senedinin geçerli olduğu kabul edilmelidir. Tek taraflı elden ödendiği beyanlarına itibar edilerek zararın belirlenmesi hatalıdır.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.