YARSAV Olağanüstü Genel Kurulu'nda belirlenen yeni yönetim kurulu üyeleri, Emine Ülker Tarhan'ı tekrar YARSAV Başkanlığı'na seçti.

YARSAV'ın Pazar günü yapılan Olağanüstü Genel Kurul toplatısının ardından seçilen yeni yönetim kurulu bugün ilk toplantısını yaptı. Yönetim Kurulu üyeleri, Emine Ülker Tarhan'ı oybirliğiyle tekrar başkan seçti. Ayrıca, YARSAV Genel Sekreterliği'ne Murat Arslan, Saymanlığa Celal Çelik, Başkan Yardımcılıklarına Leyla Köksal, Nuh Hüseyin Köse ve Oktay Aydın oybirliği ile seçildi. 

Tarhan başkan seçilmesinin ardından yaptığı basın toplantısında YARSAV'ın yeni yönetiminin hayırlı olması diledi. Tarhan, Türk yargı tarihinin "en çetin" yılının yaşandığı bir dönemin ardından göreve geldiğini ifade ederek, "Anayasanın yargı bölümünde yapılan değişikliklerle bağlantılı olarak Türkiye'nin en güçlü yargıç ve savcı meslek örgütü YARSAV yeni strateji belirlemek ve yol haritası çizmek amacıyla gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda yapılan seçim sonrasında yeni yönetim kurulu oluştu" dedi.

YARSAV "marjinal bir dernek" eleştirilerine de yanıt veren Tarhan, "Marjinal kılmak isteyenlere de, marjinal olarak nitelendirenlere de gerekli yanıtı Erzurum'dan Tekirdağ'a kadar il ve ilçelerden yeni doğmuş hatta doğmamış bebekleriyle Ankara'ya gelip oy kullanan, görüş bildiren; meslek örgütlerine örneği az görülür biçimde sahip çıkan, çağdaş, dinamik, adil ve bilgece öneri ve değerlendirmeleri ile bize güç veren meslektaşlarımıza teşekkür ederiz" diye konuştu.

Yargıçlar ve Cumhuriyet Savcılarının örgütlü olmak, seslerini, sorunlarını örgütleri aracılığı ile duyurmak, kendilerini örgütleri yoluyla ifade etmek, meslek örgütlerine sahip çıkmak durumunda oluklarını öne süren Tarhan, "Varlık nedenleri olan laik, demokratik hukuk devletinden taraf olmak, yargı bağımsızlığını korumak buna yönelik tehditlere, yargıcın memurlaştırılmasına karşı çıkmak durumundadırlar. Yargıç ve savcılar artık olayları, gelişmeleri gün gün izlemek, yaşanan deneyimlerden yararlanmak bunlardan kazanma arzusunu söküp çıkarmak durumundadırlar" değerlendirmesinde bulundu.

Tarhan, uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi ve Türk yargı sistemindeki sorunların uluslararası platformlara taşınması için Uluslarası Yargıçlar Birliği'nin genel kurulunun Türkiye'de yapılmasının YARSAV adına büyük başarı olduğunu kaydetti. 

"Siyasal iktidarın olumsuz bulduğu her yargı kararının ardından bu kararı etkisizleştirecek yöntemlere giriştiğini" ileri süren Tarhan şöyle devam etti: 

Objektif ölçülerin egemen olması gereken yargının subjektifleştirilmesi, bugünlerde sık sık dile getirilen "ileri demokrasi" beklentisi içindeki toplumda özellikle ifade özgürlüğüne anti demokratik bir hoşgörüsüzlükle yaklaşılması, özgürlük tanımının tek boyutlu hale getirilmesi birer sorundur. 

"Bu sorunlar karşısında Türk halkı artık kendisine yeni bir anayasa yazmak zorundadır. Bu tıkanmalar göstermektedir ki siyasal iradeler bu tıkanmaları giderememiş, parçalı bir anlayışla yapılan anayasa değişiklikleri ile yargıdaki hiçbir sorun çözülmemiş, onca vaade rağmen halkın adalete sağlıklı erişimi sağlanamamıştır. Bunca adaletsizliğe, bunca zamanaşımına, bunca mağdurun yaşam boyu unutamayacağı, kabusu olan mağduriyetlerine karşın bunlar giderilememiş, mağdurların ellerinde kalan sadece ceza zamanaşımları olmuştur. Bu yöntemlerle, aynen anayasa değişikliğinde olduğu gibi yargı ve yargıçların dolayısıyla toplumun değil, ancak yöneten ve iktidarda olanların, güçlülerin sorunları çözülebilir."

-"YARGI DAHA BAĞIMLI HALE GELDİ"-

Türk yargısının, yapılan anayasa değişikliği ile "daha bağımlı hale getirildiğini" savunan Tarhan, bu anayasal yapının, "katılım, görüşme ve uzlaşma ile değiştirilmek zorunda" olduğunu dile getirdi. 

Tarhan, "Parlamentonun, "ulus adına yetki kullanan organ' olduğu bilinciyle, YARSAV'ın, yasama sürecine olumlu etki yapabilecek her türlü çalışmaya hazır olduğu bilinmelidir" dedi.

Yargı bağımsızlığına, yargının sorunlarına `ülkenin genel yapısından soyutlanmadan bakılması gerektiğinin` altını çizen Tarhan, "Dar ve polemik yaratıcı tartışmaların, özellikle siyasal iktidarın özel katkıları sonucu yargının günlük siyasi tartışmaların odağına oturtulmasının, yargıya ve topluma zarar vermekten başka işe yaramayacağını özellikle vurgulamayı da görev ve yükümlülük olarak kabul ediyoruz" diye konuştu.

-"TEPKİSEL YASAMA FAALİYETLERİ..."-

Tarhan konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tarhan, "Başkanlık seçimlerinde belli bir ittifak olduğu" iddilarının sorulması üzerine, "Benim böyle bir şeyden haberim yok. Bir takım başarıların arkasında, bir takım derin ilişkilerin aranmasını modası geçmiş bir yaklaşım olarak kabul ediyorum" dedi. Tarhan, bir soru üzerine, YARSAV'ın yeni yönetiminin YARSAV Tüzüğü'ndeki ana ilkelerden "asla taviz vermeyeceğini" ifade etti. 

Tarhan, hükümetin hakimlere tazminat davası açılamamasına yönelik yasa teklifinin sorulması üzerine, bu konulardaki tavırlarının "çok net" olduğunu kaydetti. Tarhan, "Yasama organında, üstünlük sağlayan yapıların, bhu üstünlüğü kullanarak bir takım aşırı yasama faaliyetlerinde bulunmaları, her olumsuz gördüğü uygulamaya bir yasama faaliyetiyle karşılık vermesi, aslında kimin yararına olursa olsun, ardında yatan dinamiğin değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tepkisel yasama faaliyetleriyle demokrasiye katkı sağlamaz " dedi. 

Öte yandan Tarhan, Adana Cumhuriyet Savcısı İlhan Cihaner'in YARSAV'ın başarılarından dolayı duyduğu memnuniyet üzerine 23 Kasım 2010 tarihinde YARSAV'a üye olduğunu açıkladı.



ANKA