Şimdi 'nereden çıktı bu soru?' diyeceksiniz. Haklısınız; mahkemedeki değişimleri herkesin yakından izlemesi olanaklı olmuyor. Eğer 5 Mart 2015 tarihli kararnameyi didikleyip, Mahkeme'den gönderilenler arasında eski tanıdıklar olmasaydı, ben de bilemeyecektim olanları.

Anayasa Mahkemesi, özellikle bireysel başvuruları kabul etmeye başladığından bu yana (yaklaşık iki yıldır) Balyoz, gözaltında işkenceye rekor tazminat, muhtar ya da komşuya haber vermeden yapılan aramada ele geçen delillerin yasak delil sayılması, Twitter, Youtube gibi ülke yargısının yüz akı kararlara imza attı.

Ama, Mahkeme başkanı emekli olup, birkaç yıl önce Polis Akademisi'nden gelen üye sürpriz şekilde başkan seçilince işler değişti. Bireysel başvuru bölümünü kuran deneyimli kadro, yeni başkan tarafından dağıtıldı.

Önce ne olup bittiğini anlamadık. Ancak, K.çekmece savcılığına atanan Sn Özcan Özbey'i de gidenler arasında görünce durumun pek de iç açıcı olmadığını anladık. Özcan beyi Ordu/Ulubey savcılığından tanırım. Asliye ceza duruşmalarına bir yıl birlikte çıktık. Özbey, insan hakları hukuku konusunda 5 kitap, 20 makale yazmış yetkin bir hukuk doktorudur.

Balyoz Davası hükümlüleri Çetin Doğan dahil üst düzey komutanların yaptığı başvurular, Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının Şike Davası'ndaki hukuka aykırılıklara ilişkin başvurular, Hrant Dink'in yakınlarının AİHM kararına rağmen sorumluların bulunamamasına itirazlarına, Ağrı'da gözaltında işkence yapılması nedeniyle tarihin en yüksek tazminatına hükmedilmesine dair bireysel başvuru kararlarının kabul edilmesi raporlarını hazırlamıştı. Dağıtılan iki doçent ve uzun yıllardır AİHM hukuku konusunda yetkinleşmiş 11 ismin yerlerine yenileri yetiştirilmeden tasfiyesi manidar görünüyor.

Bundan sonra mahkemenin, bu yüz akı kararları verecek üst düzey hukukçulardan yoksun kaldığı, dahası hükümeti kızdıracak tür kararların çıkmayacağı yorumlarını sıkça duyacak gibiyiz. Umarım öyle olmaz.

Nuh Hüseyin KÖSE