Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Oy hakkı” başlıklı 434.maddesinde; (1) Pay sahipleri, oy haklarını genel kurulda, paylarının toplam itibarî değeriyle orantılı olarak kullanır. 1527 nci maddenin beşinci fıkrası hükmü saklıdır. (2) Her pay sahibi sadece bir paya sahip olsa da en az bir oy hakkını haizdir. Şu kadar ki, birden fazla paya sahip olanlara tanınacak oy sayısı esas sözleşmeyle sınırlandırılabilir. (3) Şirketin finansal durumunun düzeltilmesi sırasında payların itibarî değerleri indirilmişse payların indiriminden önceki itibarî değeri üzerinden tanınan oy hakkı korunabilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Madde gerekçesinde ise şu açıklamalara yer verilmiştir; “…Birinci fıkra: Birinci fıkra iki ilke içerir. Bunlardan birincisi (1527 nci madde düzenlemesi dı­şında) paysahiplerinin oy haklarını sadece genel kurulda kullanabilecekleri, ikincisi ise paysahibinin paylarının toplam itibarî değerine göre oy hakkını haiz olabileceğidir, yani oyun pay sahibi te­melinde "toplam itibarî değer"e bağlanmasıdır. Oy hakkının genel kurulda kullanılabileceği 407 nci maddenin birinci fıkrası hükmünde tüm pay sahipliği hakları için öngörülen kuralın oy hakları yönünden özel olarak öngörülmesidir. …Oyun genel kurul­da kullanılabileceği emredici bir kuraldır, ancak bunun Tasarının 1527 nci maddesi hükmünde ön­görülen bir istisnası vardır. Emredici kural uyarınca mektupla oy verilmesi mümkün değildir. Bu yolla kullanılan oylar geçersizdir. …İkinci ilke bir taraftan "oy"un düzenlenmesinde merkeze "pay"ı değil, "paysahibi"ni oturtarak dogmatik düzeni oyda pay sahibine bağlamıştır. Bunun sonuç­larını da ikinci fıkrada düzenlemiştir. İkinci kuralın bir sonucu daha vardır. Oy hakkı payın itibarî değerine göre belirlenir. Oy hakkının tanınmasında pay ve dolayısıyla pay sayısı, şirketle iş yapma ve ikincil yüküm miktarı gibi ölçüler esas alınamaz. …İkinci fıkra: İkinci fıkra her "paysahibinin en az bir oyu vardır" başka bir ifadeyle, "oysuz pay­sahibi olmaz" ilkesini koymaktadır (SPK'nın oysuz paylar düzenlemesi bir istisna oluşturur). Bu il­keye bağlı kalmak şartı ile oy hakkının paysahibi temelinde sınırlandırılabilmesine izin verilmiştir. Bu, eski hukukta açıkça öngörülmemiş bulunan, esas sözleşmeye bu yolda hüküm konulup konula­mayacağı tartışmalı olan ve hakim öğreti tarafından da reddedilen bir kuraldır. Tasarının sistemine göre payların çoğunluğuna sahip olmak ipso iure oyların çoğunluğunu haiz olmak sonucunu doğur­mayabilir; esas sözleşme bu sonucu önleyebilir. İsviçre öğretisinde, paysahibi bağlamında oy hakkı­nın sınırlandırılmasının ilk esas sözleşmede öngörülmemiş olması halinde, bunun daha sonra esas sözleşme ile gerçekleştirilmesinin güç olabileceğine işaret edilir. Türk hukukunda da bir taraftan 357 nci (eşit işlem ilkesi) diğer taraftan da 452 nci (müktesep haklar) madde sebebiyle aynı sonuca varılabi­lir. Bu hükümlere aykırılık esas sözleşmeyi değiştiren genel kurul kararının iptaline yol açabilir. Diğer yandan, pay sahibine veto hakkı tanınıp tanınmayacağı sorunundan hareketle bu üç madde­nin birlikte değerlendirmesi halinde ortaya çıkabilecek veto hakkına benzer sonuç da sorgulanabilir.” Yine aynı yasanın “Oy Hakkının Doğumu” başlıklı 435.maddesinde; “Oy hakkı, payın, kanunen veya esas sözleşmeyle belirlenmiş bulunan en az miktarının ödenmesiyle doğar.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddenin gerekçesinde yer alan açıklamalar ise şu şekildedir; “Oy hakkı payın taahhüt edilmesiyle değil, kanunda veya esas sözleşmede öngö­rülen tutarın ödenmesiyle doğar. 344 üncü ve devamı madde hükümleri uyarınca pay taahhüdünde bulunanlar ödeme yükümünü yerine getirmedikçe bu paylar için oy kullanamazlar.” Bu kapsamda anonim şirketlerde oy hakkı, kullanılması toplantıya bağlı olan ve pay sahiplerinin şirket yönetimini etkileyebilmelerini sağlayan en önemli haklarından biridir (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt-II, Ankara 2018, s.1885). Dolayısıyla anonim ortaklıkta oy hakkı, vazgeçilmez bir ortaksal hak niteliğindedir (Prof.Dr.Kemal ŞENOCAK - Dr.Öğr.Serhan DİNÇ, Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt-II, Ankara 2022, s.2405). Bunun vazgeçilmez hak olarak kabul edilmesinin nedeni ise, temel yönetsel bir hak olması ve oysuz pay sahibinin anlamsız bir konum yaratacağından kaynaklanmaktadır (Prof.Dr.Oruç Hami ŞENER, Ortaklıklar Hukuku, Ankara 2019, s.507-513; Aynı yönde Prof.Dr.Reha POROY - Prof.Dr.Ünal TEKİNALP - Prof.Dr.Ersin ÇAMOĞLU, Ortaklıklar Hukuku-II, İstanbul 2017, s.18-19). O halde oy hakkı paydan ayrı olarak devredilemez. Bu kural bir taraftan oy hakkının toplam itibari değere göre kullanılacağı hükmünden (TK m.434 f.1), diğer taraftan oy hakkının doğumu maddesinden (TK m.435) ileri gelir (Prof.Dr.Reha POROY - Prof.Dr.Ünal TEKİNALP - Prof.Dr.Ersin ÇAMOĞLU, Ortaklıklar Hukuku-II,  s.19).

Anonim şirketlerde oy hakkı, üzerinde intifa hakkı bulunan pay veya pay senedi hariç, sadece pay sahibine aittir (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt-II, s.1889). Kural, oyun bizzat pay sahibi tarafından kullanılmasıdır (Prof.Dr.Reha POROY - Prof.Dr.Ünal TEKİNALP - Prof.Dr.Ersin ÇAMOĞLU, Ortaklıklar Hukuku-II, s.24). Dolayısıyla oy hakkı, vazgeçilemez ve ortadan kaldırılamaz nitelik taşır. Yani bu hak kişiye bağlıdır, başka kimseye devredilemez (Prof.Dr.Güzin ÜÇIŞIK, Dr.Aydın ÇELİK, Anonim Ortaklıklar Hukuku, Cilt-II, s.325-326 ; Aynı yönde Dr.Tülay GÖKDEMİR TAMER, Anonim Şirketlerde Pay Sahibinin Oy Hakkının Kapsamı ve Yetkisi, İstanbul 2022, s.11). Oy hakkı vazgeçilemez nitelikte bir hak olduğundan bu hak, pay sahibinin elinden de alınamaz (Dr.Tülay GÖKDEMİR TAMER, Anonim Şirketlerde Pay Sahibinin Oy Hakkının Kapsamı ve Yetkisi, s.71). Zira bu hak, pay sahipliği haklarıyla sıkı bir bağlılık içindedir (Prof.Dr.Kemal ŞENOCAK - Doç.Dr.Esra CENKCİ, Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt-II, s.2415-2416).

Anonim şirketlerde oy hakkı, pay sahibinin yönetime katılmasını sağlar. Bu sebeple pay sahibi, genel kurulun yetkisi dahiline giren ve dolayısıyla uygulanması açısından bir genel kurul kararını gerektiren konulara ilişkin olarak oy hakkını kullanmak suretiyle iradesini açıklar ve bu şekilde pay sahiplerinin belirli bir yönde toplanan oyları, ele alınan konulara ilişkin olumlu ya da olumsuz bir genel kurul kararı meydana getirmiş olur. Yani başka bir deyişle genel kurul kararı, pay sahiplerinin ortaklık iradesinin sonucunda ortaya çıkar (Dr.Tülay GÖKDEMİR TAMER, Anonim Şirketlerde Pay Sahibinin Oy Hakkının Kapsamı ve Yetkisi, s.4).

Yukarıda da izah edilmeye çalışıldığı üzere oy hakkı, bir yönüyle bireysel nitelikte yönetsel bir pay sahipliği hakkıdır. Bireysel pay sahipliği hakkı olarak oy hakkının en önemli özelliği, oy hakkı ile ortaklığın iradesinin oluşumuna etkide bulunabilme yetkisinin kazanılmasıdır. Genel kurula katılarak oy haklarını kullanmak pay sahiplerine ortaklığın gelişimine katkıda bulunabilecek önerilerde bulunma imkanının yanı sıra kendi menfaatlerini gözetmesine hizmet adımlar atabilmesini sağlar. Esasen oy hakkı bu noktada bir gereklilik de teşkil eder; zira anonim ortaklık genel kurul kararları pay sahiplerinin oyları ile alınır. Yine oy hakkı ile ilişkili haklar olarak kabul edilen diğer katılma haklarının kullanılabilmesi de oy hakkının kullanılabilmesine bağlıdır (Dr.Tülay GÖKDEMİR TAMER, Anonim Şirketlerde Pay Sahibinin Oy Hakkının Kapsamı ve Yetkisi, İstanbul 2022, s.24-27).

SONUÇ OLARAK; anonim şirketlerde oy hakkı, kullanılması toplantıya bağlı olan ve pay sahiplerinin şirket yönetimini etkileyebilmelerini sağlayan en önemli haklarından biridir. Dolayısıyla anonim ortaklıkta oy hakkı, vazgeçilmez bir ortaksal hak niteliğindedir. Bunun vazgeçilmez hak olarak kabul edilmesinin nedeni ise, temel yönetsel bir hak olması ve oysuz pay sahibinin anlamsız bir konum yaratacağından kaynaklanmaktadır. O halde oy hakkı paydan ayrı olarak devredilemez. Bu kural bir taraftan oy hakkının toplam itibari değere göre kullanılacağı hükmünden (TK m.434 f.1), diğer taraftan oy hakkının doğumu maddesinden (TK m.435) ileri gelir.