KONU: Çalışma kapsamında asker kişilerin ifade özgürlüğü bağlamında dilekçe hakkının bulunup bulunmadığı, disiplin hukuku çerçevesinde yargısal denetim konusu incelenmiştir. Ayrıca, çalışmamızda bazı sorulara cevap aramaktayız.

Çalışmamızda cevap aranan ilk soru şudur:
Amirleri ve İdare nezdindeki başvuruları sonuçsuz kalan ve bu nedenle çaresiz durumda kalan asker kişilerin; taleplerini, önerilerini ve şikâyetlerini Cumhurbaşkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu veya benzeri devlet kurumlarına iletmeleri, usulsüz müracaat veya şikâyet olarak değerlendirilip askerî disipline yönelik bir tehdit sayılabilir mi?

İkinci soru ise:
Personelin başvurularında kullandığı ifadeler nedeniyle her durumda ceza verilmesi hukuka uygun mudur?

DEĞERLENDİRMELERİMİZ

211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununa göre askerlik; harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir. Aynı kanuna göre ise asker; askerlik mükellefiyeti altına giren şahıslarla (Erbaş ve erler) özel kanunlarla Silahlı Kuvvetlere intisap eden ve resmi bir kıyafet taşıyan şahsa denir. Bu kişiler subay, askeri memur (günümüzde bu kadronun mevcudiyeti ve uygulaması yoktur), askeri öğrenci, astsubay, erbaş ve erlerdir.

İfade özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10.maddesinde; Anayasamızın ise 26.maddesinde düzenlenmektedir. Herkes, ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. İfade özgürlüğü temel insan hakkı olarak kabul edilmekte ve siyasi görüşleri tartışma, eleştirme ve yayma hakkı, iletişim özgürlüğü, bilgi edinme hak ve özgürlüğü, halkın gerçekleri öğrenme hakkı ve bilim ve sanat özgürlüğü gibi haklar ifade özgürlüğünün sonucu olarak kullanılmaktadır (DOĞAN/ İlyas, İnsan Hakları Hukuku, Astana Yayınları, 1.Baskı, Ankara 2013, s.494).

İfade özgürlüğünün sağladığı koruma ve güvencelerden kural olarak herkes yararlanır. Ancak bazı kişi grupları ve meslekler bakımından bu özgürlük, sıradan vatandaşlara kıyasla daha dar ve sınırlı biçimde kullanılabilmektedir. Askerler de herkes gibi ifade özgürlüğüne sahip olmakla birlikte, görevlerinin niteliği ve askerî disiplinin korunması gereği diğer kamu görevlilerine kıyasla bu özgürlüğü daha sınırlı ölçüde kullanabilmektedirler.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında demokratik bir toplumda gerekliliği tartışılmaz olan durumlarda askerî disiplinin zayıflatılmasını önlemek amacıyla askerî disipline karşı gerçek bir tehdidin bulunması hâlinde ifade özgürlüğüne kısıtlamalar getirilebileceği belirtilmektedir (AİHM, B. No: 15153/89, 19/12/1994). Ancak, bu durumda dahi kanun koyucu ve İdare ölçülülük ilkesine riayet etmek ve hakkın özü ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun hareket etmekle yükümlüdür. Asker kişilere bu kapsamda getirilecek kısıtlamalar ifade özgürlüğünün özüne ve demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz.

Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarında AİHM içtihatları da dikkate alınarak temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması ve müdahale niteliği taşıyan idari işlemlerin yargısal denetiminde, İdare tarafından müdahalenin ölçülülüğünün, zorlayıcı bir toplumsal ihtiyaca dayandığının ve demokratik toplumda gerekli olduğunun gerekçelendirilmesi şartının arandığını görmekteyiz (Danıştay İDDK, E.2020/244, K.2021/429, T.8.3.2021).

Asker kişilerin ifade özgürlüğü kapsamında İdare’ye hitaben talep, öneri ve şikayetleri için başvurularını düzenleyen mevzuat aşağıda belirtilmiştir.

Anayasanın 74.maddesi: “Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. … Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.”

211 sayılı Kanunun 25.maddesi: Her asker resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaatini söz veya yazı ile en yakın amirinden başlıyarak silsile yoliyle yapar. Müracaatlar takip ve tahkik ve bir karara bağlanarak neticesi müracaat sahibine mümkün olan en kısa zamanda mutlaka bildirilir. Ancak; bu müddet hiçbir halde bir ayı geçemez. Birden fazla kimselerin toplu olarak söz veya yazı ile müracaatleri yasaktır.”

211 sayılı Kanunun 26.maddesi: “Her asker, gerek hizmete ve gerek zati işlerine ait kanun ve nizamların kendisine vermiş olduğu hak ve salahiyetler her hangi bir surette haksız olarak ihlal edilirse veya ihlal edildiğini zannederse şikayet etmek hakkını haizdir.

211 sayılı Kanunun 27.maddesi: Şikayet söz veya yazı ile en yakın amire yapılır. Eğer bu amirden şikayet olunacaksa bir derece üstündeki amire yapılır.Ve bunun gibi her şikayet edilen amir geçilir. Sözle yapılan şikayetler bir zabıtla tesbit olunur.

211 sayılı Kanunun 28.maddesi: Toplu olarak şikayet yasaktır. Bir veya aynı hadise birden fazla şahısların şikayetlerine sebep veya mevzu olursa bunların her biri ayrı ayrı ve yalnız başına şikayet hakkını kullanabilirler.

211 sayılı Kanunun 29.maddesi: Şikayet reddedildiği takdirde, şikayetçiye bu yüzden ceza verilmez. Ancak şikayet ederken şikayetçi bir suç işlemiş veya bir disiplin tecavüzünde bulunmuşsa ayrıca mesul olur.

211 sayılı Kanunun 30.maddesi: Şikayetler ve itirazlar mutlaka tahkik olunarak bir karara bağlanır ve neticesi şikayet edene ve lüzum görülürse şikayet olunana mümkün olan en kısa zamanda bildirilir. Ancak bu müddet hiçbir halde bir ayı geçemez.

211 sayılı Kanunun 31.maddesi: Bir şikayet üzerine karar vermek selahiyeti, şikayetin müstenit olduğu vaka hakkında şikayet olunana disiplin cezası vermek salahiyetini haiz olan ilk disiplin amirine verilmiştir. O amirin vereceği karar aleyhine gerek şikayet eden ve gerekse şikayet olunan, mertebeler silsilesi yolu ile daha yüksek amirlere itiraz edebilir.

Asker kişilerin, talep, öneri, şikayet başvurularını yukarıda sayılan hükümlere uygun olarak yerine getirmedikleri takdirde usulsüz müracaat ve şikayette bulundukları gerekçesiyle 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu uyarınca disiplin cezasıyla tecziye edilmeleri/cezalandırılmaları söz konusu olabilecektir. Belirtmek isteriz ki, asker kişilerin, Türkiye Büyük Millet Meclisine verecekleri dilekçeler usulsüz müracaat ve şikayet olarak değerlendirilemez.

Yukarıdaki açıklamalarımız ışığında ilk sorumuza cevap olarak;

Anayasa Mahkemesi bir astsubay olan başvurucunun Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) şikâyet dilekçesi vermesinden dolayı disiplin cezası ile cezalandırılması işleminin ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi ihlal kararında; somut olayda amirleri ve İdare nezdinde başvuruları sonuçsuz kalan, yardım isteği ve çaresizliğini vurgulayan ifadelerle Başbakanlığa bağlı bir kamu kurumu olan BİMER’e dilekçe veren personele somut olayın koşullarında, “uyarma” cezası ile yaptırım uygulanmasının demokratik toplum düzeninde gerekli bir müdahale olmadığına ve başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetmiştir (AYM, B.No:2014/12143, 16/11/2017).

Yukarıdaki ikinci sorumuza cevap olarak Yüksek Mahkeme, subay olan başvurucuya görev yaptığı birlikte nöbet hizmetlerinde bazı düzenlemeler yapılmasına dair önerilerini içeren sıralı amirlerine verdiği dilekçesinde kullandığı ifadeler nedeniyle disiplin cezası verilmesini;

- askerî hiyerarşi ve disiplin içinde bulunan personelin askerî makamlara sundukları dilekçelerde belli usullere uygunluğun aranmasının ve bunların dayandırıldığı disiplin yaptırımlarının bulunmasının demokratik toplum düzeninde gerekli olmadığının söylenemeyeceğini,

- dilekçedeki üslubun askerî disipline zarar verip vermediği değerlendirilirken de hassas davranılması ve askerî personelin dilekçe hakkının orantısız bir biçimde kısıtlanmasına imkân verilmemesi gerektiği,

- başvurucunun nöbet hizmetlerinde bazı düzenlemeler yapılmasına yönelik önerilerinin ilgili komutanlığa arzına ilişkin dilekçede kullandığı üslup nedeniyle kınama cezası ile yaptırım uygulanmasının demokratik toplum düzeninde zorunlu bir ihtiyacı karşılamadığı gerekçesiyle başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir (AYM, B.No:2016/11722, 15/9/2020).

Sonuç olarak;

İdare Hukukumuzda idari işlemler kanunilik karinesinden yararlanır. Anayasamızın 125/1 maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır. Yargısal denetim yoluyla idare, keyfi ve hukuka aykırı davranışlardan kaçınmaya; hukukun içinde hareket etmeye zorlanır (AKYILMAZ, Bahtiyar/SEZGİNER, Murat/KAYA, Cemil, Türk İdari Yargılama Hukuku, Seçkin Yayınları, 10.Baskı, Ankara 2024, s.45).

Asker kişilerin talep, öneri ve şikayetleri için ifade özgürlüğü kapsamında İdare’ye başvuru ve dilekçe hakkının bulunduğu açıktır. Personelin bu hakkı askerî hiyerarşi ve disiplinin korunması adına belli usullere bağlıdır. İdare’nin söz konusu usullere uymadığı gerekçesiyle personele disiplin yaptırımı uygulaması halinde işlemin hukuka uygun kabul edilebilmesi için AİHM, AYM ve Danıştay kararları çerçevesinde aşağıdaki hallerin bulunması gereklidir.

- Asker kişinin fiilinde askeri disipline karşı gerçek bir tehdit bulunmalıdır.

- İdari işlemde dayanılan gerekçeler hakkın özüne ve ölçülülük ilkesine uygun inandırıcı bir şekilde ortaya konulmalıdır.

- İdari işlemin zorlayıcı bir toplumsal ihtiyaca dayandığı ve demokratik toplumda gerekli olduğu gösterilmelidir.

- İdare takdir yetkisini hizmet gereklerine uygun ve objektif olarak kullanmalıdır.

İdari işlemin/disiplin yaptırımının yargısal denetimi halinde yukarıda saydığımız hal ve gerekçeler, İdare tarafından yargılamada açıkça ortaya konulamadığı takdirde işlemin hukuka uygunluğundan söz edilemeyeceğini, bu durumun somut olayın özelliklerine göre asker kişinin ifade özgürlüğünün ihlali niteliğinde olabileceğini düşünmekteyiz.

Av. Özel AYDIN

KAYNAKÇA

KİTAPLAR

AKYILMAZ, Bahtiyar/SEZGİNER, Murat/KAYA, Cemil, Türk İdari Yargılama Hukuku, Seçkin Yayınları, 10.Baskı, Ankara 2024.

DOĞAN/ İlyas, İnsan Hakları Hukuku, Astana Yayınları, 1.Baskı, Ankara 2013.

YARGI KARARLARI

AİHM, B. No: 15153/89, 19/12/1994.

AYM, B.No:2014/12143, 16/11/2017.

AYM, B.No:2016/11722, 15/9/2020.

Danıştay İDDK, E.2020/244, K.2021/429, T.8.3.2021.