TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÜLŞAN ADET BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/1455)

 

Karar Tarihi: 11/7/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Mücahit AYDIN

Başvurucu

:

Gülşan ADET

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, mektubun sakıncalı bulunarak alıkonulması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak barındırılan başvurucunun Fransa'da yaşayan kardeşine göndermek istediği mektup 2/9/2019 tarihinde mektup okuma komisyonu tarafından incelenmiş ve mektup içeriğinde yer alan şiirlerde terör örgütünü öven ve devlete karşı isyan niteliğinde ifadelere yer verildiği belirtilerek söz konusu mektubun incelenmek üzere disiplin kurulu başkanlığına sunulmasına karar verilmiştir.

3. Disiplin Kurulu Başkanlığı, mektubu tamamen sakıncalı bulmuş ve idarede muhafaza altında tutulmasına karar vermiştir. Karar gerekçesinde ilgili mevzuata yer verilmiş ve mektubun terör örgütü üyelerinin örgütsel amaçlı haberleşmesini sağlayacak nitelikte olduğu belirtilmiştir. Başvurucu bu karara karşı infaz hâkimliğine şikâyet başvurusunda bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği söz konusu uygulamanın ceza infaz kurumu kurallarına uygun olduğu ve mevzuata aykırı bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle şikâyet başvurusunu reddetmiştir. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz ise ağır ceza mahkemesi tarafından kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.

4. Başvurucu, nihai hükmü 13/12/2019 tarihinde öğrendikten sonra 23/12/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

5. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

6. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

7. Başvurucu; dışarı ile iletişim araçlarını kullanarak bağını koparmamasının kendisi için hayati önem taşıdığını, zorlayıcı maddi koşullarına rağmen bunu yapmaya çalıştığını ancak hiçbir gerekçe gösterilmeden mektubuna el konulduğunu, bu nedenle adil yargılanma hakkının, haberleşme ve ifade hürriyeti ile özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde sürece, ilgili mevzuata ve Anayasa Mahkemesi içtihadına yer verilmiş ve başvuru incelenirken Anayasa'nın, anılan mevzuat ve içtihadın yanı sıra somut olayın kendine özgü koşullarının değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki iddia ve taleplerini yinelemiştir.

8. Başvuru, haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir.

9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

10. Somut olayda başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağı olan 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 68. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin kamu düzeninin sağlanması meşru amacıyla gerçekleştirildiği açıktır. Bu belirlemeden sonra müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı değerlendirilmelidir.

11. Mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkelere Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak yer verilmiştir (Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57). Bu bağlamda kamu makamları ile derece mahkemelerinin haberleşme hürriyetine yönelik müdahalenin zorunlu bir ihtiyaca karşılık geldiğini ve orantılı olduğunu ilgili ve yeterli gerekçelerle ortaya koymaları gerekmektedir.

12. Somut olayda başvurucu, yurt dışında yaşayan kardeşine genel olarak duygusal içerikli şiirlerin yer aldığı bir mektup yazmıştır. Mektup Okuma Komisyonu mektubun içeriğinde terör örgütünü öven ve devlete karşı isyan niteliğinde ifadeler yer aldığı yönünde bir değerlendirme yapmış, Disiplin Kurulu Başkanlığı ise mektubun terör örgütü üyelerinin örgütsel amaçlı haberleşmesini sağlayacak nitelikte olduğu gerekçesiyle mektubun tamamının sakıncalı olduğuna karar vermiştir. Her iki kararda da hangi ifadeler nedeniyle mektubun sakıncalı görüldüğüne ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır. Derece mahkemelerinin kararlarında da mektubun içeriğine ilişkin bir tartışma yapılmamış, mektubun içeriği ve el konulma nedeni ilişkilendirilmemiş, el koyma işleminin mevzuata aykırı olmadığı belirtilmekle yetinilmiştir. Bunun yanında mektubun tamamının alıkonulmasına karar vermek yerine mektup içerisinde sakıncalı olduğu değerlendirilen bazı cümlelerin okunmayacak şekilde karalanarak mektubun gönderilmesinin veya muhatabına verilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkin bir tartışma da yapılmamıştır. Disiplin Kurulu Başkanlığı ve derece mahkemeleri kararlarında mektubun alıkonulmasına dair mektupla ilişkili, somut bilgilere dayalı ve yeterli gerekçenin bulunmadığı ve sakıncalı içeriğe dair somut bir değerlendirmenin yapılmadığı görülmektedir. Bu nedenle müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır.

13. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

14. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve miktar belirtmeksizin maddi tazminat talebinde bulunmuştur.

15. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

16. Başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmayıp başvurucu da yeterli bilgi ve belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Batı 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2019/2601, K.2019/2643) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesi (2019/3169 D.İş) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/7/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.