<p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><b><span new="" roman="" times="">I. EVLİLİK</span></b></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Türk Medeni Kanununun 124. Maddesi ışığında, on yedi yaşını doldurmuş kadın veya erkeğin kanunca aranan belli koşulların varlığı halinde evlenebileceğini söylememiz yanlış olmamakla birlikte Nişanlılığın kurulabilmesi açısından belirli şekil şartları ön görülmemiş olmasına rağmen sahih bir evlilikten bahsedilebilmesi için belirli şekil şartlarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. </span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Ayırt etme gücüne sahip, tam ehliyetli, kanunca aranan yaş koşulunu tamamlamış, evlenme engellerine takılmayan her birey karşı cinsiyle evlendirme memuru önünde olumlu sözlü beyanlarını (olumlu karşılıklı irade beyanı) açıkladığı an evlilik birliği içerisinde olduğu kabul edilecektir. </span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Evlenmeyle birlikte kişinin - 18 yaşından küçükse – ergin kılınacağını söylememiz yanlış olmamakla birlikte sınırlı ehliyetsizlerin veya on yedi yaşını doldurmamış olan küçüklerin olağanüstü bir durumun varlığı ve pek önemli bir sebebin bulunması halinde mahkeme kararıyla evlenebileceğini de söylememiz gerekecektir. </span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Evlenmenin nasıl olacağıyla alakalı girizgâhımızdan sonra TCK’nın 230. Maddesinde ele alınan birden çok evlilik ve hileli evlenme ve dinsel tören suçunun oluşumuna sebebiyet verecek olan <b><i>kesin evlenme engellerinden önceki evlilik</i> </b>bahsini inceleyelim.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><b><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Kesin Evlenme Engellerinden olan önceki evlilik</span></span></b><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times=""> Türk Medeni Kanununun 130.maddesinde yer almak birlikte madde metninde;</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">‘<i>Yeniden evlenmek isteyen kimse, önceki evliliğinin sona ermiş olduğunu ispat etmek zorundadır’</i>, demektedir.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Yine evlenmenin butlanı <b>TMK m.145’e</b> dayanarak bozucu yenilik doğuran bir davayla sağlayabilecektir. Çünkü tahdidi olarak 145. Madde de sayılmış haller arasında <b><i>eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması</i></b> ibaresi yer alarak Türk Hukukunda <b>birden çok eşliliğin mümkün olmadığı vurgulanmıştır</b>.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><b><span new="" roman="" times="">II. Türk Ceza Kanununun 230. Maddesi;</span></b></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">(1) Evli olmasına rağmen, başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.</span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">(2) Kendisi evli olmamakla birlikte, evli olduğunu bildiği bir kimse ile evlilik işlemi yaptıran kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.</span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">(3) Gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.</span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçlardan dolayı zamanaşımı, evlenmenin iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar.</span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">(5) Anayasa Mahkemesi'nin 10.6.2015 tarih ve 29382 sayılı R.G.'de yayımlanan, 27.5.2015 T., 2014/36 E. ve 2015/51 K. sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. </span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">(6) Anayasa Mahkemesi'nin 10.6.2015 tarih ve 29382 sayılı R.G.'de yayımlanan, 27.5.2015 T., 2014/36 E. ve 2015/51 K. sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. </span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">İptal edilen 5. ve 6. fıkralar:</span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">(5)Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak, medeni nikah yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.</span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">(6) Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.</span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Madde gerekçesinden de yola çıkılarak yapılacak yorumda suçla korunan hukuki değer aile yapısı olmakla birlikte suçun faili kadın veya erkek olabilecektir. O zaman hemen akıllara gelecek soru <i>Eşcinsel birlikteliklerin yaşanması bu suçun oluşmasına sebebiyet verebilecek midir?</i></span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Fikrimizce, Eşcinseller hali hazırdaki Türk Hukukuna göre evlilik birliği/ortak hayat içerisinde yer alamayacakları için bu suçun oluşmasına sebebiyet veremeyecekler ve bu maddeyi ihlal ettikleri gerekçesiyle yargılamanın tarafı olamayacaklardır. Madde metninde ki ibare çok açık olduğu</span></span> <span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">için</span></span><span new="" roman="" times=""> -‘</span><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Evli olmasına rağmen, başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi’- </span></span></i> <span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Eşcinsel olup da karşı cinsiyle</span></span> <span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">evlilik birliği içerisinde yer alan bir birey, hem cinsiyle yaşadığı yakın bir ilişkiden ötürü TCK 230’u ihlal etmiş olmayacaktır. Cinsel birlikteliğin yaşanması durumunda zina sebebiyle açılan boşanma davasında hukuk tekniği ve tabi hukuk açısından fikrimizce verilmesi gereken karar, boşanmaya yer olmadığı kararıdır ve davanın reddi gerekmektedir. Çünkü Zina sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik dışı gerçekleşen bu olayın tarafı karşı cins olmalıdır.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Yine madde gerekçesine bağlı kalınarak yapılacak yorumda, TCK 230/2’nin mevzu bahis olması için ilk evliliğin Türkiye’de veya yurt dışında yapılmış olması farkı önem arz etmeyecektir. </span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Fikrimizce, 1871 yılında ki Hukuk-ı Aile Kararnamesiyle başlayan ve reform niteliğindeki Aile Hukuku düzenlemeleri, 1926 yılında iktibas edilip<a href="#_ftn1" name="_ftnref1" title=""><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">[1]</span></span></a> 743 sayılı kanunla<a href="#_ftn2" name="_ftnref2" title=""><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">[2]</span></span></a> Türk Hukuk düzenine kazandırılan Türk Medeni Kanunu<a href="#_ftn3" name="_ftnref3" title=""><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">[3]</span></span></a>, </span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span new="" roman="" times="">‘</span><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Her şahıs, medeni haklardan istifade eder. Binaenaleyh kanun dairesinde haklara ve borçlara ehil olmakta herkes müsavidir( md.8)’, </span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">“Evlendirme memuru, merasimin hitamı üzerine derhal karı ve kocaya bir evlenme kağıdı verir. Evlenme kağıdı ibraz edilmeden, evlenmenin dini merasimi yapılamaz. Bununla beraber evlenmenin tamamiyeti dini merasimin icrasına mütevakkıf değildir”.(md.110)</span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><i><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">“Kimse, medeni haklardan ve onları kullanmaktan kısmen olsun feragat edemez. Kimse, hürriyetini ferağ edemediği gibi kanuna veya adabı umumiyeye mugayir surette takyit dahi edemez”.(md.23)<a href="#_ftn4" name="_ftnref4" title=""><b><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">[4]</span></span></b></a></span></span></i></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Gibi düzenlemeler içererek insan hakları, demokratik aile yapısı, eşitlik prensibi, tek eşle evliliğin resmi düzenlemelerle kaydının tutulması ve alenileştirilmesi konusunda bir ilke imza atmıştır. Bu sebeplerdendir ki, demokratik, insan haklarına saygılı, eşitlik prensibini gözeten aile hukuku hükümlerini ihlal edenlere karşı devletin müdahalesi veya caydırıcılığı TCK 230 yoluyla olacaktır. </span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Maddenin 3. Fıkrası, gerçek kimliğini saklayarak evlenen yani hileli evlilik suçunun oluşmasına sebebiyet veren fikrimizce sadece TCK 230/3’ten değil, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak bu işlemi yapmaya çalışıyorsa, durum ve koşullar elverdiği ölçüde TCK 268’den de mahkûm edilebilecek olmakla birlikte KVKK’dan kaynaklanan yükümlülüklerini de ihlal etmiş olacaktır.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Özel hukuk boyutunu da konuşmak gerekirse, TMK m.149 ışığında yanılan, kendisini yanıltan kişiyle değil de bir başkasıyla <b><i>evleneceğini sanıyorsa yanı eşin kişiliğinde yanılma</i></b><i> </i>olayı vuku buluyorsa, yanıldığını öğrendiği tarihten itibaren başlayarak altı ay ve her halde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmeden fikrimizce evliliğin iptalini dava edebilecektir. </span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Dinsel Tören suçu için Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilen hükümleri inceleyecek olursak;</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">2015/51 Karar sayılı, 27.05.2015 karar tarihli Anayasa Mahkemesi kararında somut norm denetimi yoluyla Evlenme akdi olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptıkları ve yaptırdıkları iddiasıyla sanıklar hakkında açılan kamu davasında, itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Pasinler Sulh Ceza Mahkemesi, TCK 230/5,6 numaralı fıkraların iptal edilmesi için başvurmuştur. Esasa yönelik incelemelerde, evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırma eylemlerinin suç olarak düzenlenip cezai müeyyideye bağlandığı, oysa evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırmanın özel hayat ile din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin hususlar olduğu, dolayısıyla resmî bir evlilik akdi olmaksızın birlikte yaşamanın dahi suç olmadığı bir hukuki düzende evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırmanın suç olarak düzenlenmesinin, Anayasa'nın 5., 10., 17., 20. ve 24. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">İtiraz konusu kurallarda, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar ile evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden evlenme için dinsel tören yapanların cezalandırılması öngörülerek, <i>kişilerin özel hayatlarına ve aile hayatlarına saygı gösterilmesi hakkı ile din ve vicdan özgürlüğüne bir sınırlama getirildiği açıktır.</i> Zira kişiler arasında evlilik bağının nasıl kurulacağına ilişkin tercihte bulunulmasının ve bu bağın dinsel ritüel ve uygulamalara göre yapılabilmesinin kişilerin özel hayatlarına ve aile hayatlarına saygı gösterilmesini isteme hakkı kapsamında kaldığı tartışmasızdır. Din ve vicdan özgürlüğü yönünden de uluslararası alanda genel kabul görmüş normlar uyarınca, bu özgürlüğün özel bir görünümü olan "dini veya inancı dışa vurma özgürlüğü"; ibadet, dinsel ritüellerin yerine getirilmesi, uygulamalar ve öğretme gibi çok çeşitli davranışları kapsamaktadır. Dolayısıyla, evlenmenin dinsel törenini yapma ve yaptırmanın da anılan özgürlük kapsamında kaldığı hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Diğer yandan, evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden evlenme için dinsel tören yapan kimseler de sonuç itibariyle özel hayatlarına ilişkin tercihleri ve dini inançları gereği evlenmenin dinsel törenini yaptıranlara yardım etmek amacıyla hareket ettiklerinden, bu kişilerin fiillerinin cezalandırılmasını öngören kural da yukarıda belirtilen aynı gerekçelerle ölçülülük ilkesini ihlal etmektedir.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">Anayasa Mahkemesi tarafından oy çokluğuyla iptal edilen TCK 230/5,6 hukuk tekniği ve tabi hukuk açısından insan hakları ve hürriyetleri, anayasayla güvence altına alınan hükümler ve iptal gerekçelerinde de sıklıkla belirtildiği üzere İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi hükümleri göz önünde bulundurularak fikrimizce hukuka uygundur. </span></span></span></p> <div> <p style="text-align: justify;"><strong><span style="font-size:16px;">Muhammet Can KARACA<br /> Hukuk Fakültesi Öğrencisi</span></strong></p> <div id="ftn1"> <p class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;"><span style="font-size:11px;"><span new="" roman="" times=""><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">-----------------------------------</span></span></span></span></p> <p class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;"><span style="font-size:11px;"><span new="" roman="" times=""><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times=""><a href="#_ftnref1" name="_ftn1" title="">[1]</a></span></span> Mahmut Esat Bozkurt’un payı göz ardı edilemeyecek niteliktedir. </span></span></p> </div> <div id="ftn2"> <p class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;"><span style="font-size:11px;"><a href="#_ftnref2" name="_ftn2" title=""><span new="" roman="" times=""><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">[2]</span></span></span></a><span new="" roman="" times=""> Türk Medeni Kanunu</span></span></p> </div> <div id="ftn3"> <p class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;"><span style="font-size:11px;"><a href="#_ftnref3" name="_ftn3" title=""><span new="" roman="" times=""><span style="line-height:115%"><span new="" roman="" times="">[3]</span></span></span></a><span new="" roman="" times=""> <b>Prof. Dr. Ahmet M. KILIÇOĞLU</b>, <i>MEDENİ KANUNUMUZU NASIL DEĞİŞTİRDİK (How We Amended our Civil Code), </i>Cevdet Yavuz’a Armağan, s.1718 vd.</span></span></p> </div> <div id="ftn4"> <p class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;"><span style="font-size:11px;"><a href="#_ftnref4" name="_ftn4" title=""><span style="line-height:115%"><span calibri="">[4]</span></span></a><b><span new="" roman="" times="">Prof. Dr. Ahmet M. KILIÇOĞLU</span></b><span new="" roman="" times="">, <i>MEDENİ KANUNUMUZU NASIL DEĞİŞTİRDİK (How We Amended our Civil Code), </i>Cevdet Yavuz’a Armağan, s.1718 vd.</span></span></p> </div> </div>