Boşanma davası sadece bir ilişkinin bitişi değil, aynı zamanda maddi ve manevi hakların da yeniden düzenlendiği bir süreçtir. En sık sorulan konulardan biri de “nafaka” meselesidir: Kim alır? Ne kadar olur? Avrupa’da boşanırsam Türkiye’de geçerli olur mu? Gelin birlikte sade bir dille açıklayalım.
Nafaka Nedir? Hangi Türleri Vardır?
Türk Medeni (TMK) üç başlıkta düzenlenir:
1. Tedbir Nafakası (TMK m. 169)
Boşanma davası devam ederken, mahkeme geçici olarak maddi destek kararı verebilir. Bu, özellikle ekonomik olarak daha zayıf durumda olan eşin mağdur olmaması için alınır.
2. Yoksulluk Nafakası (TMK m. 175)
Boşanma sonrası maddi durumu bozulan, yani yoksulluğa düşecek olan eşe ödenir.
Bu nafaka süresizdir. Ancak bazı koşullarda sona erebilir.
Mahkeme, nafaka miktarını belirlerken tarafların geliri, yaşam tarzı ve ihtiyaçlarını dikkate alır.
- Önemli not: Nafaka isteyen eş boşanmada ağır kusurluysa, talebi reddedilebilir.
3. İştirak Nafakası (TMK m. 182/2)
Eğer ortak çocuk varsa, çocuğun bakımı için çocuğun velayetini almayan eş tarafından ödenir. Bu nafaka doğrudan çocuğun masraflarına yöneliktir.
Nafaka Ne Zaman Sona Erer veya Değişebilir?
- Yoksulluk nafakası, nafaka alan kişinin evlenmesi ya da evlilik olmaksızın fiilen bir başkasıyla birlikte yaşaması hâlinde kendiliğinden sona erer (TMK m. 176/2).
- Ayrıca tarafların maddi durumlarında değişiklik olursa, nafakanın artırılması, azaltılması veya kaldırılması talep edilebilir (TMK m. 176/4).
- Nafaka ödemeyen eş hakkında icra takibi yapılabilir; gerekirse mahkemece tazyik hapsi de uygulanabilir (İcra İflas Kanunu m. 344).
Peki Ne Kadar Nafaka Bağlanır?
Mahkemeler şu kriterlere bakar:
- Tarafların gelir durumu
- Yaşam alışkanlıkları ve ihtiyaçlar
- Ekonomik güç farkı
- Çocuğun yaşı ve giderleri (iştirak nafakası için)
Sabit bir miktar yoktur; her dava kendi içinde değerlendirilir.
Yurt Dışında Yaşayanlar Türkiye’de Boşanma Davası Açabilir mi?
Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları, Türkiye’de boşanma davası açabilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, davacı tarafın Türkiye’deki yerleşim yeri ya da nüfusa kayıtlı olduğu yer Aile Mahkemesi yetkili sayılır.
Ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır:
Her dava için “hukuki yarar” şartı aranır.
Yani, sadece teknik olarak dava açma hakkının bulunması yeterli değildir. Davanın Türkiye’de açılmasını gerektirecek somut bir yarar gösterilmelidir.
Her iki taraf da yurtdışında yaşıyorsa ne olur?
Bu durumda, Türk mahkemesi davayı “hukuki yarar yokluğu” gerekçesiyle reddedebilir.
Yargıtay kararlarında, tarafların tamamı yurt dışında yaşıyor ve Türkiye ile aktif bir bağları yoksa, boşanma davasının Türkiye’de açılmasında meşru bir menfaat görülmeyebilir denilmektedir.
Örnek: Taraflar Almanya’da yaşıyor, Türkiye’de birlikte yaşadıkları bir ev yok, ortak mallar veya nüfus bağlantıları Türkiye’de değil.
Bu durumda Türkiye’de dava açmak istediklerinde mahkeme, "neden burada açtınız?" sorusunu sorar.
Ne yapılabilir?
- Türkiye’deki mal paylaşımı, nüfus kaydı, çocukların Türkiye’ye taşınma durumu gibi somut gerekçeler sunulursa hukuki yarar ispat edilebilir.
- Aksi hâlde, boşanma davası bulunulan ülkede açılmalı, ardından kararın Türkiye’de geçerli olması için “tanıma ve tenfiz davası” açılmalıdır.
Avrupa’da Boşananlar Türkiye’de Nafaka Talep Edebilir mi?
Evet. Ancak bazı şartlar var:
- Avrupa’da verilen boşanma kararı Türkiye’de doğrudan geçerli olmaz.
- Öncelikle Türkiye'de tanıma ve tenfiz davası açmak gerekir (MÖHUK m. 50 ve devamı).
- Bu karar tanındıktan sonra, nafaka alacaklısı Türkiye’de icra takibi başlatabilir veya yeni nafaka davası açabilir.
Avrupa'da yaşayan bir Türk vatandaşı, eğer Türkiye'de boşanma davası açmak istiyorsa, mahkeme nafaka konusunda da karar verir. Yani yurtdışında yaşıyor olmak bu hakkı ortadan kaldırmaz.
Sonuç
Nafaka, sadece bir mali mesele değildir; aynı zamanda kişisel hakların korunması, geçim güvencesinin sağlanması ve özellikle zayıf durumda olan tarafın desteklenmesi açısından sosyal adaletin bir gereğidir.
Özellikle yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları açısından durum daha karmaşıktır. Hem yaşanılan ülkenin hukukuna hem de Türkiye’deki mevzuata uygun hareket edilmesi gerekir.
Örneğin, Yabancı Ülkede boşanma gerçekleşmiş ama Türkiye’de tanıma/tenfiz yapılmamışsa, karar Türkiye’de geçerli sayılmaz. Bu da nüfus kaydının değişmemesi, nafaka hakkının kullanılamaması gibi ciddi sorunlara yol açar. Yargılamanın uzamaması adına gereken belgeleri hazırlamamız ve yapılacak başvuruları önceden yapmamız kendi yararımıza olacaktır.