İSTANBUL (AA) - BEKİR GÜRDAMAR - Enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmede bulunan Kültür Üniversitesi İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr Sinan Alçın, piyasalardaki negatif havanın, beklentilerin altında kalan enflasyon ve maliye politikası adımları ile pozitife çevrilme imkanı doğduğunu kaydetti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, temmuzda aylık bazda yüzde 0,55, yıllık bazda ise yüzde 15,85 artarak ekonomistlerin beklentilerinin altında kaldı. AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete göre ekonomistlerin beklentileri TÜFE'nin aylık yüzde 1,10, yıllık ise yüzde 16,48 artacağı yönündeydi.

Kültür Üniversitesi İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr Sinan Alçın, temmuzda enflasyonun beklentilerden belirgin bir şekilde düşük gelmesinin piyasalar tarafından olumlu karşılandığını belirterek, tahminlerin altında kalan enflasyonda gıda fiyatlarındaki mevsim etkisi kaynaklı göreli yavaşlamanın etkili olduğunu söyledi.

Gıda fiyatlarının yavaşlamaya karşın halen yükseldiğine dikkati çeken Alçın, dünyada ise birkaç ülke dışında gıda fiyatlarının gerilediğini kaydetti. Alçın, tarım sektöründe yerli tohum ve mülkiyet sorunu gibi yapısal konuların çok acil bir şekilde çözülmesi gerektiğini ifade etti.


- "Ekonomide hararetin azaltılacağı bir dinlenme devrine girildi"


Sinan Alçın, enflasyonun halen yıllıkta yüzde 15 üzerinde bulunduğuna dikkat çekerek, "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) dün yayımlanan taslaklarının enflasyonla mücadele açısından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. BDDK'nın kredi kartı harcamalarına ilişkin taksit sınırlamaları, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacak 100 günlük eylem planı ve kısa süre içinde açıklanması beklenen Orta Vadeli Program (OVP), hedefin oldukça üzerine çıkan enflasyonla mücadele açısından bir yol haritası ortaya koyacak." dedi.

Geçen haftaki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Enflasyon Raporu sunumundaki ifadelerden, enflasyonun sadece para politikası araçları ile düşürülebilmesinin mümkün olmadığının anlaşıldığını dile getiren Alçın, enflasyonu destekleyen maliye politikaların değişmesi gerektiğini kaydetti.

Alçın, ev eşyalarında da çok ciddi artışların olduğuna dikkati çekerek, "BDDK'nın attığı son adımları buradan okumak lazım. Döviz kurlarındaki artıştan en hızlı etkilenen ürünler bunlar ve satışların çoğu da kredi kartı ile gerçekleştiriliyor. BDDK'nın taslakları bu haliyle yürürlüğe girerse ekonominin yavaş yavaş soğuma sürecine girmesini destekleyecek." dedi.

Makroekonomik verilere bakıldığında büyüme açısından Türkiye'nin soğuma, yani normalleşme sürecine ihtiyacı olduğuna değinen Alçın, özel sektörde de mevcut faizlerin düzeyi nedeniyle fren mekanizmasının devreye girdiğini ifade etti.

Alçın, bu fren mekanizmasına "oto stabilizasyon" denilebileceğini belirterek, "Ekonomide hararetin azaltılacağı bir dinlenme devrine girildiğini görüyoruz. Bu yavaşlama aşamasında enflasyon başta olmak üzere faizler ve istihdamdaki bozulmanın nasıl onarılacağına odaklanmalıyız. Piyasada negatife dönmüş olan havanın, beklentilerin altında kalan enflasyon ve maliye politikası adımları ile pozitife çevrilme imkanı doğmuştur. Bunu değerlendirmemiz gerekir." şeklinde konuştu.

Yetkililer tarafından yapılan açıklamalardan önümüzdeki dönemde kamuda tasarruf eğiliminin artacağını tahmin ettiğini kaydeden Alçın, tasarruf eksikliği nedeniyle Hazine'nin son dönemdeki borçlanma gereğinin arttığını, bunun da faizler üzerinden enflasyonu beslediğine işaret etti.

Alçın, faiz, kur ve enflasyon sarmalına girildiğini belirterek, para politikaları ile bu konuda gidilecek çok fazla bir yer kalmadığını, daha çok maliye politikaları ile mücadelenin sürmesi gerektiğini söyledi.

Döviz kurlarında konjonktüre bağlı çok ciddi sıçramalar olması durumunda yeniden faiz artışının gündeme gelebileceğini kaydeden Alçın, "Ama şu anda böyle bir şeyi gerekli görmüyoruz. Daha çok kamu tasarrufları, Hazine'nin borçlanma gereğini düşürecek politikaların gündemde olmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.


- "Kurlardan fiyatlara geçiş riski çok yükseldi"


AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi ise son verilere göre temmuzda gıda fiyatlarının enflasyonu sınırlı artırıcı yönde etkide bulunduğunu, gıda dışı diğer gruplarda ise kurlara bağlı fiyat artışlarının yüksek olmasının dikkati çektiğini kaydetti.

Gıda enflasyonu işlenmemiş ve işlenmiş gıda fiyatları kaynaklı yükseldiğine değinen Bürümcekçi, "Endeks tarihindeki ortalama yıllık artışı yüzde 10 civarında olan gıda fiyatlarının 2018 yılındaki seyri, enflasyonun yılı çift hanenin ne kadar üzerinde bitireceği konusunda belirleyicilerinden biri olacaktır." dedi.

Bürümcekçi, manşet enflasyonun zirveyi henüz görmemiş olabileceğini tahmin ederek, yıl sonu enflasyon öngörüsünün yüzde 14,8 seviyesinde bulunduğunu, risklerin ise yukarı yönde kalmaya devam ettiğini ifade etti.

Enflasyonun seyri açısından döviz kurlarının en önemli belirleyici olmaya devam edeceğini dile getiren Bürümcekçi, son bir yıllık dönemde Türk lirasındaki değer kaybının yüzde 44 düzeyine olmasının kurlardan fiyatlara geçiş riskinin çok yükseldiği anlamına geldiğini söyledi.

Gerçekleşen elektrik, doğal gaz, süt gibi zamların ağustos enflasyonuna 0,5-0,7 puan civarında etkisi olacağını kaydeden Bürümcekçi, son verilere karşın TL’de yeni değer kaybı baskısının TCMB’nin, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı gibi gelişmeleri beklemesine izin vermeyebileceğini belirtti.


- "Para politikasındaki sıkı duruşun uzun dönem korunmasını bekliyoruz"


Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı da temmuz ayı enflasyonunun kendi beklentileri olan yüzde 0,61'in altında kaldığına işaret etti.

Süt, elektrik ve doğal gaz gibi yukarı yönlü fiyat ayarlamaları ile kurda yaşanan ek değer kaybı doğrultusunda, yıllık enflasyondaki yükselişin ağustosta devam edebileceğine dikkati çeken Tokalı, şunları kaydetti:

"Gıda fiyatlarında sert bir düşüş olmadığı sürece, yıllık enflasyonun ağustos-ekim döneminde yüzde 16,5-17 bandına çıkabileceğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda, yıl sonuna ait TÜFE enflasyon tahminimizi yüzde 14,3'ten yüzde 15,3'e, 2019 tahminimizi de yüzde 11'den yüzde 11,5'e çıkarıyoruz. TCMB'nin son enflasyon raporu tahminleri doğrultusunda, 2018 ve 2019 tahminleri sırasıyla yüzde 13,4 ve yüzde 9,3 seviyelerinde bulunuyor.

Yıllık enflasyondaki yükselişin sadece manşet değil, çekirdek ve hizmet enflasyonunda da hız kesmiş olması bir ölçüde rahatlatıcı görünmekle birlikte, mevcut yüksek seviyeler ve kur etkisi orta vadeli görünümle ilgili riskleri gündemde tutuyor. Bu durumda, TCMB’nin son açıklamalarında da altını çizdiği üzere, para politikasındaki sıkı duruşun uzun dönem korunmasını bekliyoruz."