Türk Ticaret Kanunu’ndaki haksız rekabet ile ilgili hükümlere genel olarak bakıldığında örnek olarak sayılan haksız rekabet hallerinden olan aldatıcı reklamlar, kötüleme, karışıklığa neden olma gibi haller elektronik ortamda da gerçekleşebilmektedir.[1] Ayrıca elektronik ortamda gerçek ortamda yer almayan ve haksız rekabet oluşturan uygulamalar da söz konusu olmaktadır.
Elektronik ortamda haksız rekabet oluşturan davranışlar hakkında özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle bu durumun Türk Ticaret Kanunu’nda, Türk Borçlar Kanunu’nda, Sınai Mülkiyet Kanunu’nda ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yer alan genel haksız rekabet hükümleri içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Elektronik işlemlerde haksız rekabete neden olacak haller teknolojinin gelişmesiyle çeşitlilik arz etse de güncel haksız rekabete sebep olan durumlar aşağıdaki gibidir.
1- İstenmeyen Elektronik Posta (Spam) Göndermek Sureti İle Haksız Rekabette Bulunma
“Spam” kelimesi, ABD kökenli bir kelimedir. Önceleri bilgisayarlar için hiç kullanılmamıştır. Sonraları e-mail yolu ile kitlelere reklam yapılması ile birlikte kullanılmaya başlanmıştır. İstenmeyen e-posta “Spam” kişinin e-posta kutusuna isteği dışında gelen e-postaları ifade etmektedir. [2]
“Spam” niteliğindeki e-postaların elektronik posta kutularını doldurmasına yol açan kişilere “spammer” denmektedir. Bu kişiler e-posta adreslerini bir şekilde[3] toplayarak bunlardan bir veri tabanı oluşturmakta ve bunları yine ücret karşılığında satmaktadırlar. Spammerdan e-posta adreslerini satın alan kişiler genellikle ticari amaçlarla hareket eden işletmelerdir.[4]
Spam yoluyla gönderilen reklamlar gerek tüketicilerin karar vermelerini gerekse rakipler açısından ticari hayatın akışını olumsuz etkilemektedir. Spam ile haksız rekabet hükümlerinin farklı şekillerde ihlali söz konusu olabilir. Bunlardan birisi Spam göndererek reklam yapma durumunda reklamda aldatıcı unsurların bulunması ve reklam yapanın da tacir olması halinde Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin TTK’nın md. 55/1-a,2 hükmü “Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,” ve 55/1-a,5 hükmü “Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,” uygulama alanı bulacaktır.[5]
Şartların oluşması halinde spam alıcısı olan kişi reklamı yapan aleyhine dava açabilir. Ya da Spam’in gönderme teknikleri, rakiplere ve tüketicilere karşı “özellikle saldırgan” haksız bir ticari yöntem oluşturuyorsa, bu durumda da Spam alıcıları TTK’nın md. 55/1-a,8 “Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,” hükmüne dayanarak dava açabilecektir. Madde gerekçesinde “özellikle saldırgan” ibaresi “önemli olan saldırganlığın özellik taşıması ve muhatabını adeta köşeye sıkıştırmasıdır” şeklinde açıklanmıştır. Spam ile gönderilen reklamın saldırgan reklam olarak değerlendirilmesi halinde ise, bu reklamlar dürüstlük kuralına uygun görülmeyeceği için TTK’nın 54. maddesinde yer alan genel hükümlere dayanarak hukuki yollara başvurulabilecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, TTK madde 56/3 hükmü uyarınca hukuki yollara başvurma hakkı açısından Spam alıcısı dava açabileceği gibi, tüketici örgütleri de bu davaları açabilecektir.[6]
2- Alan Adlarıyla İlgili Haksız Rekabet
Alan adı, internet sitesinin adı ve adresi olan teknolojik bir semboldür. Alan adı olmadan internet sitesine sadece IP (132.141.23.17 gibi) adresiyle ulaşılabilir. Yani aslında sayılardan oluşan IP adresleri alan adı (domain name) ile simgesel olarak isimlendirilmiştir.[7]
Ticari teşebbüsler, reklam amacıyla markasını ya da işletme adını alan adı olarak seçtiği için, alan adlarının reklam fonksiyonu olduğunu söylemek de mümkündür.[8] Alan adlarının reklam fonksiyonunun bulunması ticari teşebbüsler arasında uyuşmazlıklara neden olmaktadır. Alan adlarıyla ilgili sorunlar, marka hakkı ihlalleri ya da herhangi bir ad veya ticari adın ihlali şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Bu durum da haksız rekabetin oluşmasına sebebiyet verecektir.
Bir alan adı, TTK md. 55/1-a,4’de yer alan; “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” hükmü kapsamında iltibasa neden oluyorsa haksız rekabete konu olabilecektir. Zira bir alan adının başkasına ait marka, ticaret unvanı gibi ticari isimlerin karıştırılmasına yol açması veya karıştırılma olasılığının bulunması halinde, bu alan adının kullanımı da haksız rekabet oluşumuna sebebiyet verecektir.[9]
Yargıtay kararına konu olan bir olayda davacı vekili, “…müvekkilinin AKBANK hizmet markası ile bankacılık hizmeti verdiğini, internet alanında da ODTÜ DNS yönetiminden aldığı “akbank.com.tr.” domain ismi ile hizmetlerini sürdürdüğünü, davalının da Atlas Online İletişim Sistemleri A.Ş.’den aldığı “akbank. net” domain ismi altında web sayfası oluşturduğunu ve bu sayfanın bir yıllığına kiraya verileceğini ilan ettiğini, bu kullanımın müvekkilinin ticari itibarını zedeleyeceğini, yine kullanıcı şifrelerinin ele geçirilebileceğini, davalının eyleminin TTK ve 556 sayılı Markalar hakkındaki KHK neye aykırı olduğunu…” ileri sürerek haksız rekabet iddiasında bulunmuştur.[10] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi dava konusu talebi haklı bulmakla birlikte gerekçeli kararında alan adının karıştırılmaya yol açması veya karıştırılma olasılığının bulunmasından bahsetmemiştir. Ancak “akbank.net” alan adının iyi niyetli olarak kullanılmadığını, “Akbank” isminin tanınmışlığından yararlanmak düşüncesi ile hareket edildiğini söylemek mümkündür.
Bu durumda yine Sınai Mülkiyet Kanunu madde 7/3-d kapsamında tescilli bir markanın aynısını veya benzerini internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanan kişinin fiilinin önlenebileceği hükmü gündeme gelebilir.
Yine bu konu ile ilgili; cins (www.tulumpeyniri.com gibi) ve meslek (www.avukat.com.tr gibi) isimlerinin veya tanınmış diğer isimlerin alan adı olarak kullanılması da haksız rekabet oluşturmaktadır.[11]
Son olarak; eğer alan adını oluşturan işaret ya da sözcükler genel kural niteliğindeki dürüstlük kuralına aykırı şekilde kullanılıyorsa, bu durumda TTK’nın md. 55/1 hükmüne dayanarak haksız rekabet iddiasında bulunmak da mümkün olacaktır. Örneğin; bir markayı karalayıcı alan isminin alınması halinde de (“beko” markasına ilave yaparak “berbatbeko.com” alan isminin kullanılması) dürüstlük kurallarına aykırı olacağından haksız rekabet söz konusu olmaktadır.
3- Reklam Bantları (Banner) ve Pop-Up Reklamlar Yoluyla Haksız Rekabet
Başkalarına ait internet sitelerinde yer alan ve bu sitelerde genellikle bir bar ya da buton kullanılarak yapılan reklam türüne reklam bantları “Banner” denir. Reklam bantları açılan web penceresinin içinde yer alır, pop-up gibi ayrı bir pencerede görünmezler.[12] Pop-up reklamlar ya da kısaca pop-up ise, genellikle zararlı içeriğe sahip olan ve ilanlara dikkat çekmek amacıyla oluşturulan çevrimiçi reklamların bir türüdür. Pop-up’lar genellikle arama motoruna yapılan aramalardan internet kullanıcısı hakkında elde edilen bilgiler doğrultusunda harekete geçer. Bu reklamlar genellikle reklamı göstermek için aktif pencerenin altına açılan yeni pencerelerdir.
Gerek pop-up’larda gerekse de Banner şeklinde yapılan reklamlarda başkasına ait bir markanın haklarının ihlal edilip edilmediği konusu da gündeme gelmektedir. Bu durumda Sınai Mülkiyet Kanunu madde 7/3-d kapsamında tescilli bir markanın aynısını veya benzerini internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanan kişinin fiilinin önlenebileceği hükmü gündeme gelmektedir.
Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan haksız rekabete ilişkin hükümler ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un aldatıcı reklamlara ilişkin hükümlerinin de uygulama alanı bulması mümkündür.[13]
Son olarak, sık bir şekilde bu reklamlara maruz bırakılma halinin saldırgan reklam olarak değerlendirilmesi durumunda ise, bu reklamların dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle TTK’nın 54. maddesine dayanarak hukuki yollara başvurulabilir.
4- İlişim (Link) ve Çerçeveleme (Framing) Yoluyla Haksız Rekabet
Bir teşebbüs, internet sitesinde reklam vermek amacıyla başka sitelere bağlantılar verebilir. “Link”, başka bir internet sitesini açmak için kullanıcının tarayıcısını tanımlayan web sayfasının programında yer alan komuttur. “Framing” ise bir veya daha fazla farklı adresleri içeren unsurların bir web sayfasında görünmesine olanak sağlar.
Her ne kadar bu tür linklerin ve framelerin teknik olarak önlenme imkânı bulunmakta ise de web sayfası sahibinin bu önlemleri almamış olması, yapılan link ve framelere izin verdiği anlamına da gelmemelidir. Zira kimse herhangi bir hakkını kullanmaya zorlanamaz.
Link ve frame kullanılarak akla gelen iki farklı haksız rekabet hali söz konusu olabilir. Bunlardan ilki; bir internet sitesinde yer alan link hoş olmayan kullanımlarla birlikte yer alıyorsa marka veya teşebbüs için kötü bir imaj doğuracaktır ki bu durum, dürüst olmayan, haksız ve hukuka aykırı bir davranış oluşturacağından ilgilinin ticari itibarı zarar görecektir. Zarar gören taraf, TTK’nın md. 55/1-a,1 “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,” hükmüne dayanarak haksız rekabete ilişkin hukuki yollara başvurabilecektir.[14] İkincisi ise; bir teşebbüs, kendi internet sitesinde, doğrudan rakibi olan bir diğer işletmenin fiyatlarından söz ederek kendi mal ve hizmetleriyle karşılaştırırsa (örneğin; n11.com sitesi Puma marka ayakkabıyı kendi sitesinden aldığı link ile fiyatını da göstererek bizde daha ucuz mesajı veriyorsa), TTK’nın md. 55/1-a,5 hükmüne göre; “kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek” haksız rekabetin oluşmasına sebebiyet verecektir.[15]
5- Yönlendirici Kod (Meta-tag) Yoluyla Haksız Rekabet
“Meta-tag”, bir web sitesinin HTML kodunu, web sitesinin kapsamını sınıflandırmak için internet arama motoruna yerleştirilen anahtar kelimedir. Meta-tag, web sitesi içinde kendiliğinden görünmemektedir. Ancak belli bir anahtar kelimeyi içeren tüm web sitelerini tarayan Google, yandex vb. arama motorları meta-tag ile o siteyi bulmakta ve listelemektedir.[16]
Bu konu ile ilgili en önemli sorun; marka sahiplerinin, internet ortamında markalarının meta-tag olarak izinsiz bir şekilde kullanımı ile karşılaşabilmeleridir ki bu durum da söz konusu markalar aleyhine haksız rekabet oluşturacaktır.[17]
Bu konu yurtdışındaki mahkemeler tarafından da değişik olaylarda irdelenmiştir. Mesela Danimarka’da verilmiş bir karara konu olan olayda; Melitta Grubu’nu arayan internet kullanıcıları, meta-taging usulüyle bir kahve filtre torbaları imal eden firma tarafından “Melitta” ismi ile kendi sitelerine çekilmektedir. Burada dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde bu grubu arayan kimselerin firmanın sayfasına çekildiğine karar verilmiştir. Bir başka olayda ise Mannheim’da oturan ve tescilli markasını arama motorlarına veren davacının karşısına 10 adet web sayfası çıkmıştır. Davacı ile aynı işi yapan ve davacıya ait tescilli markayı kullanan davalının Markalar Kanunu ve Haksız Rekabet Kanunu’na aykırı hareket ettiğine karar verilmiştir.[18]
6- Adwords Reklamlar Yoluyla Haksız Rekabet
Google gibi arama motorları, “Sponsore Edilmiş Bağlantılar” şeklinde hazırlanmış “Adwords” adını verdiği ve reklam verenlerin reklamlarını, aramada kullanılan kavramlarla bağlantılı olarak kullanıcılara gösteren bir sistem kullanmaktadır. “Adwords”, internet arama motorlarının temel gelir kaynağını oluşturmaktadır.[19]
Adwords reklamlar ile başkasının tescilli olan/olmayan markası, işaretleri ve ticaret unvanı kullanılarak onun tanınmışlığından yararlanma veya gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunma söz konusu ise, bu reklamlar haksız rekabete sebep olabilecektir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bir kararında; “Google arama motorunda Google AdWords isimli sistemdeki davalının www.i...com olan adı tıklandığında ve p... sözcüğü arandığında davalının reklam sitesine ulaşıldığı, p... ibaresinin davacı adına tescilli marka ibaresi olduğu ve bilgisayar kullanıcıları olan tüketicilerin davacı ve davalının aynı alanda iştigal etmeleri sebebiyle davacının markası ile davalının sitesine ve reklamlarına ulaşması sebebiyle karışıklığın ve dolayısıyla iltibasın olacağı, bu halde de davacı markasının davalı tarafça haksız olarak kullanılmak suretiyle markaya tecavüzde bulunduğu” sonucuna varmıştır.[20]
Belirtmek gerekir ki, bu tür haksız rekabet eylemlerinde reklamların kullanıcıda oluşturduğu izlenime bakılmalıdır. Kullanıcı, arama sonucu önüne çıkan sayfada hangi linkin hangi firmaya ait olduğunu anlayabiliyorsa, TTK’nın md. 55/1-a,2 hükmüne dayanarak adwords reklamlarda gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamaların bulunduğu veya TTK’nın md. 55/1-a,5 hükmüne dayanarak başkasının tescilli olmayan markası, işaretleri ve ticaret unvanı kullanılarak onun tanınmışlığından yararlanmanın söz konusu olduğu yönünde olası bir iddia yerinde sayılmayacaktır.[21]
7- Sosyal Paylaşım Siteleri Yoluyla Haksız Rekabet
Sosyal paylaşım siteleri (Twitter, Youtube, Instagram ve Facebook vb.) özünde reklam yapan ticaret şirketleridir. İnternet ve bilişim teknolojisinin verdiği imkânları kullanarak, kullanıcılarına ticari teşebbüslerin reklamlarını yapmaktadır.[22] Ancak bu reklamları yaparken, bir reklam şirketinin uyması gereken kurallara uymadan bunu gerçekleştirmektedir. Örneğin, internette reklam yapan reklam şirketleri, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tabi olduğu hâlde, anılan sosyal paylaşım siteleri bu kanun hükümlerini dolanarak iş yapmaktadır. Bu durum ise reklam şirketleri bakımından haksız rekabet teşkil etmektedir. Çünkü Türk Ticaret Kanunu madde 55/1-e hükmünde yer alan; “İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.” düzenlemesi bu durumu haksız rekabet hali olarak karşımıza çıkarmaktadır.[23]
Sosyal paylaşım sitelerinin kendilerinin haksız rekabet teşkil etmesinin yanında içeriklerinin de kontrol edilememesi haksız rekabete neden olmaktadır. Bu bağlamda bir ticari teşebbüs örneğin sosyal paylaşım sitelerinde viral reklamlarla rakiplerini kötülemesi veya ürün incelemesi adı altında yapılan videolarla haksız olarak rakiplerinin kötülemesi hali de haksız rekabete örnek verilebilir. Yine sosyal paylaşım sitelerinde çok takipçili hesaplara verilen benzer içerikler de haksız rekabet teşkil edecektir.
8- Cep Telefonlarına Gelen Reklam Mesajlarının (SMS) Haksız Rekabet Oluşturması
7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (KVKK) uyum sürecinin sona ermesinden itibaren (07.04.2018) cep telefonlarına sürekli gelen reklam ve kampanya mesajları azalmışsa da hukuk davalarında hala güncelliğini korumaktadır. Söz konusu olan 7 Nisan 2018 tarihinden önce TTK madde 55/1-a-8 bendi “Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,” kapsamına girecek derecede ticari teşebbüsler tarafından sürekli olarak gönderilen reklam ve kampanya mesajları da haksız rekabet teşkil etmektedir.
Uyum sürecinin bitiminden önceki dönemde söz konusu bu mesajların sonuna bırakılan BTK tarafından belirlenen kodlar (B102 gibi) vasıtasıyla mesaj alımı durdurabiliyorken 6698 sayılı KVKK ile artık tüketicilerden yasal izinleri alabilmek için mesaj (SMS) ile onay linkleri gönderiliyor. Linklerde yeni üyelik sözleşmeleri ve bunun "kabul" edilebildiği onay seçenekleri yer alıyor. Eğer müşteri bu sözleşmeyi onaylamazsa, işletmenin müşterisine ait verileri silmesi ve üyeliğini/aboneliğini sonlandırması gerekiyor. Sözleşmenin onaylanması halinde ise tüketicileri yine taciz edecek derecede “saldırgan” bir şekilde reklam ve kampanya mesajlarının gelme riski olacak ki bu durumda yukarıda da bahsettiğimiz gibi TTK madde 55/1-a-8 kapsamında haksız rekabet oluşabilsin. Zira burada sözleşme hürriyetini aşan ve baskı aracı haline gelen bir durum söz konusudur.
9- Sonuç
Bu çalışma, elektronik ortamda ortaya çıkan haksız rekabet türlerini özet mahiyetinde ele almakta ve dijital mecralarda uygulanan çeşitli rekabet ihlallerini Türk hukuk sisteminde yer alan düzenlemeler ışığında incelemektedir. Banner, pop-up, meta-tag, adwords, framing, sosyal medya platformları ve kısa mesaj yoluyla gerçekleştirilen uygulamalar, klasik haksız rekabet kavramlarının dijital boyutunu gözler önüne sermektedir.
Dijitalleşmenin etkisiyle, pazarlama ve reklamcılık alanındaki tekniklerin gelişmesi, rekabet hukukunun da aynı hızda dönüşüm geçirmesini zorunlu kılmıştır. Özellikle arama motorlarında başkasına ait markaların anahtar kelime olarak kullanılması, yanıltıcı karşılaştırmalı reklamlar, izinsiz veri kullanımı ve saldırgan dijital pazarlama teknikleri gibi uygulamalar, pazarda yapay avantajlar doğurarak adil rekabeti zedelemektedir.
Ayrıca sosyal medya platformlarının klasik reklam düzenlemelerinin dışında kalma çabası, sektörde ciddi eşitsizlikler yaratmakta ve özellikle yerel reklam aktörleri açısından dezavantaj oluşturmaktadır. Bu durum, TTK m. 55/1-e hükmü kapsamında, iş şartlarına aykırılık teşkil ederek haksız rekabetin bir başka boyutunu ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, elektronik ortamdaki haksız rekabet eylemlerinin tespiti ve önlenmesi yalnızca mevcut hukuki düzenlemelerin etkin şekilde uygulanmasına değil, aynı zamanda yeni teknolojilere uygun normatif çerçevelerin geliştirilmesine bağlıdır. Bu kapsamda, çalışmamız uygulayıcılar için bilgi notu mahiyetinde genel bir bakış açısı sunmayı hedeflemektedir.
Saygı ile,
Av. Abdullah Gevher – Av. Büşra Gevher
--------------
[1]OKAN, Neval; “Ağ Reklamları ve Haksız Rekabet”, Seçkin Yay., Ankara 2011, s. 39.
[2] BOZKURT YÜKSEL, Armağan Ebru; “Elektronik Ortamda Haksız Rekabet”, TAAD, Yıl:5, Sayı:18 (Temmuz 2014), s. 95.
[3] “Spammer, e-posta adreslerini değişik yollarla öğrenmektedir. Bunlar, forum siteleri, posta listeleri, haber grupları, forward e-postalar, web siteleri, açık listelemeler, sohbet odaları, android oyunlar ve spammerların posta listelerine üye olmalarıdır.”
[4] ÖZDİLEK Ali Osman, “İnternet ve Hukuk”, Papatya Yayıncılık, İstanbul 2002, s. 153.
[5] MEMİŞ Tekin, “Hukuki Açıdan Kitlelere E-Posta Gönderilmesi”, Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi
Dergisi, C.V, S.1-4, Y. 2001, s. 441.
[6] BOSNALI, Özge- ÖZÇELİK, Büşra; “İnternet Ortamında Haksız Rekabet”, s. 53.
[7] BOZBEL Savaş, “İnternet Alan Adı (Domain Name) Müracaat ve Tescil Uygulamaları-Dünyadaki Uygulamalar Eşliğinde Türkiye Uygulamasının Değerlendirilmesi”, Mevzuat Dergisi, Yıl 8, S.92, Ağustos 2005, s. 1. http://www.mevzuatdergisi.com/2005/08a/01.htm
[8] OKAN, Neval; “Ağ Reklamları ve Haksız Rekabet”, s. 92.
[9]OKAN, Neval; “Ağ Reklamları ve Haksız Rekabet”, s. 98.
[10]Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2004/4412 K. 2005/769 T. 7.2.2005 kararı.
[11]CAN, Mustafa- MEMİŞ, Tekin; “Elektronik Ortamda Haksız Rekabet Halleri”, https://www.mevzuatdergisi.com/2004/09a/04.htm#_ftn123 (Erişim Tarihi:14.05.2018)
[12] OKAN, Neval; “Ağ Reklamları ve Haksız Rekabet”, s. 134.
[13] OKAN, Neval; “Ağ Reklamları ve Haksız Rekabet”, s. 137.
[14] BOSNALI, Özge- ÖZÇELİK, Büşra; “İnternet Ortamında Haksız Rekabet”, s. 57.
[15] ÖZDİLEK, Ali Osman; “Web Sitelerinde Çerçeveleme (Framing) Teknolojisi ve Getirdiği Yasal Problemlere
Kısa Bir Bakış”, Montreal 2002, http://teknolojihukuku.blogspot.com.tr/2007/01/web-sitelerinde-ereveleme-framing.html
[16] OKAN, Neval; “Ağ Reklamları ve Haksız Rekabet”, s. 137.
[17] ÖZDİLEK Ali Osman, “İnternet ve Hukuk”, Papatya Yayıncılık, İstanbul 2002, s. 204-205.
[18] CAN, Mustafa- MEMİŞ, Tekin; “Elektronik Ortamda Haksız Rekabet Halleri”, https://www.mevzuatdergisi.com/2004/09a/04.htm#_ftn218
[19] MEMİŞ Tekin / BOZBEL, Savaş, “Marka ve Haksız Rekabet Hukuku Bakımından Adwords Reklamlar”, e-akademi Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi, Kasım 2008, s. 81. http://www.e-akademi.org/incele.asp?konu=MARKA%20VE%20HAKSIZ%20REKABET%20HUKUKU%20BAKIMINDAN%20ADWORDS%20REKLAMLAR&kimlik=1227080164&url=makaleler/tmemis-sbozbel-1.htm
[20] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2012/12304 K. 2013/14141 T. 3.7.2013 kararı.
[21] ERDİL, Engin; “Haksız Rekabet Hukuku”, İstanbul, Vedat Yay., 2012, s. 309.
[22] SEVEN, Vural; “Sosyal Paylaşım Sitelerinin Haksız Rekabet Karşısındaki Durumu”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 3343-3350 (Basım Yılı: 2015), s. 3347.
[23] SEVEN, Vural; s. 3347.