I. GİRİŞ

Çalışmamızda 9 Kasım 2019 tarihinde 30943 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan 2019/656 esas, 2019/691 karar numaralı Uyuşmazlık Mahkemesi kararı incelenecektir.[1]

II. OLAYIN ÖZETİ

Davacı; Deriner Barajı Hidroelektrik Santrali inşaatı için yapılan çevre yolu çalışmaları nedeniyle taşınmazında sürekli ve kalıcı hasar meydana geldiğini, idarenin fiilen taşınmazına el koyduğunu iddia etmiştir. Su yolları ve arklar kapanmış, taşınmazın üzerindeki meyve ve zeytin ağaçları kurumaya başlamıştır. Ayrıca davacının taşınmazına ulaşım imkânı kalmamıştır. Davacı, kamusallaştırma talebiyle idareye başvurmuş ancak olumlu yanıt alamamıştır. Davacı, ilk davasını Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açarak yasal süreci başlatmıştır.

III. KARARDAKİ HUKUKÎ OLAY

15 Ocak 2015 tarihinde Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi, idarenin taşınmaza fiilen el koymadığını belirtmiştir. Kamusallaştırma alanı dışında ve kamusallaştırmasız el atma niteliğinde olmayan davalara 11 Şubat 1959 tarihli 17-15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince idarî yargı kolunun bakması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu sebeple mahkeme görevsizliğe karar vermiştir. Ardından davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

23 Haziran 2016 tarihinde Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, alt derece mahkemesinin kararını yerinde bulmuş ve kararı onamıştır. Böylece karar kesinleşmiştir. Adli yargı kolundaki incelemeden sonuç alınamayınca, davacı vekili idarî yargı kolunda dava açmıştır.

5 Şubat 2019 tarihinde Rize İdare Mahkemesi; davacıya ait taşınmazda meydana gelen 20.867,07 liralık zararın 16.207,63 lirasının Artvin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açılan, geri kalan miktarın ıslah dilekçesinin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren işleyerek yasal faiziyle davalı idare tarafından davacıya ödenmesine hükmetmiştir. Davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

5 Temmuz 2019 tarihinde Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdarî Dava Dairesi; uğranıldığı iddia edilen zarara ilişkin tazminat davasının adli yargı merciinde görülmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdarî Dava Dairesi, Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurmak yerine Rize İdare Mahkemesi'nin verdiği kararın isabetsiz olduğuna ve istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve dosyanın geri gönderilmesine karar vermiştir.

9 Ağustos 2019 tarihinde Rize İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun m.19 gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına ve Uyuşmazlık Mahkemesi karar verinceye kadar incelemenin ertelenmesine karar vermiştir.

IV. HUKUKÎ SORUN

Anayasa m. 158/1 uyarınca, Uyuşmazlık Mahkemesi adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkilidir. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun m. 1/1 1 bu yetkiyi yineler niteliktedir.

Uyuşmazlık türleri; görev uyuşmazlığı ve hüküm uyuşmazlığı olarak ikiye ayrılır. Görev uyuşmazlıklarıysa kendi için olumlu görev uyuşmazlığı ve olumsuz görev uyuşmazlığı olarak ayrılır. Olumlu görev uyuşmazlığı, Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun m. 17'de “Adli ve idari yargıya bağlı ayrı iki yargı merciine açılan ve tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davalarda bu yargı mercilerinin her ikisinin kendilerini görevli sayan kararlar vermiş olmaları durumunda meydana gelir.” şeklinde tanımlanmıştır. Olumsuz görev uyuşmazlığı, Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun m. 14'te “Adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması” şeklinde tanımlanmıştır.

Doktrinde Karahanoğulları, olumsuz görev uyuşmazlığının tipik ve kısayolu olduğunu belirtmiştir.[2] Olumsuz görev uyuşmazlığının tipik biçimi Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun m. 14-16'da düzenlenmiştir. Buna göre; tarafları, konusu aynı olan iki farklı dava açılmış ancak kesin olarak iki yargı kolunun da görevsizlik kararı vermiş olması gerekir. Böyle bir uyuşmazlık durumunda; taraflardan birinin istemi üzerine dosya, görevsizlik kararı veren son mahkeme tarafından Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilir. Olumsuz görev uyuşmazlığının kısayolu Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun m. 19-20'de düzenlenmiştir. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

İnceleme konumuz olan kararda, yukarıda verilen kısa bilgi ışında, olumsuz görev uyuşmazlığının kısa yolu olduğu aşikârdır. Davacı adli yargı koluna başvurmuştur. Adli yargı kolunun görevsizliği kesinleşmiştir. İdari yargıda kolunda görülen davanın istinaf aşamasında görevsizlik tespiti yapılmıştır.

V. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KARARI

İdarenin plan ve projesine göre yapılan yol, kanal, baraj gibi tesislerin kurulması sırasında kişilere zarar verilmesi durumunda tazminat talep edilebilir. Tazmin istemiyle açılacak davalarda idari yargının görevli olduğu yerleşik içtihatlarla kabul edilmiştir. Anayasa m. 125 son fıkrada, idarenin kendi iş ve eylemlerinden doğan zararları tazmin etmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. İYUK m. 2'de idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanın açacağı davanın tam yargı davası olduğu belirtilmiştir. İdarenin sebep olduğu zarara ilişkin açılan bir davada idari yargı kolunun görevli olduğu açık olduğundan Rize İdare Mahkemesinin başvurusu reddedilmiş yani idari yargı kolu görevli sayılmıştır.

------------

[1] “Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları” Resmî Gazete, sayfa 51, Kasım 9, 2019, https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/11/20191109-6.pdf, (Erişim Tarihi: 27 Ağustos 2025).

[2] Onur Karahanoğulları, İdari Yargı İdarenin Hukuka Zorlanması (Yargı Kararlarına Dayalı Bir İnceleme), 1. Bası, Ankara: Turhan Kitapevi, 2019, s. 252.