Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi açısından, tahrik oluşturan eylemin niteliği çok önemlidir. Burada haksız tahrikte, eylemin tahrik edici olup olmadığı uygulama açısından bazen tartışmalara neden olmaktadır.

Haksız tahrikin varlığı için öncelikli şart, tahrik edici bir eylemin varlığıdır.[1]

Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için, başkasından kaynaklanan ve faili tahrik eden hukuka aykırı bir davranışın bulunması şarttır.

Bu davranış failde Hiddet veya eleme neden olmalıdır.  Bu nedenle failin ihtirasından veya bunalımından kaynaklanan davranışlarda haksız tahrik hükümleri uygulanamayacaktır.

Haksız tahrik için, faile yönelen harici bir fiilden kaynaklanmış haksız bir eylemin varlığı mutlak şekilde aranmalıdır.[2]

Haksız tahrik oluşturan davranış şu özelliklere sahip olmalıdır:

1) Nesnel bir şekilde tahriki oluşturan icrai veya ihmali davranışın bulunması gerekir.[3]

2) Bu haksız davranış gerçek bir kişiden kaynaklanmalıdır.[4]

3) Bu davranış iradi bir eylem olmalıdır.[5]

Yasal düzenlemede, tahrik edici davranışın niteliği konusunda herhangi bir açıklama getirmemiştir. Yasal düzenleme, sadece haksız davranışın varlığını işaret etmiş ve eylemin haksız olmasını şart olarak aramıştır. Burada eylemin haksız olması yeterlidir, ayrıca eylemin suç oluşturması şartı aranmamaktadır.

Tahrik oluşturan davranış, failin yaşamını, fiziksel bütünlüğünü, özgürlüğünü, malvarlığını, sosyal ve ahlaki değerlerini, saygınlığını hedef alması mümkündür. Burada önemli olan haksız bir davranışın varlığıdır.[6]

Öğretide, haksız davranış konusunda şu örnekler verilmektedir:[7]

1) Kişi üzerindeki maddi cebir (yaralama vb.),[8]

2) Tehdit,[9]

3) Kaba hareketler,[10]

4) İşaretler,[11]

5) Üstü kapalı ifadeler (imalı sözler),[12]

6) Alaycı gülüş, alay etme,[13]

7) Mecazi yazılar ve sözler,

8) Küçümseme,[14]

9) Sırların ifşası,[15]

10) Haksız rekabet,[16]

11) Hayvanlara fena muamele,[17]

12) Trafik kurallarına riayetsizlik.[18]

Hukukumuzda, tahrik oluşturan hallerin neler olabileceği hususu hüküm altına alınmamış, başka bir söylemle tahrik oluşturan eylemlerin neler olduğu açık bir şekilde gösterilmemiştir.[19]

Bir eylemin tahrik edici niteliği haiz olup olmadığı hususu her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Bu nedenle, somut olayda tahrik edildiğini ileri süren kişinin durumu, taraflar arasındaki ilişkinin şekli ve niteliği, olayın meydana geldiği zaman ve yer koşullarına göre, eylemin tahrik edici nitelikte olup olmadığı değerlendirilmelidir.[20]

Burada eylemin tahrik edici olup olmadığı konusunda şu hususlar dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır:

1) Olayın özellikleri,

2) Örf ve adetler,

3) Kişilerin psikolojik durumları,

4) Hayatın olağan şartları.

Yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak değerlendirme yapılmalı ve eylemin tahrik edici olup olmadığı tespit edilmelidir. Burada eylemin haksız olması yeterlidir; bu anlamda Borçlar Kanunu hükümlerine göre haksız fiil olması koşul olarak aranmamaktadır.

Haksız fiil hukuk düzeni tarafından kabul görmeyen eylemler olarak tanımlanabilir.[21]

Tahrik Oluşturan Eylemin Niteliğinin tespiti

Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için, tahrik edici bir davranışın varlığı şarttır.

Tahrik oluşturan bir eylem yoksa haksız tahrik hükümleri uygulanamaz.

Bir Eylemin, tahrik edici niteliğe sahip olup olmadığı şu hususlar dikkate alınarak tespit edilmelidir:[22]

1) Tahrik edildiğini ileri süren kimsenin kişisel nitelikleri,

2) Tahrik oluşturan eylemi yapan kişinin durumu,

3) Taraflar arasındaki ilişki,

4) Olayın meydana geldiği yer,

5) Olayın meydana geldiği zaman,

6) Olayın meydana geldiği çevre.

Yukarıda belirtilen unsurlar dikkate alınarak eylemin tahrik edici nitelikte olup olmadığı tayın edilmelidir.

Tahrik edici eylemin, faili tahrik edici nitelik taşıması için; hukuka, ahlak ve sosyal kurallara aykırı olması yeterli görülmektedir. Tahrik hükümlerinin uygulanması için ayrıca tahrikçinin tahrik etme kastının varlığı şart olarak aranmamaktadır.

Tahrik oluşturan davranış icrai (yapmak) veya ihmali (yapmamak) bir davranış olabilir.[23]

Burada tahrik oluşturan eylemin, tek veya birden çok veya devam eden hareketlerden oluşması da mümkündür.

Öğretide, sadece kasıtlı davranışların değil, taksirli davranışların da tahrik edici olabileceği, taksirli davranışlarında sonuç itibariyle kusura dayandığı yönünde görüşler bulunmaktadır.[24]

Tahrik Oluşturan Eylemin Yöneldiği Varlığın Niteliği ve Tahrike Etkisi

Tahrik oluşturan eylemin, sadece faile yönelmiş olması şart değildir; bu anlamda sadece bizzat failin hak ve yararlarını ihlal etmesi de gerekmemektedir.

Tahrik oluşturan eylem, failin şahsına, vücut bütünlüğüne, hürriyetine yönelik olabileceği gibi, failin akrabalarına,[25] yakınlarına, sevip saydığı kişilere, değer yargılarına, malvarlığına veya faille herhangi bir bağı olmayan üçüncü kişilere yönelik olarak da gerçekleştirilebilir.[26]

Bundan başka; failin eşyasına ve özellikle hayvanlarına veya bahçesindeki bitkilere karşı gerçekleştirilen eylemlerde failde tahrik oluşturabilir.[27]

YARGITAY UYGULAMASI

Devlet aleyhine işlenen suçların tahrike neden olması

Yargıtay, haksız hareketin mutlaka sanığın karşı vukuu şart olmayıp Devlet aleyhine işlenmesi halinde de, failin tahrik hükmünden yararlanabileceğini ifade eden kararları bulunmaktadır.[28]

Örneğin; maktulden gelen Devlet aleyhine suç teşkil eden ve olaya sebep olan ormandan izinsiz odun ve kozalak çıkarma şeklindeki haksız hareket, haksız tahrik oluşturabilecektir.[29]

Haksız tahrik oluşturan eylemin faile yönelik olması hali

Yargıtay bazı kararlarında, haksız tahrik oluşturan eylemin faile yönelik olmasını aramaktadır.[30]

Haksız tahrik oluşturan eylemin mutlaka kişinin huzurunda gerçekleşmiş olması şartı aranmamaktadır.

Failin gıyabında tahrik oluşturan eylemin gerçekleşmesi

Failin gıyabında tahrik oluşturan eylemin gerçekleşmesi ve bunu da failin duyması, öğrenmesi halinde de tahrik hükümleri uygulanabilecektir.[31]

Nitekim Yargıtay bazı kararlarında, failin gıyabında kendisine hakaret edilmesi durumunda, fail hakkında TCK 29. maddesinde belirtilen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışması gerektiğini ifade etmektedir.[32]

YARGITAY UYGULAMASI

Bu aşamada öncelikle Yargıtay’ın haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine işaret ettiği eylemlere ilişkin emsal kararlara değinmek faydalı olacaktır.

Karşılıklı kavga

Yargıtay, taraflar arasındaki kavganın, ilk olarak hangi taraftan başladığı belli olmayacak şekilde karşılıklı silahlı çatışmaya dönüştüğü somut olaylarda, tüm sanıklar hakkında haksız tahrik hükümlerini düzenleyen ve cezada indirim öngören 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinin uygulanması gerektiğine bazı kararlarda işaret etmektedir.[33]

Eşin başka kişilerle ilişkisinin olması

Yargıtay, maktulün sanıkla resmi evli olmasına rağmen başka bir erkekle ilişkisi olduğu olayda, sanığın maktule yönelik eylemini maktulden kaynaklanan haksız tahrikin etkisi altında gerçekleştirdiğini bir kararında kabul etmiş ve makul bir indirim yapılması gerektiğine işaret etmiştir.[34]

Hakaret etme ve kolundan tutarak yumruk vurma

Yargıtay, sanığın eylemini maktulün kendisine hakaret etmesi ve kolundan tutarak yumruk vurmak istemesinin meydana getirdiği haksız tahrik altında gerçekleştirdiği olayda, hakaret ve yumruk vurma girişimini haksız tahrik oluşturan eylem olarak kabul etmiştir.[35]

Yargıtay, hakaret, tahkir edici aşağılayıcı sözleri, yaralama ve benzeri cebir uygulamalarını haksız tahrik olarak değerlendirmektedir.

İlk haksız eylemin kimden kaynaklandığının araştırılması

Yargıtay, taraflar arasında önceye dayanan husumet sebebiyle yaşanan tartışma sırasında atılı suçların karşılıklı işlenmesi halinde, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması açısından ilk haksız eylemin kimden kaynaklandığının araştırılmasını zorunlu tutmaktadır.

Yargıtay, bu husus tespit edilemediği takdirde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanıklar hakkında, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine işaret etmektedir.[36]

Cinsel taciz ve benzeri eylemler

Yargıtay, mağdur veya maktul tarafından sanığa veya yakınlarına yönelik cinsel taciz ve saldırı eylemlerini haksız tahrik olarak kabul etmekte ve cezadan indirim yapılması gerektiğini ifade etmektedir.[37]

Yargıtay’ın haksız tahrik olarak kabul etmediği örnek bazı eylemler

Küçük yaşta terk etme

Yargıtay, maktulden suça sürüklenen çocuğa yönelen ve haksız tahrik oluşturan bir eylem olmadığı halde, suça sürüklenen çocuğun söz konusu eylemi annesi olan maktulün kendisini küçük yaşta terk etmesinin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında işlediğinden bahisle cezasından haksız tahrik nedeniyle indirim yapılmasını hukuka aykırı bulmuştur.[38]

Çoban köpeklerinin, sanığın köpeğine saldırması

Yargıtay, hayvanların gözetimi için bulundurulan ve işin doğası gereği bağlı bulundurulmalarının beklenemeyeceği katılana ait çoban köpeklerinin, sanığın köpeğine saldırmasından ibaret eylemde, katılandan kaynaklanan bir haksız tahrikten bahsedilemeyeceğini bazı kararlarında ifade etmektedir.[39]

Hukuki uyuşmazlıklar

Yargıtay, hukuki nitelikteki uyuşmazlıkları tahrik nedeni olarak kabul etmemekte ve taraflar arasında yaşanan hukuki uyuşmazlıkların haksız tahrik indirimine neden olmayacağını düşünmektedir.[40]

Haksız tahrik hükümlerinden faydalanmaya yönelik beyanlar

Yargıtay, olaydan sonra uzun süre kaçan sanığın, sonradan oluşturduğu beyanlarının haksız tahrik hükümlerinden faydalanmaya yönelik olduğunu düşündüğü bir olayda, haksız tahrik unsurlarının bulunmadığına ve sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanamayacağına hükmetmiştir.[41]

Mağdur veya maktulden kaynaklanan haksız tahrik oluşturabilecek herhangi bir eylemin bulunmaması

Yargıtay, haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdur veya maktulden kaynaklanan haksız tahrik oluşturabilecek herhangi bir eylemin varlığını şart olarak aramaktadır. Bu şekilde bir eylem yoksa haksız tahrik hükümleri uygulanamayacaktır.[42]

Sanık lehine haksız tahrik oluşturan söz veya davranışların neler olduğu Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde gösterilmeli

Yargıtay, maktul veya mağdurdan kaynaklanan ve sanık lehine haksız tahrik oluşturan söz veya davranışların neler olduğu Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde gerekçede gösterilmesi ve tartışılması gerekliliğini bazı kararlarında ifade etmektedir. Bu zorunluluğa uymayan kararlar bozulmaktadır.[43]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

KAYNAKÇA

ARTUK, Mehmet Emin, GÖKÇEN, Ahmet, YENİDÜNYA, Caner: (2006), “5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanununa Göre Hazırlanmış Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 2.basım, Turhan Kitapevi, Ankara, s.68

AYDIN, Devrim: (2005), “Yeni Türk Ceza Kanununda Haksız Tahrik”, A.Ü.H.F. Dergisi, C. 54, S. 1, s.225–254, s.231

AYIK, İsmail Hakkı: (1952), “Tahrik”, Adalet Dergisi, Ocak, Y.43, S.1, s. 83–107, s.89;

BAKICI, Sedat: (2007), “5237 sayılı Yasa Kapsamında Ceza Hukuku Genel Hükümler”, Adalet Yayınevi, Ankara, s.557

CENTEL, Nur, ZAFER, Hamide, ÇAKMUT, Özlem: (2006), “Türk Ceza Hukukuna Giriş”, 4.basım, Beta Yayınevi, İstanbul, s.436;

DEMİRBAŞ, Timur: (2006), “Ceza Hukuku Genel Hükümler”,4.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.398.

DÖNMEZER, Sulhi, ERMAN, Sahir: (1999), “Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Genel Kısım”, 12.basım, Beta Yayınevi, C.II, İstanbul s.352;

EREM, Faruk, Danışman, Ahmet, ARTUK, Mehmet Emin: (1997), “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 14.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.595.

GÜRELLİ, Nevzat: (1951), “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, İstanbul Barosu Dergisi, C.25, s. 331–344, s.333.

HAKERİ, Hakan: (2007), “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 5.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.283

KEYMAN, Selahattin: Cürmi Fiilin Yapısal Unsuru Olarak Hareket, A.Ü.H.F. Dergisi, 1988, C.XL, S.1–4, s.156–157.

KÖNİ, Ekrem: (1938), “Kanuni Azaltma Sebeplerinden Tahrik”, İstanbul Barosu Mecmuası, Mart, C. 12, S. 3, s.203–209, s.203 vd. ;

ÖZGENÇ, İzzet: (2006), “Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler”,1.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.367;

PARLAR, Ali, HATİPOĞLU, Muzaffer: (2005), “5237 sayılı Türk Ceza Kanununda Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler”,1.basım, Kazancı Yayınevi, Ankara.

SAVAŞ, Vural, MOLLAMAHMUTOĞLU, Sadık: (1999), “Türk Ceza Kanunu Yorumu”,3.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara.

SOYASLAN, Doğan: (2005), “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 3.baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, s.463;

TOROSLU, Nevzat: (2006), “Ceza Hukuku Genel Kısım”, 9.baskı, Savaş Yayınevi, Ankara, s.243;

Y.1.CD, E. 2009/9467, K. 2011/4134, KT. 28.06.2011

Y.1.CD, E. 2012/3082, K. 2012/5913, KT. 03.09.2012

Y.1.CD, E. 2013/5479, K. 2014/1241, KT. 04.03.2014

Y.1.CD, E. 2014/3025, K. 2015/2591, KT. 22.04.2015

Y.1.CD, E. 2016/3320, K. 2017/3940, KT. 15.11.2017

Y.1.CD, E. 2017/2438, K. 2019/1593, KT. 13.03.2019

Y.1.CD, E. 2018/3850, K. 2019/1568, KT. 13.03.2019

Y.1.CD, E. 2018/5421, K. 2019/1174, KT. 27.02.2019

Y.1.CD, E. 2019/137, K. 2019/1520, KT. 12.03.2019

Y.1.CD, E. 2019/182, K. 2019/1365, KT. 06.03.2019

Y.1.CD, E. 2019/1822, K. 2019/2887, KT. 21.05.2019

Y.1.CD, E. 2019/627, K. 2019/2229, KT. 15.04.2019

Y.3.CD, E. 2013/13074, K. 2014/4311, KT. 11.02.2014

Y.3.CD, E. 2014/17835, K. 2014/39772, KT. 02.12.2014

Y.3.CD, E. 2015/10988, K. 2015/26474, KT. 29.09.2015

Y.3.CD, E. 2017/9576, K. 2018/3633, KT. 01.03.2018

Y.4.CD,  E. 2013/13037, K. 2015/27740, KT. 24.04.2015

Y.4.CD, E. 2012/38435, K. 2014/14154, KT. 29.04.2014

Y.4.CD, E. 2013/10328, K. 2015/24586, KT. 13.03.2015

Y.4.CD, E. 2013/9127, K. 2014/20711, KT. 09.06.2014

Y.4.CD, E. 2014/10014, K. 2014/20685, KT. 09.06.2014

Y.4.CD, E. 2014/47372, K. 2019/4383, KT. 14.03.2019

Y.1.CD, E. 2005/281 K. 2005/2539 T. 22.09.2005

Y.1.CD, E. 2016/5233 K. 2017/5347 T. 27.12.2017

Y.18.CD, E. 2015/3603 K. 2015/2903 T. 17.06.2015

Y.5.CD, E. 1981/3551 K. 1981/3407 T. 09.07.1981

--------------------------

[1] TOROSLU, Nevzat: (2006), “Ceza Hukuku Genel Kısım”, 9.baskı, Savaş Yayınevi, Ankara, s.243; DÖNMEZER, Sulhi, ERMAN, Sahir: (1999), “Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Genel Kısım”, 12.basım, Beta Yayınevi, C.II, İstanbul s.352; CENTEL, Nur, ZAFER, Hamide, ÇAKMUT, Özlem: (2006), “Türk Ceza Hukukuna Giriş”, 4.basım, Beta Yayınevi, İstanbul, s.436; ÖZGENÇ, İzzet: (2006), “Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler”,1.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.367; SOYASLAN, Doğan: (2005), “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 3.baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, s.463; EREM, Faruk, Danışman, Ahmet, ARTUK, Mehmet Emin: (1997), “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 14.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.595.

[2] AYIK, İsmail Hakkı: (1952), “Tahrik”, Adalet Dergisi, Ocak, Y.43, S.1, s. 83–107, s.89; AYDIN, Devrim: (2005), “Yeni Türk Ceza Kanununda Haksız Tahrik”, A.Ü.H.F. Dergisi, C. 54, S. 1, s.225–254, s.231

[3] Özgenç, s.367; GÜRELLİ, Nevzat: (1951), “Ceza Hukukunda Mazeret Sebebi Olarak Haksız Tahrik”, İstanbul Barosu Dergisi, C.25, s. 331–344, s.333.

[4] ARTUK, Mehmet Emin, GÖKÇEN, Ahmet, YENİDÜNYA, Caner: (2006), “5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanununa Göre Hazırlanmış Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 2.basım, Turhan Kitapevi, Ankara, s.685

[5] Özgenç, s.367; Artuk/Gökçen/Yenidünya, s.685; DEMİRBAŞ, Timur: (2006), “Ceza Hukuku Genel Hükümler”,4.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.398.

[6] Aydın,  s.231

[7] Erem/Danışman/Artuk,  s.595

[8] Y.1.CD, E. 2012/3082, K. 2012/5913, KT. 03.09.2012: “…Oluşa ve dosya içeriğine göre; mağdurun gece vakti alkollü olarak sanığın evinin yanında bağırıp ulu orta hakaret etmesi üzerine, sanığın mağduru ikaz ettiği, bunun üzerine mağdurun sanığı dışarı çağırdığı, aralarında çıkan tartışmada mağdurun bıçak çekerek sanığı sol kalçasından yaralaması sebebiyle de sanığın ele geçirilemeyen bıçakla mağdurun batın bölgesine tek darbe vurarak hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığı olayda; a) Mağdurdan kaynaklanan haksız söz ve davranışların niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında 1/4 ile 3/4 arasında indirim öngören T.C.K.nun 29. maddesi uyarınca makul oranda indirim yapılması yerine yazılı şekilde 1/4 oranında indirim yapılarak fazla ceza verilmesi, ,…”

[9] Y.4.CD, E. 2013/10328, K. 2015/24586, KT. 13.03.2015: “…2-Sanıkların karşılıklı olarak birbirlerini tehdit ettikleri kabul edilen olayın çıkış sebebi üzerinde durularak, katılan sanıkların karşılıklı tahrik oluşturabilecek eylemleri saptanıp, haksız davranışların öncelik sonralık durumu, etki-tepki biçiminde gelişip gelişmedikleri, ağırlık düzey ve derecelerine göre denge bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre katılan sanıklar lehine TCK'nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün uygulanma olanağının tartışılmaması,…”

[10] Y.4.CD, E. 2013/9127, K. 2014/20711, KT. 09.06.2014: “…2- Sanığın “kendisi tarafından dikilen ağaçların katılan tarafından kesildiğini ve kendi yaptırdığı park yerinin katılan tarafından iptal edildiğini, durumu sorması üzerine katılanın kendisine kaba konuştuğunu” savunması karşısında, ilk haksız hareketin kimden geldiği araştırılarak, sonucuna göre haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,…”

[11] Y.4.CD,  E. 2013/13037, K. 2015/27740, KT. 24.04.2015: “…Sanığın kovuşturma aşamasında, katılanın kendisine el işareti yaparak hakaret ettiğine ilişkin savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,…”

[12] Y.1.CD, E. 2013/5479, K. 2014/1241, KT. 04.03.2014: “…Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanıklardan Zeynep'in bir gecekonduda tek başına ikamet ettiği, maktulün ise buraya bitişik olarak bakkal dükkanı işlettiği, elektrik sayacının müşterek olması nedeniyle faturanın ödenmesi hususunda aralarında itilaf ve tartışma çıktığı, olay günü sanık Zeynep'in ziyaretine gelen kızı Nalan'a bu hususu anlattığı, bu sırada maktul ile Zeynep ve Nalan arasında yeniden tartışma çıktığı, maktulün Zeynep ve Nalan'a cinsel ilişki imalı ve sinkaflı sözler söylediği, bir süre sonra Nalan'ın nikahsız birlikte yaşadığı sonradan nikahlandıkları sanık Caner'in de olay yerine gelerek tartışmadan haberdar olduğu, bunun üzerine maktulle konuşup anlaşacağını söylediği, sanık Zeynep'in "o senin karını istiyor, sen onunla anlaşmaya gidiyorsun" diyerek buna karşı çıktığı, maktulün sanıkların yanına gelmesi ile sanık Caner'in maktule Nalan'a yönelik sözlerini sorduğu onun da "sanki nikahlı karın mı, sen kim oluyorsun" diyerek terslemesi üzerine tartışmanın büyüdüğü, maktulün bıçak çıkararak sanıklar ve Nalan'a saldırdığı bu arada Nalan'ın yaralandığı, bıçağın elinden alınması ile ayrılan maktulün bir kürek temin ederek geri döndüğü ve tekrar saldırdığı, bu arada sanık Caner'in de basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralandığı, maktulün elinden küreğin de alınması üzerine bir gaz tabancası temin edip birkaç kez ateş ederek yeniden taarruza geçtiği, bu arada sanık Zeynep'in mutfaktan çıkardığı bıçağı sanık Caner'e vererek "Sen nasıl adamsın, karını sinkaf edecek, git öldür onu" demesi üzerine sanık Caner'in Zeynep'ten aldığı bıçak ile maktulü 6 bıçak darbesi ile öldürdüğü olayda; maktulün, sanık Zeynep ile Nalan'a yönelik olayı başlatan sinkaflı ve cinsel ilişki talebi imalı sözleri, maktulle uzlaşma niyetini ortaya koyan sanık Caner'e ve Nalan'a yönelik sözleri, kavgayı başlatan bıçaklı saldırısı, bundan sonraki kürekle gerçekleştirdiği saldırı, bu arada Caner ve Nalan'ı da yaralamış olması, en son gaz tabancası ile yaptığı saldırı, her defasında saldırıdaki ısrarı dikkate alınarak, maktulden gelen haksız tahrik teşkil eden eylemlerin ulaştığı boyut dikkate alındığında 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası öngören TCK'nun 29. maddesi uyarınca alt sınıra yakın bir ceza verilmesi yerine, yazılı şekilde 15 yıl ceza verilerek fazla ceza tayini,…”

[13] Y.1.CD, E. 2014/3025, K. 2015/2591, KT. 22.04.2015: A- Sanığın mağdur E.'a yönelik eyleminden kurulan hükümde; Mağdur E.'ın kardeşi M. A.'nin olay günü sanığa yönelik, gülme ve laf atma hareketlerine katılmaktan ibaret haksız hareketinin ulaştığı boyuta göre asgari düzeyde haksız tahrik indirimi uygulanması yerine, ayrıca sanığın eşi ile ilişki kurup evliliğinin sona ermesine de neden olan M. A. ile aynı oranda haksız tahrik indirimi tatbik edilerek eksik ceza tayini, ,…”

[14] Y.4.CD, E. 2012/38435, K. 2014/14154, KT. 29.04.2014 2-Katılanın, sana gününü göstereceğim şeklinde el işareti yaptığı, sen benim muhatabım değilsin, ben avukatım yapacağımı bilirim dediği ve kendisini küçümser tavırlar sergilediği biçimindeki savunma, tanıklar M.. A.. ve H.. U..'nun savunmayı doğrulayan beyanları ve ayrıca, ifadesine itibar edilen tanık C.. Y..'un da, katılan, sanığa “dışarı gelsene” dedi, şeklindeki anlatımı karşısında, olayın çıkış sebebi üzerinde durularak, sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi…”

[15] Y.3.CD, E. 2015/10988, K. 2015/26474, KT. 29.09.2015 2) Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık yönünden haksız tahrik olarak kabul edilen aile sırlarının nelerden ibaret olduğu sanığa açıklattırılıp mağdur ve sanık eşinden sorulmak suretiyle karşı taraftan gelen haksız eylemin haksızlık boyutu denetime imkan verecek şekilde araştırılıp sonucuna göre TCK 29.maddesi uyarınca haksızlık boyutu gözetilerek indirim oranı tayini gerektiğinin gözetilmemesi…”

[16] Y.1.CD, E. 2016/3320, K. 2017/3940, KT. 15.11.2017: “…2- Sanık ... hakkında maktul ...'e yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükme yönelik incelemeye gelince; a- Oluşa ve dosya içeriğine göre; katılan ... ve kardeşi tanık ...'un ... Marketi işlettikleri, sanık ...'un ise bu markette çalıştığı, yine aynı mahallede maktul ... ve sanık ...'in de ... marketi işlettikleri, her iki tarafın aynı sokakta ticaret yapıyor olmaları nedeniyle aralarında rekabet bulunduğu, suç tarihinde maktül ... ve sanık ...'in katılan ...'a ait marketin önüne geldikleri, marketin dışında bulunan sanık ... ve tanık .... ile aralarındaki ticari rekabetten dolayı tartışma çıktığı esnada marketin içinde bulunan katılan ...'in dışarı çıkarak sanık ... ve tanık ... marketin içine yolladığı, bu kez de dışarıda kalan katılan ..., maktul ... ve sanık ...'in aralarında tartışmaya başladıkları ve tartışmanın kavgaya dönüştüğü, kavga esnasında sanık ...'in ele geçirilemeyen bıçak ile katılan ...'i sol femur lateral yüzeyinden hayati tehlike geçirmeyecek ve basit tıbbi ile giderilebilecek nitelikte yaraladığı, ... bıçaklandığını öğrenen sanık ...'in tabancasını alarak marketin önüne çıktığı ve 5-6 el ateş ederek maktulün ölümüne sebebiyet verdiği olayda; Sanık ...'in, olay yerine sanık ... ile birlikte gelen ve katılan ...'i bıçaklayan sanık ... ile aynı safta yer alan maktul ...'e karşı, katılan ...'in bıçaklanması eyleminin etkisi altında kalarak silahla ateş ettiği, böylece ilk haksız hareketin maktulün bulunduğu taraftan geldiğinin anlaşılması karşısında; sanık ...'e verilen cezadan haksız tahrik nedeniyle TCK'nun 29/1. maddesi uyarınca asgari düzeyde indirim yapılması gerektiğinin gözetilmeyerek sanık hakkında fazla cezaya hükmolunması, ,…”

[17] Y.4.CD, E. 2014/10014, K. 2014/20685, KT. 09.06.2014: “…2- Sanığın, katılanların hayvanlarıyla birlikte arazisinden geçmelerine rızasının bulunmadığını ve katılan A.. T..'un köpeklerinin kendi köpeğine saldırdıklarını savunması karşında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi üzerinde durulup, sanık lehine TCK'nın 29. maddesi gereğince, haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,…”

[18] Y.18.CD, E. 2015/3603, K. 2015/2903, KT. 17.06.2015: “…2-Kabule göre de; Sanığın aşamalardaki savunmaları ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, katılanın trafik kurallarına aykırı hareket ederek sanık bakımından tehlikeye yol açtığının anlaşılması karşısında,sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekirken, ''müştekinin herhangi bir trafik kuralını ihlal etmesi durumunda şikayet üzerine hakkında 2918 sayılı Yasaya göre işlem yapılmasının mümkün olduğu halde müşteki hakkında böyle bir şikayet yapılmadığı gibi olaya ilişkin trafik tutanağının da düzenlenmediği'' biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle TCK'nın 129/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,…”

[19] Fransız Ceza Kanununun bu konuda açık bir düzenleme bulunmaktadır. Fransız Ceza Kanununda öldürmeye teşebbüs, müessir fiil ve ırza tecavüz gibi belirli fiillerin haksız tahrik sayılacağı belirtilmiştir.

[20] KÖNİ, Ekrem: (1938), “Kanuni Azaltma Sebeplerinden Tahrik”, İstanbul Barosu Mecmuası, Mart, C. 12, S. 3, s.203–209, s.203 vd. ; Dönmezer/Erman, Genel Kısım,  s.352; HAKERİ, Hakan: (2007), “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 5.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.283

[21] BAKICI, Sedat: (2007), “5237 sayılı Yasa Kapsamında Ceza Hukuku Genel Hükümler”, Adalet Yayınevi, Ankara, s.557

[22] Centel/Zafer/Çakmut, s.436

[23] Gürelli, s.333; Özgenç, s.367

[24] Aydın, Yeni Türk Ceza Kanununda Haksız Tahrik, s.233; Keyman, Selahattin: Cürmi Fiilin Yapısal Unsuru Olarak Hareket, A.Ü.H.F. Dergisi, 1988, C.XL, S.1–4, s.156–157.

[25] Y.1.CD, E. 2005/281, K. 2005/2539, KT. 22.09.2005: “…1- Maktulün akrabası Sinan'ı bıçakladığı ifade edilen Hasan isimli şahsın, sanığın arkadaşı mı veya akrabası mı olduğu, akrabası ise bunun derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra, olaydan hemen önce maktulün <Hasan'ı görürsem kafasına sıkacağım> sözlerini sarf etmesinin tahrik oluşturup oluşturmayacağının tespiti gerekirken bu husus araştırılmadan cezanın haksız tahrik sebebiyle indirime tabi tutulması,…”

[26] Centel/Zafer/Çakmut, a.g.e. s.437; PARLAR, Ali, HATİPOĞLU, Muzaffer: (2005), “5237 sayılı Türk Ceza Kanununda Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler”,1.basım, Kazancı Yayınevi, Ankara., s.231; Artuk/Gökçen/Yenidünya, a.g.e. s.687; SAVAŞ, Vural, MOLLAMAHMUTOĞLU, Sadık: (1999), “Türk Ceza Kanunu Yorumu”,3.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.1011.

[27] Artuk/Gökçen/Yenidünya, a.g.e. s.687; Erem/Danışman/Artuk, a.g.e. s.595; Gürelli, a.g.m.333; Centel/Zafer/Çakmut, a.g.e. s.437

[28] Yargıtay 5. Ceza Dairesi E. 1981/3551 K. 1981/3407 T. 09.07.1981.

[29] Y.5.CD, E. 1981/3551, K. 1981/3407, KT. 09.07.1981: “…Maktulün Devlete ait ormandan izinsiz olarak odun ve kozalak toplanmasının olayın nedenini teşkil etmesine, hukuka aykırı her türlü davranışın, haksız eylem niteliği taşımasına, haksız hareketin mutlaka sanığın karşı vukuu şart olmayıp Devlet aleyhine işlenmesi takdirinde de sanığın tahrik hükmünden yararlanması gerekmesine göre; maktulden gelen Devlet aleyhine suç teşkil eden ve olaya sebep olan ormandan izinsiz odun ve kozalak çıkarma şeklindeki haksız hareketin sanık lehine TCK.nun 51/1. maddesinin uygulanmasını gerektirir adi tahriki oluşturacağının düşünülmemesi,

[30] Y.1.CD, E. 2016/5233, K. 2017/5347, KT. 27.12.2017: “…Oluşa, yapılan keşfe ve tüm dosya içeriğine göre, "Maf 1" apartmanında apartman görevlisi olarak çalışan sanığın dairesinde uyuduğu sırada, geceleyin saat 03.00 civarında telefonunun çalması üzerine uyandığı, apartman sakinlerinden tanık Rıfat’ın telefonda apartmanın önünde yol üzerinde park halinde bulunan bir aracın kapısını iki şahsın kurcaladıklarını belirterek, sanıktan bakmasını istemesi üzerine sanığın av tüfeğine bir adet fişek yerleştirerek bahçeye çıkıp aracın bulunduğu yere doğru gittiğinde, maktul ... ile mağdur ...’u aracı kurcalarken gördüğü, gitmeleri için uyardığı, bu sırada apartmanın üst katlarından birinden aşağıya su dolu pet şişenin atılması nedeniyle maktul ve mağdurun apartmanın bahçe duvarının korkuluklarının yanından geçerek uzaklaşmaya çalıştıkları, sanık ...'ın da av tüfeği ile 16-20 metre mesafeden, silüet olarak görebileceği maktul ve mağdura doğru arkalarından bir el ateş ederek, maktul ...'ın ölümüne, mağdur ...'un yaralanmasına neden olduğu olayda;…. 3)Maktulden sanığa yönelik tahrik oluşturan bir eylem bulunmadığı halde sanık lehine 5237 sayılı TCK'nun 29. maddesinin uygulanması,

[31] Artuk/Gökçen/Yenidünya, a.g.e. s.687.

[32] Y.3.CD, E. 2014/17835, K. 2014/39772, KT. 02.12.2014: “…1) Sanık savunmalarında olayın çıkış nedenini özetle ''para vererek çekirdek almaya gönderdiği A.. İ..'i mağdurun yanına çağırarak çekirdek poşetinden bir miktar çekirdek alması ve mağdurun gıyabında kendisine hakaret etmesi ve vurması'' olarak belirtmesi karşısında sanık hakkında TCK 29. maddesinde belirtilen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışmasız bırakılması,…”

[33] Y.1.CD, E. 2017/2438, K. 2019/1593, KT. 13.03.2019

[34] Y.1.CD, E. 2019/137, K. 2019/1520, KT. 12.03.2019: “:…B) Sanık hakkında eşi olan maktul ...'yi kasten öldürme suçundan kurulan hükümde, oluşa, dosya içeriğine ve mahkemenin kabulüne göre; sanığın eşi olan maktulün sanığın beyanına göre başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunduğuna dair söylemlerinin bulunması, maktulün sanıkla resmi evli olmasına rağmen başka bir erkekle ilişkisi olduğu, sanığın maktule yönelik eylemini maktulden kaynaklanan haksız tahrikin etkisi altında gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; maktulden sanığa yönelen ve sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil eden haksız eylemlerinin ulaştığı boyut gözetilerek haksız tahrik nedeniyle 18 ile 24 yıl arasında ceza indirimi öngören TCK'nin 29. maddesi ile yapılan uygulama sırasında makul bir indirim yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde azami orana yakın indirim uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,…”

[35] Y.1.CD, E. 2019/1822, K. 2019/2887, KT. 21.05.2019: “…Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanığın eylemini maktulün kendisine hakaret etmesi ve kolundan tutarak yumruk vurmak istemesinin meydana getirdiği haksız tahrik altında gerçekleştirdiği anlaşılan olayda, 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası öngören TCK'nin 29. maddesi uyarınca, asgari oranda indirim yapılmasının yeterli olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde 21 yıl hapis cezası tayin edilerek eksik ceza tayini,…”

[36]  Y.4.CD, E. 2014/47372, K. 2019/4383, KT. 14.03.2019.

[37] Y.3.CD, E. 2013/13074, K. 2014/4311, KT. 11.02.2014: “…1) Sanık A. K.'nın, yeğeninin katılan H. O. ve arkadaşları tarafından cinsel tacize maruz bırakıldığını ve dövüldüğü, sanığın olay günü katılanlarla yolda karşılaştığında bu konuda aralarında çıkan tartışma sonucunda katılanlara karşı kasten yaralama eylemlerini gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususunun karar yerinde tartışılmaması,…”

[38]  Y.1.CD, E. 2018/5421, K. 2019/1174, KT. 27.02.2019: “…Toplanan deliller karar yerinde incelenip, suça sürüklenen çocuk ...’ın, annesi olan maktul ...’i nitelikli kasten öldürme suçunun….1) Maktulden suça sürüklenen çocuğa yönelen ve haksız tahrik oluşturan bir eylem olmadığı halde, suça sürüklenen çocuğun söz konusu eylemi annesi olan maktulün kendisini küçük yaşta terketmesinin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında işlediğinden bahisle cezasından haksız tahrik nedeniyle indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini,…”

[39] Y.3.CD, E. 2017/9576, K. 2018/3633, KT. 01.03.2018: “…2) Hayvanlarının gözetimi için bulundurulan ve işin doğası gereği bağlı bulundurulmalarının beklenemeyeceği katılana ait çoban köpeklerinin, sanığın köpeğine saldırmasından ibaret eylemde, katılandan kaynaklanan bir haksız tahrikten bahsedilemeyeceği, dolayısıyla sanık hakkına haksız tahrik indirimi uygulanmasının mümkün olmadığı; katılanın sanığın iddia ettiği alaycı davranışlarıyla sanığı tahrik ettiği kabul edilse dahi haksız eylemin niteliği ve yaralanmanın derecesi dikkate alındığında, haksız tahrikten dolayı dörtte birden dörtte üçe kadar ceza indirimi öngören 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesi uyarınca uygulama yapıldığı sırada, alt sınıra yakın bir indirim yapılması gerekirken 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayini,…”

[40] Y.1.CD, E. 2009/9467, K. 2011/4134, KT. 28.06.2011: “…Oluşa ve dosya içeriğine göre; maktul S. ve kardeşlerinin hisse sahibi oldukları araziyi müteahhit olan sanık M..'e vererek kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıkları, olay tarihinden önce sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi gerekçesiyle aralarında hukuki uyuşmazlıklar yaşandığı, hukuki nitelikteki bu uyuşmazlığın tahrik nedeni kabul edilemeyeceği ancak, maktulün olay tarihinden önce ve olay günü sanığa hakaret ettiği, haksız tahrik niteliğindeki bu davranışlar nedeniyle, sanığın maktulü av tüfeğiyle vurarak öldürdüğü olayda; maktulden kaynaklanan haksız eylemin niteliği gözönüne alınarak, haksız tahrikten dolayı 12 ila 18 yıl arasında hapis cezası öngören TCK.nun 29. Maddesi uyarınca uygulama yapıldığı sırada, üst sınıra yakın makul bir indirim yapılması gerekirken, 15 yıl hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza tayini,…”

[41]  Y.1.CD, E. 2019/182, K. 2019/1365, KT. 06.03.2019: “…Sanık ...'ın, olaydan 4 yıl sonra 14/07/2017 tarihinde yakalanarak alınan savunmasında; maktul ile alacak meselesinden dolayı tartıştıklarını, maktulün kendisini ölümle tehdit ettiğini, hatta maktulün silah çıkarıp ağzına mermi sürdüğünü, kendisinin engel olmak için maktulün eline yapıştığını bu şekilde boğuşarak 50 metre ileriye gittiklerini, o esnada maktulün elindeki tabancanın patladığını söylemiş ise de; gerek olay yeri inceleme tutanağı içeriğinde gerek maktulün üst aramasında maktulden silah ele geçmediği, sıcağı sıcağına alınan görgü tanıklarının beyanlarında da; maktulde silah olduğunun hiç söylenmediği, yine tarafların olay yerinden 50 metre uzağa gittikleri ya da boğuştuklarına yönelik beyanlarının da olmadığı, taraflar arasında var olduğu iddia edilen alacak borç ilişkisinin de tek başına bir tahrik sebebi oluşturmayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde; olaydan sonra uzun süre kaçan sanığın, sonradan oluşturduğu beyanlarının haksız tahrik hükümlerinden faydalanmaya yönelik olduğu anlaşılmakla, olayda haksız tahrik unsurlarının bulunmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini…”

[42] Y.1.CD, E. 2019/627, K. 2019/2229, KT. 15.04.2019: “…B) Sanık ... hakkında maktul ...’u kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde ise, Maktulden kaynaklanan haksız tahrik oluşturabilecek herhangi bir eylem bulunmadığı halde, oluşa uygun düşmeyen yanılgılı gerekçelerle sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanması, BOZULMASINA, 15/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi….”

[43] Y.1.CD, E. 2018/3850, K. 2019/1568, KT. 13.03.2019: “…Sanık ...'nin maktul ...'a yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise; Maktulden kaynaklanan ve sanık lehine haksız tahrik oluşturan söz veya davranışların neler olduğu Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde gösterilip tartışılmadan, "haksız tahrik nedeniyle sanığın cezasından indirim yapılması uygun bulunmuştur" denilmek suretiyle sanık lehine TCK'nin 29. maddesi uyarınca tahrik indirimi yapılması bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 04/03/2019 gününde oy birliği ile karar verildi…”