Bir mahallenin ruhu, küçük esnafıyla yaşar. Sabahları simitçiden aldığınız ekmek, bakkaldan yaptığınız alışveriş ya da terzideki bir tadilat, sadece birer ticari işlem değil aynı zamanda toplumsal bağların bir yansımasıdır. Ancak küçük esnaf, hukuki güvenliğin eksik olduğu bir ortamda en kırılgan kesimlerden biri haline gelir.
Küçük esnafın en temel ihtiyaçlarından biri, öngörülebilir bir hukuki çerçeveye sahip olmaktır. Hukuki güvenliğin olmadığı bir ortamda esnaf, yüksek kira artışları ve keyfi tahliyelerle karşı karşıya kalır. Kiracıyı koruyan yasal düzenlemeler yeterince uygulanmazsa dükkânını kapatmak zorunda kalabilir. Hukuki güvenliğin eksikliği, vergi oranlarının sık sık değişmesine ve keyfi denetimlerin artmasına neden olur. Bu durum esnafın mali yükünü artırır. Tedarikçilerle yapılan sözleşmelerin bağlayıcılığı azalırsa, esnaf mal temininde zorluk yaşayabilir. Bu da ürün kıtlığına ve müşteri kaybına yol açar.
Hukuki anlamda belirsizlik ve güvensizlik küçük esnafın en büyük düşmanıdır. Bu durum güvensizlik ortamı yaratır yani esnaf, gelecekteki mali yükümlülüklerini tahmin edemez hale gelir. Bu da yatırım yapma cesaretini kırar. Ticari riskleri artırır, yani hukuki altyapının zayıf olduğu bir ortamda alacak-verecek davaları artar. Bu durum da yine esnafın nakit akışını olumsuz etkiler. Aynı zamanda rekabet gücünü de zedeler, yani hukuki güvenlik eksikliği kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi zorlaştırır. Bu da kurallara uygun çalışan esnafın rekabet gücünü düşürür.
Peki Hukuki Güvenlik Sağlanırsa Ne Olur?
Hukukun üstünlüğü tesis edildiğinde, küçük esnafın yaşam koşulları önemli ölçüde iyileşir, birkaç örnek vermek gerekirse
1. Kira istikrarı sağlanır; adil kira düzenlemeleri ve hukuki koruma, esnafın dükkanını kaybetme korkusunu ortadan kaldırır.
2. Vergi sistemi daha öngörülebilir hale gelir; vergi oranlarının istikrarlı ve adil bir şekilde belirlenmesi, esnafın mali planlama yapmasını kolaylaştırır.
3. Ticari anlaşmazlıklar hızla çözülür; bağımsız ve hızlı çalışan bir yargı sistemi, esnafın haklarını daha etkin bir şekilde korur.
Birçok yerleşim yerindeki mahalle bakkalları ve manavlar, yüksek kira artışları nedeniyle iş yerlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmakta, hukuki düzenlemelerin yetersizliği, bu esnafı büyük market zincirleriyle rekabet edemez hale getirmektedir. Ürünleri toptancılardan temin eden bakkallar, sözleşmelerin bağlayıcılığına güvenemediğinde mal tedarikinde sıkıntı yaşamaktadır.
Çözüm önerilerimize gelince, Adil kira düzenlemeleri ve esnafı koruyan tahliye kanunları uygulanmalı, tedarik zincirinde sözleşme güvencesi artırılarak esnafın düzenli mal temin etmesi sağlanmalıdır.
Bir diğer örneğe gelecek olursak berber ve terziler, kayıt dışı çalışanlarla mücadele etmekte zorlanmakta ve hukuki düzenlemelerin yetersizliği haksız rekabete yol açmaktadır. Aynı zamanda hukuki belirsizlikler nedeniyle sık sık değişen vergi oranları da küçük işletmeleri zorlamaktadır.
Çözüm önerilerimize gelince, kayıt dışı çalışanlara yönelik daha sıkı denetimler yapılmalı ve vergi oranları istikrarlı ve esnafın mali gücüne uygun hale getirilmelidir.
Kafe ve Lokantalar, ruhsat süreçlerindeki belirsizlikler ve keyfi denetimlerden dolayı zor durumda kalmaktadır. Aynı zamanda hukuki güvenlik eksikliği tedarikçi fiyatlarının keyfi artmasına yol açmakta ve bu durum da esnafın maliyetlerini yükseltmektedir. Çözüm önerilerimize gelince, ruhsat süreçleri şeffaf ve öngörülebilir hale getirilmeli, tedarikçi sözleşmelerine hukuki bağlayıcılık kazandırılarak fiyat istikrarı sağlanmalıdır.
Zanaatkârlar Ayakkabıcı ve Marangozlardaki en büyük sorunlardan biri miras ve mülkiyet sorunlarıdır. Geleneksel zanaatkârlar, iş yerlerini çocuklarına devrederken miras ve mülkiyet davalarıyla karşılaşabilmekte, hukuki süreçlerin uzun sürmesi işletmelerin kapanmasına neden olabilmektedir. Aynı zamanda müşterilerden alacaklarını tahsil etmekte zorlanmaları, ekonomik olarak zor günler geçiren esnafa ekstra yük bindirmektedir.
Çözüm önerilerimize gelince, miras ve mülkiyet davaları hızlandırılmalı, bu süreçlerde zanaatkarlar desteklenmeli, tahsil noktasında alacak-verecek davalarının çözümü için özel arabuluculuk mekanizmaları devreye sokulmalıdır.
Teknolojik Ürün Satışı ve Tamiri sektöründe fikri mülkiyet hakları konusunda sıkıntılar yaşanmakta, sahte ve korsan ürünlerle mücadele etmekte zorlanmaktadır. Ancak hukuki düzenlemelerin bu konuda yetersiz kalması ve erişimin kısıtlılığı işleri zorlaştırmaktadır. Aynı zamanda haksız rekabetin artmasıyla büyük zincir mağazaların küçük işletmeleri piyasadan dışlamaya çalıştığı da bir gerçektir.
Çözüm önerilerimize gelince, fikri mülkiyet haklarının korunmasına yönelik denetimler artırılmalı ve küçük işletmelerin büyük zincirlerle rekabet edebilmesi için hukuki ve mali teşvikler sağlanmalıdır.
Son olarak, esnafın yaşam mücadelesi hukukun güvencesine bağlıdır. Küçük esnaf, sadece ekonomik bir aktör değil aynı zamanda toplumsal dayanışmanın ve kültürel sürekliliğin bir sembolüdür. Ancak hukuki güvenlik sağlanmadığında bu kesim ayakta kalmakta zorlanır. Adil kira düzenlemeleri, şeffaf vergi politikaları ve kayıt dışılıkla etkin mücadele, küçük esnafın en büyük ihtiyaçlarıdır. Hukukun üstünlüğü, sadece büyük şirketlerin değil aynı zamanda mahalle bakkalının, terzinin, berberin ve lokantacının da geleceğini belirler. Bu nedenle küçük esnafı koruyan bir hukuk sistemi, ekonomik ve toplumsal istikrarın vazgeçilmez bir parçasıdır.