Paydasını soyutlaştıramayan, yasamayla yarışmayı unutan, hukukla bağını koparan ve içine kapanan bir içtihat pratiği, içtihadı sıradanlaştırır, anlık olana dönüştürür, olaya göre çözüm üretir, ilkelerle bağını koparır nihayet prestijini yitirir. Common law'ı kıskandıran bir içtihat geleneğinden beklenen zamanın ruhunu yakalayan, kıskandıran ve imrendiren bir içtihat kültürü inşa etmesidir. Pragmatik olmaktan öte bir anlamı olmayan deneyimlere müptela bir yargı pratiği, kof içtihata pazar bulmakta güçlük çekmez. İçtihatın, dem ve devran sürdüğü bir salonda, fetişizm kaçınılmazdır. Böyle bir dünyada içtihatın pazardan pazara koşması zorunludur. Deneyimden kült yaratan bir pratiği fark eden lise mezunu yayıncı, arkasına taktığı onlarca hukukçu ve akademisyene sabahtan akşama kitap yazdırmakla kalmadı, yeni bir yayıncı ve yazar kitlesi yarattı. Su gibi satan kilosundan geçilmeyen bu kitaplarla sömürü altın günlerini yaşadı. Birlikte ve ortak kusurla oluşan bu duruma son vermenin zamanı geçiyor....


(Bu köşe yazısı, sayın Hilmi ŞEKER tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)