İcranın geri bırakılması, diğer bir deyişle tehir-i icra; bir borçlunun, hakkında başlatılan örnek 4-5 ilamlı icra takibi karşısında takip konusu ilamı istinaf veya temyiz etmesi durumunda, üst derece mahkemesinden dosya sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması prosedürüdür. Bu husus, İ.İ.K. İcranın Geri Bırakılması İçin Verilecek Süre başlıklı 36. maddesinde “İlama karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmi bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilat veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para veya eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. Bu süre ancak zorunluluk halinde uzatılabilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. İşbu kanun hükmüne göre hakkında ilamlı takip başlatılan borçlu, takip dayanağı ilamı istinaf ettiğine dair derkenarı icra müdürlüğü dosyasına sunarak ve yine Müdürlükçe hesaplanacak olan 3 aylık ileriye dönük dosya kapak hesabına göre (uygulamada mehil süresi için 90 gün verildiğinden) teminat tutarını dosyaya depo ederek icra müdürlüğünden tehir-i icra kararı getirilmesine esas olarak mehil vesikası talep edecektir. Verilen süre içerisinde dosyaya icra mahkemesinden alınan icranın geri bırakılması kararı ibraz edilmesi halinde ise icra dosyası istinaf veya temyiz aşaması sonuçlanıncaya kadar duracaktır.

Yukarıda kısaca özetlenen icranın geri bırakılması prosedürü, ancak ilamlı icra takiplerinde söz konusu olacaktır zira takibin dayanağı olan ilamın üst derece mahkemelerinin inceleme aşaması sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması amaçlanmaktadır, yani takip bir ilama dayanmalıdır. Fakat kural olarak icra mahkemesi kararları kesin hüküm teşkil etmemektedir. İcra mahkemesi kararları kural olarak takip başlatan değil; takip hukukunu ilgilendiren ve takibin devamına yönelik kararlardır. Bu haliyle icra mahkemesi kararları, icranın geri bırakılması uygulamasında mehil alınabilecek ilamlardan değildir. Fakat İ.İ.K.’da açıkça icranın geri bırakılması kararı alınabilecek icra mahkemesi kararları belirtilmiş ve bu özel hükümler bu kuralın dışında tutularak istisna sayılmıştır. Bu istisna hükümler Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2006/181 Esas 2006/3189 Karar sayılı ilamında “ Takip hukukuna yönelik kararların temyizinde, hangi konuyu içerenler hakkında İİK.nun 36.maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilebileceği yasada ayrı ayrı yazılıdır. (Örneğin; İİK.nun 69/4, 97/3, 97/14, 269/c-3, 276/3 gibi) Ayrıca, İİK.nun 364/3.maddesinde temyizin satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı hükme bağlanmıştır. Temyiz edilen karar yukarıda yazılı maddelerde öngörülen koşulları içermediği için yasal şartlar oluşmadığından tehiri icra kararı isteminin REDDİNE..” şeklinde hüküm kurularak açıkça sayılmıştır. Ayrıca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1054 Esas 2021/3480 Karar sayılı ilamında “ İ.İ.K.'nın 36. maddesi İ.İ.K.'nda özel hüküm bulunmadıkça (İ.İ.K.'nun 97/14, 269/c-3, 276/2) icra mahkemesi kararları hakkında uygulanmayacaktır. Anılan madde genel mahkemelerce verilen kararlar hakkında uygulanabilir. İ.İ.K'da itirazın kaldırılmasına ilişkin kararlara yönelik İ.İ.K.'nın 36. Maddesinin uygulanabileceğine yönelik özel düzenleme bulunmadığından, kira alacağı kaynaklı itirazın kaldırılmasına yönelik ilama ilişkin mehil belgesi verilmesi mümkün olmayıp,  İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi  09.04.2021 tarihli  2021/1102  Esas 2021/986 Karar ile kesinleşen İstanbul Anadolu 24. İcra Mahkemesinin 2020/385 Esas 2020/279 karar sayılı ilamında da bu husus açıkça belirtilmiştir.İİK 296/c-3 maddesi uyarınca; "İcra mahkemesinin tahliyeye mütedair kararının infazı için kesinleşmesi beklenmez. Ancak tahliye için, kararın borçluya tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren on gün geçmesi lazımdır. Borçlu tahliye kararı hakkında 36 ncı madde hükmünden faydalanabilir." Somut olayda ilk derece mahkemesince tahliye isteminin reddine karar verildiği, borçlunun mehil talebinin itirazın kaldırılması davasında hükmedilen kira alacağı yönünden yapıldığı ve alacaklılara ödenmesine hükmedilen teminat mektubunun bu amaçla verilmiş olduğu anlaşılmıştır. İcra mahkemesi kararlarının, yasada öngörülen istisnai hal kapsamında olmadığından, istinaf satıştan başka icra muamelelerini durdurmayacak ve  icra veznesinde bulunan paranın alacaklıya ödenmesine engel teşkil etmeyecektir. Borçlunun paranın alacaklılara ödenmemesi yönünde muvafakatinin bulunmaması da sonuca etkili değildir. Bu nedenle icra müdürlüğünün 22.12.2020 tarihli kararında ve bu karara yönelik şikayetin reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.” Şeklinde hüküm kurularak, icra mahkemesinin kararlarına İ.İ.K.’da bulunan özel hükümler ayrık olmak üzere tehir-i icra kararı alınamayacağı hususu vurgulanmıştır.

İ.İ.K. kapsamında ve Yargıtay kararları kapsamında, icra mahkemesinin mehil alınabilecek istisna kararları olarak;

- İ.İ.K. m.69/4

- İ.İ.K. M.97/3-14

- İ.İ.K. m.269/c

- İ.İ.K. m.276/3

şeklinde sıralanabilir.

İ.İ.K.m.69İtirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verilir ve ödeme emrindeki müddet geçmiş bulunursa alacaklının talebi ile borçlunun malları üzerine muvakkat haciz konur.

İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde borçlu, takibin yapıldığı yer veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde borçtan kurtulma davası açabilir. Bu davanın dinlenilebilmesi için borçlunun dava konusu alacağın % 15’ini ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde esham ve tahvilat veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır. Aksi takdirde dava reddolunur.

Borçlu yukarıda yazılı müddet içinde dava etmez veya davası reddolunursa itirazın kaldırılması kararı ve muvakkat haczi kesinleşir.

Davanın reddi hakkında karara karşı istinaf yoluna başvuran borçlu, ayrıca 36. Madde hükümlerini yerine getirmek şartı ile icra dairesinden mühlet isteyebilir.” Hükmü ile dördüncü fıkrada itirazın geçici kaldırılması kararının tebliğ ve tefhim tarihinden itibaren 7 gün içinde borçtan kurtulma davası açan borçlunun; davanın reddolunması ve borçlunun kararı istinaf kanun yoluna götürmesi halinde İ.İ.K. m.36 kapsamında tehir-i icra kararı alabileceği özel olarak hüküm altına alınmıştır.

İ.İ.K. m. 97istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra Mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir.

İstihkak davasının sırf satışı geri bırakmak gayesiyle kötüye kullanıldığını kabul etmek için ciddi sebepler bulunduğu takdirde icra mahkemesi takibin taliki talebini reddeder.

Takibin talikine karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan 36. Maddede gösterilen teminat alınır.

Davanın reddi hakkındaki karara karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran istihkak davacısı icra dairesinden 36. Maddeye göre mühlet isteyebilir.” Hükmü ile de, icra mahkemesi tarafından görülen bir istihkak davasının reddedilmesi ve davacı tarafın kararı istinaf kanun yoluna götürmesi durumunda, icra takibinin istihkak iddiasının istinaf veya temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına esas olmak üzere İ.İ.K. m.36 kapsamında tehir-i icra kararı alınabileceği belirtilmiştir.

İ.İ.K. m.269/cBorçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecburdur.

Senet veya makbuzun alacaklı tarafından inkarı halinde 68. Madde hükmü kıyasen uygulanır.

İcra mahkemesinin tahliyeye mütedair kararının infazı için kesinleşmesi beklenmez. Ancak tahliye için kararın borçluya tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren 10 gün geçmesi lazımdır. Borçlu tahliye kararı hakkında 36.madde hükümlerinden faydalanabilir.”  Hükmü ile bir başka istisna belirtilmiştir. Kanun maddesine göre, açılan bir örnek 13 takibine itiraz edilmesi ve icra mahkemesinin itirazın kaldırılması ve tahliyeye ilişkin karar vermesi halinde, borçlu, İ.İ.K.m36 kapsamında icranın geri bırakılması kararı alabilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, icranın geri bırakılması kararının tahliye yönünden alınabileceği, para alacağı yönünden herhangi bir özel hüküm bulunmadığıdır.

İ.İ.K.m.276“ Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika göstermezse derhal tahliye olunur.

Şu kadar ki, bu şahıs resmi bir vesika gösterememekle beraber daireye ibraz olunan mukavele tarihinden evvelki bir zamandan beri orayı işgal etmekte bulunduğunu beyan eder ve bu beyanı icra memuru tarafından mahallinde yapılacak tahkikatla teeyyüt ederse memur, tahliyeyi tehirle 3 gün içinde keyfiyeti icra mahkemesine bildirir.

İcra mahkemesi, tarafları dinleyerek icabına göre tahliyeyi emreder veya taraflardan birinin 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumuna karar verir. Bu müddet içinde mahkemeye müracaat edilirse, davanın neticesine göre hareket edilir. 36. Madde hükümleri burada da uygulanır. Dava etmeyen taraf iddiasından vazgeçmiş sayılır.“ hükmü gereğince icra dosyası kapsamında tahliyesi istenen bir taşınmazda üçüncü bir şahsın işgalci olarak bulunması ve icra mahkemesinin ilgili taşınmaza ait tahliye kararının bulunması halinde de, taraf icra mahkemesinin bu kararını istinaf kanun yoluna götürdüğü ve teminat tutarını icra dosyasına depo ettiği takdirde tehir-i icra kararı alabilecektir.