İcra ve İflas Kanunu kapsamında bulunan geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati haciz, kanunun 257.ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir. Her ne kadar ihtiyati haciz, ihtiyati tedbirin özel bir türü olsa da İ.İ.K.’da düzenlenen ihtiyati haciz ve H.M.K.’da düzenlenen ihtiyati tedbir birbirinden oldukça farklı kavramlardır. İhtiyati haciz salt para alacakları yönünden mümkün iken ihtiyati tedbir açısından herhangi bir sınırlama olmaması, ihtiyati haczin güvence sağlarken ihtiyati tedbirin önleyici mahiyetinin bulunması gibi önemli farklıları bulunan bu geçici hukuki korumalara ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/(7)9-1796 Esas 2021/607 Karar sayılı ilamı ile “Gerek ihtiyatî tedbir, gerekse de ihtiyatî haciz hukukumuzda geçici hukukî koruma tedbirleri olarak düzenlenmiştir. Geçici hukukî koruma tedbiri daha genel ve üst kavram olarak kabul edilirken, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz geçici hukukî korumaların birer alt türü olarak düzenlenmiştir. Hukuk sistemimizde para alacakları ile para dışındaki haklar bakımından geçici hukukî koruma tedbirlerinin düzenleme yerleri farklılık göstermektedir. Para alacakları için öngörülen geçici hukukî koruma tedbiri olan ihtiyatî haciz 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda (m.257-268), para dışındaki haklar için öngörülen ihtiyatî tedbir ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (m.389-399) düzenlenmiştir. Tekrarlamak gerekirse; para alacakları için ihtiyatî haciz, para dışındaki hak ve alacaklar için ise ihtiyatî tedbir uygulama bulur.” hüküm kurulmuş olup ihtiyati haczin salt para alacakları yönünden uygulaması bulunan bir geçici hukuki koruma olduğuna işaret edilmiştir.

İ.İ.K. m.257Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.

Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:

1- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa,

2- Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;

Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muaceliyet kesbeder.”

Hükmü ile, ihtiyati haczin kural olarak vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş para alacakları yönünden uygulama bulduğu açıkça belirtilmiş olup, vadesi gelmemiş borçlar yönünden verilebilecek istisna hallerin borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması ve borçlunun kaçması veya mal kaçırma gayesi ile işlem yapması halleri olduğu hüküm altına alınmıştır. Burada belirtmek gerekir ki geciktirici şarta bağlanan alacaklar yönünden ihtiyati haciz kararı verilemez zira bu hukuki işlemin alacaklı lehine bir alacak doğurup doğurmayacağı henüz belli değildir ve dolayısıyla alacak yönünden genel haciz yolu ile takip yapılamaz.

İ.İ.K.m.258İhtiyati hacze 50. Maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacsklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir ” Hükmü ile de, ihtiyati haciz kararı verecek mahkemenin yetkisine yönelik olarak İ.İ.K. m.50’ye atıfta bulunulmuştur. Şayet derdest bir dava sürecinde ihtiyati haciz talep edilecek ise ihtiyati haciz davanın görüldüğü mahkeme görevli mahkeme olacaktır. Ayrıca ihtiyati haciz kararı için yaklaşık ispat yeterlidir ve basit yargılama usulü geçerlidir. Aynı kanun maddesine göre ihtiyati haciz talebinin reddedilmesi halinde istinaf kanun yolunun açık olduğu hüküm altına alınmış olup, dava konusu geçici hukuki koruma olduğundan bahisle istinafın ret kararını incelemesinin öncelikli olacağı ve ayrıca istinaf kararının kesin olduğu belirtilmiştir.

İ.İ.K.m.259İhtiyati haciz isteyen alacaklı haczinde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu 96. Maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenit ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenit ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder. Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.” Hükmü ile, alacaklının haksız çıkma ihtimaline karşı borçlu ve üçüncü kişilerin zarara uğramalarının önüne geçmek için kural olarak teminat yatırılması hususu hüküm altına alınmıştır. Belirtmek gerekir ki mahkeme dosyasına yatırılması lazım gelen teminat tutarının oranı ile ilgili açık bir hüküm yoktur. İstisna olarak, alacak bir mahkeme kararından doğmuş ise teminat aranmayacaktır.

İhtiyati haciz kararının içeriğinde bulunması gereken hususlar İ.İ.K. m.260 ile “ ihtiyati haciz kararında;

1- Alacaklının ve icabında mümessilin ve borçlunun adı, soyadı ve yerleşim yeri

2- Haczin ne gibi belgelere müsteniden ve ne miktar alacak için konulduğu,

3- Haczin konulmasının sebebi,

4- Haciz olunacak şeyler,

5- Alacaklının zararın tazminiyle mükellef olduğu ve gösterilen teminatın nelerden ibaret bulunduğu, yazılır.” Şeklinde hüküm altına alınmıştır.

İhtiyati haciz talebinin kabul edilmesi akabinde, kararı alan alacaklı taraf KARAR TARİHİNDEN İTİBAREN 10 GÜN İÇİNDE kararı veren mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki icra dairesine başvurarak kararın icrasını talep etmelidir. Aksi takdirde ihtiyati haciz kararı hükümsüz kalacaktır dolayısıyla karar tarihinden itibaren 10 günlük yasal süre içerisinde yetkili icra dairesinde takibe geçilmesi ve borçlunun karar dahilinde bulunan mallarına, hak ve alacaklarına ihtiyati haciz şerhi konulmasının talep edilmesi oldukça önemlidir. İhtiyati haciz kararının infazına ilişkin olası şikayetler ise takibe geçilen icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine yapılmalıdır. Bu hususlar İ.İ.K. m.261’de hüküm altına alınmıştır. İlgili kanun maddesi ise “ alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar. İhtiyati haciz kararları 79’dan 99.ya kadar olan maddelerdeki haczin ne suretle yapılacağına dair hükümlere göre icra edilir. İhtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetler infazı yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine yapılır.” şeklindedir.

Alacaklı vekilinin talebi halinde, icra memuru gösterilen adreslerde fiili hacze gider, işbu haciz işlemi ile ilgili olarak bir tutanak düzenler. Tutanağı alan icra müdürü, ihtiyati haciz tutanağının birer suretini 3 gün içinde haciz sırasında hazır bulunmayan alacaklı ve borçluya ve icabında üçüncü şahsa tebliğ eder. Ayrıca İ.İ.K.m.263 ‘ e göre ihtiyati haciz uygulanan menkul malların icra müdürü tarafından kabul edilecek bir teminat karşılığında borçluya bırakılması da kanunen mümkündür.

Alacaklının takibi devam ettirmesi ve satış isteme hakkının bulunması, esas takibe geçmesi ile mümkün olacaktır. “İhtiyati haczi tamamlayan merasim” başlıklı İ.İ.K. m.264 dava açılmadan veya icra takibine başlamadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz zabıt varakasının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde ya takip talebinde bulunmaya ( haciz veya iflas ) ya da dava açmaya mecburdur. İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açması lazımdır. İhtiyati haciz, alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş veya alacaklı birinci fıkraya göre mahkemede dava açmış ise, esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren 1 ay içinde alacaklı takip talebinde bulunmaya mecburdur.” Hükmü ile; alacaklı tarafın ihtiyati haciz kararının infazından itibaren 7 gün içerisinde takibe geçmesi veya alacak davası açması gerektiği işaret edilmiştir. Yasal süresinde takibe geçen alacaklı yönünden, ödeme emrini tebliğ alan alacaklı 7 gün içerisinde itiraz etmez ise takip kesinleşecek, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşecektir. Borçlu tarafından itiraz edilmesi halinde ise alacaklı, işbu itirazı tebliğ almasından itibaren 7 gün içerisinde itirazın kaldırılması yoluna gitmeli veya itirazın iptali davası açmalıdır. Yargılama süresinde ihtiyati haczin etkisi devam edecektir.

İ.İ.K. m.266 kapsamında borçlu tarafından gösterilecek teminat ile ihtiyati haczin kaldırılması söz konusu olabilir. İlgili kanun maddesine göre, borçlu takip öncesi bir teminat göstermek isterse ihtiyati haciz kararını veren mahkemeden, takibe geçildikten sonra icra mahkemesine başvurmalıdır.“ Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Takibe başlandıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer.”

Esas takibe geçen alacaklı; takibin kesinleşmesi akabinde, icra dairesine “ ihtiyati haciz kararının infaz edildiği, takibin borçlular yönünden kesinleştiğinden bahisle (ayrıca istihkak iddiası bulunmuyor ise bu hususunda mahkemeye bildirilmesi gerekecektir.) icra mahkemesine yatırılan teminatın iadesi hususunda bir talepte bulunarak, icra dairesi aracılığı ile mahkemeye depo edilen teminat bedelini iade alabilecektir.