Bilindiği üzere, 7440 sayılı Bazı Alacakların Tekrar Taksitlendirilmesine İlişkin 7440 sayılı Yasa 12.03.2023 tarihli ve 32130 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir. Konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar içeren ve toplam 196 sayfadan ibaret 1 seri nolu Genel Tebliğ ise 25.03.2023 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu tebliğin ekinde muhtelif standart form dilekçeler yer almaktadır. Standart dilekçelerin doldurulması sırasında dilekçenin sağ üst köşesinde yer alan Ek….. madde numaralarına göre tanzim edilmesi gerekmektedir.

Buna göre,

1- Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller için madde hükümlerinden yararlanma başvuruları bunların kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır.

2- 7440 sayılı Kanunun kesinleşmiş alacaklara ilişkin hükümlerinden, 213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabileceklerdir.

1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca mükellefle birlikte borcun ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunanların da bu madde hükmünden yararlanmaları mümkündür.

Asıl amme borçlusu ile birlikte borcun ödenmesinden birden fazla kişinin sorumlu olması hâlinde bu kişilerce madde hükümlerinden farklı taksit seçenekleri seçilmek suretiyle yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

3- Adi ve kollektif şirketlerde ortak olanlar şirketin borçlarının tamamı üzerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından, bu ortaklar da sorumlu oldukları bu borçlar için madde hükmünden yararlanabileceklerdir.

4- 7440 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla haklarında 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre iflasın açılmasına karar verilen gerçek ve tüzel kişilerin Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için iflas işlemlerini yürüten iflas idaresinin ilgili vergi dairesine yazılı olarak müracaat etmesi zorunludur. Ancak, iflas idaresi tarafından verilen yetki belgesine istinaden müracaatta bulunulabilmesi mümkündür.

Bununla birlikte, iflas hâlindeki tüzel kişiliklerin ortaklarının ve kanuni temsilcilerinin 213 sayılı Kanun ve 6183 sayılı Kanun uyarınca sorumlu oldukları borçlar için madde hükümlerinden yararlanabilmeleri mümkün bulunmaktadır.

Ancak, iflas hâlinde bulunan mükelleflerden aranılan kamu alacaklarına ilişkin olarak Kanundan yararlanmak için başvuru süresi içinde herhangi bir başvuru bulunmaması ve/veya bu alacakların başvuru süresinden sonra iflas masasına kaydedilmiş olması hâlinde, alacaklar Kanunun kapsadığı dönemlere ait olsa dahi 7440 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılamayacaktır.

2004 sayılı Kanun kapsamında haklarında iflas ertelemesi kararı bulunan şirketler ve kooperatifler 7440 sayılı Kanuna göre yapacakları başvurularını haklarında verilmiş mahkeme kararı dikkate alınarak temsile yetkili kişiler vasıtasıyla yapacaklardır. Aynı şekilde, 2004 sayılı Kanun kapsamında konkordato kararı verilmiş ve kayyım atanmış borçlular da, 7440 sayılı Kanuna göre yapacakları başvurularını haklarında verilmiş mahkeme kararı dikkate alınarak temsile yetkili kişiler vasıtasıyla yapacaklardır.

5- 7440 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce, vergi mevzuatında yer alan düzenlemeler nedeniyle mahsuben iade talebi bulunan mükellefler diledikleri takdirde mahsup talep ettikleri borçları için Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir. Bu takdirde, mahsuben iade talebinden vazgeçtiklerini bağlı bulundukları vergi dairesine, birden fazla vergi dairesine mahsup talepli borçları olması hâlinde, her birine ayrı ayrı Kanundan yararlanmak için belirlenen başvuru süresi içinde ekte bir örneği yer alan (Ek:2/E) dilekçeyle bildirmeleri gerekmektedir. Mükellefin kendi borcu dışında, ilgili mevzuat uyarınca üçüncü şahısların borçlarına mahsup talebi olması hâlinde ise mahsup talebinden vazgeçebilmesi için borcuna mahsup istenen üçüncü şahsın da bu konuya yönelik irade beyanı aranılacaktır. Bu takdirde, mükellefin üçüncü şahıs lehine yaptığı mahsup talebi hükümsüz kalacaktır. Lehine mahsup talep edilen üçüncü şahsın ise mükellefin irade beyanı olmadan Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunabileceği tabiidir.

Bununla birlikte, mahsup talebinden vazgeçen mükelleflerin, mahsup talebine konu iade alacaklarını 7440 sayılı Kanun kapsamındaki taksitlerine Kanunun 9 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre veya Kanun kapsamında yapılandırılmayan vergi borçlarına ilgili mevzuat uyarınca mahsubunu talep etmeleri mümkündür. Bu durumda, mahsuba esas alınacak tarih, Kanunun yayımından sonra yapılan başvuru tarihi olacaktır.

Diğer taraftan, ilgili vergi mevzuatından doğan iade alacağının vergi borcuna mahsubunu talep eden ve vergi borcunu 7440 sayılı Kanuna göre ödemek üzere bu mahsup talebinden vazgeçen mükelleflere iade alacaklarının, mahsubundan vazgeçilen borcun söz konusu Kanun kapsamında yapılandırılmasından sonra hesaplanan taksit tutarları toplamını aşan kısmı, ilgili mevzuat hükümleri ve 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci maddesinin on altıncı fıkrası göz önünde bulundurularak nakden iade edilebilecektir.

6- 7440 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin on ikinci fıkrasında, Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak tatbik edilen hacizlerin yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacağı ve buna isabet eden teminatların iade edileceği hükme bağlanmıştır

Buna göre, Kanun kapsamındaki borçlarını ödemek üzere başvuran ve borçlarına karşılık ödemede bulunan mükelleflerin mal varlığına tatbik edilen hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği malların, ödenmemiş taksitlerin yapılandırma öncesi tutarını karşılayacak değerde olması şartıyla ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.

Bu hüküm çerçevesinde, borçları Kanun hükmüne göre taksitlendirilen mükelleflerin teminat değişikliği talepleri de değerlendirilebilecektir.

Diğer taraftan, bu Kanun kapsamında yapılandırılan borçlar muaccel olmaktan çıktığından, bu borçlarla ilgili olarak 6183 sayılı Kanun kapsamında takip işlemi yapılamamaktadır. Ancak, Kanunun 9 uncu maddesinin on ikinci fıkrası hükmüne göre, bu Kanun kapsamında ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilecektir. Satış sonucunda elde edilecek tutarın, ilgili mevzuata göre öncelikli alacakların mahsubundan sonra yapılandırmaya konu borçlara mahsup edilmesi icap etmektedir.

Aynı fıkra gereğince, borçlu tarafından hacizli malların satılmasının talep edilmiş olması, alacaklı tahsil dairesince söz konusu malların satışa çıkarılamaması ya da satışa çıkarıldığı hâlde satılamaması durumunda, borçluya Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitleri süresinde ödememe hakkı vermemektedir.

7- 7440 sayılı Kanun kapsamında borçları yapılandırılan borçlular tarafından, borç durumunu gösterir belge istenilmesi hâlinde, Kanunun 2 nci maddesine göre yapılandırılan borcun (katsayı tutarı dâhil) en az %10’unun ödenmiş olması şartıyla, Kanun hükümleri ihlal edilmediği sürece bu borçlar belgede gösterilmeyecektir.

Borç durumunu gösterir belgeler,

- 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi ve Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğine göre,

- 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve ilgili mevzuatına göre ihalelere katılmak üzere,

- Diğer nedenlerle,

verilmekte olup, borç durumunu gösterir belgede yer verilmesi gereken borçlar, belgenin talep edildiği mevzuat hükümlerine göre belirlenmektedir.

Ancak, 7440 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin on ikinci fıkrasında, Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılan borçların borç durumunu gösterir belgede yer almaması için bu borçların en az %10’unun ödenmiş olmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.

Dolayısıyla, borçlular tarafından talep edilen borç durumunu gösterir belgelerin, gerek ilgili mevzuatı gerek 7440 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin on ikinci fıkrası hükmü birlikte dikkate alınmak suretiyle düzenlenmesi gerekmektedir.

Buna göre, bahse konu belgenin düzenlenmesi aşamasında, anılan madde kapsamında yapılandırılan katsayı tutarı dâhil tüm borçların (ilgili mevzuatındaki alacak türüne yönelik belirlemelere bağlı kalmaksızın) her bir yapılandırma dosyası bazında en az %10’unun ödenip ödenmediğinin kontrol edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, yapılandırılan katsayı dâhil borç tutarının,

- en az %10’unun ödenmiş olması hâlinde, yapılandırılan borç tutarına belgede yer verilmemesi,

- %10’una karşılık hiç ödeme yapılmaması hâlinde, katsayı dâhil yapılandırılan borç tutarının tamamına belgede yer verilmesi,

- %10’undan az ödeme yapılmış olması hâlinde, katsayı dâhil yapılandırılan borç tutarı ile ödeme yapılan tutar arasındaki farka belgede yer verilmesi, icap etmektedir.

Diğer taraftan, 7440 sayılı Kanun hükümlerinin ihlal edilmesi hâlinde, borç durumunu gösterir belgelerin ilgili mevzuatı kapsamında düzenleneceği tabiidir.

Ayrıca, 7440 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılan borçların borç durumunu gösterir belgede yer almaması için en az %10’unu ödeme şartı bulunduğu halde borç durumunu gösterir belge uygulamasında aşağıdaki açıklamaların da dikkate alınması gerekmektedir.

Bilindiği gibi, 17/2/2023 tarihli ve 32107 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Seri:A Sıra No:15 Tahsilat Genel Tebliği ile Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde değişiklik yapılarak, ülke genelinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler kapsamında yapılacak ödemeler için 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi çerçevesinde vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge arama zorunluğu 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) kaldırılmıştır. Buna göre, 31/7/2023 tarihine kadar Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler kapsamında yapılacak ödemelerde vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge arama zorunluğu kaldırıldığından, 7440 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılmış olması uygulamaya etki etmeyecektir.

Öte yandan, 25/2/2023 tarihli ve 32115 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Seri:B Sıra No:17 Tahsilat Genel Tebliği ile de 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında tecil edilen borçların %10’unun ödenmesi şartına bağlı olarak borcun bulunmadığını gösteren yazının verilmesi uygulaması, 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ülke genelinde kaldırılmış olmakla birlikte, 7440 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında borçların yapılandırılmış olması 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında yapılan bir taksitlendirme olmadığından, 7440 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borçlar için %10 ödeme şartı aranılacaktır.