A. Genel Bilgi

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda adli konkordato düzenlenmiştir. Adli konkordato, yapıldığı zaman temel alınarak iflâs dışı konkordato ve iflâs için konkordato şeklinde ayırıma tabi tutulmaktadır. Adli konkordato, içeriğine göre, tenzilat konkordatosu, vade konkordatosu ve malvarlığının terki suretiyle konkordato olarak ayırıma tabi tutulmaktadır. Adli konkordato araçlarının birlikte uygulanmasına engel durum yoktur (Selçuk Öztek, Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale ve Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara 2018, s. 106-108).

Konkordato, borçlunun "borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için" başvurabileceği hukukî bir yol olarak tanımlanabilir (Öztek, Budak, Yücel, Kale ve Yeşilova, s. 110).

B. Makul Güvence Raporuna İlişkin Düzenleme

Konkordato başvurusuna eklenmesi gereken belgelerden biri makul güvence rapordur. Makul güvence raporuna ilişkin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 286. maddesinin 1. fıkrasının e bendinde şu ifadelere yer verilmiştir:

"Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları."

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 286. maddesinin 3. fıkrasında denetim kuruluşları tarafından düzenlenen raporlardan doğan sorumluluklara ilişkin getirilen hüküm şöyledir:

"Birinci fıkranın (e) bendi kapsamında düzenlenecek raporlar ve bu raporlara dayanak olacak denetimlerde, denetim kuruluşlarının faaliyetleri, hak ve yükümlülükleri, raporların inceleme ve denetimleri, bu raporlar sebebiyle doğacak idari ve hukuki sorumluluk ile diğer hususlar hakkında 26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır."

C. Makul Güvence Raporu Kim Tarafından Verilebilir?

Bağımsız denetim kuruluşu 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinin c bendine göre "bağımsız denetim yapmak üzere, Kurum tarafından yetkilendirilen sermaye şirketlerini" ifade eder. Bu hükümden "bağımsız denetçi" gerçek kişilerin finansal analiz raporu (= makul güvence raporu) veremeyecekleri anlaşılmaktadır.

Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ("Kurum") yukarıda yer verilen ölçütü daha da kısıtlayacak bir karar almış olup karar ayrıntılarına aşağıdaki başlıkta değinilecektir. Ancak kararın anlaşılabilmesi için kamu yararını ilgilendiren kuruluşlara ("KAYİK") ilişkin getirilen ayrıksı hükme yer vermek istemekteyiz.

Kanun koyucunun "kamu yararını ilgilendiren kuruluşların bağımsız denetimi" ile ilgili belirli standartları haiz bağımsız denetim kuruluşlarını yetkilendirmek amacıyla ayrıksı bir düzenleme yaptığı görülmektedir. 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 23. maddesine göre;

"(1) Kamu yararını ilgilendiren kuruluşlarda denetim sadece bağımsız denetim kuruluşları tarafından yapılır.

(2) Kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimini yapacak bağımsız denetim kuruluşlarının yetkilendirilmesi sürecinde Kurum, bunların ilgili olduğu sektörü düzenleme ve denetleme yetkisini haiz kurul, kurum veya kuruluşların görüşünü alır.

(3) Kurum, bağımsız denetim kuruluşlarının yetkilendirilmesine yönelik olarak 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca yapılacak düzenlemelerde, kamu yararını ilgilendiren kuruluşların ilgili olduğu sektörü düzenleme ve denetleme yetkisini haiz kurul, kurum veya kuruluşlarca talep edilmesi halinde, bunların görüşünü almak suretiyle sektörün özelliğine göre farklı ölçütler belirleyebilir."

D. Makul Güvence Raporunu Verecek Kuruluşların Daraltılmasına İlişkin Karar

Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından 23.03.2020'de verilen kararda makul güvence raporunun bu tarih itibarıyla KAYİK dahil bağımsız denetim yetkisine sahip denetim kuruluşları tarafından verilebileceği ifade edilmiştir.

Öncesinde bağımsız denetim kuruluşu niteliğini haiz olan, yani Kurum tarafından yetkilendirilen, çok sayıda kuruluş tarafından bu rapor verilmekteydi. Kurum tarafından alınan kararı takiben KAYİK dahil bağımsız denetim yapma yetkisini haiz az sayıdaki firmaya makul güvence raporu düzenleme yetkisi verildiği görülmektedir.

Kurum tarafından alınan karar şöyledir:

"Bilindiği üzere, 19/12/2018 tarihinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (Kanun) konkordato talebine eklenecek belgeleri düzenleyen 286’ncı maddesinde yapılan değişiklikle birlikte borçlular tarafından mahkemelere konkordato talebinde bulunulurken söz konusu talebe, Kurumumuzca yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşları tarafından düzenlenen ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşebileceğine ilişkin makul güvence veren denetim raporlarının eklenmesi zorunluluğu getirilmiştir.

Kurulumuzun 14.02.2019 tarihli toplantısında, Kanun’un mezkur maddesine dayanılarak 30.01.2019 tarih ve 30671 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) kapsamında yapılacak denetim sonucunda düzenlenecek denetim raporuna örnek teşkil etmesi amacıyla hazırlanan makul güvence veren denetim raporu örneğinin yayımlanmasına karar verilmiştir.

Yönetmeliğin 20’nci maddesinin birinci fıkrasında bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hâllerde 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliği (BDY) hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.

26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 9’uncu maddesinin (ğ) bendine göre, denetimin bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanmasına, denetime olan güven ile denetimin kalitesinin artırılmasına yönelik düzenlemeler yapmak ve gerekli tedbirleri almak; (h) bendine göre, düzenlemek ve denetlemekle görevli olduğu alanla ilgili ikincil düzenlemeleri yapmak ve bu konularda gerekli kararları almak, Kurulumuzun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

Diğer taraftan, BDY’nin 11’inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, kamu yararını ilgilendiren kuruluşların (KAYİK) ve faaliyet alanları, işletme büyüklükleri, çalışan sayısı ve benzeri ölçütlere göre Kurumumuzca belirlenen işletmelerin denetimi yalnızca denetim kuruluşları tarafından üstlenilir. Ayrıca, 13’üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre Kurumumuz; belirli alanların düzenlenmesi ve denetlenmesinden sorumlu kurum, kurul veya kuruluşların görüşlerini alarak, bu alanlarda denetim yapacak denetim kuruluşları için ek şartlar belirleyebilme ve bu şartları sağlayan denetim kuruluşlarını listeler halinde ayrıca ilan etmeye; bunların dışında, denetimi yapılacak işletmenin büyüklüğü, faaliyetleri ile tabi olduğu düzenlemelerin özelliği ve benzeri hususlar dikkate alınarak belirlenecek işletmeleri denetlemek üzere, şartları Kurumumuz tarafından belirlenen yeni denetim kuruluşu listeleri oluşturulabilmeye yetkilidir.

Bu bağlamda Kurulumuzun 23.03.2020 tarihli toplantısında, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun konkordato talebine eklenecek belgeleri düzenleyen 286’ncı maddesine dayanılarak hazırlanan Yönetmelik kapsamında yapılacak denetimlerin sadece “KAYİK dahil bağımsız denetim” yetkisine sahip denetim kuruluşları tarafından yürütülmesine, Kanun'un 286'ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile üçüncü fıkrası, KHK’nın 9’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) ve (h) bentleri ile BDY’nin 11’inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 13’üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bu Kararın yayımlandığı tarihten sonra imzalanacak sözleşmelerde uygulanmak üzere oybirliği ile karar verilmiştir. Söz konusu Kurul Kararı 25.03.2020 tarihli ve 31079 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

E. Değerlendirme

COVID-19 salgını ve öncesinde yaşanan ekonomik sorunlar sebebiyle çok sayıda şirketin nakit akış dengesinin bozulması söz konusu olabilir. Bu durumda şirketlerin zor dönemi atlatmak ve faaliyetlerine devam edebilmek amacıyla konkordato başvurusunda bulunmaları bir seçenek olarak karşılarına çıkmaktadır.

Kurum tarafından karar alınmadan önce makul güvence raporu çok sayıda bağımsız denetim kuruluşundan alınabilmekteydi. Dolayısıyla bu durum konkordato başvurusunda bulunacak şirketler açısından mali avantaj yaratmaktaydı.

Kurum tarafından alınan kararı takiben makul güvence raporu alınabilecek kuruluş sayısının oldukça azaldığı görülmektedir (Bakınız: https://denkur.kgk.gov.tr/kayik.aspx). Haliyle, kuruluşların sayısının azalması makul güvence raporu maliyetini artıracak ve şirketlerin konkordato başvurusu yapacak bütçeyi oluşturmalarını güçleştirecektir.

Sonuç itibarıyla, önümüzdeki dönem açısından, makul güvence raporu tanzim etme kriterlerinin esnetilmesi, KAYİK dahil bağımsız denetim yetkisinin aranmaması, hatta mümkünse bağımsız denetim kuruluşu tanımının genişletilerek sermaye şirketi niteliğini haiz olmayan bağımsız denetçilere rapor düzenleyebilme imkânının tanınmasının isabetli olacağı kanaatindeyiz.

Avukat Doğukan Algan