Finansal piyasalardaki güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması ve güvenli bir parasal işleyişin temini gibi amaçları yerine getirme noktasında ticari hayatın en önemli unsurlarından birisi hiç kuşku yok ki bankalardır. Bu bakımdan bankalar birer güven ve itimat kurumlarıdır.

Bankaların, güven ve itimat kurumları olmalarının yüklediği sorumluluklara uygun hareket etmek ve bunun temini için gerekli organizasyonu kurmakla mükelleftirler. Bu bakımdan bankalar, müşterilerinin tahsil için kendilerine tevdi ettikleri çekleri saklamak ve korumakla yükümlüdürler.

Bankalar, tahsil için kendilerine tevdi edilen çekleri herhangi bir sebeple kaybetmeleri (zayi etmeleri) durumunda, çeki tahsil için bankaya tevdi eden çek hamilinin zararını karşılamak durumundadır.

Gerçekten de konuya ilişkin olarak Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin emsal mahiyetindeki 16.10.2014 tarih ve E: 2014/11699 - K: 2014/15291 sayılı kararında aynen ifadelerle, Dava konusu çekin hamili olan davacı tarafından davalı bankaya tahsil amacı ile verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Esasen bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bankanın çeki kaybetmesi sonucunda hamil olan davacının çek bedelini bankadan isteyip isteyemeyeceği konusunda toplanmaktadır. Bankalar birer güven ve itimat kurumlarıdır. Davalı banka kendisine tahsil için tevdi edilen çeki kaybetmiş ve davacının zarara uğramasına sebebiyet vermiştir. Bu durumda davacı davalının haksız fiilinden kaynaklanan zararının tazminini davalıdan isteyebilir. Her ne kadar davalı banka tarafından zayi nedeniyle iptal kararı alınmış ise de davacı, o kararın tarafı olmadığından ve zayi edilmiş çek nedeni ile verilen iptal kararı üzerine artık çekin teşhis fonksiyonu kalmadığından davacının keşideciye başvurma olanağı da bulunmamaktadır. Davalı banka ise, davacının zararını ödedikten sonra elindeki iptal kararına ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak keşideciye başvurabilir. denilmektedir.

Benzer şekilde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin E.2016/1216, K.2016/9150, T.23.5.2016 ve E.2014/8177, K.2014/10669, T.9.6.2014 sayı ve tarihli kararlarında da, davalı bankanın kendisine tahsil için tevdi edilen çeki kaybetmesi nedeniyle doğan borçtan dolayı çeki bankaya tahsil için tevdi eden çek hamiline karşı sorumlu olduğu açıkça kabul edilmiştir.

Şu halde, davalı banka tahsil için kendisine tevdi edilen çeki kaybetmesi halinde, çek bankanın zilyetliğinde iken zayi edildiği için, çekin iptalini yasal olarak banka talep edebilecektir ve banka tarafından açılan çek iptali davası sonucunda verilecek iptal kararında çeki bankaya tahsil için tevdi eden hamil kararın tarafı ve muhatabı olmayacağından ve çekin iptali kararı sonrasında artık çekin teşhis fonksiyonu da kalmayacağından, çeki bankaya tevdi eden hamilin bankanın alacağı çek iptali kararı ile çek keşidecisine karşı başvuru, talep ve icra hakkını kullanması yasal olarak mümkün olmayacaktır. Bu durumda, çeki kaybeden banka çeki tevdi eden hamilin zararını haksız fiil hükümlerine göre tazmin etmekle mükelleftir. Hamilin zararını tazmin eden banka ise hamile ödemiş olduğu tazminatı, mahkemeden alacağı çek iptali kararı ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca çek keşidecisi firmadan talep edebilecektir.