Değerli okurlar, özetle söylemem gerekir ise birçoğunuzun kısmen de olsa fikir sahibi olduğu gibi 2017 tarihli 690 sayılı KHK ile eklenen 27/A maddesi ile ilgili yabancı mahkeme kararının yurt dışında verilmiş boşanma, ayrılık ve evliliğin butlanına dair kararların yurt içindeki yetkili nüfus kütüğüne tescil edilmesi imkânı tanınmıştır.7 Şubat 2018 tarihinde yayımlanan “Yabancı Ülke Adlî Veya İdarî Makamlarınca Verilen Kararların Nüfus Kütüğüne Tescili Hakkında Yönetmelik” in uygulaması, Ankara İl Nüfus Müdürlüğü’nden başlamıştır.

Ancak dava açılmadan sadece ilgili yerlere müracaatla tanıma işleminin gerçekleşebilmesi için boşanan kişilerin birlikte aynı dönem içinde konsolosluğa başvuru yapması gereklidir. Bu durumda dava açmadan Türkiye’de yabancı boşanma kararınızın tanınması işlemini yapabiliyorsunuz. Eğer boşanan eşlerden biri birlikte başvuru yapma durumuna karşı çıkar ve aksi yönde davranır ise bu durumda yine tıpkı eski usulde olduğu gibi Türkiye’de yetkili Aile Mahkemesi’nde, yabancı boşanma kararının tanınması için dava açmanız gerekmektedir. Bundan başka çare yoktur. Peki, boşanma konusunda durum bu kadar net iken diğer taraftan boşanma ile birlikte verilen diğer kararlar da vatandaşlarımız ne yapacaktır? Biliyorsunuz ki bir boşanma davasında sadece boşanmaya değil boşanma ile birlikte verilen nafaka, velayet, tazminat, mal paylaşımı gibi birçok konuda da çeşitli kararlar verilir. 2017 tarihli 690 sayılı KHK ile eklenen 27/A maddesi sadece boşanma kararı için geçerlidir. Yabancı ülkede verilen boşanma kararındaki nafaka, tazminat, velayet gibi konuların Türkiye’ de geçerli olabilmesi için mutlaka “tenfiz davası” açılması gereklidir. Aksi halde yabancı mahkeme ilamının Türkiye’ de bir hükmü olmayacaktır. Bu dava niteliği itibariyle teknik olması nedeni ile mutlaka alanında uzman bir avukattan destek almanız gereklidir. Aksi durumda çeşitli olumsuzluklarla karşılaşmanız ve zaman kaybetmeniz kaçınılmaz olur. Şimdi size tenfiz davası hakkında yol gösterici önemli birkaç husustan bahsetmek istiyorum.

Türkiye’de bulunan bir avukata vekâletname verdiğiniz takdirde, dava için Türkiye’ye gitmenize gerek yoktur. Türkiye’deki tanıma davası için eski eşin duruşmaya gelmesi gerekli değildir. Çiftlerin Türkiye’de birer avukata vekâlet vermesi işlemleri hızlandıracaktır.

Davalı eşin avukat tutmaması veya tanıma ve tenfiz davasını engellemek istemesi halinde, özellikle yurtdışında bulunan davalı eş nedeniyle tebligat sürecinin uzamasıyla ilgili sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu da davanın uzamasına sebebiyet vermektedir.

Gerekli Belgeler

-Yabancı Mahkeme tarafından verilen boşanma kararının (Kararda boşanmayla birlikte verilen nafaka, tazminat, velayet gibi hususlarında bulunması şartı ile) aslı veya tasdikli sureti

-Boşanma kararının kesinleşmiş olduğuna dair şerh

-Boşanma kararının aslı üzerine alınacak APOSTİL şerhi (genelde mahkeme kararının arka sayfasına yapılır.) Apostil tasdiki, Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi’ne taraf devletler tarafındanverilen, ilgili ülke mahkemesi tarafından verilmiş olan kararın resmiyetini gösteren özel bir tasdiktir.

-Boşanma kararının, kesinleşme şerhinin ve apostil şerhinin, yeminli tercüman tarafından Türkçe ‘ye tercüme edilmiş hali

-Türkçe ’ye tercüme yapıldıktan sonra resmi kurumlar (Noter veya Konsolosluk) tarafından tasdik edilmiş hali

-Pasaport ve nüfus cüzdan fotokopisi

-Türkiye’de tenfiz davası için avukata verilecek, noter tasdikli veya konsolosluktan resimli boşanma vekâletnamesi.

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunda (MÖHUK) yapılan ilgili düzenlemelere göre; Madde 50

(1) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. (2) Yabancı mahkemelerin ceza ilâmlarında yer alan kişisel haklarla ilgili hükümler hakkında da tenfiz kararı istenebilir.

TENFİZ ŞARTLARI

Madde54

(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:

a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması.

b) İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.

c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.

ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.

Gerekli tüm belgeler tam ve eksiksiz şekilde doğru bir dilekçe ve ekindeki belgelerle Türkiye’ de görevli ve yetkili mahkemeye müracaat ile sunulması halinde, hâkimin resen, görevi gereği ilgili tüm araştırmaları yaptıktan sonra tenfiz hakkında karar verilir.

Saadet, mutluluk ve huzur sizlerle olsun. Sevgiler.

AV. SİNEM (PARMAK) TOSUN

(Bu makalenin her türlü yasal hakkı Av. Sinem Tosun’a aittir.)