1) Eşlerden Birinin Talepte Bulunması

Yoksulluk nafakası ancak eşlerden birinin talebi üzerine verilip verilmemesi gerektiği tartışılıp karara karara bağlanır. Aksi takdirde taraflar herhangi bir talep ileri sürmezse hakim re’sen yoksulluk nafakasına karar veremez. Bu şartla ilgili herhangi bir Yargıtay kararı paylaşmayı gerekli görmüyorum.

2) Nafaka isteyen eşin yoksulluğa düşmesi

Yargıtay kararından örnek verecek olursak (E:2019/7387, K:2019/11400, T: 13.11.2019) : “Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tam kusurlu olmakla birlikte, davacı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında davacı kadının yaz aylarında rehber olarak çalıştığı, 2 dairesi ve adına araç kaydının bulunduğu dairelerden 1 tanesinin kirada olup, aylık 750 TL kira gelirinin bulunduğu, davalı erkeğin ise 1.300 TL gelirle Turizm seyahat acentasında şoför olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinin koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. O halde davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” Nafaka talep eden eş maaş alsa dahi yoksulluğa düşerse talebi kabul edilebilir. Kararda da belirtildiği gibi nafaka talebinde bulunan eş boşanmadan dolayı yoksulluğa düşmediğinden yoksulluk nafakası istemi reddedilmiştir.

3) Nafaka isteyen eşin kusursuz ya da daha az kusurlu olması

Yargıtay kararından örnek verecek olursak(E:2019/4096, K:2019/11459, T:25.11.2019): Davalı- karşı davacı kadın, sosyal medya üzerinden başka erkeklerle sohbet ederek güven sarsıcı davranışlarda bulunmuş, yeğeni ile takma isimle mesajlaşırken eşine hakaret etmiş, bu durumları davacı-karşı davalı erkeğin tesadüfen öğrenmesi ve yaşanan tartışmadan dolayı taraflar ayrılmıştır. Davacı-karşı davalı erkek bu mesajları okuduktan sonra eşini anlaşmalı boşanmaya zorlayarak psikolojik baskı yapmış, tehdit ve hakaret içeren mesajlar göndermiştir. Kızı …’ye şiddet uyguladığı sırada araya giren eşini itmiştir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bundan dolayı ağır kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilemeyeceği kararına varılmıştır. Karardan da anlaşılacağı üzere nafaka talebinde bulunan eşin kusursuz olması aranmamıştır. Somut olayda her iki eş de kusurludur. Ancak talepte bulunan eşin daha kusurlu olmasından dolayı nafaka talebi reddedilmiştir.

4) Nafakanın, nafakayı ödeyecek olan eşin mali gücü ile orantılı olması

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir kararına göre(E:2017/3-1009, K:2019/1179, T:14.11.2019), boşanma sonrasında yapılan nafaka ödemelerinin büyük güçlüklerle gerçekleştirdiği nafaka borçlusunun ödeme zafiyeti içinde olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların eldeki davada tespit edilen mali durumlarından davacının gündelik işlerde çalışıp aylık gelirinin 500,00 -750,00 TL arasında değiştiği davalının ise sigortalı bir işte çalıştığı ve aylık 1.000,00 TL gelirinin bulunduğu görülmektedir. Bu durumda nafakanın kaldırılmasının hakkaniyete ve yoksulluk nafakasının temelinde yatan sosyal ve ahlaki fikre uygun düşeceği kararlaştırılmıştır.Somut olayda davacının gündelik işte çalışıp gelirinin de ancak kendisine yeteceği anlaşıldığından nafakanın kaldırılmasına hükmedilmiştir.

Muhammet Emin Bulut

Hukuk Fakültesi Öğrencisi