T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ
"İçtihat Metni"
2023/18811 E., 2024/5805 K.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/503 E., 2022/443 K.
SUÇ : Terör örgütü propagandası yapma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi 22.06.2020 tarih ve 2019/440 Esas, 2020/223 sayılı kararı ile sanık hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan beraat kararı verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 21.04.2022 tarihli 2020/503 Esas, 2022/443 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.09.2023 tarihli ve düzeltilerek onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
Sanığın vekili olarak yargılama sürecinde tüm duruşmalara sanık ile beraber katılmalarına ve sanığın bu duruma itirazının olmamasına rağmen, dosya içerisinde vekâletnamenin olmaması nedeniyle mahkemece vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği yönünden kararın bozulması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığının kabulü ile sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanık müdafiinin temyiz istemi beraat eden sanık lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin olup sadece vekalet ücreti ile sınırlı yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2020 tarihli ve 2020/16-967 Esas ve 2020/376 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen kararında; "Mevzuat kapsamında vekilin ve müdafiinin vekaletname ibrazı hakkında bir düzenleme yapılmadığı, sanık tarafından iradi olarak tayin edilen müdafiinin Avukatlık Kanunu kapsamında iradi vekalet ilişkisine dayalı olarak temsil görevi üstlendiği, Avukatlık Yasasının 163. maddesinde 4667 sayılı Yasayla yapılan değişiklik sonrasında avukatlık sözleşmesinin yazılı olmasının şart olmadığı, tarafların iradelerinin uyuşması halinde vekalet sözleşmesi kurulacağı, dolayısıyla tarafların bu yöndeki iradelerini usulünce açıkladıkları hallerde yazılı belge aranmayacağı, sanığın müdafii ile birlikte duruşmaya katıldığı ve müdafiine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, müdafii olarak kabul ettiği anlaşılmakla, sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği yönündeki kanun yararına bozma talebinin reddine" şeklindeki kararıyla dosyaya onaylı vekaletname ibraz edilmemiş olsa da sanık lehine vekalet ücreti takdirinin gerekeceğinin kabul edildiği gözetilmekle,
Sanık müdafinin ilk derece yargılamasında tüm duruşmalara sanık ile birlikte katıldığı gözetildiğinde, kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4 üncü madde ve fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesinde hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde yer alan nedenle sanık müdafisinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 21.04.2022 tarihli 2020/503 Esas, 2022/443 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereği hüküm fıkrasına "Kendisini vekâletnameli vekille temsil ettiren sanık için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/5 inci maddesi uyarınca takdir edilen 6.810 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesi uyarınca Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.04.2024 tarihinde karar verildi.
---
T. C.
Yargıtay
3. Ceza Dairesi
2023/25383 E., 2024/9496 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 02.10.2023 gün ve 2023/140 Esas, 2023/1038 sayılı kararının katılan Katılan ..., vekilinin temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde;
Sanık müdafii, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının ve Katılan ... vekilinin kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçu yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer verilen; “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, İlk Derece Mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak (…) istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir, gereği düşünüldü;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.12.2022 tarih 2018/736 Esas, 2022/322 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan CMK 223/7 nci maddesi uyarınca davanın reddine, kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca, resmi belgede sahtecilik suçundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
2.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 02.10.2023 gün ve 2023/140 Esas, 2023/1038 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17.11.2023 tarihinde tanzim olunan, onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Maliye Hazinesi vekilinin temyiz istemi özetle;
Sanığın sınav sorularını çalarak veya çalanlardan alarak ve/veya dağıtarak hak etmediği halde yüksek puanlarla sınavı kazanan sanığın, bu eylemi ile kamu zararına sebep olduğuna ve sair hususlara ilişkindir.
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi özetle;
Sanığın ... Üniversitesi Elektrik 3- Elektronik Mühendisliği Bölümünden 2010 yılında mezun olduğu, 2010-2012 yılları arasında KPSS sınavlarına 2 kez girdiği, KPSS Genel Yetenek testlerinde 2010 yılında 60 sorudan 58 soruyu, 2012 yılında 51 soruyu doğru cevapladığı, KPSS Genel Kültür testlerinde 2010 yılında 60 sorudan 49 soruyu, 2012 yılında 46 soruyu doğru cevapladığı, 29.06.2016 ve 11.08.2016 tarihli bilirkişi raporlarına göre, sanığın "kuvvetli şüpheli" konumunda olan 7841 kişi arasında yer aldığı, 2010 KPSS Genel Yetenek testinin 39 uncu ve Genel Kültür testinin ise 9 uncu sorusunda diğer adaylarla yanlışta birleştiği, Sanığın BAZ analizlerine göre aynı suçtan işlem yapılan çok sayıda şüpheli ile 01.07.2010-09.07.2010 tarihleri arasında baz birlikteliğinin bulunduğu, Sanığın 2010 KPSS sınav sonucuna göre kamuya yerleştiği, FETÖ/PDY'nin sınav sorularını kendi üyeleri dışında kimseye vermediğinin bilindiği, Sanığın FETÖ/PDY üyeliğinden mahkumiyetine karar verildiği, sanığın sınav sorularını FETÖ/PDY'den temin ederek kamuya yerleştiği, haksız maaşlar alarak kamuyu zarara uğrattığı, böylece üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu işlediği hususunda yeterli delil bulunduğu, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince verilen beraat kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi ve sair hususlara ilişkindir.
Sanık müdafinin temyiz isteminde özetle;
Sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ve sair hususlara ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan CMK 223/7 nci maddesi uyarınca davanın reddine, kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca, resmi belgede sahtecilik suçundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla; Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının ve ... vekilini yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ve sair hususlar yerinde görülmemekle, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır. Ancak;
Sanık müdafiinin temyiz istemi beraat eden sanık lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin olup sadece vekalet ücreti ile sınırlı yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2020 tarihli ve 2020/16-967 Esas ve 2020/376 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen kararında; "Mevzuat kapsamında vekilin ve müdafiinin vekaletname ibrazı hakkında bir düzenleme yapılmadığı, sanık tarafından iradi olarak tayin edilen müdafiinin Avukatlık Kanunu kapsamında iradi vekalet ilişkisine dayalı olarak temsil görevi üstlendiği, Avukatlık Yasasının 163. maddesinde 4667 sayılı Yasayla yapılan değişiklik sonrasında avukatlık sözleşmesinin yazılı olmasının şart olmadığı, tarafların iradelerinin uyuşması halinde vekalet sözleşmesi kurulacağı, dolayısıyla tarafların bu yöndeki iradelerini usulünce açıkladıkları hallerde yazılı belge aranmayacağı, sanığın müdafii ile birlikte duruşmaya katıldığı ve müdafiine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, müdafii olarak kabul ettiği anlaşılmakla, sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği yönündeki kanun yararına bozma talebinin reddine" şeklindeki kararıyla dosyaya onaylı vekaletname ibraz edilmemiş olsa da sanık lehine vekalet ücreti takdirinin gerekeceğinin kabul edildiği gözetilmekle,
Sanık müdafinin ilk derece yargılamasında duruşmalara sanık ile birlikte katıldığı gözetildiğinde, kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4. madde ve fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesinde hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 02.10.2023 gün ve 2023/140 Esas, 2023/1038 sayılı kararına yönelik; Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı, sanık müdafiinin ve Katılan kurum vekilinin temyiz talepleri yerinde görülmediği anlaşılmakla; temyiz istemlerinin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.09.2024 tarihinde karar verildi.
---
T. C.
Yargıtay
3. Ceza Dairesi
2024/4141 E., 2024/9051 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.11.2023 tarihli ve 2023/109 Esas, 2023/233 sayılı Kararı ile hakkında örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçundan 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 08.01.2024 tarihli ve 2023/1409 Esas, 2024/35 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik O yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun'un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.02.2024 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
Kanuna aykırı bir şekilde vekalet ücreti verilmediğine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığının kabulü ile sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanık müdafiinin temyiz istemi beraat eden sanık lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin olup sadece vekalet ücreti ile sınırlı yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2020 tarihli ve 2020/16-967 Esas ve 2020/376 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen kararında; "Mevzuat kapsamında vekilin ve müdafiinin vekaletname ibrazı hakkında bir düzenleme yapılmadığı, sanık tarafından iradi olarak tayin edilen müdafiinin Avukatlık Kanunu kapsamında iradi vekalet ilişkisine dayalı olarak temsil görevi üstlendiği, Avukatlık Yasasının 163 üncü maddesinde 4667 sayılı Yasayla yapılan değişiklik sonrasında avukatlık sözleşmesinin yazılı olmasının şart olmadığı, tarafların iradelerinin uyuşması halinde vekalet sözleşmesi kurulacağı, dolayısıyla tarafların bu yöndeki iradelerini usulünce açıkladıkları hallerde yazılı belge aranmayacağı, sanığın müdafii ile birlikte duruşmaya katıldığı ve müdafiine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, müdafii olarak kabul ettiği anlaşılmakla, sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği yönündeki kanun yararına bozma talebinin reddine" şeklindeki kararıyla dosyaya onaylı vekaletname ibraz edilmemiş olsa da sanık lehine vekalet ücreti takdirinin gerekeceğinin kabul edildiği gözetilmekle,
Sanık müdafinin ilk derece yargılamasında tüm duruşmalara sanık ile birlikte katıldığı gözetildiğinde, kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4 üncü madde ve fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesinde hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden sayılı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 08.01.2024 gün ve 2023/1409 Esas 2024/35 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 303 üncü maddesi gereğince, “sanık kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4 üncü maddesi uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık yararına 17.400,00₺ vekalet ücretinin hazineden alınıp sanığa verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.07.2024 tarihinde karar verildi.
---
T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ
"İçtihat Metni"
2022/1166 E., 2024/6136 K.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/946 E., 2019/756 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne yardım etme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.06.2018 tarihli ve 2017/668 Esas, 2018/403 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 220 inci maddesinin yedinci fıkrası doğrultusunda 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 220 inci maddesinin yedinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 inci maddesi, 53 üncü maddesi ve 63 üncü maddesi uyarınca mahkûmiyet kararı verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 15.05.2019 tarihli ve 2018/946 Esas, 2019/756 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün, duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bentleri uyarınca düzeltilerek, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilerek sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 11.12.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;
1.Sanık lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine,
2.Sanık hakkında CMK 223/2-b gereği beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bentleri uyarınca düzeltilerek, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığının kabulü ile sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla; sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ve sair hususlar yerinde görülmemiştir. Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2020 tarihli ve 2020/16-967 Esas ve 2020/376 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen kararında; "Mevzuat kapsamında vekilin ve müdafiinin vekaletname ibrazı hakkında bir düzenleme yapılmadığı, sanık tarafından iradi olarak tayin edilen müdafiinin Avukatlık Kanunu kapsamında iradi vekalet ilişkisine dayalı olarak temsil görevi üstlendiği, Avukatlık Yasasının 163. maddesinde 4667 sayılı Yasayla yapılan değişiklik sonrasında avukatlık sözleşmesinin yazılı olmasının şart olmadığı, tarafların iradelerinin uyuşması halinde vekalet sözleşmesi kurulacağı, dolayısıyla tarafların bu yöndeki iradelerini usulünce açıkladıkları hallerde yazılı belge aranmayacağı, sanığın müdafii ile birlikte duruşmaya katıldığı ve müdafiine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, müdafii olarak kabul ettiği anlaşılmakla, sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği yönündeki kanun yararına bozma talebinin reddine" şeklindeki kararıyla dosyaya onaylı vekaletname ibraz edilmemiş olsa da sanık lehine vekalet ücreti takdirinin gerekeceğinin kabul edildiği, sanık müdafiinin de ilk derece yargılamasında tüm duruşmalara sanık ile birlikte katıldığı gözetildiğinde, kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4 üncü madde ve fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunmaması nedeniyle karar hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 15.05.2019 tarihli ve 2018/946 Esas, 2019/756 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği bölge adliye mahkemesince düzeltilen hükümde birinci paragraftan sonra gelmek üzere "sanığın kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 4.360,00 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle suretiyle Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesi uyarınca Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.04.2024 tarihinde karar verildi.





