“Ayıplı Mal” Kavramı:

Ayıplı mal kavramı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 8. Maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre “Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir. “(TKHK m. 8)

Madde kapsamından anlaşılacağı üzere ayıplı ifa, taraflarca özellikleri kararlaştırılmış olan satışa konu malın gereği gibi ifa edilmemesi anlamını taşımaktadır.

Ayıplı ifada ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik olacak şekilde ortaya çıkabilir.

Maddi Ayıp: Satın alınan malın fiziki özelliklerinde hata bulunmasıdır.

Ekonomik Ayıp: Satın alınan maldan yararlanmada bildirildiği şekilde yeterli anlamda verime ulaşılamıyor ya da yararlanma imkânı önemli derecede azaltıldıysa ekonomik ayıp söz konusudur.

Hukuki Ayıp: Satın alınan malın kullanılmasının hukuken sınırlandırılmış olması halinde hukuki ayıp söz konusudur.

Ayıplı Maldan Sorumluluk:

Ayıplı maldan sorumluluk TKHK madde 9 ve TBK madde 219’da düzenlenmektedir. Buna göre; Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür.

Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir şekilde bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen, niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.

Sorumluluk Şartları:

Satıcının ayıptan sorumlu olabilmesi için bazı şartların mevcut olması gerekir.

1) Malın ayıplı olması gerekir.

Malın sahip olması gereken nitelikte olmaması gerekir.

2) Maldaki ayıbın önemli nitelikte olması gerekir.

Maldaki ayıp, alıcının kullanım amacı bakımından değerini azaltmalı ya da ortadan kaldıran bir nitelikte olmalıdır. Aksi halde satıcının sorumluluğuna gidilemez.

3) Alıcının bu ayıbı bilmemesi ve ayıplı malı kabul etmemiş olması gerekir.

Alıcı, malın ayıplı olduğu ile ilgili bilgiye sahipse satıcıyı ayıptan sorumlu tutamaz.

Alıcının ayıpları bilmesi halinde alıcı bunları kabul etmiş sayılır.

4) Ayıbın, hasarın alıcıya geçmeden önce mevcut olması gerekir.

Mal teslim edildikten sonra oluşan ayıplardan satıcı sorumlu değildir.

5) Sorumsuzluk anlaşması yapılmamış olmalıdır.

Taraflar aralarında yapacakları sorumsuzluk anlaşması ile satıcının sorumluluğunun tamamen kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını öngörebilirler. Böyle bir durumda satıcı ayıplı maldan sorumlu tutulamaz. Eğer satıcının hilesi veya ağır kusuru gibi bir durumla karşı karşıya kalınırsa sorumsuzluk anlaşması geçerliliğini kaybedecektir ve satıcı ayıptan sorumlu tutulacaktır.

6) Alıcının gözden geçirme ve bildirim külfetine uymuş olması gerekir.

Alıcının gözden geçirme ve bildirim külfeti TBK madde 223 ve TTK madde 23/c’de düzenlenmektedir. Bu kapsamda; alıcı, satılanda satıcının sorumluluğuna gidilebilecek bir ayıp görürse bunu uygun süre içerisinde satıcıya bildirmek zorundadır.  Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ettiği takdirde satılanı kabul etmiş sayılır.

Olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir gizli ayıp sonradan ortaya çıktığı halde ise alıcının ayıbı hemen satıcıya bildirmesi gerekir. Bildirilmezse eğer, satılan bu ayıpla birlikte alıcı tarafından kabul edilmiş sayılır.

TTK madde 23/c uyarınca ticari satımlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise yani bir açık ayıp varsa alıcı iki gün içinde durumu satıcıya bildirmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucu ise malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, alıcı haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür.

Malın Ayıplı Olduğunun Anlaşılması Halinde Alıcının Seçimlik Hakları:

Alıcının seçimlik hakları TBK madde 227 ve TKHK madde 11’de düzenlenmektedir. Buna göre alıcı;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme

d) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme,

seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Satış sözleşmesinden dönme halinde, sözleşmeden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararlarla birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür.

Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir mislini hemen verirse ve alıcının uğradığı zararı tümüyle giderirse alıcı tarafından seçimlik hakların kullanılmasını önleyebilir.

Satılanın değerindeki eksikliğin satış bedeline çok yakın olması halinde ise, alıcı ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.

Alıcı, eğer ki sözleşmeden dönme hakkını kullanırsa ve durum bunu haklı göstermezse hâkim, satılanın onarılması veya satış bedelinin indirilmesi yönünde karar verebilir.

Sözleşmeden Dönme:

Sözleşmeden dönme TBK madde 229’da düzenlenmektedir. Bu madde hükmüne göre “Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir:

1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.

2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.

3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi.

Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.

Sözleşmeden dönme hakkının alıcı tarafından kullanılması halinde mahkemenin vereceği dönme kararı ile satış sözleşmesi ortadan kalkar. Bu hakkın kullanılması sonucunda ise tarafların yerine getirmiş olduğu edimlerin iadesi gerekir.

Malın Ayıplı Olduğunun İspat Yükü: 

Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. (TKHK madde 10/1)

Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu hâllerde ise sözleşmeye aykırılık söz konusu olmamaktadır. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklı olmaktadır.

TKHK madde 10/3’de ayrıca malın ayıplı olduğunun ispat yükü düzenlenmiştir. Buna göre “Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Teknik düzenlemesine uygun olmayan ürünler ise hiçbir şekilde piyasaya arz edilemez. Bu ürünlere, Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır ve malın ayıplı olduğuna ilişkin ispat yükünü açıklamaktadır.

Görevli ve Yetkili Mahkeme:

Görevli Mahkeme bakımından tüketiciyi ilgilendiren bir durum söz konusu olduğu için ayıplı ifa nedeniyle açılacak alacak davasının Tüketici Mahkemesinde açılması gerekir.

Yetkili Mahkeme bakımından ise davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri yetkili mahkeme olacaktır.

Zamanaşımı:

Malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı söz konusudur.

Ayıp, eğer ki satıcının ağır kusuru ya da hilesi ile gizlenmişse, zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

TKHK madde 12 uyarınca zamanaşımı konusunda önem arz eden ve ayrıca bir hükümde belirtilmiş olduğu üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz.

ÖRNEK YARGITAY KARARLARI:

YARGITAY KARARI 1)

AYIPLI İFADAN SORUMLULUKTA ZAMANAŞIMI

4077 sayılı Yasa'nın 4. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesinde "Ancak satıcı, satılan malın ayıbının tüketiciden hile ile gizlenmiş ise iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz" denilmektedir. Üretici firma, aracı satışa sunmadan önce sayısız testten geçirmektedir. Bu üretim hatasının farkına varması gerekirdi. Ancak, araç bu gizli ayıpla birlikte tüketime sunulmuştur. Şu durumda, olayda zamanaşımı bulunmadığı gözetilerek davanın esasının incelenmesi gerekir.
4.HD.10.06.2003, E. 2003/2565 K. 2003/7518

YARGITAY KARARI 2)

"Davacı, (...) projenin reklam ve ilanlarında bildirilen vasıflara uygun olarak yapılandırılmaması nedeniyle gizli ayıplı bulunduğunu ve değer kaybına sebebiyet verildiğini bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 5000 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. (…) Davacının dava dilekçesinde tanımladığı bu durumun satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. (…) Eldeki davada, davacının ileri sürdüğü hususlar "eksik ifa" değil, "açık ayıp" niteliğindedir." (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, E. 2014/13-591, K. 2015/875, T. 25.2.2015)

YARGITAY KARARI 3)

Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09.06.2016 tarihli kararı:

Dava, ayıp sebebiyle malın yenisiyle değiştirilmesi, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davaya konu aracın sol arka kapısındaki eziğin ışığın geliş açısına bağlı olarak bazı açılardan zor fark edilmektedir. Araçta ezik dışında kapı sacında kabartı şeklinde biçimbozumu da oluşmuştur. Ezik bölgesinde yerel olarak herhangi bir çizik başka bir cisimden bulaşmış farklı bir renk görülmemektedir. Bu haliyle hasarın yolda veya trafikte oluşmuş bir hasar olmadığı, sacın muhtemelen çektirildiği ya da iç kısımdan dışa doğru düzeltilmiş olduğu, kapı çizgisinin altında oluşan dışa doğru bombenin de düzeltmeye bağlı bir biçimbozumu olduğu kabul edilmiştir. Boya kalınlığı orijinal olup pasta ve cila emaresine rastlanmamıştır. Aracın teslim alındıktan itibaren 1 saat 20 dakika sonra davalıya teslim edilmiş olup kapı sacındaki ezikliğin ve düzeltme işlemlerinin gidiş-dönüş süreleri düşüldükten sonra kalan sürede gerçekleşmesi mümkün görülmemiştir. Davacı süresinde ayıp ihbarında bulunmuştur. Borçlar yasası uyarınca davacı alıcının seçimlik hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu aracın davalıya iadesiyle aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine karar verilmesi yerindedir.

YARGITAY KARARI 4)

İSTANBUL BAROSU DERGİSİ (Ocak-Şubat 2021)

AYIPLI MAL – SATIŞ BEDELİNDEN YAPILACAK OLAN İNDİRİM

ÖZET:

Ayıp nedeniyle satış bedelinden indirilecek miktarın tespitine Yargıtay’ın benimsediği kararlılık kazanmış olan uygulama şöyledir.

Satılan malın satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız değeriyle mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek bu iki değerin birbirine bölünmesiyle elde edilecek olan oran satış bedeline uygulanacaktır.

Kabule göre de, ayıp nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu”  adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13. HD. T.26.12.1997,E. 1997/7580; K.1991/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerlerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Yine davalı hazine Harçlar Kanunu 13-j maddesi gereğince harçtan muaf olduğu halde, yargılama gideri kalemi içinde harç da dahil olduğu halde tümünün davalıdan tahsiline karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2.540 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Tüketici malı teslim tarihinden itibaren iki yıllık süre içerisinde satıcıya başvurmalı ve seçimlik haklarını kullanmalıdır. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır. Ayıp satıcının ağır kusuru ya da hilesi ile gizlenmişse iki yıllık zamanaşımı süresi işlemeyecektir.

”Davacı, (...) projenin reklam ve ilanlarında bildirilen vasıflara uygun olarak yapılandırılmaması nedeniyle gizli ayıplı bulunduğunu ve değer kaybına sebebiyet verildiğini bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 5000 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. (…)Davacının dava dilekçesinde tanımladığı bu durumun satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. (…) Eldeki davada, davacının ileri sürdüğü hususlar “eksik ifa” değil, “açık ayıp” niteliğindedir.” (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, E. 2014/13-591, K. 2015/875, T. 25.2.2015)

KAYNAKÇA:

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6502.pdf

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6098.pdf

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6102-20130328.pdf

İstanbul Barosu Dergisi, Ocak-Şubat 2021, s. 437,438,

Ayıplı Mal Y. 3. HD. E. 2020/4349 T. 17.09.2020

Borca Aykırılık Hallerinden Kusurlu İfa İmkansızlığı ve Hukuki Sonuçları, Yrd. Doç. Dr. Fatih Gündoğdu, s. 58-62, On İki Levha Yayıncılık A.Ş., 1. Baskı- İstanbul 2014, Yayın no:420

Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Doç. Dr. Mustafa Alper Gümüş, s. 99-137, Vedat Kitapçılık Basım Yayım Dağıtım, Cilt 2, 1. Bası- Ocak 2010, Yayın No: 200

(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2014/13-591, K. 2015/875, T. 25.2.2015)

http://www.3ehukuk.com/?p=makale&id=117 : Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09.06.2016 tarihli kararı

https://www.tazminathukuku.com/yargitay-kararlari/saticinin-sorumlulugu-ve-zamanasimi-yargitay-kararlari.htm: Yargıtay Kararı 4.HD.10.06.2003, E. 2003/2565 K. 2003/7518

Borçlar Hukuku Genel Hükümler Özel Borç İlişkileri. Prof. Dr. Turgut Akıntürk, Dr. Öğr. Üyesi Derya Ateş, s. 124-126, Beta Yayıncılık, 29. Baskı, Ocak 2020, İstanbul

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/746775

TKHK -Ayıplı mal MADDE 8- (1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.

TKHK- Ayıplı maldan sorumluluk MADDE 9- (1) Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür

TKHK-İspat yükü MADDE 10- (1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir.

TKHK- Tüketicinin seçimlik hakları MADDE 11- (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir.

Türk Borçlar Kanunu- Gözden geçirme ve satıcıya bildirme MADDE 223- Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.

Türk Borçlar Kanunu -Alıcının seçimlik hakları MADDE 227- Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:

Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.

Türk Borçlar Kanunu MADDE 229- Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir: 1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi. 2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi. 3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.

Türk Ticaret Kanunu MADDE 23/c: Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.

TKHK- Zamanaşımı MADDE 12: İkinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz.

TKHK-İspat Yükü MADDE 10: “Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Teknik düzenlemesine uygun olmayan ürünler ise hiçbir şekilde piyasaya arz edilemez. Bu ürünlere, Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır.”

TKHK- İspat Yükü MADDE 10: Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır.