Şiddet olayları günümüzde artarak devam etmekte ve birçok insan çeşitli şekillerde şiddet mağduru olmaktadır. En bilinen şiddet türü fiziksel şiddet olsa da şiddet; ekonomik şiddet, duygusal şiddet gibi şekillerde de karşımıza çıkmaktadır. Şiddet mağduru kişiler hem fiziksel hem de ruhsal olarak büyük zararlar görmektedir. Bu nedenle şiddete engel olabilmek için şiddete karşı başvurulabilecek yollar herkes tarafından öğrenilmelidir.

Şiddet mağdurları; Alo 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Engelli Sosyal Danışma Hattı, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Polis merkezleri, jandarma karakolları, Sağlık kuruluşları, Cumhuriyet savcılıklarına başvurabilmektedirler. Özellikle kadınlar şiddet eyleminin en belirgin mağdurlarıdır. Kadına karşı şiddetin önlenmesi için belediyelerin ve baroların kadın danışma merkezlerine ve kadın sivil toplum kuruluşlarına başvurular yapılabilmektedir.

Şiddetin önlenmesi için Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunda bazı düzenlemeler mevcuttur.

Türk Ceza Kanunu

Türk Ceza Kanunu’na bakıldığında, şiddetin boyutuna göre; kasten yaralama, eziyet, kötü muamele, tehdit ve hakaret, aileye karşı destek ve bakım yükümlülüğünün yerine getirilmemesi gibi suçlar oluşabilmektedir. Kanunda bu suçlara karşı caydırıcı cezalar belirlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu

Türk Medeni Kanunu’nda aile içi şiddetin önlenmesi amaçlanmış, bu konuda bazı düzenlemeler getirilmiştir. Türk Medeni Kanunu’na göre aile içi şiddet boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir. Aynı zamanda Türk Medeni Kanunu ekonomik şiddeti de önlemeyi amaçlamıştır. TMK’nun 192. maddesi ile; eşlerin birbirine ekonomik olarak baskı uygulaması engellenmeye çalışılmış, eşlerin iş ve meslek seçimindeki özgürlükleri güvence altına alınmıştır. Aynı zamanda ailenin geçimine katkıda bulunmayan eşten nafaka talep edilebileceği de düzenlenmiştir.

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun

6284 Sayılı Kanuna göre şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadın, çocuk ve aile bireyleri, tek taraflı ısrarlı takip mağduru kişiler koruma altına alınmıştır. Telefonla sürekli arayıp rahatsız etmek, mağdur istemediği halde mesaj veya e-posta göndermek, sosyal medyadan iletişim kurmaya çalışmak, mağduru takip etmek, sürekli mağdurun karşısına çıkmak, mağdur hakkında dedikodular yaymak ısrarlı takibe örnek olarak gösterilebilir.

Bu kanun hükümlerinden yararlanabilmek için ilgilinin şiddete uğramış veya şiddete uğrama tehlikesi içinde olması yeterlidir.

Verilebilecek tedbir kararlarından kanunun ikinci bölümünde bahsedilmiştir. İkinci bölümün ilgili maddelerinde verilebilecek tedbir kararlarından ayrıntılı olarak bahsedilmiştir:

Mülkî amir tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları

MADDE 3 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir:

a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması.

b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması.

c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.

ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.

d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.

Hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları

MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:

a) İşyerinin değiştirilmesi.

b) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.

c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.

ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.

MADDE 5 – (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:

a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.

ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

Yukarıdaki maddelerde de belirtildiği üzere gerekli görüldüğü takdirde çeşitli tedbir kararları verilebilmekte olup kişilerin en iyi şekilde korunması sağlanmaya çalışılmaktadır. Ayrıca verilen tedbir kararlarına uyulmadığının aile mahkemesince tespit edilmesi halinde, başka bir işleme gerek kalmaksızın re’sen zorlama hapsine ilişkin karar verilebilmektedir.

Sonuç olarak şiddeti önlemek ancak sessiz kalmamakla mümkündür, şiddetin cezasız kalmaması için gerekli tüm hukuki yollara başvurulmalıdır.

Avukat Begüm GÜREL & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Pınar KARAKUŞ