Sosyal Medya; kişilerin internet aracılığıyla karşılıklı olarak yaptıkları diyalogları, paylaşımları ve sosyal ağları içeren dijital bir platformdur. Facebook, Instagram, Twitter, Youtube, Ekşi Sözlük gibi çeşitli dijital uygulamalar sosyal medyanın bünyesinde barınmaktadır. Gelişen teknoloji ile birlikte günden güne sosyal medya uygulamalarının kullanılması artmakta olup bu gelişmelerin iyi yönlerinin olduğu kadar kötü yönlerinin de olduğu görülmektedir. Sosyal medyada yapılan paylaşımlara yönelik kişisel düşünce ve yorumların bu kadar hızlı ve pratik yapılabilme imkanına sahip olması aynı zamanda kişiler açısından bir tehdit oluşturduğunu da söylemek mümkündür. Söz konusu bu hız ve pratiklik hakaret ve tehdit suçlarının oluşmasına elverişlilik sağlamaktadır. Hakaret suçu; günlük hayatımızda en çok işlenen suçlardan biri olup özellikle de sosyal medyanın kullanımının yaygınlaşmasıyla da arkasında oldukça iz bırakan suçlardandır.

Hakaret suçu;

“Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” şeklinde TCK m.125/1 de tanımlanmıştır.

Aynı maddenin 2.fıkrasında ise ;

“Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” hakaret suçunun sesli, yazılı ya da görüntülü iletilerle işlenmesi de suçun temel şekli ile aynı tutulmuştur. Hakaret suçunun oluşabilmesi için somut fiil ya da olgunun bireyin şerefini, onurunu ya da saygınlığını zedeleyecek şekilde isnat edilmesi ya da sövme yöntemiyle bireyin şerefine, saygınlığına saldırı şeklinde olmalıdır. Hakaret suçu söz ile oluşabileceği gibi yazı, görüntü, el işareti ya da mimiklerle de işlenmesi mümkündür.

Sosyal medya üzerinden hakaret suçu ileti yoluyla işlenebilen bir suç olup hem huzurda hakaret hem de gıyapta hakaret olarak iki şekilde oluşabilir. İleti yolu ile “huzurda hakaret suçunun” meydana gelebilmesi için iletiyi gönderenin eylemi gerçekleştirirken mağduru hedef alması ya da mağdurun bu eylemi öğrenebilmesini istemesi gereken koşuldur. İleti yoluyla “gıyapta hakaret suçunun” oluşabilmesi için ise gönderilen iletinin en az 3 kişiye gönderilmesi ya da 3 kişinin bulunduğu ortak olan bir mesaj grubuna gönderilmesi aranır. İleti yolu ile işlenen hakaret suçunun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis ya da adli para cezasıdır. TCK m.125/2 kapsamında ileti yoluyla  hakaret suçunun oluşabilmesi için mektup, E-mail, Whatsapp mesajları, cep telefonu yoluyla SMS, telefon konuşmaları, Instagram , Twitter , Facebook vb. sosyal medya uygulamalarından DM yoluyla mesajlaşma ileti olarak kabul edilen iletişim araçlarıdır. Bu maddede belirtilen hakaret suçunun oluşabilmesi için aranan husus maddi unsur bakımından bir iletinin varlığı olup manevi unsur bakımından ise hakaret suçunun kastının varlığıdır.

Sosyal Medya Aracılığıyla İşlenen Hakaret Suçunun Şikayet Ve İspat Yöntemleri

Hakaret suçları kanun koyucu tarafından şikayete bağlı suçlar olarak düzenlenmiştir. Hakarete maruz kalan kimsenin ilk olarak yapması gereken hakarete uğranılan sohbetin ya da sosyal medya sitesinde ise o kısmın hem tarih hem de suçu işleyenin kimlik bilgilerinin detaylarını gösterir şekilde ekran görüntüsü almak olmalıdır. Bu delil yöntemi en hızlı ve en pratik yöntemlerden biridir. Hakaret suçunu işleyenlerin gerçek kimliklerinin açıkça belirlenebilir olması halinde ilk olarak hakaret içerikli iletinin hangi IP adresinden gönderildiği ve daha sonra da bu IP adresinin kime ait olduğunun tespiti yapılır. Mağdurun Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazacağı dilekçe ile birlikte hakaret içeren ekran görüntülerini de ekleyerek şikayette bulunması gerekmektedir. Hakaret eylemi için soruşturma veya kovuşturma yapılabilmesi için suçun mağdurunun en geç 6 ay içinde şikayette bulunması gerekmektedir. Hakaret suçunda zaman aşımı 6 aydır. Ancak sosyal medyada üzerinden işlenen hakaret suçunda hakaret içeren iletinin yapıldığı platformda kalması zaman aşımının süresini etkilemez. Bu şekilde kimlik bilgileri açık olan kimselere yönelik yapılan şikayet üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılarak suçu işleyen kimselerin ifadeleri alınır. Uzlaşmaya tabi bir suç olmasıyla ilk olarak uzlaşma süreci başlar. Uzlaşma sürecinden olumlu sonuç alınamaz ise dava açılma yoluna gidilir.

Sosyal medyada hakaret suçunun kimliği tespit edilemeyen kimseler tarafından işlenmesi meselesine gelince failin tespiti oldukça zordur. Çünkü sosyal medya uygulamaları olan Instagram, Facebook, Twitter gibi platformların merkezleri ve server’ları ABD ‘de bulunduğundan kimliği gizlenerek açılan hesaplara ilişkin bilgilerin temin edilebilmesi uluslararası yazışmalarla mümkün olabilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri hukuk sistemine bakıldığında ise önemli suç ve hafif suç ayrımı (low priority prime) şeklinde bir ayrıma tabi olup hakaret suçu da “hafif suç” kapsamında yer aldığından uluslararası yazışmalara rağmen Amerika Birleşik Devletleri hakaret suçları için hesap sahibinin kimlik bilgilerini paylaşmamaktadır.

Sosyal medya üzerinden bu suçu işleyen kimseler kendilerinin kimlik tespitlerinin yapılamaz gibi bir algı içerisine girmeyip bu suçun işlenmesi halinde hem TCK madde 125 ‘deki hakaret suçu gereğince ceza boyutunun hem de TBK madde 58’de yer alan kişilik hakkının zedelenmesi suçunun oluşmasıyla tazminat boyutunun var olduğunu unutmamak gerekir.

Sosyal Medya Üzerinden Gerçekleşen Hakaret Suçunun Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirilmesi

- Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/25973 E. 2020/18538 K. 7.12.2020 T.

“Dosya kapsamına göre, müşteki ... vekilinin şikâyet dilekçesi ekine sosyal medya hesabında ... ismi ile kayıtlı bulunan şahsın müştekiye yönelik "Adi şerefsiz töroris köpek vatan hayini onun bunun oooooooo orsbu çocugu" şeklinde hakarette bulunduğuna dair ekran görüntüleri çıktısını ibraz ederek şüpheliden şikâyetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, olay hakkında hiçbir araştırma yapılmadan atılı suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin sosyal medyasına ilişkin kaynak araştırması yapılması ve kolluk araştırması neticesinde şüpheli olduğu düşünülen şahsın kimlik bilgilerinin tespit edilmesi, bu yöne ilişkin tespit yapıldıktan sonra suça konu sosyal medya hesabının kendisi tarafından kullanıp kullanmadığı da sorularak şüphelinin savunmasının alınmasından sonra, oluşacak sonuca göre hukukî durumun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

- Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/19287 E. 2021/303 K. 12.01.2021 T.

“Somut olayda; müşteki vekilinin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz dilekçesinde, sosyal paylaşım sitesinde yer alan hakaret içeren yazıyı öğrenme tarihinin 27/10/2019 olduğunu ve şikayet dilekçesi ekinde sunduğu ekran görüntülerinin sol üst kısmında yazan 27/10/2019 tarihinin de hakaret içeren yazının çıktısının alındığı tarih olduğunu belirtmesi karşısında; şikayetin süresinde yapıldığı gözetilmeden, şikayet hakkının süresinin geçtiğinden bahisle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.” … 5271 Sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA ..…. oybirliğiyle karar verildi.

- Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2018/445 E. 2020/2470 K. 2.7.2020 T.

“Sanık ... ile duygusal birliktelik yaşayıp sonradan ayrılmak isteyen ve üniversite eğitimine devam ettiği Bolu iline gitmek üzere 01.03.2015 günü Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde otobüse binen katılan ...'ün, aynı otobüste sanığı görünce şaşırdığı; yanına oturan sanığın, kendisinde daha önce görmediği cep telefon cihazını farkedip; "Sen orada kimlerle yatıp kalkıyorsun, elimdeki görüntülerini herkese göstereceğim, sosyal medyada paylaşacağım..." şeklinde hakaret ve tehditlerde bulunduktan sonra, mağdurun öğrenci kimliği, otobüs kartı, nüfus cüzdanı ve banka kartının olduğu cüzdanını zorla elinden aldığı; katılanın, öğrenimini bırakıp Ankara'da yeniden kendisi ile birlikte olması yönündeki ısrarlı taleplerini geri çevirdiğini ve mesaj gönderip kendisinde bulunan belge ve kartlarını istediğini gören sanığın önce, telefonunda kayıtlı olan katılana ait uygunsuz görüntüleri, babası tanık ...'e gösterdiği, ardından da zorla elde ettiği katılanın Ziraat bankasına ait banka kartı ile hesabında bulunan parayı çektiği; sanığın soruşturma aşamasında hiç belirtmediği bu hususa ilişkin olarak, 16.02.2016 tarihli oturumda; “...Müşteki ... bankamatik kartını bana verdi. Bankamatik kartının şifresini söyledi. Bankamatik kartı ile ATM cihazından 330 TL parayı çekip kendisine vermemi istedi. Müşteki ...'in bizzat kendisinin parayı çekmeme sebebi arabadan inmek istememesidir. Ben müşteki ...'in bankamatik kartını rızası ile müştekiden alıp müştekinin bana söylediği şifre ile 330 TL parayı ATM cihazından çektim ve paranın tamamını arabanın içerisinde oturan müşteki ...'e teslim ettim...” demek suretiyle…Bir şekilde ele geçirdiği şifreyi kullanarak, suç konusu banka kartı ile katılanın hesabındaki 330,00 TL parayı Ziraat Bankası Elvankent Şubesinde bulunan bankamatikten çekmek suretiyle üzerine atılı yağma suçunu işleyen sanığın mahkumiyeti yerine, kanıtların takdirinde yanılgı sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,” bozmayı gerektirmiştir.

- Yargıtay 4. Ceza Dairesi  2021/1370 E. 2021/10616 K. 24.3.2021 T.

“Somut olayda müşteki vekilinin, meçhul şüphelinin @birgulyikilmaz kullanıcı adlı twitter uzantılı sosyal medya hesabından ''Hilal Kaplan o pis ağzına çocukların adını alamazsın. O pis zihniyetinle senin konuşmaya hakkın yok. O iğrenç fantezilerine, düşüncelerine çocukları dahil edemezsin. O iğrenç ağzını kapat ve bir daha konuşma. Aptal, iğrenç bir yaratıksın. Çocuklarımızdan pis ellerini çek! Devletin geleceğine karar veremez, denilen çocukların evlenebilmesini savunan pisliksin. Bizim başımıza ne geliyorsa senin gibilerden. Bir de şakşaklanıyor böyle yaratıklar. Konuşmaya bile hakkının olmaması gereken insan şu an önemli yerlerde ve istediği gibi konuşabiliyor'' şeklindeki paylaşımlar ile müvekkiline karşı hakaret suçunun işlendiği iddiaları üzerine yaptığı şikâyet üzerine, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca Facebook, Twitter, Instagram isimli sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerini ABD adIî makamlarının cevaplamadığı bu nedenle şüpheliye ulaşılamadığı gerekçesiyle iddiaların soyut nitelikte kaldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 17/09/2019 tarihli ve 2019/7465 esas, 2019/12402 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 Sayılı Kanun'un 172/1. maddesindeki kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, dolayısıyla şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüphelinin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, tespit edilemediği takdirde ise dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden merciince itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."  denilmektedir.

Günümüzde televizyon programlarında popülerliği fazla olan kimseler yaptıkları provokatif konuşmalarla programların hitap ettiği kesimleri kışkırtarak kendilerine hakaret edilmelerinin önünü açmaktadırlar. Bu provokatif konuşmaları yapanlar hakaret suçunun uzlaşmaya tabi bir suç olmasıyla uzlaşma sürecine girildiğinde şikayette bulundukları kimselerden maddi anlamda bir kazanç elde etmeyi neredeyse bir sektör haline getirerek bu kimselerin ne ekonomik ne de sosyal durumlarını önemsemektedirler.

Kamuoyunda fazlasıyla göz önünde olan siyasetçiler ve gazeteciler tarafından uygulanan bu maddi kazanç yöntemi sosyal medya araçlarının yaygınlaşmasının ortaya çıkmasıyla kendini göstermiştir. Bu araçların yaygınlaşması herkesin her konuda kendi fikir ve yorumlarını beyan etmelerini de oldukça kolaylaştırmıştır. Herhangi bir konuya yönelik düşünce veya yorumlarımızı açıklarken bunların eleştiri mahiyetinde mi kabul edileceği yoksa hakaret niteliğinde mi olacağının ayrımını iyi yapmak gerekir. Eleştiri genellikle bir eser ya da konu hakkında doğrularını yanlışlarını bulup göstermek amacıyla inceleme olup herhangi bir suç niteliği taşımaz iken hakaret şerefe ya da kişilik haklarına yönelik bir saldırı olup suç niteliği taşımaktadır.

Sonuç itibariyle; bir husus hakkında fikir beyan ederken hakaret ile eleştiri arasındaki ince çizgiye çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Hakaret suçunun işlenmesi halinde hem ceza boyutunun hem de tazminat boyutunun doğacağı kaçınılmazdır.