HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI (HAGB) KARARI (CMK m.231)

5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231. Maddesi, “5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” ile Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması konusu düzenlenmiştir. İlgili maddede belirtildiği üzere, sanığa isnat edilen suçun sanık tarafından işlendiğinin mahkemece tespit edildiği, cezasının tayin edildiği, ancak sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ve belirlenen denetim süresi içerisinde tekrar suç işlenmemesi halinde açıklanmayan mahkûmiyet hükmünün ortadan kaldırılması anlamına gelen bir ceza hukuku kurumudur.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kurumunun sonucu olarak mahkeme henüz kararını açıklamadığı, açıklamayı geri bıraktığı için hukuk dünyasında sonuç doğuracak bir mahkeme hükmü bulunmayacaktır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı İçin Gerekli Koşullar

Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 231 incelendiğinde Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı verilebilmesi için bazı koşulların sağlanması gerektiği, aksi halde HAGB kararı verilemeyeceği anlaşılmaktadır.

Suça ilişkin koşullar;

Özel kanunlarda bazı suçlar açısından HAGB kararı verilemeyeceğine ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Bu suçlar;

- Karşılıksız çek keşide etme suçu,

- İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu,

- Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz. (CMK md.231/14)

- 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kanunu md. 63/2 gereği, bu kanun kapsamındaki disiplin suçlarının ceza miktarı ne olursa olsun hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Ancak, disiplin suçu 26.02.2008 tarihinden önce işlenmişse hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanabilir.

Hükmolunan Cezaya İlişkin Koşullar;

- HAGB kararı verilebilmesi için mahkemenin yaptığı yargılama neticesinde hükmettiği ceza hapis cezası ise, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası,

- Veya adli para cezası olmalıdır.

Hükmolunan cezanın hapis cezası olması durumunda suçun niteliğinin (yukarıda bahsi geçen suçlar haricinde), taksirle veya kasten işlenmesi önem arz etmemektedir. Bu durumda önemli olan cezanın 2 yıl veya daha az süreli olmasıdır.

Sanığa İlişkin Koşullar;

- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması gerekir.

- Sanığın, mağdurun veya kamunun zararlarını gidermiş olması gerekir.

Mağdurun uğradığı zarar kısmen giderildiği takdirde HAGB kararı verilebilmesi için    mağdurun HAGB kararı verilmesine rıza göstermesi gerekir. Mağdur veya müştekinin, zarar kısmen karşılandığında onayı yoksa sanık hakkında HAGB hükümleri uygulanamaz.

- Mahkemece sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varılmış olması gerekir.

- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına onay vermiş olması gerekir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Denetim Süresi İçinde Yeniden Suç İşlenmesi

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından sonra sanık 5 yıl süreyle denetime tabi tutulur. Bu 5 yıllık sürenin istinası ise, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu madde 23’te göre 18 yaşından küçük çocuklar için denetim süresi 3 yıl olarak düzenlenmiştir. Sanık denetim süresi içerisinde kasten bir suç işlemez ve hakimin belirlediği diğer yükümlülüklere uygun hareket eder ise, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılır aynı mahkeme davanın düşmesine karar verir. Hakkında davanın düşmesine karar verilen kişi, davadan önceki hukuki durumuna geri döner. Yani bu suça ilişkin hakkında hiç soruşturma, kovuşturma yapılmamış kişi durumunda olur.  Denetim süresi içerisinde denetim yükümlülüklerine aykırı davranması ve yeni bir suç işlenmesi halinde sonuçları CMK 231’de açık bir şekilde düzenlenmiştir.

CMK m.231/11’e göre, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir”.

Kanun açıkça denetim süresi içerisinde iki gerekçeyi ortaya koymuştur. Birincisi, kasıtlı bir suç işlenmesi; ikincisi ise, yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi halleri olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kaldırma gerekçesi olarak sayılmıştır. Kaldırma kararında da mahkemenin bu kararı verebilmesi için, denetim süresi içerisinde yeni işlediği suça ilişkin bütün yargılama sürecinin bitirilip kararın kesinleşmiş olması gerekir. Denetim süresi içerisinde işlenen suçun kesinleşmemesi halinde ise, önceki karar açıklanamaz.

Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ikinci suçun yasal denetim süreçlerinin bitirilmediğini bu nedenle HAGB kararının açıklanmasını usul ve yasaya aykırı bulmuştur.

Yargıtay işlendiği iddia edilen ikinci suç kesinleşmediği halde, birinci suç nedeniyle verilen HAGB kararının açıklanmasını hukuka aykırı bulmuştur. (YCGK-K.2008/25, Y15CD-K.2012/45113).

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına İtiraz

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı, kararın duruşmada öğrenilmesinden veya tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. HAGB kararı niteliği itibariyle Ceza Muhakemesi Kanununda itiraza tabi kararlar arasında düzenlenmiştir. Denetimi ilk derece yargısı içerisinde yapılmaktadır. İstinaf ve temyiz kanun yolu kapalıdır. İstinaf ve temyiz yolunun kapalı olmuş olması ve hukuki niteliği itibariyle, mahkûmiyet sonucu doğuran bir karar olmadığından ancak itiraz yolu ile denetime tabi tutulmuştur.

İtiraz prosedürü, kararı veren mahkemeye dilekçe ile başvurulur. Bu başvuru üzerine mahkeme, itiraz müessesesinin gereği öncelikle kendisi kararını gözden geçirir. Kendi verdiği kararı kaldırmaz ise bu kez itirazı inceleyecek olan yetkili ve görevli mahkemeye gönderir. Artık itirazı inceleyen mahkemenin verdiği karar kesin karardır. O karara karşı herhangi bir itiraz yolu bulunmamaktadır.

CMK m.268’e göre HAGB kararına itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeler;

Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği HAGB Kararına İtiraz için Asliye Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu o yer Ağır Ceza Mahkemesi’dir. Asliye Ceza Mahkemesi’nin olduğu yerde Ağır Ceza Mahkemesi yoksa, görevli mahkeme yargı çevresi olarak belirlenir. Bu durumda yargı çevresi olarak bağlı bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesi itirazı incelemede görevli ve yetkilidir.

HAGB Kararında Denetim Süresinin Başlangıcı

HAGB kararının denetim süresinin (5 yıl ve çocuklar için 3 yıl) başlamış olması için kararın kesinleşmiş olması gerekir. Uygulamada, karar verildikten sonra usulüne uygun tebligat yapılmamış ve karar kesinleşmediği halde sanki ortada kesinleşmiş bir karar var gibi denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suçun işlenmesi durumunda yapılan ihbarları detaylı incelemeden HAGB kararları açıklanıyor. Sanık/vekili bu hususu gözden kaçırmaktadır. Usulüne uygun tebligat yapılıp, karar kesinleştirilmemiş ise HAGB kararını veren mahkemeye yapılan bildirim üzerine mahkeme HAGB kararı kesinleşmediğinden dolayı HÜKMÜN AÇIKLANMASINA YER OLMADIĞINA karar vermesi gerekir. Çünkü burada artık kesinleşmiş bir HAGB kararı olmadığı için başlamış bir denetim süresinden de bahsedilemez. HAGB’nin açıklanması şartı denetim süresi içerisinde başka bir suçun işlenmesine bağlıdır.  Yargıtay uygulaması da bu yöndedir.

- Tehdit suçundan yapılan temyiz incelemesinde, a) Katılan ...'nin yüzüne karşı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilirken itiraz süresinin tefhim yerine ''tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı belirtilerek yanılgılı ifade kullanıldığı ve gerekçeli kararın da katılana tebliğ edilmediği anlaşıldığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği ve denetim süresinin işlemeye başlamayacağı anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE.. (4. Ceza Dairesi 2018/984 E. , 2018/4556 K “İçtihat Metni”)

HAGB Kararı Verilen Soruşturulması Ve Kovuşturulması Şikayete Bağlı Suçlarda, Ne Zamana Kadar Şikayetten Vazgeçilebilir Ve Vazgeçmenin Sonuçları Nelerdir?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesini düzenleyen, CMK 231’de şikayetten vazgeçilmesi hususunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Böyle bir düzenlemenin bulunmamış olması, şikayetten vazgeçme durumunun açıkta kaldığı ve nasıl uygulanacağı konusunda yasal boşluk olduğu anlamına gelmemektedir. Bu durumda, dikkate alınması gereken düzenleme soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlı suçlar başlıklı, TCK madde 73’tür. HAGB kararı verilen soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlı suçlarda karar verilinceye kadar şikayetten vazgeçilebilir. Şikayetçi, şikayetten vazgeçmeyip HAGB kararı verilip karar henüz itiraz aşamasında iken yani itiraz mercii karar verinceye kadarda şikayetten vazgeçilmesi durumunda ise dava düşürülür.

“Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar” başlıklı TCK m.73/4’e göre, “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz”. Çok açık bir şekilde bu düzenleme ile, hüküm kesinleşinceye kadar şikayetten vazgeçilebileceği belirtilmiştir.

Uygulamada genelde sorun olarak önümüze çıkan, HAGB kararı kesinleştikten sonra ve denetim süresi içerisinde iken kasıtlı bir suç işleyen kişi hakkında HAGB kararı açıklayacak mahkeme duruşma açtığında kararı açıklamadan önce ya da karar açıklanıp açıklanan karar kesinleşmeden şikayetten vazgeçildiğinde vazgeçmenin sonuca etkisi meselesidir. TCK madde 73/4’te şikayetten vazgeçmenin davayı düşüreceği ancak kesinleşmeden sonraki vazgeçmenin infaza etkili olmayacağı düzenlenmesi, HAGB kararını veren mahkemenin ihbar üzerine açıklayacağı hüküm yeni bir karar olacağından şikayetten vazgeçmenin sonuç doğuracağı bu nedenle mahkemenin vazgeçmeyi dikkate alarak CMK 223/8’e “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir. “göre düşme kararı vermesi gerekir. Bazen mahkemeler bu hususu gözden kaçırmakta daha önceden verilmiş bir HAGB kararı olduğundan o kararı açıklayıp dosyayı kapatıp geçme uygulamasındalardır. Burada hak kaybı yaşanmaması adına, eğer HAGB kararına konu edilen suç şikayete bağlı bir suç ise kararı açıklamak için yeniden açılan davada da şikayetten vazgeçilmesi halinde dava düşürülür. Bu husus, uygulamada pek bilinmemektedir. Bu nedenle, ihbar üzerine HAGB kararı açıklanırken ve açıklandıktan sonra kesinleşmeden sanık/vekili bu hukuki düzenlemeye dikkat etmelidir. TCK madde 73/4 ve CMK madde 223/8 buna açıkça izin vermektedir.

KAYNAKÇA:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu-K.2008/25, Y15CD-K.2012/45113

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/984 E. , 2018/4556 K “İçtihat Metni”

ŞAHİN/GÖKTÜRK Ceza Muhakemesi Hukuku s. 190.