Trafik kazası sonucu araçlarda meydana gelen hasarın ve değer kaybının tazminin mümkün olduğu bilinmektedir. Maddi hasarlı trafik kazalarında her aracın işleteni, sürücüsü ve ZMMS sigortacısı aracın kusuru oranında değer kaybı ve hasar onarım bedelinden müştereken ve müteselsilen sorumludur. Peki kazaya karışan ve tazminat talebinde bulunan araç ticari faaliyetlerde kullanılan ve üzerinden gelir elde edilen bir araçsa; aracın onarımı süresince kullanılamamasından kaynaklı kazanç kaybını talep edebilir mi? Evet, ticari araçların maddi yahut yaralamalı trafik kazasına karışması durumunda; araçta meydana gelen hasarlar sebebiyle onarım gördüğü süre zarfında çalışamamasından kaynaklanan gelir kaybı söz konusu olacaktır. İşbu gelir kaybının tazminini talep etmek mümkündür. Yine ticari araç karşı taraftan kusuru oranında kazanç kaybı talebinde bulunabilecektir.
1- Kimler kazanç kaybı talebinde bulunabilir?
Elbette bir kazanç kaybından söz edebilmek için öncelikle kazaya karışan ve hasara uğrayan aracın gelir getiriyor olması gerekmektedir. Çoğunlukla yolcu taşımacılığında kullanılan otobüs, ticari taksiler, çeşitli işlerde kullanılan römork, kepçe ve benzeri araçlar ve de kuryelerin kullandığı motorlar bu tür araçlara örnek olarak verilebilir. Burada önemli olan husus aracın ticari ve gelir elde etmek amacıyla kullanılması ve trafik kazası sebebiyle onarım sürecinde araç sahibinde gelir kaybına sebebiyet vermesidir.
Son zamanlarda sıklığı artan esnaf kuryeler için de aynı durum söz konusudur. Zira esnaf kuryeler; kendi vergi levhaları ile çalışmakta ve genellikle çeşitli market ve yiyecek markalarının kuryeliğini yapmakta; kendi motorlarının bakım ve çeşitli giderlerini kendileri sağlamakta, bağkur borçları ve vergi ödemelerini de kendileri yatırmaktadır. İşbu sebeple moto kuryelik vasıtasıyla gelir elde etmekte ve ticari faaliyette bulunmaktadırlar. İşbu sebeplerle; esnaf kuryelerin karıştıkları kaza neticesinde motorlarında meydana gelen hasarların onarımı süresince meydana gelen gelir kaybının tazmini mümkündür.
2- Kazanç kaybı talebi kimlere karşı ileri sürülebilir?
Ticari kazanç kaybı kazaya karışan karşı taraf aracın sürücüsü ve işleteninden kusuru oranında talep edilebilecektir. Kazanç kaybı ZMMS poliçesi kapsamında teminat altına alınmamaktadır. Yargıtay ve BAM içtihatlarına göre de kazanç kaybı trafik kazasından kaynaklanan dolaylı zararlardan sayıldığı için ZMMS poliçesi genel şartları hükümlerine göre sigorta şirketi sorumlu tutulamaz.
Ayrıca ZMMS Genel Şartlarının A.6.K maddesinde de “Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri” sayılmak suretiyle teminat dışı bırakılmıştır. Ticari kazanç kaybının IMM poliçesi kapsamına da alınamayacağı Sigorta Tahkim Komisyonu ve Yargıtay kararları ile sabittir.
Sigorta Tahkim Komisyonunun; 03/08/2018 Tarihli K-2018/66630 sayılı kararında; “Kanun yapıcı, ZMM Genel Şartlarında teminat dışı olarak sayılan “ manevi tazminat talepleri” için böyle bir imkan sağlarken, ZMM Genel Şartları, teminat haricinde sayılan “Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri) için böyle bir imkan sunmamıştır. Öyle olsa idi, Kanun koyucu, ticari kazanç kaybı için de böyle bir imkân sunacaktı. Kaldı ki aşağıya bir kısmını alıntıladığımız Yargıtay’ın sayısız emsal kararları ile kanun koyucunun “ticari kazanç kaybını” İMM teminatı kapsamına - ek sözleşme konusu dahi yapmayarak- bilerek almadığını kolaylıkla anlamak mümkündür.” [1]denilmek suretiyle ticari kazanç kaybının ZMMS Genel Şartlarında teminat dışı sayıldığı ve İMM teminatı kapsamına da ayrıca alınmadığı; böylelikle teminat kapsamında olmadığı gerekçesi ile ticari kazanç kaybı talebini reddetmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin; 2021/637 E, 2023/1934 K sayılı ilamı; “Trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren işletenler hem de ZMSS şirketi sorumludur. Ancak, ZMMS genel şartları hükümlerine göre davalı sigorta şirketi gerçek zarar kapsamında olmayan dolaylı zararlardan sayılan ikame araç bedelinden sorumlu değildir. Davacıya ait aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle talep edilen mahrum kalınan kazanç bedeli zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kaldığından, davalı sigorta şirketi mahrumiyet bedeline ilişkin zarardan sorumlu tutulamaz. Bu zarardan, işleten sıfatına haiz araç maliki ile araç sürücüsü müşterek ve müteselsilen sorumludur. (Yargıtay 17. HD'nin 04.12.2019 tarih ve 2016/3933 E. - 2019/796 K. Sayılı ilamı)” [2]
3- Ticari kazanç kaybının belirlenmesindeki kriterler nelerdir?
Gelir elde etme amacıyla kullanılan bir aracın trafik kazasına karışması neticesinde araçta meydana gelecek değer kaybının ve çeşitli zararların yanında; aracın onarım süresince kullanılmaması sebebiyle ortaya çıkan bir gelir kaybı da söz konusudur. Bu gelir kaybı; hasara uğrayan araç ile elde edilen günlük net kazançtan ve ilgili kooperatif ve esnaf odalarından söz konusu araçlar ile yapılan çalışmalardan elde edilen aylık net kazanca yönelik alınacak bilgi ve belgeler neticesinde; bilirkişi marifetiyle yapılacak hesaplama ile belirlenmektedir. Tabii yine burada önemle belirtmek gerekir ki; hesaplama makul tamir süresinden yola çıkılarak yapılmalıdır.
Gelir kaybı talebinde bulunulan araç ile elde edilen net kazancın belirlenmesinde önemli bir kriter elbette vergi kayıtlarıdır. Bunun yanında; ticari defterler, belge ve faturalar üzerinde de inceleme yapılmalıdır. Yargılama esnasında ilgili esnaf ve odalardan emsal ücret araştırması da genellikle yapılmakta ve bu veriler de hesaplamada dikkate alınmaktadır.
Ancak önemle belirtmek gerekir ki işbu belirlenen miktardan aracın bakımı, kullanılan yakıt ve sair giderler çıkarılmak suretiyle elde edilecek tutar ile günlük net kazanç belirlenecektir. Günlük net kazancın belirlenmesinin akabinde aracın onarımında geçen süreye göre değil makul onarım süresine göre hesaplama yapılacaktır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin; 2016/13822 E. 2017/10397 K. sayılı kararı; “Davacı aracının hasarlandığı ve tamir gördüğü süre zarfında davacı yanca kullanılamadığı sabittir. Bu durumda aracın tamir süresi içinde oluşacak gelir kaybı değil, makina mühendisi bilirkişice, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken makul onarım süresinin belirlenerek kazanç kaybının belirlenmesi gerekirken serviste kaldığı 70 gün üzerinden kazanç kaybının belirlenmesi doğru olmamıştır. Davacının gelir kaybının hesaplanması yönünden, günlük net kazancının tespiti hususunda seçilecek uzman bilirkişi marifetiyle davacının yaptığı işle ilgili ticari defter, belge, faturalar ile vergi kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davacının yapmak zorunda olduğu zorunlu giderler dışında aracın çalıştırılmasından kaynaklı amortisman, yakıt vb. giderler de düşüldükten sonra günlük net kazancının ne kadar olacağı hususunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” [3]
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/15682 E., 2023/1865 K. sayılı kararı; “Davacının gelir kaybının hesaplanması yönünden ise, davacının ticari defterlerinin, vergi kayıtlarının ve hasarlanan otobüsün çalıştığı Firma kayıtlarının getirtilmesi ve otobüsün çalıştırılmasından kaynaklı amortisman, yakıt vb.giderler de düşüldükten sonra otobüsün ortalama günlük net gelirinin tespit edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.” [4]
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/18437 E., 2014/16122 K. sayılı kararı;“Davacı tarafa ait ticari araçtaki kazanç kaybının belirlenmesi yönünden, gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan yetersiz ve eksik bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuştur. Mahkemece, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının getirtilmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek üzere dosyanın hesap uzmanının da (mali müşavir gibi) içlerinde bulunduğu yeni bir bilirkişi kuruluna tevdii ile davacı tarafın kaza tarihindeki günlük ve aylık ortalama net kazancının Euro cinsinden olup olmadığının ve miktarının, araştırılmak suretiyle “kazanç kaybından kaynaklanan gerçek zararının" belirlenmesi için ayrıntılı gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”[5]
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/23949 E. 2015/326 K sayılı kararı; “Kazanç kaybı tespitinde davacının kendi aracına yapacağı yakıt gideri, bakım masrafı, amortisman indiriminde gözetilmesi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, öncelikle davacı tarafa ait aracın bu olaydan önce kazaya karışıp karışmadığı hususunun mercileri nezdinde araştırılarak varsa bununla ilgili belge ve bilgilerin getirilmesi, davacının bağlı olduğu ilgili vergi dairesinden kazancına dair belgelerin istenilmesi, daha sonra ... veya ...fen hayetinden seçilecek araç hasarı ve kusur konularında uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan sürücülerin kazanın meydana gelmesindeki kusur oranları ile araçta meydana gelen değer kaybı zararı, aracın makul tamir süresi ve ... Odası tarafından verilen cevapta dikkate alınarak, tamir süresince davacının net kazanç kaybı zararının tespiti hususlarında tüm dosya kapsamına göre ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, önceki raporunda irdelendiği bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”[6]
Sonuç ve değerlendirme; ticari amaçla kullanılan ve gelir getiren araçların karıştığı trafik kazaları neticesinde araçta oluşan hasarların onarımı süresince kullanılamamasından kaynaklanan gelir kaybını araç maliki ve sürücüden kusur oranında talep etmek mümkündür. ZMMS Genel Şartları A.6.k ile açıkça sayıldığı üzere ZMMS poliçesi kapsamında gelir kaybı talep edilemeyeceği gibi İMM teminatı kapsamında da istenemeyeceği Sigorta Tahkim Komisyonu ve Yargıtay içtihatlarıyla sabittir. Ticari araçtaki gelir kaybının hesaplanmasında; ticari defterler, fatura ve belgeler ile vergi kayıtları önem teşkil etmekle birlikte; genellikle emsal araştırması için ilgili esnaf ve odalara müzekkere yazılarak ilgili araç ile kazanılan net ücret araştırılmaktadır. Kazanç kaybı talebinde bulunulan aracın bu veriler ışığında hesaplanan kazanç miktarından; aracın bakımı ve yakıt giderlerinin de düşülmesi suretiyle bulunacak rakam ile birlikte günlük net kazancı hesaplanmaktadır. Araç ile elde edilen net kazancın bu şekilde bulunulmasının akabinde onarım süresince oluşan toplam net kazanç kaybı ise makul onarım süresine göre hesaplanacaktır. İşbu makul süre de talepte bulunan aracın günlük net kazancının hesaplanmasında olduğu gibi alanında uzman bilirkişilerce tespit edilecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki; kazanç kaybı talebinde bulunan açısından önemli olan; kazaya karışan araç ile kazanılan günlük net ücretin ispatlanmasıdır. Zira uygulamada; en sık sorun yaşanan husus; emsal ücret araştırılması sonucu araç ile kazanılan net ücretin gerçek değerin çok altında hesaplanabilmesidir.
----------------
[1] 03/08/2018 Tarihli K-2018/66630 Sayılı Hakem Kararı; Hakem Karar Dergisi, 2018 Ekim- Aralık Sayı:36
[2] İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, 28/12/2023 T, 2021/637 E, 2023/1934 K
[3] Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 13.11.2017 T. 2016/13822 E. 2017/10397 K
[4] Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 15/02/2023 T, 2022/15682 E, 2023/1865 K
[5] Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 18/11/2014 T, 2014/18437 E, 2014/16122 K
[6] Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 15.01.2015 T. 2014/23949 E. 2015/326 K