Bilindiği gibi 7020 sayılı ikinci yapılandırma yasası 01/06/2017 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Uzatma olmadığı takdirde yasadan faydalanmak için müracaat süresi 30/06/2017 tarihine kadar standart form dilekçe ile (ek:2/A) müracaat edilmesi zorunludur. (bkz. RG 27.05.2017 gün ve 30078 sayılı).

Bu yazımızda gerek 6736 sayılı yasa olan birinci yapılandırma yasası  ve gerekse ikinci  kez çıkarılan 7020 sayılı  ikinci yapılandırma yasası hükümlerine göre vergi, SGK, ve diğer ilgili kurumlara olan bütün kamusal  borçlar (temmuz 2016 ila 31.03.2017 tarihleri arası) taksitlendirme kapsamına girebilecektir. Ancak burada uzun zamandır tahsil edilmemiş olan vergi ve SGk borçları zamanaşımı kapsamında  nasıl yapılandırılacaktır? Veya zamanaşımına uğramış vergi ve SGK borçları 7020 sayılı yasaya göre yapılandırma için  müracaat edilmemeli midir? 

Bize göre, tahsil zamanaşımına uğramış vergi ve sigorta borçları için  yapılandırma talebinde bulunmak mantıklı bir çözüm yolu değildir. Şöyle ki;

1)  6183 sayılı yasanın 102.maddesi tahsil zamanaşımının tanımını vermektedir. Buna göre, amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmediği takdirde zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi yasalardaki zamanaşımı hükümleri saklıdır.  

2) Zamanaşımından sonra mükellefin gönüllü olarak vergi dairesine ödeme yapması halinde bu ödemeler kabul edilir. 

3) Zaman zaman çıkarılan yapılandırma yasalarına göre zamanaşımına uğramış vergi ve sigorta borçları için yapılandırma talep etmek mantıklı bir çözüm yolu değildir.  

4) SGK açısından uygulamadan zamanaşımı belli yıllarda ve dönemlerde 5 yıl olup daha sonraki yıllarda 10 yıl olarak  uygulanmaktadır.  

5) Maliye bakanlığı tarafından çıkarılan ve vatandaşlara ücretsiz olarak  dağıtılan broşürde (rehber 6736 bazı alacakların  yeniden yapılandırılması kanunu sayfa:5) vadesi 31/12/2011 tarihinden önce olan  50 TL ve altındaki borçların silinmesi getirilen imkanlar kısmında yer almaktadır. Bu yasa zaten  2016 yılında yürürlüğe girdiğine göre, 2016 yılından  geriye doğru 5 yıl  geriye  inildiğinde zaten zamanaşımı için esas alınacak yıl 2011 yılıdır. Bu demektir ki, 2011, 2010, 2009 ….. yılları için tahsil zamanaşımı  geçerlidir.   

6) Sonuç olarak birçok vergi dairelerinde, mal müdürlüklerinde , diğer tahsil dairelerinde tahsil zamanaşımına uğramış  bir çok alacak  bekletilmektedir.  Aslında tahsil zamanaşımına uğramış  vergi, ceza, gecikme zammı  veya gecikme faizi gibi birçok alacaklar  “terkin cetveli” ile terkin edilmesi gerekmektedir. 

7) Özetle ortada  6183 sayılı AATUHK’nun 102.maddesi mevcut olduğu takdirde yani tahsil zamanaşımı mevcut ise, bu  borçlar için mükelleflerin yapılandırmaya müracaat etmeleri anlamlı bir davranış olamaz Örneğin, vergi dairesi kayıtlarında 1/8/2009 öncesi kesilmiş olan özel usulsüzlük cezaları, e-beyan özel usulsüzlük cezaları mevcut olmasına rağmen bu borçlar silinmemektedir.

Vergi daireleri tahsil zamanaşımını nedense bir türlü dikkate almaz ve bu yasa hükmünü uygulamaz. (Bkz. ALPASLAN Mustafa – KAYA Eda, Vergi Uygulamasında Zamanaşımı, Seçkin Yayıncılık, 2016)