T.C.

Yargıtay

12. Hukuk Dairesi

2017/9035 E., 2018/511 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Şikayetçi vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda; icra dosyasından müvekkiline İİK'nun 89/1. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmelerine rağmen, itiraz dilekçesi dikkate alınmadan borçlu sıfatıyla müvekkiline borç muhtırası gönderildiğini ileri sürerek borç muhtırasının iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayetçiye gönderilen 31.03.2015 tarihli müzekkere ve şikayetçinin 06.11.2013 tarihinde icra dosyasına sunduğu yazı dikkate alınarak bu yazının haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

İİK'nun 89. maddesinde; “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa, bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi). Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.

(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2003-4949/22 md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir.....” düzenlemesi yer almaktadır.

Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczi ise, ancak İİK'nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkündür.

İİK'nun 78. maddesi gereği üçüncü kişiye doğrudan haciz müzekkeresi gönderilmek suretiyle, borçluya ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulması halinde, üçüncü kişi tarafından yapılması gereken, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapmak, yok ise haczedilecek mal ve hak bulunmadığını icra dairesine bildirmektir. İİK.'nun 89. maddesinden farklı olarak, üçüncü kişinin, doğrudan İİK'nun 78. maddesine göre istenen haciz nedeniyle anılan işlemlerin dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, haciz yazısına cevap verilmemesi halinde üçüncü kişi nezdinde kesinleşen bir alacak yoktur.

Somut olayda, şikayetçiye 05.12.2013 tarihinde İİK'nun 89/1.maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği, şikayetçinin bu haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde 09.12.2013 tarihli dilekçesi ile "borçlunun taahkuk etmiş bir alacağının bulunmadığı" belirtilmek suretiyle itiraz edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda İİK'nun 89. maddesi prosedürüne göre, borçlunun 3.kişi şikayetçi nezdinde doğmuş bir hak ve alacağının varlığından söz edilemez.

Öte yandan, şikayetçi tarafından icra dosyasına sunulan 06.11.2013 tarihli dilekçe içeriğinde; “11063327 numaralı hasar dosyası kapsamında sigortalı ...'na herhangi bir ödeme yapılmadığının, tazminat ödemesi talebine haciz konulduğu”nun bildirildiği anlaşılmıştır. Bu dilekçe içeriğinden, şikayetçi 3.kişi tarafından, borçlunun kendisi nezdinde doğmuş ve doğacak bir hak ve alacağının varlığının kabul edilmediği, borçlunun tazminat ödemesi talebinden söz edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, İİK'nun 78. maddesi uyarınca da, borçlunun şikayetçi 3.kişi nezdinde doğmuş veya doğacak bir hak ve alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, icra müdürlüğünce şikayetçiye borç muhtırası gönderilmesi usulsüzdür.
O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile şikayetçiye gönderilen borç muhtırasının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

12. Hukuk Dairesi

2016/20902 E., 2017/12555 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce borçlunun hak ve alacaklarının haczi için üçüncü kişiye haciz müzekkeresi gönderildiği, üçüncü kişi tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda haciz müzekkeresinin iptalinin talep edildiği, mahkemece, şikayete konu işlemin 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak vasıflandırılması suretiyle, İİK'nun 89. maddesindeki prosedür tamamlanmadan borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılması mümkün olmadığından şikayetin kabulü ile ... 13. İcra Müdürlüğünün 2015/34497 Esas sayılı dosyasından davacıya gönderilen 30/10/2015 tarihli müzekkerenin iptaline karar verildiği görülmektedir.

Borçlunun üçüncü kişi nezdindeki alacakları taşınır niteliğinde olduğundan, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı, İİK'nun 78. ve müteakip maddeleri gereğince üçüncü kişiye yazılacak bir haciz yazısı ile haciz konulmasını isteyebileceği gibi, üçüncü kişiye İİK'nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle de alacağın haczini talep edebilir. Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczi ise ancak İİK'nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkündür.

Her iki hal İİK'nun farklı maddelerinde düzenlenmiş olup, sebep ve sonuçları değişiklik arz eder. İİK'nun 78. maddesi gereği üçüncü kişiye doğrudan haciz müzekkeresi gönderilmek suretiyle, borçluya ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulması halinde, üçüncü kişi tarafından yapılması gereken, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapmak, yok ise haczedilecek mal ve hak bulunmadığını icra dairesine bildirmektir. İİK.'nun 89. maddesinden farklı olarak, üçüncü kişinin, doğrudan İİK'nun 78. maddesine göre istenen haciz nedeniyle anılan işlemlerin dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, haciz yazısına cevap verilmemesi halinde üçüncü kişi nezdinde kesinleşen bir alacak yoktur.

Somut olayda, üçüncü kişiye gönderilen 30/10/2015 tarihli müzekkere 89/1 haciz ihbarnamesi mahiyetinde olmayıp, İİK'nun 78. maddesi kapsamında haciz müzekkeresi niteliğinde olduğundan, üçüncü kişinin, nezdinde borçlunun alacağı var ise haciz talebini yerine getirmesi, aksi halde hiçbir işlem yapmaması gerekir. Bu durumda, şikayetçiye gönderilen haciz müzekkeresi, üçüncü kişi aleyhine İİK'nun 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağından, iptalini istemesinde hukuki yararı yoktur.

O halde mahkemece, şikayete konu işlemin haciz müzekkeresine ilişkin olması nedeniyle şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken, hatalı vasıflandırma sonucu, şikayetin konusu haciz ihbarnamesi olarak nitelendirilerek yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

12. Hukuk Dairesi

2011/5608 E., 2011/22783 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2010
NUMARASI : 2010/1736-2010/1937

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu hakkında takibin kesinleşmesinden sonra alacaklının  İİK.nun 78. ve müteakip maddeleri gereğince borçlunun hak, alacak ve malları üzerine doğrudan haciz konulmasını isteme hakkı vardır. Alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce, İİK.nun 78. maddesi gereği borçlunun şikayetçi 3.kişideki hak ve alacaklarına doğrudan haciz müzekkeresi gönderilmesi halinde, 3.kişinin, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapması,  yok ise haczedilecek mal ve hak bulunmadığını icra dairesine bildirmesi gerekir.

Öte yandan İİK.'nun 89.maddesi gereğince, borçlunun 3. şahıs nezdindeki hak ve alacağının, anılan madde koşullarında üçüncü şahsa 89/1 ve 2. haciz ihbarnamesi tebliği suretiyle de haczi mümkündür. Her iki hal İİK'nunda farklı madde ve düzenlemeye bağlanmış olup, sebep ve sonuçları değişiklik arzeder. İİK'nun 78. maddesi gereği 3.kişiye doğrudan haciz müzekkeresi gönderilmek suretiyle, borçluya ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulması halinde, 3. kişi tarafından yapılması gereken iş, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapmak, yok ise haczedilecek mal ve hak bulunmadığını icra dairesine bildirmekten ibarettir. İİK'nun 89.maddesinden farklı olarak 3. kişinin doğrudan İİK'nun 78. maddesine göre istenen haciz nedeniyle anılan işlemlerin dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, salt haciz müzekkeresinin yazılmasıyla 3. kişi nezdinde kesinleşen haciz konusu bir alacak oluşmaz.

Somut olayda şikayetçi 3. kişiye gönderilen 07.06.2010 tarihli haciz müzekkeresi, İİK'nun 78. maddesi kapsamında olup, İİK'nun 89. maddesi anlamında haciz ihbarnamesi niteliğinde olmadığından ve 3. kişi tarafından 14.06.2010 tarihli cevabi yazı ile haciz konulamamasının nedeni de bildirildiğinden, 3. kişi nezdinde kesinleşen bir alacaktan söz edilemez. Bu nedenle 3.kişiye yeniden yazı yazılarak nezdindeki paraların icra dosyasına ödenmesinin istenmesi doğru değildir.

O halde mahkemece şikayetin kabulü ile memurluk işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken  yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ  : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

12. Hukuk Dairesi

2021/5 E., 2021/1114 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlunun üçüncü kişi bankadaki mevduat alacağı, İİK'nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bankadaki mevduat, menkul haczi olarak icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi (HGK'nun 1.12.1999 tarih ve 1999/12-1003/1017 sayılı kararı), İİK'nun 89. maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, İİK'nun 89. maddesinde yazılı hukuki sonuçlar doğar. İİK'nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde ise, anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz.

İİK'nun 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, itiraz niteliğinde olup, alacaklı, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nun 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nun 28.3.2012 tarih ve 2011/12-849-242 sayılı kararı).

Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı mevduat hesabı üzerinde kendisinin rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK'nun 96/1. maddesi uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün İİK'nun 99. maddesinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir. İİK'nun 99. maddesinde; "Haczedilen şey, borçlunun elinde (m.96) olmayıp da üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı (m.23) iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa, icra müdürü o şahıs aleyhine icra mahkemesine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet verir. Bu mühlet içinde icra hakimliğine dava ikame edilmezse üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır" düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda, icra müdürlüğünce, 18/06/2014 tarihli haciz müzekkeresi ile üçüncü kişi bankadan, borçlunun bankadaki haczi kabil nitelikteki hesapları ile fon ve mevduatlarının haczinin istendiği, bankaca verilen 25/06/2014 tarihli cevapta, borçlu ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile aralarındaki kredi ilişkisi nedeniyle banka alacağının doğması halinde, kredi sözleşmeleri uyarınca ve/veya mevzuattan kaynaklanan takas/mahsup, rehin/hapis haklarınının kullanılacağının, haczin taraflarına bildirilen miktar için borçlunun haczedilebilir hesaplarına banka hak ve alacağından ve önceki tarihli işlenmiş takyidatlardan sonra gelmek üzere sıraya işlendiğinin bildirildiği, icra müdürlüğünün şikayete konu 14/07/2014 tarihli kararı ile, borçlunun haczedilen hesaplarından borca yeter kadarının icra dosyasına gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Haciz yazısının icra dairesinde yazıldığı tarihte haciz tamamlanmış olup, üçüncü kişi durumundaki bankanın haciz yazısına karşı, “mevduat üzerinde rehin hakkının olduğunu” ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğindedir. Bu durumda icra müdürünün İİK'nun 99. maddesindeki kurallara göre işlem yapması gerekirken paranın bankadan istenmesi yasaya aykırıdır.

O halde icra mahkemesince, icra müdürlüğünce istihkak iddiasına ilişkin İİK.nun 99. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinden bahisle şikayetin kabulü ile müdürlük işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı nedenler ve üçüncü kişinin müdürlük işleminin iptaline ilişkin şikayette bulunmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

12. Hukuk Dairesi

2007/13542 E., 2007/17058 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2006
NUMARASI : 2006/1504/1959

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Şikayetçi bankaya İİK.nun 89. maddesine göre düzenlenip gönderilen 1. haciz ihbarnamesinin tabliğinden sonra adı geçenin icra dosyasına süresinde verdiği 20.11.2006 tarihli beyan (itiraz) mahiyetinde olup, 2. haciz ihbarnamesi gönderilmesini engeller niteliktedir. İtiraz dilekçesinde borçluya ait hesabın (sıfır bakiyeli) olduğu da açıklanmıştır. Bundan sonra alacaklının İİK.nun 89. maddesindeki prosedürü bırakarak bankaya doğrudan haciz yazısı gönderdiği anlaşılmaktadır. Haciz yazısı bankanın 22.11.2006 tarihli ikinci yazısından sonra ve hesapta 5.437-8 YTL'nin bulunduğunun bildirilmesini müteakip gönderilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nun 01.12.1999 tarih ve 1999/12-1003 E.-1999/1017 K. Sayılı kararı ile de benimsendiği üere doğrudan haciz müzekkeresi yazılarak bankadaki paranın haczi mümkündür. İİK.nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı ile anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılamaz. Ancak, haczin uygulanması gerekli olup, ileride varsa istihkak iddiasının veya sıraya ilişkin ihtilafların kendi yöntemlerine göre çözülmesi mümkün olacaktır.

O halde, mahkemenin red kararı yukarıda açıklanan gerekçeyle yerinde olup karar onanmalıdır.

SONUÇ  : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile mahkeme kararının yukarıda belirtilen nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 13,10 YTL onama harcı alındığından başkaca harç alınmasına er olmadığına, 25.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.