T.C.

YARGITAY

12. Hukuk Dairesi

ESAS NO :2025/6743

KARAR NO: 2025/6141

İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

TARİHİ: 14.07.2025

NUMARASI: 2025/1261-2025/1866

DAVACІ:

DAVALILAR:

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY İLAMI

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi 3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Şikayetçi 3. kişinin sulh hukuk mahkemesine başvurusunda; ihalede pey süren olduğunu, ancak ihalenin devamı sırasında, teminat mektubunun geçersiz olduğundan bahisle satış müdürlüğünce ihaleden çıkarıldığını ve bunun fesat niteliğinde olduğunu ileri sürerek, ortaklığın giderilmesi ilamına dayanılarak satışı yapılan ve tapunun 8 parselinde kayıtlı olan taşınmaza ilişkin ihalenin feshini istediği, İlk Derece Mahkemesince, şikayetçi tarafından ihaleye katılım için sunulan teminat mektubunun, İcra ve İflas Kanunu Uyarınca Elektronik Ortamda Yapılacak Satışların Usulü Hakkında Yönetmeliğin 6/c maddesinde düzenlenen kesin ve süresiz olma kriterine uymadığı ve bu eksikliğin sonradan tamamlanmasının da mümkün bulunmadığı gerekçesiyle satış müdürlüğünün işleminin hukuka uygun olduğu belirtilerek şikayetin reddine karar verildiği, kararın şikayetçi tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği, kararın şikayetçi 3. kişi tarafından temyiz edildiği görülmüştür.

HMK'nın 322/2. maddesi gereğince; paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hallerde, hâkim satış için bir memur görevlendirir. Taşınır ve taşınmaz malların satışı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır.

İİK'nın 134. maddesinin ikinci fıkrasına göre; ihalenin feshini, 11.01.2011 tarih ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 281. maddesinde yazılı sebepler de dâhil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikâyet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler.

Öncelikle; ihalenin feshini talep eden şikayetçi 3. kişi, şikayete konu ihaleye katılıp pey sürdüğünden ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olduğunun kabulü gerekip, Bölge Adliye Mahkemesinin, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte aktif husumetinin bulunmadığına dair gerekçesi doğru bulunmamıştır.

Öte yandan; İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince hükme esas alınan İcra ve İflas Kanunu Uyarınca Elektronik Ortamda Yapılacak Satışların Usulü Hakkında Yönetmeliğin

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.

6. maddesi taşınır satışlarına ilişkin olup, somut uyuşmazlık taşınmazın satışına ilişkin olmakla söz konusu Yönetmeliğin 8/1-c maddesi ile IİK'nın 126. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 114/7-3. maddesine değinmekte fayda olup, bu düzenlemeler gereğince; artırmaya katılabilmek için teminat gösterilmesinin zorunlu olduğu ve gösterilecek teminatın teminat mektubu olması hâlinde, artırmaya katılacakların, en geç artırma süresinin bitiminden önceki iş günü mesai bitimine kadar satışa konu mahcuzun kıymetinin yüzde onunu karşılayacak tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubunu, satışı yapan icra dairesine tevdi etmeleri zorunludur.

Bununla birlikte; İİK'nın 129. maddesinin göndermesi ile taşınmaz satışlarında da uygulanan aynı Kanun'un 115. maddesinin beşinci fıkrasında, satışı gerçekleştiren müdürün hangi hallerde ihalenin yapılamadığına ya da iptal edildiğine karar verebileceği düzenlenmiş olup, bunlar dışındaki bir sebeple, başlamış olan ihaleye icra müdürünün müdahale yetkisi yoktur.

Buna göre; icra müdürü (somut uyuşmazlıkta satış müdürü), asgari ihale bedelinin teklif edilmediği, en yüksek teklif verenin ihale bedelini yatırmadığı veya teklif verme süresinin bitiminden önce borcun ödendiği hâllerde ihalenin yapılamadığına ya da iptal edildiğine karar verebilecek olup, somut uyuşmazlıkta, elektronik ihalenin başlamasından 16 gün önce sunulan ve bu teminat mektubu ile ihaleye katılımı uygun görülen şikayetçinin, ihalenin devamı sırasında üç kez de teklif verdikten sonra, satış isteyen hissedar vekilinin satış müdürlüğüne yaptığı talep üzerine, satış müdürünün 17.07.2024 tarihli kararı ile, şikayetçinin sunduğu teminat mektubunun kesin olmayıp geçici olması gerekçe gösterilerek ihaleye katılım yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesinin yasal dayanağı olmadığının ve teminat mektubuna ilişkin iddianın yapılacak ihalenin feshi şikayetinde ileri sürülmesi halinde mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinin kabulü zorunludur.

Hal böyle olunca; satış müdürünün, başlamış olan ihalede, teminat mektubu kabul edilerek ihaleye katılan şikayetçi tarafından pey sürüldükten sonra, kanunda sayılan haller dışında ihaleye müdahale yetkisi bulunmadığı ve bu suretle şikayetçinin ihalenin devamı sırasında ihaleden çıkarılması nedeniyle ihalenin normal koşullarda yapılmadığı nazara alınarak, ihalenin feshi isteminin kabulü gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Şikayetçi 3. kişinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 14.07.2025 tarih ve 2025/1261 E.-2025/1866 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,

İstanbul Anadolu 28. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.12.2024 tarih ve 2024/1123 E. - 2024/318 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.10.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Karşı Oy Yazısı;

İcra ve İflas dairesi, İcra ve İflas Kanununu birinci derecede uygulamakla görevlidir. Bu görevleri yaparken kanunu yanlış uygular, kanunun kendisine tanıdığı takdir yetkisini hadiseye uygun olarak kullanmaz, bir hakkı yerine getirmez veya bir hakkın yerine getirilmesini sebepsiz sürüncemede bırakırsa usul ve yasaya aykırı hareket etmiş olur. İcra ve iflas dairesinin bu gibi usulsüz işlemlerine karşı, bundan zarar gören ilgililer icra mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilir. Şikayet; icra ve iflas dairelerinin icra ve iflas hukukuna aykırı olan işlemlerinin iptali veya düzeltilmesini sağlamak için kabul edilmiş kendine özgü bir kanun yoludur (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı).

İİK'nın 16. maddesinde "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." şeklinde düzenlenmiştir. Kural; şikayete konu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük süreye tabi olmasıdır. Bu kuralın (süreye tâbi şikayetin) iki önemli istisnası vardır:

1-İİK'nın 16/2. maddesi gereğince "Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman (süresiz) şikayet olunabilir." Bu hükmün amacı ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır.

2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna başvurulabilir. Anılan ilke doktrinde bu şekilde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Şikayet, ihalenin feshi istemidir.

İİK'nın 114/3. bendinde; "Gösterilecek teminatın teminat mektubu olması hâlinde, artırmaya katılacakların, en geç artırma süresinin bitiminden önceki iş günü mesai bitimine kadar satışa konu mahcuzun kıymetinin yüzde onunu karşılayacak tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubunu, satışı yapan icra dairesine tevdi etmelerinin zorunlu olduğu."

İcra ve İflas Kanunu Uyarınca Elektronik Ortamda Yapılacak Satışların Usulü Hakkında Yönetmeliğin 6/c bendinde; "Gösterilecek teminatın, teminat mektubu olması hâlinde, artırmaya katılacaklar veya ilgili banka tarafindan, en geç artırma süresinin bitiminden önceki iş günü mesai bitimine kadar satışa konu mahcuzun muhammen kıymetinin yüzde onunu karşılayacak tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubunun, satışı yapan icra dairesine elden veya sistem altyapısı oluşturulduğu takdirde elektronik olarak tevdi edilmesinin zorunlu olduğu." şeklinde düzenlenmiştir.

Tüm dosya değerlendirildiğinde; şikayetçinin 17.07.2024 tarihli ihaleye katılabilmek için gereken teminat mektubunu 04.07.2024 tarihinde İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemeleri Satış Memurluğuna sunduğu, davalı/hissedarlar vekilinin itirazı ile satış memuru tarafindan teminat mektubunun "geçici" olduğu gerekçesiyle şikayetçinin ihale dışı bırakıldığı görülmüş olup, şikayetçi tarafından sunulan 01.07.2024 tarihli 542543 numaralı T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'den alınan teminat mektubu kesin ve süresiz olmadığı için geçerli bir teminat mektubu olarak kabulü mümkün değildir. Yukarıdaki mevzuat hükümleri dikkate alındığında teminatın niteliği ve sunulma süresi bellidir. Dolayısıyla şikayetçinin usulüne uygun (kesin) olmayan teminat mektubuyla ihaleye katıldığı hususu ihale esnasında satış memurluğunca tespit edildiğinden, bu gerekçeyle şikayetçinin ihaleden çıkartılması işlemi de usul ve yasaya uygundur.

Yukarıda belirtilen nedenlerle; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, özellikle İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanmasına karar verilmesi gerekirken, Dairemizin sayın çoğunluğunun bozma yönündeki görüşüne katılamıyorum.09.10.2025