T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2023/2154 E., 2023/6569 K.

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1643 E., 2022/2100 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/791 E., 2022/457 K.

Taraflar arasındaki aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması, tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın davalı eş adına tesciline karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davaya konu adreste bulunan aile apartmanının 4 nolu dairesinde eşi ... ve çocukları ile birlikte 40 yıldan fazla süredir aile konutu olarak ikamet ettiklerini, aynı binanın diğer dairelerinde de kayın validesi, kayın biraderi ve görümcesinin aileleriyle birlikte oturduğunu, ...'ün sahibi olduğu şirket için davalı... Bankasından davacının onayı olmaksızın bir veya birden fazla kredi çekildiğini, davalı ...'in de davacının onayı olmaksızın bu kredi işlemine karşılık binada bulunan hissesine ipotek tesis ettiğini, devamında kredi borçlusu şirketin krediyi ödeyememesi üzerine davalı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını bunun sonucunda da icra aracılığı ile söz konusu taşınmazı alacağa mahsuben bankanın satın aldığını ve tapuda adına tescil ettirildiğini, davalı bankanın icra takibi üzerine davacının oturduğu daireye İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2012/21983 Esas sayılı dosyasına istinaden 09.10.2017 tarihinde tahliye emri gönderildiğini, davacının bu olay üzerine eşinin ipotek işlemlerinden haberdar olduğunu, yapılan tüm işlemlerin asıl sebebi olan ipoteğin davacının onayı alınmaksızın yapıldığından ötürü geçersiz olduğunu, davacının satışa rızasının olmadığını, taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla tedbir konulmasına, ipoteğin kaldırılarak tapu devir ve tescil işlemlerinin iptaline, taşınmazın davacı ve ailesi adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

2. Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, ... Yapı Şirketinin doğmuş, doğacak borçlarının teminatını oluşturmak üzere birinci derecede 800.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiğini, borçlulara yasal ihtaratlar yapıldığını, borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, takip neticesinde 10.04.2014 tarihinde yapılan açık arttırmada 427.000,00 TL bedelle bankaya ihale edildiğini, bu konuda ihalenin feshi davası açıldığını, reddedilerek kesinleştiğini, İİK 134.madde gereğince taşınmazın mülkiyetinin bankaya geçmiş olduğunu, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, davacının kötü niyetli olup davalı olarak gösterdiği eşiyle hareket ettiğini, ipotek konulmasının üzerinden 14 yıl, icra takibinin başlatılmasından itibaren ise 6 yıl geçtiğini, dava açmaktaki amacın bankanın alacağını engellemek olduğunu, ... Yapı Şirketinin aile şirketi olup yapılan işlemlerden davacının haberdar olmamasının mümkün olmadığını, eşlerin iyi niyetli olmadıklarını, taşınmazın arsa vasfında olup ipotek tesisi sırasında aile konutu olabileceğini davacı bankanın bilebilecek durumda olmadığını, tapu siciline güven ilkesi sonucu iyiniyetli olarak ipotek tesis edip kredi kullandırdığını, bankanın iyiniyetinin korunması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 13.12.2018 tarih ve 2017/1061 Esas, 2018/1045 Karar sayılı kararı ile sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 26.10.2021 tarih ve 2019/956 Esas, 2021/1706 Karar sayılı kararı ile dava harçlarının kamu düzeninden olduğu, tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkin davalar nispi harca tabi olduğu, taşınmazın değeri üzerinden nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamayacağı, nispi peşin harç noksanlığının tamamlattırılması, tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi, tamamlanmaması halinde 490 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, harç eksikliği tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi yasaya aykırı olduğu; kabule göre de dosya kapsamında davaya konu taşınmaz son durumunu gösterir tapu kaydı ve ipotek akit tablolarının getirtilmediği görülmekle hataya değinilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davacının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmaz nedeniyle İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/155 Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davasının taraflarının aynı olmadığı, bekletici mesele yapılması talebinin reddine karar verildiği; dava konusu taşınmazın 25.05.2000 yılında tam hisse ile satış yoluyla 3181 yevmiye ile edinilmiş olduğu, taşınmazın davalı ... adına olup, taşınmaz üzerine davalı ... tarafından 23.07.2004 tarih, 7992 yevmiye nolu ve 08.05.2006 tarih ve 8704 yemiye nolu resmi senet akit tablosu ile davalı ... Bankası adına ipotek tesis edildiği, ipotek esnasında taşınmazın arsa vasfında olduğu, arsa üzerinde muhkim bir bina bulunduğu, ekspertiz keşfi ve incelemesi yapıldığı, tapuda arsa olan taşınmazda bina olduğunun tespit edildiği, davalı bankanın taşınmazda bina olduğundan ve tarafların bu binada oturduklarından haberdar olduğu, mahkememizce yapılan keşifte binada davacı ve ailesinin oturduğu ve aile konutu olarak kullanıldığının tespit edildiği, ipotek tesisi işlemi sırasında davacının açık onayı alınmadığı davalı ... tarafından ... Yapı Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. borçlarının teminatını oluşturmak üzere konulan ipoteğin kaldırılmasına, dava konusu taşınmazın davalı ... Bankası A.Ş. adına olan tapu kaydının iptali ile önceki malik davalı eş ... adına tesciline, karar vermek gerektiği hususunda tam bir vicdani kanaate varıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, İstanbul ili ... parsel sayılı olup ... adresinde bulunan taşınmaz üzerine davalı... Bankası tarafından Ümraniye 2. Bölge Tapu Müdürlüğü 23.07.2004 tarih 7992 yevmiye nolu ve 08.05.2006 tarih 8704 yevmiye nolu resmi senet akit tablosu ile davalı ... tarafından ... Yapı Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. borçlarının teminatını oluşturmak üzere konulan ipoteğin kaldırılmasına, dava konusu taşınmazın davalı ... Bankası A.Ş. adına olan tapu kaydının iptali ile önceki malik davalı eş ... adına tesciline, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle;ipotek işlemi üzerinden çok uzun süre geçtiğini, tapuya güvenerek bankanın işlem yaptığını, tapu kayıtlarında arsa vasfında olduğunu ve aile konutu şerhinin bulunmadığını, icra takibinin durdurulması için çeşitli davaların açıldığını ve reddedildiğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın eski tapusunun ve ipotek akit tablosunun incelenmesinde davalı ...'in taşınmazda 29/64 hissesi olduğu, ipoteğin kaldırılması talebi taşınmaz dava tarihinden önce ihale yoluyla satıldığı, bu nedenle ipoteğin kalkmış olduğu, ipoteğin kaldırılması talebi yönünden talebin reddine karar verilmesinin gerektiği; ipotek tesis tarihinde taşınmazın aile konutu olduğunun sabit olduğu, dava konusu gayrimenkul üzerine davacı eşin rızası alınmadan davalı ... nedeniyle konulan ipotek işleminin bu nedenle ipotek tarihi itibari ile geçersiz olduğu ve iptali gerektiği; ipoteğin geçersiz olması nedeniyle sonraki işlemlerin de hukuken geçerli olmadığının kabulünün gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ipoteğin kaldırılması talebinin reddine; tapu iptali tescil davasının kabulü ile ... parselde kayıtlı arsa vasıflı, davacı ve eşi tarafından aile konutu olarak kullanılan "..." adresine ait keşifte 1006 ada 27 parsel 3 nolu daire olarak tespit edilen taşınmazın aile konutu olması nedeniyle davalı ... hissesi dikkate alınarak 29/64 payının davalı banka adına olan tapu kaydının iptali ile 29/64 hissesinin davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; davalı banka vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; bekletici mesele yapılması gerekirken talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu; dava konusu taşınmazın aynı olduğunu ve birbirini etkileyeceğini, taşınmazın tapu kaydında arsa vasfında olduğunu, üzerine kaçak olarak bina inşaa edilmiş olmasının ve bunun aile konutu olduğunu bilmesinin bankadan beklenemeyeceğini, aynı evde yıllardır birlikte yaşayan ailenin, aile şirketi nedeniyle işlemlerinden haberdar olmadığının kabulünün mümkün olmadığını, Yargıtay’ın bir çok kararında bu durumda eşlerin birlikte hareket ederek kötü niyetli olarak dava açtığının kabul edildiği kararlarının olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aile konutu nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında, eşlerin birlikte hareket edip etmediği ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 2 üncü maddesi, 194 üncü maddesi, 4721 sayılı Kanun’un 1023 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2023/951 E., 2023/6441 K.

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/749 E., 2022/1597 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/1169 E., 2019/476 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı eşin, davacının rızası ve izni olmadan ortak aile konutunu davalı şirket lehine ipotek ettirdiğini, bu durumdan satış ilanı ile haberdar olunduğunu bildirerek, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, Bursa 7. İcra Müdürlüğü'nün 2016/5043 Talimat numaralı dosyasında taşınmazın satışının teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle: ipotek tesis edildiği anda davacı eşin rızasının olduğunu, ipoteğin borçlusunun davalı ...'ya icra dosyasında tebligat çıkartıldığını, tebligatın davacı eşe 27.10.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ mazbatasında imzası olduğunu, ipotekten haberdar olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ipotek tesisine ilişkin işlemden önce taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığı, buna göre, davalı şirketin ipoteğe ilişkin kazanımı iyiniyetli olması halinde korunacağı, davacı tarafın, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu gösteren bir delil sunamadığını, lehine ipotek tesis edilen davalı şirketin kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığını, tapuya güven ilkesini esas alan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1023 üncü maddesi koşulları işlem tarafı olan davalı şirket lehine gerçekleştiği, toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın kabulü koşullarının oluştuğunu belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı ile aile konutu olan dava konusu taşınmazın, davacı kadın eşin rızası olmaksızın davalı erkek eş tarafından borcuna karşılık olarak diğer davalı şirket lehine ipotek tesis ettirildiği, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek nedeniyle başlatılan icra dosyasındaki satışın durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, ... nolu bağımsız bölümde davalı ... adına tapuya kayıtlı, konut vasıflı taşınmazın tapu kaydı üzerine 06.11.2009 tarih ve 14627 yevmiye numarası ile ... Yapı Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş. lehine 150.000,00TL'lik borcuna karşılık olarak konulmuş olan ipoteğin kaldırılmasına, Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2016/13487 Esas sayılı icra dosyasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi dosyası ve Bursa 7. İcra Müdürlüğünün 2016/5043 Talimat nolu icra dosyasındaki, dava konusu taşınmazın satışının durdurulmasına karar kesinleşinceye kadar tedbiren satışın durdurularak uygulanmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Şirket vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, müvekkili şirketin iyi niyetli olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, satışın durdurulmasına karar verilmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının hükmün tamamı yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması davası olup, uyuşmazlık taşınmazların aile konutu vasfında olup olmadığı, davacı tarafın taşınmaza ipotek konulması sırasında rızasının alınıp alınmadığı, eldeki davada ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde satışın durdurulmasına karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 2 nci, 6 ncı, 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı şirket vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2023/766 E., 2023/6087 K.

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2883 E., 2022/3101 K.

...

...

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ünye Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/650 E., 2022/282 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve husumet, yargılama gideri ve harçları yönünden eksikliklerin tamamlanması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; eşi ... adına ... parsel, 14 bağımsız bölüm, 2 inci katta konutlarının olduğunu, aile konutu olan daireyi rızasını almadan 29.03.2019 tarihinde davalı ...'na sattığını bu sebeple ... parsel 14 bağımsız bölüm kat 2 de tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kaydı iptal edilerek ... adına aile konutu şerhi konulmak suretiyle tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iyi niyetli olduğunu ve diğer davalı ... arasında "Konut Satışı Ön Sözleşmesi" imzalandığını, bu sözleşmeye göre; taşınmazın 130.000,00 TL bedelle satılması konusunda tarafların anlaştığını, müvekkilinin diğer davalı ... ile ilk defa taşınmaz satışı konusunda görüşmeler esnasında tanıştığını, müvekkilinin davaya konu olay açısından iyi niyetli 3.kişi konumunda olduğunu ve taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, Mahkeme tarafından ihtiyati tedbir konulmasının müvekkilinin mülkiyet hakkını zedelediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 02.03.2021 tarih, 2020/70 Esas, 2021/168 Karar sayılı kararı ile davacı eşin taşınmazın devrine açık rızası bulunmadığı o halde eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansız olduğu gerçekleşen bu durum karşısında dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu tanık beyanları,kolluk tarafından tanzim edilen tutanak nezninde ve yapılan keşifle anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile ... parsel sayılı taşınmazın Fen Bilirkişisi ...'in 20/01/2020 havale tarihli rapor ve ekindeki krokide A harfi ile gösterilen 4/82 arsa paylı,mesken niteliğindeki 2. Kat 14 no'lu bağımsız bölümün dahili davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacının eşi ... adına tapuya kayıt ve tesciline ve bu bölüm üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2021 tarih ve 2021/1855 Esas, 2021/2935 Karar sayılı kararı ile eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğu, adli yardım sadece davacı kadını yargılama sürecinde ilgili harcın ödenmesi yükümlülüğünden kurtaracağından davanın 10.000,00 TL üzerinden davanın görülerek yargılama gideri ve harçların da bu bedel üzerinden değerlendirilmesinin de hatalı olduğu, bu itibarla davalının istinaf isteminin kabulü ile yukarıda belirtilen eksikliklerin tamamlanarak bir karar verilmesi için kararın tümüyle kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesi, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarında da söz konusu taşınmazda davacı ve ailesinin uzun zamandan beri yaşadıkları yine Ünye İlçe Emniyet Müdürlüğünün 29.07.2019 tarihli araştırma tutanağında taşınmazda davacı ve eşinin ailesi ile ikamet ettiği, 25 yıldır bu adreste ikamet ettikleri şeklinde tutanak tanzim edildiği, dolayısıyla dava konusu edilen taşınmazın aile konutu olduğu, aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlı olduğu, davacı eşin taşınmazın devrine açık rızası bulunmadığı o halde eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansız olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu tanık beyanları,kolluk tarafından tanzim edilen tutanak nezninde ve mahkememizce yapılan keşifle anlaşıldığına göre bu bölümün tapusunun iptali ile davacının talebi doğrultusunda eşi adına tescilini ve bu bölüm üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ...; istinaf dilekçesinde; iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu tapuya güven ilkesi gereği kazanımının korunması gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı ... vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili; iyi niyetli olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla tüm yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aile konutu olduğu iddia edilen ve üçüncü kişiye satışı yapılan taşınmazın aile konutu niteliğinde olup olmadığı, tapu kaydının iptali ve tescil davasının kabulünün doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2022/6978 E., 2023/6293 K.

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/466 E., 2022/712 K.

...

...

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/379 E., 2021/211 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf davalı ... A.Ş. vekilleri ile davalı ... gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Temyiz eden davacı ... vekili Avukat ...'ın mazeret dilekçesi gönderdiği görüldü, dosyasına konuldu. Belgelendirilmeyen usul ve kanuna uygun bulunmayan mazeretin reddine ve evrak üzerinde inceleme yapılmasına 19.12.2023 gününde oy birliği ile karar verildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ... adına kayıtlı ... nolu parselde 48 yüzölçümü 21 bağımsız bölümde kain apartman dairesinin aile konutu olmasına rağmen müvekkilinin açık rızası olmaksızın ipotek tesis edilmiş olduğunu, Kütahya 2. İcra Müdürlüğünün 2016/6386 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi nedeni ile Konya 1. Aile Mahkemesinin 2016/2536 talimat sayılı dosyası ile taşınmaz yönünden satış işlemlerinin başladığını belirterek, taşınmazın aile konutu olması nedeni ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aile konutu olan taşınmaz üzerine ipotek konulmasına muvafakat verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2018 tarihli ve 2017/239 Esas, 2018/156 Karar sayılı ilamı ile; dosya kapsamına getirtilen, ... ait kredi belgelerinin incelenmesi ile, davaya konu aile konutunun ipotek verilmesine 05.10.2015 tarihinde davacının muvafakat verdiğinin ve söz konusu belgenin altına imza attığının görüldüğü, davacının duruşmada alınan beyanında muvafakatnamenin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu fakat başka bir ev için ipotek verdiğini düşündüğünü belirttiği, muvafakatnamede aile konutu ve ipoteğe muvafakat ibaresinin açıkça yer aldığı, her kişinin attığı imzadan sorumluluğunun bulunduğu, dosya kapsamına getirtilen Kütahya 2. İcra Dairesinin 2016/6386 Esas sayılı takip dosyası ile genel kredi sözleşmesinin zamanında ödenmemesi dolayısıyla ipotekli taşınmaz üzerinde takip başlatıldığı, aile konutunun ipotek konulmasına davacının açık rızasının bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 26.02.2020 tarih ve 2018/1351 Esas, 2020/366 Karar sayılı kararı ile; davacının dava dilekçesi ile aile konutu olarak kullanıldığını iddia ettiği taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğu, davanın, davacının yatırdığı maktu harçla görüldüğü, dosyanın yapılan incelemesinde dava konusu taşınmaz üzerinde davacının talebi ile 24.12.2015 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu, 06.10.2015 tarihinde ise davalı banka lehine 460.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiği, ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istemlerin nispi harca tabi olduğu, davanın değeri ipotek miktarı olduğundan, bu bedel üzerinden nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemlerin yapılamayacağı, bu kapsamda davacıya nispi harcı tamamlaması için süre verilmesi, harç noksanlığı giderildiği takdirde talebin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi, harç eksikliğinin tamamlanmaması halinde Harçlar Kanunu'nun 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, harç eksikliği tamamlanmadan yargılamaya devam edilip, işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıktaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına getirtilen, ... Bankasına ait kredi belgelerinin incelenmesi ile, davaya konu aile konutunun ipotek verilmesine 05.10.2015 tarihinde davacının muvafakat verdiğinin ve söz konusu belgenin altına imza attığının görüldüğü, davacının duruşmada alınan beyanında muvafakatnamenin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu fakat başka bir ev için ipotek verdiğini düşündüğünü belirttiği, muvafakatnamede aile konutu ve ipoteğe muvafakat ibaresinin açıkça yer aldığı, her kişinin attığı imzadan sorumluluğunun bulunduğu, dosya kapsamına getirtilen Kütahya 2. İcra Dairesinin 2016/6386 Esas sayılı takip dosyası ile genel kredi sözleşmesinin zamanında ödenmemesi dolayısıyla ipotekli taşınmaz üzerinde takip başlatıldığı, aile konutunun ipotek konulmasına davacının açık rızasının bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, "... nolu parselde 48 yüzölçümü 21 bağımsız bölüme" ilişkin düzenlenen eş muvafakatnamesindeki imzanın davacıya ait olduğunun davacı tarafça kabul edildiği, muvafakatnamenin matbu yazılı kısımların içeriğinde de " aile konutu" ibaresinin bulunduğu, bu durumda aile konutu olan taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmesine ilişkin işlemde davacı eşin açık ve geçerli şekilde rızası bulunduğu ve inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2022/9121 E., 2023/6292 K.

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2446 E., 2022/972 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/157 E., 2019/572 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Başka gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ... ile evli olduğunu, davalı eş adına kayıtlı olan ve aile konutu olarak kullanılan İstanbul ili ... Parsel 3 No'lu bağımsız bölümü davacının rızası ve haberi olmaksızın ... 'na ipotek ettirdiğini, ipotek sebebiyle İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğü'nün 2017/17795 Esas sayılı dosyası ile Beykoz İcra Müdürlüğü'nün 2017/1649 Talimat No'lu dosyasında 06.03.2018 tarihinde cebri icra yoluyla satılacağını, taşınmaz kaydında her ne kadar aile konutu şerhi bulunmamakta ise de, davalı bankanın, eksperler vasıtası ile kıymet takdiri yaptırırken bu gayrimenkulün aile konutu olarak özgülendiğini bilebilecek durumda olduğunu, davalı bankanın kötü niyetli değil ise de basiretli bir tacir gibi davranmadığını, gayrimenkulün aile konutu olarak kullanıldığını bilebilecek durumda olan davalı bankanın, davacının muvafakatini almadan tesis etmiş olduğu ipoteğin fekki gerektiğini belirterek ... No'lu bağımsız bölümün tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına, davalı ...A.O. lehine konulmuş ipoteğin kaldırılmasına, tedbiren satışın durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Banka'nın ... Şubesi ile dava dışı ... arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi teminatı olarak da davalı ... adına kayıtlı ... parsel nolu taşınmazın 770.000,00 TL bedelle davalı bankaya ipotek verildiğini, kredi sözleşmesi gereği kullandırılan kredi taksitlerinin geri ödemesi yapılmayınca hesap kat edilerek kanuni takip işlemlerine başlandığını, dava konusu taşınmaz ile ilgili başlatılan icra işlemleri neticesinde taşınmazın 06.03.2018 tarihinde Beykoz İcra Müdürlüğü’nün 2017/1649 Talimat sayılı dosyasından satışı yapıldığını, satışın yapıldığı gün taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi işlendiğini, davalı bankanın kredi kullanım aşamasında davacı ...’dan taşınmaz tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmamasına rağmen "eş rıza belgesi" aldığını, söz konusu belgenin bir sureti dilekçe ekinde olup aslının Beykoz Tapu Müdürlüğü dosyasında muhafaza edildiğini, eş rızasının bulunması halinde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mevcut durumda taşınmazın icra satışının yapılmış olması hususu da göz önüne alınarak tedbir kararı verilmeden ilk celse davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dilekçe ekinde sunulan eş rıza belgesinde görüleceği üzere eşin açık rızasının mevcut olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere bir an için dahi eşin rızasının olmadığı düşünülse bile, tapu kaydında aile konutu şerhinin olmaması nedeniyle iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olan bankanın hukuken iyiniyetinin korunması gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın aile kontu olduğu, ipotek evrakları arasında bulunan ve aslı getirtilip davacıya gösterilen muvafakatname ile ilgili olarak davacı vekilinin 04.03.2019 tarihli UYAP üzerinden gönderdiği dilekçede imzanın davacıya ait olmadığını ve imza incelemesi talep ettiklerini belirtmiş ise de, 04.03.2019 tarihli celsede müvekkilin imzayı başka bir hususa dair attığını, bilerek böyle muvafakat vermesinin mümkün olmadığını, irade sakatlığına uğradığını belirttiği, davacının da vekilinin beyanını tekrarladığı, bu şekilde imzanın kabul edildiği, muvafakatname içeriğinde muvafakatın dava konusu ipotekle ilgili olduğu açıkça belli olması karşısında davacının irade fesadı iddiasının kabul edilemeyeceği, tanık beyanlarından da davacının bir banka kredisi konusunun farkında olduğunun ve lehine ipotek verilen ... 'nun da davacının muvafakatnameyi imzaladığı sırada yanlarında olduğunun açık olduğu, okumadan ya da açığa atılan imzanın sorumluluğunun da davacıya ait olacağı nazara alınarak davacının açık muvafakati olduğu kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı bankanın ipotek işlemi sırasında eş rızasına ilişkin muvafakatnameyi aldığı, tapu işlemi sırasında da tapuya ibraz ettiği, davacı kadının yargılama sırasında imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği, sonraki aşamalarda iradesinin sakata uğratıldığını, eşinin toplu evrak imzalattığını, kendisinin okumadan imzaladığını, irade sakatlığı olduğunu savunduğu, dosya kapsamında toplanan deliller dikkate alındığında davacı kadının banka tarafından sunulan muvafakatnameyi iradesi sakatlanarak imzaladığı hususu kanıtlanamadığına göre muvafakatname içeriği de dikkate alındığında banka tarafından aile konutu niteliğinde bulunan taşınmaza konulan ipotek işlemine davacı kadının açık rızasının bulunduğunun kabulü gerektiği gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya verilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2023/2100 E., 2023/6517 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1502 E., 2023/20 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/9 E., 2022/132 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aile konutu niteliğindeki ... Sitesi zemin kat 2 nolu dairenin rıza dışı devrinin yapıldığını belirterek, taşınmazın tapu iptalini ve davalı eş adına tescilini, tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu, internette ilan olduğunu ayrıca sitenin duvarında satılık ilanı bulunduğunu, taşınmazın satışını davacının bildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 15.09.2020 tarih ve 2019/191 Esas, 2020/398 Karar sayılı kararı ile açılan davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın satımına ilişkin yapılan 09.01.2018 tarihli işlemin ve bu işleme dayanan tapu tescil işleminin iptali ile dava konusu taşınmazın davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarih ve 2021/1041 Esas, 2021/2282 Karar sayılı kararı ile davacının, aile konutu şerhi konulması davasının dinlenilebilmesi için, tapu iptal tescil davasının kesinleşmesi gerektiği, aksi takdirde aile konutu şerhi konulması davasının incelenmesi hukuken mümkün olmadığı, o halde aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın, tapu iptali ve tescil davasından tefrik edilip, ayrı bir esasa kaydedilmesi, tapu iptali ve tescil dosyasının bekletici mesele yapılıp, sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile kararın sair yönler incelenmeksizin kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın, aile konutu olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, davacı taşınmazın rızası dışında davalı eş tarafından devredildiğini iddia etmekte, davalı ... ise taşınmazın davacının rızasıyla devredildiğini savunduğu, davalı eş dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı lehine satış işlemi tesis ettiği yapılan yargılama ve toplanan delillerle bu işlem şırasında davacı eşin açık rızasının alındığı ispatlanamadığı, eşin “açık rızası” alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere “geçerli olduğunun” kabul edilemeyeceği, davacının taşınmazı satın almaya gelenlere evi göstermesinin rızası olduğu anlamına gelmeyeceği gerekçesi ile davacının davasının kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacının aile konutu şerhi konulması davası tefrik edilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... vekili tarafından aleyhe hükmedilen davanın kabulüne yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili; davacının taşınmaz satışına rızası olduğunu belirterek, tüm yönlerden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; davacı ile davalı ...'nin evli oldukları davaya konu taşınmazın tarafların aile konutu olduğu, davalı ...'nın tanıklarının anlatımlarından davalı ... ve yakınlarının yargılamaya konu ev satın alınmadan önce evi görmeye geldikleri, davacı kadının evi bizzat gezdirip, konu evin küçüklüğü nedeni ile daha büyük bir eve geçmek için evi satmak istediklerini belirttiği, davacı ile davalı eş ...'nin ortak karar ile taşınmazı davalı ...'a sattıklarının ve davacının evin satılmasında açık rızasının olduğunun kabulünün gerektiği, kadının açık rızasının varlığına işaret eden davranışlar sergileyip daha sonra eldeki davayı açmasının iyi niyetle bağdaşmayacağı, iyi niyetli olmayan davranışı hukukun himaye etmeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalı ...'ın istinaf talebinin kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; taşınmazın devrinde davacının rızasının olmadığı, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Davacı tarafından 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine dayalı olarak açılan tapu iptal tescil davasında davanın kabulünün doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 2 nci, 6 ncı ve 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2023/1302 E., 2023/5973 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/406 E., 2022/1824 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/368 E., 2021/274 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aile konutu olan ... ve Harmanlara giden ... nolu bağımsız bölüm üzerine davacı kadının bilgisi olmadan davalı banka lehine ipotek konulduğu, TMK 194 üncü madde gereğince ipoteğin geçersiz olduğunu, davacı kadının okuma yazması olmayıp imza dahi atamadığını, açık ve yazılı muvafakati olmadan yapılan ipotek işleminin geçersiz olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı vekili 18.04.2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; tapu kaydında aile konutu şerhinin olmamasının önemi olmadığını, önemli olanın bankanın kötü niyetli davranmış olması olduğunu, kadının okuma yazmasının olmadığını, parmak bastığını, vekâletnamede de belli olduğunu, bu nedenle 13.05.2016 tarihli belgedeki imzanın davacı kadına ait olmadığını, imzaya itiraz ettiklerini, okuma yazmasının olmadığını, bankaya giderek herhangi bir muvafakatnameye parmak basmadıklarını belirterek taleplerini yinelemiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davalı ...'in çektiği kredi borcu nedeniyle ipotek konulduğunu, taşınmaz üzerinde ipotek sırasında aile konutu şerhi olmadığını, davacının kredi çekildiği ve ipotekten haberi olduğu halde icra satış gününe kadar dava açmadığını, ipotek bedelinin 300.000,00 TL olup harç eksiğinin tamamlatılması gerektiğini, kadının 13.05.2016 tarihli yazılı muvafakatinin olduğunu, kötü niyetli olarak dava açtıklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ...'nun bu krediye davalının da eşi sıfatıyla gayrimenkul Malikinin eşinden alınacak muvafakatnameyi imzaladığı, borcun ödenmemesi üzerine alacaklı davalı bankanın davalı ... adına ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı, taşınmazın üzerine konulan ipoteğin bilgisi ve rızası dışında konulduğunu, okuma yazması bulunmadığını iddia etmesi üzerine dinlenen tanık anlatımları davacının okuma yazmasının olduğunun anlaşıldığı, davacının bankaya gidip imza atmadığını beyan ettiği, her ne kadar davacı tarafından bankaya gidilerek imza atmadığı iddia edilmişse de iddiası her türlü şüpheden uzak deliller ile ispatlanamadığı, davacının imza örnekleri usulune uygun alınarak gralofog bilirkişiye sevk edilmiş; bilirkişi imza incelemesi sonucu muvafakatnamedeki imza örneklerinin davacının eli ürünü olduğu ipotek tesisi işleminin usulüne uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine, taşınmaz üzerine konan ihtiyati tedbirin ve icra dosyasında satışın durdurulması yönündeki tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bankaya ait kamera kayıtlarının celbi ve çözümü neticesinde de davacının davalı bankaya gitmediğinin tespiti talep edilmişse de anılı delil talebinin dikkate alınmadığını, delillerin toplanılmadığını, söz konusu muvafakatnamenin hüküm ve sonuçları anlatılmadığını, muvafakatnamenin alınması gereken tarihlerde müvekkilin okuma yazması yok derecesinde olduğunu, imzanın alındığı tarih itibariyle okuma yazması olmayan kadının banka dışında ne şekilde alındığı belli olmayan, hüküm ve sonuçları anlatılmaksızın alınan muvafakatnamenin hukuken sonuç doğurmayacağını ileri sürerek kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller, grafoloji bilirkişi raporu, yine davacı kadının duruşmadaki imzalı beyanı dikkate alındığında davacı kadının, davalı eşi tarafından diğer davalı bankadan çekilen kredi karşılığında tarafların aile konutu olan taşınmaza ipotek konulmasına ilişkin 13.05.2016 tarihli eş muvafakatnamesi ile yazılı ve açık olarak muvafakat ettiği, imza incelemesinde de muvafakatnamedeki imzanın davacı kadına ait olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrarlamakla birlikte, ileri sürdükleri delillerin toplanmadığını, ne şekilde alındığı belli olmayan muvafakatnamede ipoteğin sonuçlarının açıklanmadığı dolayısıyla geçerli bir rıza formu olmayacağını, delillerinin toplanmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ipoteğin kaldırılması davasında, ipoteğe muvafakat belgesinde yapılan işlemin sonuçlarının belirtilmesinin gerekip gerekmediği, banka tarafından sunulan eş muvafakatnamesinin usulüne uygun olup olmadığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı ile tüm delillerin toplanıp toplanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 2 nci, 6 ncı ve 194 üncü madde, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2023/115 E., 2023/4711 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/360 E., 2022/673 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalılardan Hüseyin ile 2007 yılında evlendiğini, Antalya 6. Aile Mahkemesinin 2014/959 Esas sayılı dosyası üzerinden aralarında derdest boşanma davasının olduğunu, evlilik birliği içerisinde Antalya ili ... ilçesi, ... mah 6914 ada 7 parsel 4 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazı ve aile konutu olan ... mah 1058 sok no: 34/4 Muratpaşa adresinde bulunan taşınmazları aldıklarını, evlilik birliği süresince tarafların aile konutu olarak kullandığı taşınmazın, müvekkilin eşi davalı ... tarafından 15.06.2011 tarihinde diğer davalı olan kayınpederi ...'e tapuda resmi işlem gerçekleştirerek satılmış olarak gösterildiğini, satış işleminin müvekkilin yurtdışında iken yapıldığını, müvekkilin bu satıştan çok sonraları haberi olduğunu, davalı eşin müvekkiline vergi ile ilgili sorunları olduğunu bu nedenle tapuda satış işlemi yapıldığını, vergi sorunları halledince taşınmazı yeniden alacağını söylerek müvekkilini kandırdığını, taşınmazı tapuda devr alan davalı ...'in taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini, iyi niyetli olmadığını, taşınmazı alabilecek durumunun da olmadığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi uyarınca taşınmazın tapusunun iptali ile davalı ... adına tescilini, taşınmaza aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı Selahattinin boyacı ve sıvacı ustası olduğunu günlük yevmiyesinin 150,00 TL olduğunu, 13 yaşından beri fiili olarak çalıştığını, bu çalışma yıllarının 9 yılı Ürdün, 3 yılı ise Suudi Arabistan'da geçtiğini, ayrıca Türkiye'de İstanbul, Ankara ve İzmir'de çalıştığını, bu yıllar içindeki çalışmaları sonucunda bir ev bir gecekondu ve 20.000,00 TL değerindeki arabayı almasının çok doğal olduğunu, davalı ...'in Yozgat'taki evini satarak üzerine de para ekleyip dava konusu taşınmazı satın aldığını, davalı ...'in kızının banka hesabında bulunan 34,333,00 TL parayı çekerek taşınmazın alımında kullandığını ancak davalı ...'in parası yetmeyince ve bankadan kredi çıkmaması nedeniyle, davalı ...'in kredi çekmek zorunda kaldığını, taşınmazın tapuda devrinin 15.06.2011 tarihinde yapıldığını, bu tarihte evlilik birliğinin bitme gibi bir ihtimali olmadığını, davacı ve davalının çocuklarının da bu tarihten sonra dünyaya geldiğini, devirden sonra davalılar arasında kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalı ...'in maddî durumu iyi olmadığından kira ödemelerinin düzensiz olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından ekonomik sıkıntı nedeniyle üçüncü kişi olan ...'na 22.04.2015 tarihinde satış yoluyla devredildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 31.03.2016 tarihli, 2015/955 Esas, 2016/298 Karar sayılı ilamı ile davacı tarafından, davalılar hakkında muvazaalı devir ile dava konusu taşınmazın boşandığı eşi Hüseyin tarafından diğer davalı babası ...'e devredildiği, bu taşınmazın aile konutu olduğunu iddia ederek tapu iptali tescil ve taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulması talep edilmiş ise de; dava konusu taşınmazın, eldeki davadan önce 22.04.2015 tarihinde ... isimli kişiye tapuda devredildiği, davalı ...'in davalı sıfatının bulunmadığı, davalı ... hakkındaki davanın da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın, davalı ... yönünden taraf sıfatının bulunmaması, davalı ... yönünden ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 29.03.2018 tarih ve 2016/22995 Esas, 2018/4191 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın 22.04.2015 tarihinde dava dışı ...’na satıldığı, taraf teşkilinin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği, taşınmazı, davalı ...'den satın alan ...’ın da davada taraf olmasının zorunlu olduğu, ...’nun davaya dahil edilmesi ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve eksik inceleme ile yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Mahkemece verilen yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davacının kayınpederi olan ... kredisinin yeterli olmaması sebebiyle oğlu ... adına 09.10.2009 tarihinde tescil edildiği, bu evde davacı ve eşi ...'ın ikamet ettiği, daha sonra davalı ...'a 15.06.2011 tarihinde taşınmazın devredildiği, davalı ...'ın ise 22.04.2015 tarihinde taşınmazı ...'na devrettiği, 02.11.2015 tarihinde ise davacı tarafından eldeki davanın açıldığı, davacı ve davalı ...'in 06.04.2007 tarihinde evlendikleri, 14.04.2021 tarihinde boşandıkları, boşanma davasının 16.12.2014 tarihinde açıldığı, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfının tarafların boşanmaları sebebiyle ortadan kalktığı, davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın 3 üncü kişiye devredildiği, iyi niyetli üçüncü kişinin haklarının korunması gerektiği, taşınmazın edinme şekli de değerlendirildiğinde davacının mal rejimi kapsamında satışı yapılan taşınmazdan hak talebinde bulunabileceği, davalıların davacının katılma alacağını azaltmak kastı ile devir yaptığına dair herhangi bir delilin de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, harç yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin haksız çıkan davacı taraftan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşımazın aile konutu vasfında olduğunu, davalıların danışıklı olarak taşınmazı davalı ... adına tescil ettiğini, sonrasında müvekkili ile davalı arasında boşanma davası açılmasının hemen sonrasında taşınmazın yine danışıklı olarak dahili davalı ... adına tescil edildiğini, davalı ...'ın taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini, bu işlemin eşten mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, devir tarihinde taşınmazın bedelinin rayiç bedelinin çok altında olduğunu, davanın açılmasına sebebiyet verilmediği için yargılama giderlerinin de davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden Mahkeme kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olup olmadığı boşanmayla birlikte aile konutu korumasının eşler yönünden sona erip ermeyeceği ve taşınmazın satışlarının muvazaalı olup olmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücretleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 194 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Dava 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine dayalı aile konutu şerhi konulması ve tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ... ile davalı ... arasındaki evlilik birliği 14.04.2021 tarihinde boşanma ile son bulmuştur. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiş, dava konusuz kalmıştır. Davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2. 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, davanın konusuz kalması sebebiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderinin takdir edilmesi gerekir. Davacı taraf dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğunu, davalı ... ile aralarında boşanma davasının derdest olduğunu, davalıların taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini, danışıklı olarak taşınmazı tapuda önce davalı ...'e, davalı ...'den de diğer davalı ...'a satış yolu ile tescil edildiğini iddia etmiş, davalılardan ... taşınmazın bedelini kendisinin ödediğini, kredi kullanamadığı için taşınmazın önce davalı ... adına tescil edildiğini sonrasında da kendisine devrinin yapıldığını savunmuş, davalı ... ise taşınmazı yatırım amacı ile aldığını ve diğer davalı ... ile aralarında kira ilişkisi olduğunu ileri sürmüştür. Dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, mahallinde icra edilen keşif, tanık anlatımları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ... ile davalı ...'in 2007 yılında evlendiği, dava konusu taşınmazın 09.01.2009 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, taşınmazın tarafların aile konutu olarak kullanılmaya başlandığı, akabinde taşınmazın 15.06.2011 tarihinde diğer davalı ... adına, 22.04.2015 tarihinde ise davalı ... adına satış sureti ile tescil edildiği, buna rağmen eldeki davanın açıldığı 02.11.2015 tarihinde ve sonrasında taşınmazın davacı ... tarafından kullanılmaya devam ettiği, bu kapsamda aile konutu vasfındaki taşınmazın davalı ... tarafından davacının açık rızası alınmadan davalı ...'e yapılan devir işleminin 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine aykırı olduğu, davalı ... tarafından diğer davalı ...'a yapılan devir işleminde de davalı ...'ın iyi niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği nazara alındığında, davacının eldeki davayı açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yararına takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu, davacı aleyhine yargılama harç ve gideri ile vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda (1) ve (2) numaralı paragraflarda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2023/868 E., 2023/6027 K.

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2321 E., 2022/2338 K.

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/923 E., 2022/420 K.

Taraflar arasındaki aile konutundan kaynaklanan kamu haczinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddin karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... parselde kayıtlı bulunan taşınmazın müvekkili ile eşi ...'ın beraber ikamet ettikleri ve ailenin bu güne kadar olan birikimleri ile alınmış aile konutu olduğunu, bu taşınmazın dava dışı müvekkilinin eşi adına kayıtlı olup, davalı kuruma ipotek olarak verildiğini, bu durumun davacı müvekkilinin rızası alınmadan gerçekleştiğini, durumu izah ederek davalı kuruma vermiş oldukları dilekçenin, taşınmazın tapu kaydı üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, taşınmazın, müvekkilinin eşi adına kayıtlı olup, eşin ipotek tesisi sırasında kimliğinde evli olduğu görülerek ve ikamet olarak da aynı adresin gösterildiğinin açık olduğunu, ipotek tesisi sırasında işlem tarafı olmayan eşin açık rızası alınmamış olduğunu iddia ederek taşınmaz üzerinde tesis edilen kamu haczinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle: öncelikle davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğunu, müdürlükleri nezdindeki ... Yapı İnşaat Gıda Turizm Petrol San. Ve Tic. Ltd.Şti. 'ne ait borçların süresinde ödenmemesi sebebiyle borçlu şirket hakkında 6183 sayılı yasadan istinaden icra takibine başlandığını ve üzerindeki gayrimenkul ve araçlara haciz işlemi uygulandığını, şirket borcuna karşılık ...'a ait 25.05.2018 tarih ve 4893803 sayılı dilekçesine istinaden kendi adına kayıtlı olan ve üzerinde herhangi bir şekilde haciz, rehin ve şerh olamayan dava konusu taşınmazı, davalı müvekkiline teminat olarak verdiğini, adres olarak ise "A.... mah. ...Sk. ... Koop. Evleri ... sitesi B Blok kat 2/12 Niğde" adresini beyan ettiğini, verilen teminatın o tarihteki borcu karşıladığından dolayı ... Yapı İnşaat Gıda Turizm Petrol San. ve Tic. Ltd.Şti. Üzerine kayıtlı ... ada 2 parsel ve 953 ada 13 parselde kayıtlı gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin kaldırıldığını, hatta ... yapı şirketi yetkilisi ...'ın babası ... 'ın 28.06.2018 tarih ve 6757303 sayılı dilekçesi ile "... Yapı İnşaat Gıda Turizm Petrol San. ve Tic. Ltd.Şti." üzerine kayıtlı... ve ... plakalı araçlar üzerindeki hacizlerde fazlaya ilişkin olarak kaldırıldığını, eşin rızasının olmadığının beyanının kötü niyetli olduğunu bildirerek öncelikle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini, aksi durumda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 05.04.2021 tarihli ve 2019/745 Esas, 2021/407 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazda davacının hangi tarihten beri oturduğu hususunda kolluk tarafından yapılan araştırmada davacının 2018 yılından beri o adreste ikamet ettiğinin çevreden ve komşulardan yapılan araştırma ile tespit edildiğinin bildirildiği, ...'a yazılan müzekkere cevabında ... tarafından ... mah. ...sok. ... adresindeki elektrik aboneliğinin başlangıcının 09.04.2014 , bitiş tarihinin 07.09.2017 olduğu, bu tarihten 05.11.2018 tarihine kadar aboneliğin olmadığı, 05.11.2018 tarihinde ... adına... mahallesinde yer alan bir adrese abonelik yapıldığının bildirildiği, tanık ...'nun beyanındaki tarafların önceleri oturdukları adres ile ... aboneliği birlikte değerlendirildiğinde ve diğer tanık ...'un tarafların dava konusu taşınmazın inşaatı tam bitmeden taşındıklarına dair beyanı dikkate alındığında davacı adına olan ... aboneliği bittikten sonra, tarafların dava konusu taşınmaza taşınmış olduğu, arada başka bir adrese abonelik olmadığı, ipotek tarihinden önce de tarafların bu adreste oturdukları hususunun ispat edildiği, davacının bu taşınmaza ipotek konulmasına açık bir şekilde muvafakat ettiğine veya izin verdiğine dair dosyaya delil de sunulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, taşınmaz kayıtlarına davalı ... aleyhine Niğde Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 25.05.2018 tarih 4858081 sayılı yazıları ile konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 10.09.2021 tarihli ve 2021/1019 Esas, 2021/1111 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın tapu kaydı celp edilmiş ise de, tapu idaresinden ipotek kaydı ile ilgili dayanak tapu senedini ve belgelerini, ayrıca davalı kurumdan ipoteğin kaynağı kamu alacağı takip dosyasının celp edilmediğini, tapu kaydındaki işlemin kamu haczi gözükmesi nedeniyle, kayıtlar celp edilerek tapudaki şerhin ipotek işlemi mi yoksa haciz işlemimi olup olmadığı araştırmaksızın, davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar kamu haczinin doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle kamu haczi işlemine diğer eşin "Açık rızası" ile yapılabileceği, kolluk tarafından yapılan araştırmada davacının 2018 yılından beri o adreste ikamet ettiğinin çevreden ve komşulardan yapılan araştırma ile tespit edildiğinin bildirildiği, ...'a yazılan müzekkere cevabında ... tarafından ... adresindeki elektrik aboneliğinin başlangıcının 09.04.2014 , bitiş tarihinin 07.09.2017 olduğu, bu tarihten 05.11.2018 tarihine kadar aboneliğin olmadığı, 05.11.2018 tarihinde ... adına... mahallesinde yer alan bir adrese abonelik yapıldığının bildirildiği, tanık ...'nun beyanındaki tarafların önceleri oturdukları adres ile ... aboneliği birlikte değerlendirildiğinde ve diğer tanık ...'un tarafların dava konusu taşınmazın inşaatı tam bitmeden taşındıklarına dair beyanı dikkate alındığında davacı adına olan ... aboneliği bittikten sonra tarafların dava konusu taşınmaza taşınmış olduğu, arada başka bir adrese abonelik olmadığı, kamu haczi tarihinden önce de tarafların bu adreste oturdukları hususunun ispat edildiği, davacının bu taşınmaza kamu haczi konulmasına açık bir şekilde muvafakat ettiğine veya izin verdiğine dair dosyaya delil de sunulmadığı gerekçesi ile davanın kabulü le taşınmaz kayıtlarına davalı ... aleyhine Niğde Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 25.05.2018 tarih 4858081 sayılı yazıları ile konulan kamu haczinin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın kabulü koşullarının oluşmadığını, mahkemenin görevli olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kurum vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının hükmün tamamı yönünden bozulması talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, aile konutu nedeniyle kamu haczinin kaldırılması davası olup, uyuşmazlık taşınmaza kamu haczi konulmasına muvafakat edildiği tarihte, taşınmazın aile konutu olup olmadığı ve taşınmaza konulan kamu haczine dayanak olan muvafakatnameye davacı eşin rızasının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası.

3.Değerlendirme

1.Davacı vekili tarafından, müvekkilinin davalı eşi ... ile birlikte oturdukları taşınmazın aile konutu vasfında olduğu, taşınmazın, üçüncü kişinin borçları nedeni ile müvekkilinin rızası olmadan davalı kuruma teminat gösterildiği, bu muvafakat doğrultusunda konulan kamu haczinin 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi uyarınca geçersiz olduğu iddia edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde tanık beyanları ve ... abonelik kayıtları doğrultusunda davalı ...'ın 6183 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca taşınmazı teminat gösterdiği 24.05.2018 tarihinde taşınmazın aile konutu vasfında olduğu ve davacı eşin açık rızasının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

2.Dosya arasına alınan mernis kayıtlarına göre tarafların dava konusu taşınmaza 26.06.2018 tarihinde taşındıklarını bildirdikleri, kamu haczine esas teminatın verildiği 24.05.2018 tarihinde bu taşınmazda tarafların herhangi bir abonelik kaydının bulunmadığı, 01.10.2020 tarihli celsede dinlenen tanıkların tarafların taşınmaza 1.5-2 yıl önce taşındıklarını beyan ettikleri, emniyet müdürlüğünün cevabi yazısında tarafların taşınmaza 2018 yılında taşındığının bildirildiği, bu kapsamda dava konusu yapılan işlemin yapıldığı tarihte taşınmazın aile konutu olduğu hususunun davacı tarafça usulüne uygun şekilde ispat edilemediği nazara alınarak, davanın reddi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

2. Hukuk Dairesi

2023/1306 E., 2023/5689 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/984 E., 2022/2318 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/705 E., 2022/62 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ile aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Kararın davacı vekili davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekili ve davalı banka vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının gerekçede belirtilen eksiklikler giderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı eşin evli olduklarını, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, davacı eşin açık rızası alınmadan dava konusu taşınmaz üzerine davalı eş tarafından ipotek tesis edildiğini, kadının açık rıza ile ilgili imzasının alınmadığını, imzasının taklit edildiğini, bu hususta savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, konulan ipotek ile ilgili icra takibi başlatıldığını, taşınmaz üzerine konulan ipotek işleminden başlatılan icra takibi ile haberdar olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı kadının, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek ile ilgili açık rızasının alındığını, işbu davanın kötü niyetle açıldığını, hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunmayacağını, ayrıca dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığı ve bankanın iyiniyetli olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...'ya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2019 tarih ve 2017/550 Esas, 2019/592 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın davacı ve ailesi tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, taşınmaz üzerine davalı eş tarafından davalı banka yararına ipotek tesis edildiği ve konulan ipotek işlemine karşı davacı kadının açık rızasının alınmadığı, bu hususun tüm dosya kapsamından anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından yargılama gideri, harç ve vekâlet ücreti yönünden, davalı banka vekili tarafından ise hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 03.12.2021 tarih ve 2019/2312 Esas, 2021/1865 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından ipotek bedeli olan 300.000,00 TL üzerinden nispi harç alınması gerekirken 240.000,00 TL değer üzerinden harç alınmasının doğru olmadığı, 1.024,65 TL eksik harç ikmal edilmeden yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; davacı vekili ve davalı banka vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının gerekçede belirtilen eksiklikler giderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davacı ve ailesi tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, davalı eş tarafından davacı kadının açık rızası alınmadan dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği, her ne kadar davalı banka tarafından davacı kadının açık rızasının alındığı belirtilmişse de alınan raporlar uyarınca açık rızanın alındığına dair belge altındaki imzanın davacı kadının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, davalı bankanın iyiniyet savunmasının dinlenemeyeceği, ipotek işleminin geçerli olmadığı bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulması davası yönünden her ne kadar öncelikle tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu olsa da taşınmaza ipotek konulması sebebiyle böyle bir başvuru zorunluluğunun sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından ve taşınmazın yukarıda belirtildiği üzere aile konutu niteliğinde olması sebebiyle aile konutu şerhi konulması davasının da kabulü ile taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı, davacı kadın tarafından sunulan imzaların karşılaştırmaya elverişli olmadığı, eksik harç ile davaya devam edilmesinin yargılama sırasında ikmal edilmiş olsa dahi hatalı olduğu, taşınmaz üzerine konulan ipotek işleminden kadının bilgi sahibi olduğu, sunulan ıslah dilekçesinde davalı eşin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesi yöndeki talebin bile davacı kadının kötü niyetli olduğunu ispata yarar olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek; davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu, kararın gerekçeden yoksun olduğu ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, usul ve yasaya aykırı olduğu, taşınmaz üzerine konulan ipotek işlemi ile ilgili kadının açık rızasının alındığı ve kadının ipotek işleminden öncesinden bilgi sahibi olduğu, eksik harcın yargılama sırasında ikmal edilmesinin hatalı olduğu, dava açılırken harcın ikmal edilmiş olması gerektiği, davacı kadının kötü niyetli olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olup olmadığı, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişle olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 297 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.